Allah`ı zikreden kişiyi hor görene Zikrullahı Unuttururuz.
‘’İşte siz onları alaya aldınız. Sonunda onlar ( ile alay etmeniz) size beni zikretmeyi unutturdu. Siz onlara gülüyordunuz.’’ ( Mü’minun Suresi, 110 ).
Bu ayet-i celileyi bilmem izaha ve tekrar etmeye lüzum var mı?
Bir takım evlerde, yani camilerde ALLAH onların rifatlendirilmesine ve içlerinde isminin zikrolunmasına izin verdi. Onlarda sabah akşam ona tesbih ederler. Öyle rical ki, ne alım, ne satım ve ne ticaret onları ALLAH’ı zikirden, namaz kılmaktan, zekât vermekten alı koymaz. ( Nur Suresi, 36,37 )
Bu ayet-i kerimeyi görüp de zikrullah üzerinde yerli ve yersiz ahkâm kesenler, “zikirden kasıt namazdır, oruçtur, zekâttır” diye mana yolunu kesmeye çalışanlar “din-i İslam’ı anlatıyorum emr-i ilahiden bahsediyorum” derken başka bir kastı yoksa Hazret-i Kur’an’daki bu ve buna benzer ayetler karşısında mesuliyet duyamıyorlar mı? Ehl-i zikre, ehl-i aşka karşı zulüm ettiklerini anlayamayacak kadar duygusuz mu bunlar? Yoksa gazab-ı ilahi mührü ile mühürlenmişler mi? ALLAH tarafından lutfedilen manevi bir vazifenin mesuliyetini Rabbımın lutf-ı ihsanı ile idrak edip, zevkle, seve seve taşıyan bu abd-i acizi, bazı hakikat fukarasının gerçekleri tahrifi beni kahrediyor. Yalnız bu abd-i acizi mi? Hayır. Gerçek ehl-i zikri, ehl-i tevhidi, ehl-i tariki, ehl-i hali, hulasa ehl-i mutasavvifini rencide edip, manaya yeteri kadar intibak edemeyen yarım dervişlerin çoklarını sırat-ı müstakimden çıkardıklarını ne zaman anlayacaklar? Sen benim din kardeşimsin. ALLAH’a ve Resulüne inanıyorsun. Hazret-i Kur’an ALLAH kelamı iyi biliyorsun. Öyle ise rıza-i Bari için tefsir-i Kur’an’ı beşeri hislerinle değil, nefsinin tesirinde kalmadan, her branşta ehil kişilerle yap. Yaşadığın zamana mahsus içtihada uygun ayetleri içtihadınızı kullanarak ümmet-i Muhammed’i feraha çıkarın.
Mutasavvıf, Kadiri ve Rufai meşayihi, Galibi piri H.Galip Kuşcuoğlu
‘’İşte siz onları alaya aldınız. Sonunda onlar ( ile alay etmeniz) size beni zikretmeyi unutturdu. Siz onlara gülüyordunuz.’’ ( Mü’minun Suresi, 110 ).
Bu ayet-i celileyi bilmem izaha ve tekrar etmeye lüzum var mı?
Bir takım evlerde, yani camilerde ALLAH onların rifatlendirilmesine ve içlerinde isminin zikrolunmasına izin verdi. Onlarda sabah akşam ona tesbih ederler. Öyle rical ki, ne alım, ne satım ve ne ticaret onları ALLAH’ı zikirden, namaz kılmaktan, zekât vermekten alı koymaz. ( Nur Suresi, 36,37 )
Bu ayet-i kerimeyi görüp de zikrullah üzerinde yerli ve yersiz ahkâm kesenler, “zikirden kasıt namazdır, oruçtur, zekâttır” diye mana yolunu kesmeye çalışanlar “din-i İslam’ı anlatıyorum emr-i ilahiden bahsediyorum” derken başka bir kastı yoksa Hazret-i Kur’an’daki bu ve buna benzer ayetler karşısında mesuliyet duyamıyorlar mı? Ehl-i zikre, ehl-i aşka karşı zulüm ettiklerini anlayamayacak kadar duygusuz mu bunlar? Yoksa gazab-ı ilahi mührü ile mühürlenmişler mi? ALLAH tarafından lutfedilen manevi bir vazifenin mesuliyetini Rabbımın lutf-ı ihsanı ile idrak edip, zevkle, seve seve taşıyan bu abd-i acizi, bazı hakikat fukarasının gerçekleri tahrifi beni kahrediyor. Yalnız bu abd-i acizi mi? Hayır. Gerçek ehl-i zikri, ehl-i tevhidi, ehl-i tariki, ehl-i hali, hulasa ehl-i mutasavvifini rencide edip, manaya yeteri kadar intibak edemeyen yarım dervişlerin çoklarını sırat-ı müstakimden çıkardıklarını ne zaman anlayacaklar? Sen benim din kardeşimsin. ALLAH’a ve Resulüne inanıyorsun. Hazret-i Kur’an ALLAH kelamı iyi biliyorsun. Öyle ise rıza-i Bari için tefsir-i Kur’an’ı beşeri hislerinle değil, nefsinin tesirinde kalmadan, her branşta ehil kişilerle yap. Yaşadığın zamana mahsus içtihada uygun ayetleri içtihadınızı kullanarak ümmet-i Muhammed’i feraha çıkarın.
Mutasavvıf, Kadiri ve Rufai meşayihi, Galibi piri H.Galip Kuşcuoğlu