Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

agladigim zaman

  • Konbuyu başlatan Esra Uzun
  • Başlangıç tarihi
E

Esra Uzun

Guest
Agladigim zaman
Derdimin dermanini
Sordum Yagmurlara...
O´da benimle agladi...

Agladigim zaman
Derdimin dermanini
Sordum güne$e
O´da benim gibi yandi...

Agladigim zaman
Derdimin dermanini
Sordum denize
O´da "bende cok dertliyim" dedi...

Cilem oldu cilem oldu...
Seni aramak derdim oldu...
Yokmusudr bu arayi$in sonu...
Beni duyan yokmu...

Agladigim zaman
Derdimin dermanini
Sordum bülbüle
O´da "O"na git" dedi...

"o" kim" diye sordum...
bakti bana garip garip hem sevimli hem dertli...
"o" dedi.
"o" $u yagmuru yagdiran...
"o" $u topraklarin, evrenin, yerin ve gögün sahibi...
"o" inanlarin, hayvanlarin, bitkilerin kisacasi her varligin sahibi...
"o" mahser gününün hakimi...
"O" RAHMAN ve RAHIM olan ALLAH (CC)...
dedi...

Kostum gittim "o"na;
Giiti agladim,
derdimin dermanini sordum;
Ban iki kelime söyledi sadece dünyalara bedel...
" S A B R E T K U L U M "
--------------------
InsaALLAH umarim begenirsiniz kardeslerim!
selam ve dua ile
kardesiniz
 

Goldstone

New member
Katılım
22 Ara 2006
Mesajlar
66
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
İmanın tohumu beş vakit namazdır
İmanın tohumu beş vakit namazdır,
müslümanım diyen, kılsa gerektir.

Namazın lezzetini duyamayanlar,
ruhunu tedavi, etse gerektir.

Bilmek istersen kim, necat bulmayan,
namaza hiç ehemmiyet vermeyen!

Mizan terazide hayrın bulmayan,
ezanı işitip, gelmeyenlerdir.​
 

reyyan

New member
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
1,279
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
44
maşallah arkadaşlar ne güzel
 

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
43
Konum
istanbul
aşk eri

aşk eri

Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir; vah ona
Kim benlikten kurtulursa, bütün benlikler onun olur.
Kendisine dost olmadığı için herkese dost kesilir.





Duy, şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
Kim işitse gözlerinden kan gelir.

Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,
İsterim ben; derdimi dökmem gerek.

Kim uzak tuttuysa yardan canını,
Öyle bekler, öyle vuslat anını.

Her mekanda ağladım, ah eyledim,
Kim ki gördüm, cümleyi dost belledim.

Herkesin zannında dost oldum ama,
Kimse talip olmadı esrarıma.

Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
Aşina ol nura, nerde göz, kulak.

Ten canın aynasıdır, hem can tenin,
Lakin olmaz can gözü her kimsenin.

Aşk ateş olmuş dökülmüştür ney'e,
Cezbesi aşka karışmıştır mey'e.

Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

Mesnevi'den
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
39
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Kimin aşka meyli yoksa, o kanatsız bir kuş gibidir; vah ona
Kim benlikten kurtulursa, bütün benlikler onun olur.
Kendisine dost olmadığı için herkese dost kesilir.





Duy, şikayet etmede her an bu ney,
Anlatır hep ayrılıklardan bu ney.

Der ki feryadım kamışlıktan gelir,
Kim işitse gözlerinden kan gelir.

Ayrılıktan parçalanmış bir yürek,
İsterim ben; derdimi dökmem gerek.

Kim uzak tuttuysa yardan canını,
Öyle bekler, öyle vuslat anını.

Her mekanda ağladım, ah eyledim,
Kim ki gördüm, cümleyi dost belledim.

Herkesin zannında dost oldum ama,
Kimse talip olmadı esrarıma.

Hiç değil feryadıma sırrım uzak,
Aşina ol nura, nerde göz, kulak.

Ten canın aynasıdır, hem can tenin,
Lakin olmaz can gözü her kimsenin.

Aşk ateş olmuş dökülmüştür ney'e,
Cezbesi aşka karışmıştır mey'e.

Yardan ayrı dostu ney dost kıldı hem,
Perdesinden perdemiz yırtıldı hem.

Mesnevi'den

AllahC:C: senden razı olsun...

Mevlana Celaleddin-i Rumi -



Gel, gel...
Yine gel.
Kafir, mecusi, putperest olsan da yine gel...
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değildir.
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...





Şefkat ve merhamette güneş gibi ol,
Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol,
Sahavet ve cömertlikte akarsu gibi ol,
Tevazu ve maluliyette toprak gibi ol,
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol,
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol...





Aslen Türkest egerçi Hindu guyem.
( Her ne kadar Farsça söylüyorsam da aslım Türk'tür.)




Kamil odur ki; koya dünyada bir eser,
Eseri olmayanın, yerinde yeller eser.
 

fetih

New member
Katılım
16 Şub 2007
Mesajlar
1,994
Tepkime puanı
355
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Uzay Ýstasyonundan Alooooo Kimse Yokmuuuuu :)
Ne Mutlu Gözü Yaşlı Olanlara!

Ne Mutlu Gözü Yaşlı Olanlara!

Her gün biraz daha 2 metre boyundaki evimize doğru yaklaşıyoruz. Kabrimize doğru adım atıyoruz.
Öleceğiz...

Kapkaranlık bir çukurda Münker ve Nekir Melekleri tarafından sorguya çekileceğiz.

“Rabbin kim, Nebin kim?” diye sorulunca ne cevap vereceğiz?

Geçitler sarp, yollar uzun, yükler ağır, azık az.

Nasıl geçeceğiz?...



Cehennemin üzerindeki sıratı geçip, Cennet durağına nasıl varacağız?...

Müslümanlar...

Müslümanlar...

Ne kadar da rahatsınız?

Kahkahalarla gülüyor, eğleniyorsunuz.

Cennetle mi müjdelendiniz Müslümanlar?...

Ne kadar da neşelisiniz?...

Kur’an hayattan kovulmuş...

Peygamber(Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)’in sünneti yasaklanmış...

Kur’an Medreseleri kelepçelenmiş. Adi bir mahkûm gibi zincire vurulmuş?...

Bunlar bizden sorulacak Müslümanlar?...

Nasıl hesap vereceğiz...

Halbuki Ahlakı Kur’an olan Nur Muhammed’imiz böyle miydi?...

O “Benim bildiklerimi bilseydiniz çok ağlar, az gülerdiniz” buyurmadı mı?...

Geceler boyu secdelerde “Ümmetim Ümmetim” diyerek yalvarıp, gözlerinden inci taneleri misâli göz yaşı dökmedi mi?...

Kardeşler, kardeşler, Müslüman kardeşler...

Yüce rehberimiz bir kez kahkahalarla gülmedi...

Ümmetini düşünürdü...
Cehennemde yanacak günahkârların haline ağlardı...

Biz gafiller...Yıllar boyunca bir kez ağladık mı halimize?...

Taştan daha katı oldu kalplerimiz...

Yağmurlara hasret kalan çorak topraklar misali, Allah(Celle Celalühü) için dökülen gözyaşına hasret kaldık?...

Öleceğiz Müslümanlar,öleceğiz...

Kara gözlü yarimizden ayrılacağız...

Üzerimize kürek kürek toprak atacaklar...

Yağlarla ballarla beslediğimiz o nazenin bedenimizi kurtlar yiyecekler...

Ölümü çok analım...
Yunus gibi diyelim...
“Yalancı dünyaya konup göçenler.
Ne söylerler, ne bir haber verirler üzerinde türlü otlar bitenler.
Kiminin başında biter ağaçlar.
Kiminin başında sararır otlar.
Kimi masum, kimi güzel yiğitler.
Ne söylerler ne bir haber verirler...
Toprağa gark olmuş nazik tenleri.
Söylemeden kalmış tatlı dilleri.
Gelin duadan unutman bunları...
Ne söylerler ne bir haber verirler...”
Müslümanlar...
Kabre hazırlanıyor muyuz?
Her gün tahta bir tabutla ebedi yolculuğa çıkanları görüyoruz da, ibret alıyor muyuz?

Büyükler, Allah(c.c.) dostları hep son nefeste imanla göçmenin derdiyle yanarlar.

Sultan-ül Arif’in Beyazıd-ı Bistami vefatı anında “Allah...Allah...” diyordu.

Bir an şöyle dua etti:
“Ya Rabbi! Senin için yaptığım bütün ibadet taat ve zikirleri gafletle yaptım...

Şimdi can veriyorum...Gaflet hali devam ediyor.

Allahım bana huzur ve zikir hali ihsan eyle”

Bundan sonra zikir ve huzur hali içinde ruhunu rahmana teslim etti...

Allah (c.c.) dostlarından Attaar-ı Şıbli (r.a.) kırk sene ağladı. Başını kaldırıp se-maya bakmadı.

Ağlamanın sebebi sorulunca “Kabrin korkusundan ve kıyamet gününün heybetinden ağlamaktayım” dedi.

“Semaya neden bakmıyorsun?” diye sorulunca “Meclislerde kahkaha atarak çok güldüm.

Bu yüzden utanıp, başımı kaldırıp bakamıyorum” buyurdu.
Müslümanlar...
Kardeşler... Yoldaşlar...
O büyük Allah (c.c.) dostları, hayatlarını saniye saniye Allah (c.c.) için feda edenler, bu kadar ağlayıp sızlarken, biz gafiller, günahları dağlar gibi yığılanlar ne de çok kahkaha atıyoruz?...
Ağlayalım müminler ağlayalım. Kur’an okuyup ağlayalım...
Ölümümüzü düşünüp ağlayalım...
Cehenneme atıldığımızı düşünüp ağlayalım...
Kur’an medreselerine vurulan kelepçelere bakıp ağlayalım... Allah (c.c.) dostu Peygamber(Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) varisi âlimlerin bir adi suçlu gibi, takip edildiğini düşünüp ağlayalım.
Dinimize hakaret edilirken, acûze ihtiyarlar gibi oturuşumuza ağlayalım.

Ağlayalım müminler ağlayalım...

Cennet hayali ile yaşayıp ta, Cihadı emri bil marufu terk ettiği için, koşa koşa cehenneme giden şu zavallı milyonlarca Müslüman’a ağlayalım...

İslâm’ı duyurmanın yasak olduğu bir ülkede, Allah’ını Peygamberini tanımadan, Kur’an öğrenmeden namaz kılmadan , gençliğini heba eden şu milyonlarca gencecik yavruların; Cehenneme nasıl dayanacaklarını düşünüp ağlayalım...

Ağlayalım müminler...

Eğer ağlayamıyorsak kendi halimize ağlayalım...

Hep ümmetini düşünen Allah’ın sevgilisi(a.s.m.) “Eğer onlara azap edersen, şüphesiz onlar senin kullarındır.

Eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen Azizsin, Hakimsin” meâlindeki âyet-i celleyi okuyup sabaha kadar ağlardı...

Biz de ağlayalım, yakaralım, Rabbimizi isteyelim:



“Gece gündüz döne döne
İstediğim Haktır benim,
Allah deyip yana yana
İstediğim Haktır benim.

Yoluna terk edip canı
Akıtıp gözümden kanı
Ah eyleyip dünü günü.
İstediğim Haktır benim.
Münkirler aşk halim bilmez,
Münafıklar yola gelmez
Ağlar bu gözlerim gülmez
İstediğim Hak’tır benim...

Ko yanayım kül olatım
Taşkın akan sel olayım
Çiğnet beni yol olayım
İstediğim Hak’tır benim...

Seyyid Nizamoğlu yürü
Bula gör kendinde yarı
İnleyüben zarı zarı
İstediğim Hak’tır benim...”

Ne mutlu gözü yaşlı olanlara!...

Ne mutlu Allah için ağlayanlara!...
 

reyyan

New member
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
1,279
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
44
allah razi olsun kardeşlerim
 
Üst Alt