Aman! Ar Damarımız Çatlamasın…
Eğer bu yanlışı yapan biri varsa, kendi nefsi, ya da bir yakını, mü’min onu da kibarca uyarır, kırmadan, dökmeden… Tıpkı Efendimiz (sav) gibi…
Peygamberimiz’in amcası Abbas’ın oğlu Hazreti Fadl anlatır: “Veda Haccı’nda Efendimiz’le aynı deveye binmek şerefine ermiştim. O sırada, genç ve güzel bir hanım yanımıza gelip Allah Resul’üne bazı sorular sordu. Peygamberimiz (sav) o hanıma bakmadan, sorularını cevaplıyordu. Fakat kadının güzelliği benim dikkatimi çekti. Bir delikanlı olarak, dikkatli bir şekilde kadına baktığımı gören Efendimiz, bu davranışımı hiç beğenmedi. Ben kadına bakmayayım diye, başımı eliyle kibarca öbür tarafa çevirdi. Bu dikkatsiz davranışımla Efendimiz’i üzdüğüm için çok pişman olmuştum.”
Efendiler Efendisi’nin mübarek elleri, hala bizim günaha dönmüş başlarımızı, şefkat ve merhametle tutup, bakması gereken yöne çevirmektedir. Hep hayra davet eden Güzeller Güzeli’nin mesajları, hala ter-ü taze olarak, asırlar ötesinden sürekli gelmekte… Ancak, o mesajları alacak derecede aydınlık mı yüreklerimiz, tertemiz mi?
Günahlara bata bata, ar damarı çatlamış ve ruh bekâretini kaybetmiş olanlar için hiçbir mesaj yoktur. Zira, gönül evini iffetsizliklerle karartmış olanlar, ancak şeytani mesajlara açılmış olurlar.
Bu sebeple, bilhassa da bu yaz mevsiminde, gözümüze, kulağımıza filtreler takmalı, sokağa üryan çıkanlara akıl ve iz’an duasında bulunmalı, kalbimizi, aklımızı ve hatta hayalimizi temiz tutmaya çalışmalı, ekranları karartıp kalplerimizi aydınlatmalıyız.
Aman, ar damarı çatlamasın. Manevi varlığımızın fay hattıdır ar damarı. Çatladı mı, tahribatı yaman olur. Yüreğimizin manevi varlığında taş üstünde taş kalmaz. Tedavisi ve telafisi de çok zor olur
_________________
Eğer bu yanlışı yapan biri varsa, kendi nefsi, ya da bir yakını, mü’min onu da kibarca uyarır, kırmadan, dökmeden… Tıpkı Efendimiz (sav) gibi…
Peygamberimiz’in amcası Abbas’ın oğlu Hazreti Fadl anlatır: “Veda Haccı’nda Efendimiz’le aynı deveye binmek şerefine ermiştim. O sırada, genç ve güzel bir hanım yanımıza gelip Allah Resul’üne bazı sorular sordu. Peygamberimiz (sav) o hanıma bakmadan, sorularını cevaplıyordu. Fakat kadının güzelliği benim dikkatimi çekti. Bir delikanlı olarak, dikkatli bir şekilde kadına baktığımı gören Efendimiz, bu davranışımı hiç beğenmedi. Ben kadına bakmayayım diye, başımı eliyle kibarca öbür tarafa çevirdi. Bu dikkatsiz davranışımla Efendimiz’i üzdüğüm için çok pişman olmuştum.”
Efendiler Efendisi’nin mübarek elleri, hala bizim günaha dönmüş başlarımızı, şefkat ve merhametle tutup, bakması gereken yöne çevirmektedir. Hep hayra davet eden Güzeller Güzeli’nin mesajları, hala ter-ü taze olarak, asırlar ötesinden sürekli gelmekte… Ancak, o mesajları alacak derecede aydınlık mı yüreklerimiz, tertemiz mi?
Günahlara bata bata, ar damarı çatlamış ve ruh bekâretini kaybetmiş olanlar için hiçbir mesaj yoktur. Zira, gönül evini iffetsizliklerle karartmış olanlar, ancak şeytani mesajlara açılmış olurlar.
Bu sebeple, bilhassa da bu yaz mevsiminde, gözümüze, kulağımıza filtreler takmalı, sokağa üryan çıkanlara akıl ve iz’an duasında bulunmalı, kalbimizi, aklımızı ve hatta hayalimizi temiz tutmaya çalışmalı, ekranları karartıp kalplerimizi aydınlatmalıyız.
Aman, ar damarı çatlamasın. Manevi varlığımızın fay hattıdır ar damarı. Çatladı mı, tahribatı yaman olur. Yüreğimizin manevi varlığında taş üstünde taş kalmaz. Tedavisi ve telafisi de çok zor olur
_________________
Moderatör tarafında düzenlendi: