Dıştaki kibrin üç sebebi vardır. Bu sebeblerden biri kibirlenende; diğeri kibirlendiği kimseye karşı; üçüncüsü de başkalarına karşı olan sebeblerdir.
Kibirlenenin kendisindeki sebeb: Ucub, yani kendini beğenmedir. Kibirlendiği kimseye karşı olan sebeb: Kin ve çekememezliktir. Başkaları ile alâkalı olan sebeb de: Riya ve gösteriştir.
Bu “bakımdan kibrin sebebleri dörttür. Bunlar da:
a) Ucub (kendini beğenme),
b) Hıkd (kin),
c) Hased (çekememezlik)
d) Riya (gösteriş)tir
a) Ucub: Ucbun gizli kibri doğurduğunu, gizli kibrin söz, iş, tavır ve davranışlarda tezahür ettiğini zikretmiştik
b) Hıkd: Bu, ucubsuz da kendini gösterir. Her hangi bir sebebden dolayı kızdığı zaman, emsaline ve hattâ kendisinden üstün kabul ettiği kimseye karşı da kibirlenebilir. Hiddet, kin hâlini alır, adama içerler ve bu bakımdan, tevâzua lâyık kimse olduğunu bildiği hâlde ona karşı kibreder. Nice ayak takımları vardır ki, kızdıkları büyük kimselere karşı tevazu göstermek için nefisleri kendilerine isyan eder, ona karşı kibirlenir ve hak ondan gelse de onu kabul etmez, öğütlerini dinlemez. Hakkı olmadığını bile bile onu geçmek ister ve ondan özür dilemez.
c) Hased: Bu da hased ettiği kimseye kızar, hattâ onun tarafından hiddetini gerektirecek bir tavır ve davranış olmasa bile yine ona kızar ve bu kızması, onu hakkı inkâra kadar sürükler, öğütlerini dinlemez, ondan ilim öğrenmez. Nice ilme haris câhiller vardır ki, bu hususta kendisinden istifâde edebileceği kimseye hased ettiği için ondan faydalanmaz da câhil kalır. Hasedi, ona karşı kendini kibirlendirir. İçinden bunu irtikâb ettiği hâlde, bile bile böyle yapar.
d) Riya: Bu da kibri doğurur. Aralarında hased ve kin bulunmayan ve kendini daha üstün kabul etmediği kimseler ile de münazara eder. Karşısındakinin daha üstün olduğu söylenmesin diye ona karşı tevazu' göstermez ve hakkı kabul etmez. Bu suretle kibirlenmeğe başlar. Bu kibrin sebebi riyakârlıktır. Hattâ yalnız kalsalar, bâzan kendisinin üstün olmadığını bildiği hâlde yalandan asalet iddiasında bulunur ve diğerini hakîr görür. Bu iddiasında yalancı olduğunu bildiği için içinde kibir yoktur. Ancak riyakârlık, kibirliliğine sebeb olmaktadır. Umumiyetle bu nevî davranışlarda bulunanlara içindeki kibrinden dolayı mütekebbir denir.
Kibirlenenin kendisindeki sebeb: Ucub, yani kendini beğenmedir. Kibirlendiği kimseye karşı olan sebeb: Kin ve çekememezliktir. Başkaları ile alâkalı olan sebeb de: Riya ve gösteriştir.
Bu “bakımdan kibrin sebebleri dörttür. Bunlar da:
a) Ucub (kendini beğenme),
b) Hıkd (kin),
c) Hased (çekememezlik)
d) Riya (gösteriş)tir
a) Ucub: Ucbun gizli kibri doğurduğunu, gizli kibrin söz, iş, tavır ve davranışlarda tezahür ettiğini zikretmiştik
b) Hıkd: Bu, ucubsuz da kendini gösterir. Her hangi bir sebebden dolayı kızdığı zaman, emsaline ve hattâ kendisinden üstün kabul ettiği kimseye karşı da kibirlenebilir. Hiddet, kin hâlini alır, adama içerler ve bu bakımdan, tevâzua lâyık kimse olduğunu bildiği hâlde ona karşı kibreder. Nice ayak takımları vardır ki, kızdıkları büyük kimselere karşı tevazu göstermek için nefisleri kendilerine isyan eder, ona karşı kibirlenir ve hak ondan gelse de onu kabul etmez, öğütlerini dinlemez. Hakkı olmadığını bile bile onu geçmek ister ve ondan özür dilemez.
c) Hased: Bu da hased ettiği kimseye kızar, hattâ onun tarafından hiddetini gerektirecek bir tavır ve davranış olmasa bile yine ona kızar ve bu kızması, onu hakkı inkâra kadar sürükler, öğütlerini dinlemez, ondan ilim öğrenmez. Nice ilme haris câhiller vardır ki, bu hususta kendisinden istifâde edebileceği kimseye hased ettiği için ondan faydalanmaz da câhil kalır. Hasedi, ona karşı kendini kibirlendirir. İçinden bunu irtikâb ettiği hâlde, bile bile böyle yapar.
d) Riya: Bu da kibri doğurur. Aralarında hased ve kin bulunmayan ve kendini daha üstün kabul etmediği kimseler ile de münazara eder. Karşısındakinin daha üstün olduğu söylenmesin diye ona karşı tevazu' göstermez ve hakkı kabul etmez. Bu suretle kibirlenmeğe başlar. Bu kibrin sebebi riyakârlıktır. Hattâ yalnız kalsalar, bâzan kendisinin üstün olmadığını bildiği hâlde yalandan asalet iddiasında bulunur ve diğerini hakîr görür. Bu iddiasında yalancı olduğunu bildiği için içinde kibir yoktur. Ancak riyakârlık, kibirliliğine sebeb olmaktadır. Umumiyetle bu nevî davranışlarda bulunanlara içindeki kibrinden dolayı mütekebbir denir.