“Nasihat ederken haktan cayma ve sabırla nasihat et. “-Ayet-i Kerime-
1- İnsan doğru veya yalan hiçbir söz için yemin etmemeli. Bir kul Allah adına yemini terk edince, Allah ona nur kapılarını açar ve insanlar onun peşinden gelmeye başlar. Birde daima doğru söz söyleyenin yemine de bir zaman sonra ihtiyacı kalmaz.
İnsanlar zaten onun doğru söylediğini bildikleri için yeminde istemezler. Böyle bir insana da nur kapıları tabi ki açılacaktır. Çünkü onun sözlerinde başka bir cazibe başka bir çekicilik olacaktır. Buda diğer insanların o insanın peşinden gitmesine yol açar.
2- Bilerek veya bilmeyerek yalandan uzak durur, böyle bir insanın Allah kalbini açacaktır. İlimle nurlandıracaktır. Böylece yalan duyunca ondan hoşlanmayacaktır.Yalan söyleyen kişi için dua edecektir.
3- Hiçbir şekilde verdiği sözü bozmayacaktır.Ama sözü bozmaktansa söz vermemek daha iyidir hayırlıdır.Böyle insana cömertlik ve haya kapısı açılacaktır.
4- Allah’ ın yarattığı hiçbir şeye lanet etmeyecek, diliyle ve eliyle eziyet vermeyecek ve beddua etmeyecektir. Bu eziyete Allah için katlanacaktır. Buradaki eziyet kötülük görüldüğü halde katlanmaya çalıştığı için bir eziyettir. Böyle insana Allah yüksek dereceler bağışlar. Dünya ve ahirette ve insanlar arasında ona saygınlık verir ve onun dualarını kabul eder. Müslüman beddua değil sevmediği insan için bile hayır duası edendir. Zaten aklın yoluda budur. O insan da düzelirse toplum böylece düzelecektir.
5- Kıble ehlinden (müslüman olan) kimseye kafir, müşrik, münafık dememeli. Bunu yapan insan Allah 'ın ilahi rahmet ve rızasına yaklaşır. Bugün müslümanların genel olarak ilahi rahmet ve Allah rızasına ulaşamamalarının bir nedeni de budur. Kendinden olmayana kafir, müşrik veya münafık demek müslümanların genel bir hastalığı haline gelmiştir.
6- O zahirini (dış) ve batınini (içini) günahı görmekten korur. Yalnız bile olsa. Mesela açık filmi seyretmez. Eğer seyrediyor ve rahatsızlık duymuyorsa böyle bir insan bilmelidir ki imanında bir hastalık vardır. Bu insanın yapması gereken bu hastalığın ilacını aramaktır. Böyle yaptığı taktirde bu insanı ahirette büyük mükafat vardır.
7- Allah ‘ın yarattığı büyük,küçük hiç kimseye yük olmayacaktır. Hatta, başkalarının da yükünü hafifletecek veya kaldıracaktır. Böyle kimseye Allah başkalarına muhtaç olmayacak makam verecek ve yakin bereketler nasib edecektir.
8- Tamah etmeyecektir, hırs yapmayacaktır. Böyle insanın tevekkül makamını Allah arttıracaktır.
9- Tevazu sahibi olacaktır. Görüştüğü her kişiyi kendinden daha faziletli kabul edecektir. Biliniz ki tevazu ibadetin özüdür.
Tevazu sahibi görüştüğü kişi kendinden büyükse düşünmedir ki Allah ın lütfuna bakın ki benden önce iyilik etmeye başladı. Küçükse benden daha az günah işledi. Benim halime bak, ne kadar günahkarım.
Görüştüğü kişi cahil ise demeli ki bu kişi kendi cahilliğine göre hesaba çekilecektir, ama ben bile bile yapıyorum , vay halime. Kafir ise bunun İslam üzerine ölmesi mümkündür. Ama benim kafir olarak ölmem de mümkündür.
Bir kul böyle olursa Allah onu belalardan korur, ona rahmet kapısını açar.
Tevazu ibadetin özüdür. Rahmet kapısı da budur.
Bundan daha hayırlı bir şey de yoktur.
Böyle bir insan için Allah ın yarattığı bütün varlıklar eşit olur.
Böyle bir insan birisini azarlarken yersiz azarlamaz.
Çünkü zaten başkasını eleştirmek onun hoşuna gitmez.
10. Allah ın kulları için gıybet felaket ve afettir.
Allah
dilini ve kalbini koruyan kişiye yardımcı
olacaktır.ALINTI
1- İnsan doğru veya yalan hiçbir söz için yemin etmemeli. Bir kul Allah adına yemini terk edince, Allah ona nur kapılarını açar ve insanlar onun peşinden gelmeye başlar. Birde daima doğru söz söyleyenin yemine de bir zaman sonra ihtiyacı kalmaz.
İnsanlar zaten onun doğru söylediğini bildikleri için yeminde istemezler. Böyle bir insana da nur kapıları tabi ki açılacaktır. Çünkü onun sözlerinde başka bir cazibe başka bir çekicilik olacaktır. Buda diğer insanların o insanın peşinden gitmesine yol açar.
2- Bilerek veya bilmeyerek yalandan uzak durur, böyle bir insanın Allah kalbini açacaktır. İlimle nurlandıracaktır. Böylece yalan duyunca ondan hoşlanmayacaktır.Yalan söyleyen kişi için dua edecektir.
3- Hiçbir şekilde verdiği sözü bozmayacaktır.Ama sözü bozmaktansa söz vermemek daha iyidir hayırlıdır.Böyle insana cömertlik ve haya kapısı açılacaktır.
4- Allah’ ın yarattığı hiçbir şeye lanet etmeyecek, diliyle ve eliyle eziyet vermeyecek ve beddua etmeyecektir. Bu eziyete Allah için katlanacaktır. Buradaki eziyet kötülük görüldüğü halde katlanmaya çalıştığı için bir eziyettir. Böyle insana Allah yüksek dereceler bağışlar. Dünya ve ahirette ve insanlar arasında ona saygınlık verir ve onun dualarını kabul eder. Müslüman beddua değil sevmediği insan için bile hayır duası edendir. Zaten aklın yoluda budur. O insan da düzelirse toplum böylece düzelecektir.
5- Kıble ehlinden (müslüman olan) kimseye kafir, müşrik, münafık dememeli. Bunu yapan insan Allah 'ın ilahi rahmet ve rızasına yaklaşır. Bugün müslümanların genel olarak ilahi rahmet ve Allah rızasına ulaşamamalarının bir nedeni de budur. Kendinden olmayana kafir, müşrik veya münafık demek müslümanların genel bir hastalığı haline gelmiştir.
6- O zahirini (dış) ve batınini (içini) günahı görmekten korur. Yalnız bile olsa. Mesela açık filmi seyretmez. Eğer seyrediyor ve rahatsızlık duymuyorsa böyle bir insan bilmelidir ki imanında bir hastalık vardır. Bu insanın yapması gereken bu hastalığın ilacını aramaktır. Böyle yaptığı taktirde bu insanı ahirette büyük mükafat vardır.
7- Allah ‘ın yarattığı büyük,küçük hiç kimseye yük olmayacaktır. Hatta, başkalarının da yükünü hafifletecek veya kaldıracaktır. Böyle kimseye Allah başkalarına muhtaç olmayacak makam verecek ve yakin bereketler nasib edecektir.
8- Tamah etmeyecektir, hırs yapmayacaktır. Böyle insanın tevekkül makamını Allah arttıracaktır.
9- Tevazu sahibi olacaktır. Görüştüğü her kişiyi kendinden daha faziletli kabul edecektir. Biliniz ki tevazu ibadetin özüdür.
Tevazu sahibi görüştüğü kişi kendinden büyükse düşünmedir ki Allah ın lütfuna bakın ki benden önce iyilik etmeye başladı. Küçükse benden daha az günah işledi. Benim halime bak, ne kadar günahkarım.
Görüştüğü kişi cahil ise demeli ki bu kişi kendi cahilliğine göre hesaba çekilecektir, ama ben bile bile yapıyorum , vay halime. Kafir ise bunun İslam üzerine ölmesi mümkündür. Ama benim kafir olarak ölmem de mümkündür.
Bir kul böyle olursa Allah onu belalardan korur, ona rahmet kapısını açar.
Tevazu ibadetin özüdür. Rahmet kapısı da budur.
Bundan daha hayırlı bir şey de yoktur.
Böyle bir insan için Allah ın yarattığı bütün varlıklar eşit olur.
Böyle bir insan birisini azarlarken yersiz azarlamaz.
Çünkü zaten başkasını eleştirmek onun hoşuna gitmez.
10. Allah ın kulları için gıybet felaket ve afettir.
Allah
dilini ve kalbini koruyan kişiye yardımcı
olacaktır.ALINTI