Moldova’da yıllarca hizmet etmiş bir öğretmenimizin o bölgede yaşanmış bazı
olaylardan anlattıklarından esinlenilmiştir.
ALO ! ÖĞRETMENİM ÇOCUĞUM İLACINI ALMIYOR !
Öğrencinin ailesine ziyarete gelmek istediklerini bildirirler.
Bu velinin evine ilk defa gidilecekti.Hem öğrencilerinin okuldaki
durumu hakkında ailesine bilgi verilecek,hem de tanışılmış olacaktı.
Nihayet kararlaştırılan gün bugüne kavuşur.Öğretmenler yeni bir
heyecanla öğrencilerinin ailesinin oturduğu eve ziyarete gelirler.Ev sahibi
tarafından
içeri buyur edilirler.Ancak evin içi neredeyse hınca hınç doludur.Ev sahibi
aile,komşularını,arkadaşlarını,akrabalarını da çağırmıştır.Manzara
karşısında
şaşkınlıklarını gizleyemeyen öğretmenlere ev sahibi aile açıklama yapar.”Siz
Türkler ilk defa evimize geliyorsunuz.Bizi döversiniz diye biz de
korkumuzdan
çağırabildiğimiz kadar insanı evimize çağırdık” derler.
Aradan zaman geçer.Bir başka veli bir öğretmeni telefonla
arar.Telefondaki ses, “çocuğumun alması gereken ilacı var,ama bir türlü
çocuğuma bunu kabul
ettiremiyorum,ne olur bir de siz konuşsanız” der.Öğretmen telefona
öğrencisini ister,ona ilacını almasını,annesini üzmemesini
tembihler.Öğretmenini çok
seven,kırmak istemeyen öğrenci tabi ki hemen ilacını alır ve annesini de
üzmemiş olur.Veli bu durumdan çok memnundur.Çocuğunun her an,her
sıkıntısında
öğretmenini gönül rahatlığıyla arayabileceğinden dolayı içi huzur ile
doludur.
Nereden nereye?
Kendilerine okutulan yalan yanlış kitaplardan dolayı Anadolu İnsanı’nı
barbar diye tanımış olan dünya insanının,evindeki çocuğuna ilaç içirebilmek
için Türk Okulu’ndaki öğretmenini arayacak kadar Anadolu İnsanı’nı kendisine
yakın hisseden dünya insanı olmasına bir bakın.”Sizleri ne kadar da yanlış
tanıtmışlar bize” diyen dünya insanı.Türkiye’yi seven bir dünya insanı.
Dünyanın dört bir tarafına serpilmiş okullarımız,müesseselerimiz
olmasaydı,o okullarda,müesseselerde görev aşkıyla yanıp kavrulan hizmet
erlerimiz
olmasaydı nereden bileceklerdi insanımızın civanmertliğini.Nereden
bileceklerdi insanımızın gönlündeki sevgiyi,hoşgörüyü.
İyi ki varsınız.
olaylardan anlattıklarından esinlenilmiştir.
ALO ! ÖĞRETMENİM ÇOCUĞUM İLACINI ALMIYOR !
Öğrencinin ailesine ziyarete gelmek istediklerini bildirirler.
Bu velinin evine ilk defa gidilecekti.Hem öğrencilerinin okuldaki
durumu hakkında ailesine bilgi verilecek,hem de tanışılmış olacaktı.
Nihayet kararlaştırılan gün bugüne kavuşur.Öğretmenler yeni bir
heyecanla öğrencilerinin ailesinin oturduğu eve ziyarete gelirler.Ev sahibi
tarafından
içeri buyur edilirler.Ancak evin içi neredeyse hınca hınç doludur.Ev sahibi
aile,komşularını,arkadaşlarını,akrabalarını da çağırmıştır.Manzara
karşısında
şaşkınlıklarını gizleyemeyen öğretmenlere ev sahibi aile açıklama yapar.”Siz
Türkler ilk defa evimize geliyorsunuz.Bizi döversiniz diye biz de
korkumuzdan
çağırabildiğimiz kadar insanı evimize çağırdık” derler.
Aradan zaman geçer.Bir başka veli bir öğretmeni telefonla
arar.Telefondaki ses, “çocuğumun alması gereken ilacı var,ama bir türlü
çocuğuma bunu kabul
ettiremiyorum,ne olur bir de siz konuşsanız” der.Öğretmen telefona
öğrencisini ister,ona ilacını almasını,annesini üzmemesini
tembihler.Öğretmenini çok
seven,kırmak istemeyen öğrenci tabi ki hemen ilacını alır ve annesini de
üzmemiş olur.Veli bu durumdan çok memnundur.Çocuğunun her an,her
sıkıntısında
öğretmenini gönül rahatlığıyla arayabileceğinden dolayı içi huzur ile
doludur.
Nereden nereye?
Kendilerine okutulan yalan yanlış kitaplardan dolayı Anadolu İnsanı’nı
barbar diye tanımış olan dünya insanının,evindeki çocuğuna ilaç içirebilmek
için Türk Okulu’ndaki öğretmenini arayacak kadar Anadolu İnsanı’nı kendisine
yakın hisseden dünya insanı olmasına bir bakın.”Sizleri ne kadar da yanlış
tanıtmışlar bize” diyen dünya insanı.Türkiye’yi seven bir dünya insanı.
Dünyanın dört bir tarafına serpilmiş okullarımız,müesseselerimiz
olmasaydı,o okullarda,müesseselerde görev aşkıyla yanıp kavrulan hizmet
erlerimiz
olmasaydı nereden bileceklerdi insanımızın civanmertliğini.Nereden
bileceklerdi insanımızın gönlündeki sevgiyi,hoşgörüyü.
İyi ki varsınız.