Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yunus emre dİvani 2

CENGÝZHAN

Üyeliði durduruldu
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
21

BENİ İRŞAD EDEN

Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk
Gönül dosta gider, gelmezem ayruk
Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem
Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk

Yansın canım, yansın aşkın oduna
Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk
Göyündüm aşk ile, tâ kül olunca
Boyandım rengine, solmazam ayruk

Beni irşat eden mürşid-i kâmil
Yeter, bir el almazam ayruk
Varlığım yokluğa denişmişem ben,
Bugün, cana, başa kalmazam ayruk

Fenâdan bâkiye göç eyler olduk
Güneldim şol yola, dönmezem ayruk
Muhabbet bahrinin gavvası oldum,
Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk

Dilerim fazlından ayırmayasın
Hocam, senden özge sevmezem ayruk
Söyler âşık dilinden bunu Yunus
Eğer âşık isem, ölmezem ayruk


22

DAĞLAR İLE TAŞLAR İLE

Dağlar ile, taşlar ile çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile çağırayım Mevlâm seni

Sular dibinde mâhi ile, sahralarda ahû ile
Aptal olup yahu ile, çağırayım Mevlâm seni

Gök yüzünde isa ile, Tur dağında Musa ile
Elimdeki asâ ile, çağırayım Mevlâm seni

Derdi öküş Eyyup ile, gözü yaşlı Yakup ile
Ol Muhammed-i mahbub ile çağırayım Mevlâm seni

Hamd ü şükrullah ile, vasf-ı Kulhüvallah ile
Daima zikrullah ile, çağırayım Mevlâm seni

Bilmişim dünya halini, terk ettim kıyl ü kalini
Baş açık, ayak yalını, çağırayım Mevlâm seni

Yunus okur diller ile, ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile, çağırayım Mevlâm seni


23

SON UCU

Sen bu cihan mülkünü Kaftan Kafa tuttun tut
Ya bu âlem malını oynayuben yuttun tut

Süleyman'ın tahtına şâh olup oturdun bil
Dive, periye düpdüz hükümleri ettin tut

Fir'avn'ın hazinesin, Nuşirevan'ın genciyle
Karûn malına katıp, sen malına kattın tut

Bu dünya bir lokmadır, ağzında çiğnenmiş bil
Çiğnenmişe ne yutmak, ha sen anı yuttun tut

Ömrün senin ok biği, yay içinde dopdolu
Dolmuş oka ne durmak, ha sen anı attın tut

Her bir nefes kim gelir, keseden ömür eksilir
Çün kese ortalandı, sen anı tükettin tut

Çün denize gark oldun, boğazına geldi su
Deli gibi talpınma, ey biçare battın tut

Ölüm vardır bilirsin, niçin gafil olursun
Kamulardan ayrılıp, varıp sinde yattın tut

Yüz yıllar hoşluk ile, ömrün olursa Yunus
Son ucu bir nefestir, geç andan unuttun tut


24


BİR SAKİDAN İÇTİM ŞARAP

Bir sâkiden içitim şarap, Arştan yüca meyhanesi
Ol sâkinin mestleriyiz, canlar anın peymanesi

Bir meclistir meclisimiz, anda ciğer kebap olur
Bir şem'dir bunda yanar, güneş anın pervanesi

Aşk oduna yananların küllî vücudu nur olur
Ol od bu oda benzemez, hiç belirmez zebanesi

Andaki mest olanların, olur Enelhak sözleri
Hallâc-ı Mansur gibidir en kemine divanesi

Ol meclisin bekrîleri, ol şah Ethem gibidir
Yüzbin olur her köşede, Belh şehrinin viranesi

Ey sat hezaran Bayezit, anda mugannîler çalar
Ütrük nefsek teal olur, ol çalgının teranesi

Yunus bu cezbe sözlerin cahillere söylemegil
Bilmezmisin cahillerin niçe geçer zemanesi


25


ÇIRAĞIMA KASTEDENİN

Aşkın odu düştü cana, eritti yürek yağın›
Kesti hevasetin kökün, oda yandırdı bağrını

Kazdı kahır kazmasiyle, canda cefa ocağını
Çaldı nefsin boynuna himmet eri bıçağını

Himmet suyu ile yudu, gönlün evin ap arıca
Hizmet kapısından ana sundu şükür ayağını

Her kim bize yanı yanar, Hak dileğin versin ana
Urmaklığa kastedenin düşem öpem ayağını

Kim bize taş atar ise, güller nisar olsun ana
Çırağıma kastedenin Hak yandırsın çırağını

Miskin gönlün, aşk elinden iki büküldü vücudu
Tövbe kapısından, sundun ana iman dayanağını

Gel imdi miskin Yunus, hevaseti elden bırak
Çalabım, sen rûzi eyle bize, kanaat bucağını

26

DÜNYAYA ÇOK GELİP GİTTİM

Beni bunda veribiyen, bilir ne işe geldim
Kararım yok dünyada, giderim yumuşa geldim

Dünyaya çok gelip gittim erenler eteğin tuttum
Kudret ününü işittim, kaynayuben cuşa geldim

Sert söz ile gönül yıktım, od oldum canları yaktım
Sırrımı âleme çaktım, bu halka temaşa geldim

Âşık oldum şol ay yüze, nisar oldum bal ağıza
Nazar kıldım kara göze, siyah olup kaşa geldim

Ben oldum idris terzi, şit oldum dokudum bezi
Davûd'un görklü âvazı, âh edip nalişe geldim

Musî oldum, Tur'a vardım, koç oldum kurbana geldim
Ali olup kılıç saldım, meydana güleşe geldim

Ay oldum âleme doğdum, bulut oldum göğe ağdım
Yağmur olup yere yağdım, nur olup güneşe geldim

Kal-ü kıylden geçenlere, yolda gözü açanlara
Anlayuben seçenlere, vâkıa olup düşe geldim

Benim ol dertler dermanı, benim ol marifet kânı
Benim Mûsi-i imrâni, Tur dağından afla geldim

Yolum sana oldu durak, sabakın söyleyendir Hak
Yunus Emre'm dilinde, Hak olup dile düşe geldim


27


KAPIDA KALDI ŞERİAT

Aşk imamdır bize, gönül cemaat
Kıblemiz dost yüzü, dâimdir salât

Dost yüzün görücek, şirk yağmalandı
Anınçün, kapıda kaldı şeriat

Gönül secde kılar, dost mihrabında
Yüzün yere vurup, kılar münâcat

Münâcat için, vakit olmaz arada
Kim ola dost ile, bu demde halvet

Şeriat der, sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim, ede hiyanet

Erenler nefesidir devletimiz
Anınla fitneden olduk selâmet

(Beli) kavlin dedik evvelki demde
Henüz bir demdir, ol vakt ü bu saat

Derildi beşimiz, bir vakte geldi
Beşi bir eyleyip, kim kıla tâat

Biz kimse dinine hilâf demezüz
Din tamam olucak doğru muhabbet

Doğruluk bekleyen dost kapısında
Gümansız ol bulur ilâhi devlet

Yunus ol kapıda kemine kuldur
Ezelden ebede dektür bu izzet


28

GAYRİ YÜZE NİCE BAKAR

Acep değil deli olsa aşk oduna yanan kişi
Aşka yakın yürümesin iyi adin sanan kişi

Kim sakınır iyi adın, bıraksın elden aşk odun
Tezcek yoldurur kanadın, daldan dala konan kişi

Saldı beni uzak yola, şol gözlerim dola dola
Dertli halinden ne bile, yüreği sağ olan kişi

Âşıklar geçer ârından, dönmez olur ikrarından
imdi ayrılmış yârından, yalan dâva kılan kişi

Yürek yanar, yaşım akar, şu gözlerim yola bakar
Gayri yüze nice bakar, Hak cemalin gören kişi

Gözüm pınar olmuş akar, şol zârım ki Arşa çıkar
Mahv eyleyip varın yakar, mâsivayı koyan kişi

Yunus kodu yola başı, urur müddeiler taşı
Hiçtir münafıkın işi, gelsin aşka doyan kişi


29

YETMİŞ İKİ MİLLETE

Gayrıdır her milleten bu bizim milletimiz
Hiç dinde bulunmadı, din ü diyanetimiz

Bu din ü diyanette, yetmiş iki millette
Dünya vü âhirette, ayrıdır âyatımız

Tahir suya banmadan, el ayak deprenmeden
Baş sücuda inmeden, kılınır tâatımız

Ne rükû vardır, ne sücut, ne kıble vardır, ne mescit
Daima ol dostla becit olur münâcatımız

Gerek Kâbeye varalım, gerek mescide girelim
Gerek su ile yunalım, çün bize illetimiz

Su ne kadar arıda, yavuz huyun bile
Meğer bizi pâk ide, Haktan inayetimiz

Kimin sırın kim bile, çün erilmez bu hale
Yarın anda belli ola, Müslüman mürtedimiz

Yunus canı yenile, kim dostluğun anıla
Ansızın bir ün gele, bilesin kudretimiz


30

İNCİL İLE KUR'ANI

Mâna denizine daldık, vücut seyrini kılduk
İki cihan serteser, cümle vücutta bulduk

Gece ile gündüz, gökte yedi yıldızı
Levhte yazılan sözü, cümle vücutta bulduk

Musa'ının çıktı¤ğıTur'u, gökteki Beytülmamuru
İsrafil'deki Suru, cümle vücutta bulduk

Tevrat ile incil'i Furkan ile Zebur'u
Kur'andaki Âyeti nuru, cümle vücutta bulduk

Yüce görünen gökleri, göklerdeki melekleri
Yetmiş bin hicapları, cümle vücutta bulduk

Yedi göğü, yeri yeri, bu dağları denizleri
Uçmak ile Tamu'yu, cümle vücutta bulduk

Yunus'un sözleri hak, cümlemiz dedik sadak
Kanda istersen anda bak, cümle vücutta bulduk


31


KAÇAN SUNA AZRAİL EL

Acep değil, senin için, bin can feda kılur isem
Senin varlığın can yeter, hoştur cansız kalır isem

Senin derdin olmasa sözüm acep kelecidir
Ne canım var, ne eydürem bir dem sensiz olur isem

Nice ki ben seni sevem, ecel eli ermeyiser
Kaçan suna Azrail el, ben seni canlanır isem

Ger suretim düşer ise, nice zeval ere bile
Ol kadimî kim sevenin, nice düşüp durur isem

Dahi Elestü belirmeden, ben âşıktım sen Mâşuk
Gözüm yüzüne tutam, yüz bin kaba girer isem

Dahi cihana gelmeden canım seni sever idi
Minnet değil Yunus, sana nice tapu kılur isem


32

DEĞİLİM KALÜ KIYLDE

Cânem ben andan ezeli eşip geldim
Aşkı kılavuz tutup, ol yola düşüp geldim

Değilim kal ü kıylde, ya yetmiş iki dilde
Yâd yok bana bu elde, anda bilişip geldim

Geçtim hotbin elinden, el çektim düğelinden
Ol ikilik belinden, birliğe bitip geldim

Dört kişidir yoldaşım, vefadâr râzdaşım
Üçle hoştur başım, birine buşup geldim

Ol dördün birisi can, biri din, biri iman
Biri nefsimdürür düşman, yolda savaşıp geldim

Bir kıl kırk yardılar, birin yol gösterdiler
Bu mülke gönderdilen, ol yola düşüp geldim

Aşk şarabından içtim, on sekiz ırmak geçtim
Denizler bendin deştim, ummandan taşıp geldim

Ben andan geldim bunda, yine varurem anda
Ben ana varasımı anda danışıp geldim

Azrail ne kişidir, kast idesi cânıma
Ben emanet issi ile, anda bilirişüp geldim

Şimdi Yunus'a ne gam, âşık melâmet bednam
Küfrüm imana şol dem, anda denişip geldim


33

OL SAHİB-İ KUR'AN BENEM

Ol kadir-i kün feyekün, lûtf edici Sübhan benem
Kesmeden rIzkInI veren, cümlelere Sultan benem

Nutfedan âdem yaratan, yumurtadan kufl türeden
Kudret dilini söyleten, zikr eyleten Sübhan benem

Kimisini zâhit kIlan, kimisine füsk işleten
Ayıplarını örtücü, ol delil ü bürhan benem

Benem ebet, benem beka, ol kadir-i hak mutlaka
Yarın Hızır ola saka, anı kılan gufran benem

Ete; deri sügük çatan, ten perdelerini tutan
Kudret işim çoktur benim, hem zâhir ü ayan benem

Hem bâtınem, hem zâhirem, hem evvelem, hem âhirem
Bu cümlesini yaratıp, tertip eden Yezdan benem

Yoktur anda tercüman andaki iş bana ayân
Bin bir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kur'an benem


34

YUSUF BULUNUR KEN'AN BULUNMZ

Bu ne derttir ana derman bulunmaz
Ya bu ne yaredir zahmİ belirmez

Yitürdüm Yusuf'um Ken'an elinde
Yusuf'um bulundu, Ken'an bulunmaz

Beyim ârif isen, var sen yolunca
Bunda başlar yiter, kanlar sorulmaz

Mânisiz kişiden hiç nesne gelmez
Kovası yok, kuyudan su çekilmez

Kuyu cismindürür mâni kovası
Çekerler kovayı suyu belirmez

Erenler kapısı mürüvvet kapısı
Sıtk ile gelenler, mahrum günülmez

Yunus bu mânide gark oldu gitti
Geri gelmekliğe aklı belirmez

35

SENSİN BİZE BİZDEN YAKIN

Sensin bize bizden yakIn, görünmezsin hicap nedir
Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikap nedir

Sen eyittin ey Padişah, yehdillâhü limen yeşâ
Şerikin yok senin hâşâ, suçlu kimdir ikap nedir

Levh üzre kimdir yazan, azdıran kim, kimdir azan
Bu işleri kimdür düzen, bu suale cevap nedir

Rahîmdürür senin adın, rahîmliğin bize dedin
Mürşitlerin mücdeledi, lâtaknetu hitap nedir

Bu işleri sen bilirsin, sen verirsin sen alırsın
Ne kim kıldım çün bilirsin, ya bu soru hisap nedir

Kani bu mülkün sultanı, bu ten ise kani canı
Bu göz görmek diler anı, bu mebde ü meâd nedir

Yunus bu göz anı görmez, görenler hot haber vermez
Bu menzile ho akıl ermez, bu kovduğun serap nedir




36

CANA KIYAN GELSİN

Bugün sohbet bizim oldu, bize bizim diyen gelsin
Bu aşk zehrin seve seve içübeni kanan gelsin

Bugün meydan-ı aşk içre, çağırıp bir ün eyledim
Müezzinlik bizim oldu, imam olduk uyan gelsin

Kanaat hırkasın geydim, selâmet başını çektim
Melâmet gömleğin biçtim, ârif olup giyen gelsin

Bu ummanda delim gevher; eğerçi var, ele girmez
Bahası candır alınmaz, bugün cana kıyan gelsin

İşit derviş bu sözümü, ne etmişem kendüzümü
Hiçe satmışam özümü, bu cefaya doyan gelsin

Suret nakşın yumak ile, gönül milki temiz olmaz
Akıp rahmet suyu çağlar, gönül çirkin yuyan gelsin

Yunus Emre anı görmüş, eline bir divan almış
Âlimler okuyamamış, bu mânadan duyan gelsin


37

CANI YAĞMAYA VERDİK

Niderüz biz hayat suyun, canı yağmaya verdik
Cevherleri sarraflara, madeni yağmaya verdik

Benim ol bezirgân kim, hiçbir assı gözetmedim
Çünkü assıdan da geçtik, ziyanı yağmaya verdik

Bu yolun ârifleri geçirmezler her metaı
Biz şöyle uryan gideriz, cihanı yağmaya verdik

Küfür ile iman dahi, hicap imiş bu yolda
Safalaştık küfürle, imanı yağmaya verdik

Senlik benlik olucağız, iş ikilikte kalır
Çıktık ikilik evinden, sen beni yağmaya verdik

Bu bizim pazarımızda, yokluk olur müşteri
Geçtik bitmez sağınçtan, zamanı yağmaya verdik

Pâyanlı devr ü zaman, nice anlasın Yunus'u
Pâyansız devre erdik, devranı yağmaya verdik


38


HAKİKATİN KAFİRİ

Söylememen harcısı, söylemeğin hâsıdır
Söylemeğin harcısı, gönüllerin pasıdır

Gönüllerin pasını ger sileyim der isen
Şol sözü söylegil kim, ol söz hulâsasıdır

Kulil hak dedi Çalap, sözü doğru deyene
Bugün yalan söyleyen, yarın utanasıdır

Cümle yaradılmışa, bir göz ile bakmayan
Şer'in evliyasıysa hakikatte âsidir

Şeriat haberini şerh ile eydem işit
Şeriat bir gemidir, hakikat deryasıdır

Ol geminin tahtası ne denlu muhkem ise
Deniz mevci kati olucak uşanasıdır

Bundan içeri haber işit, edeyin ey yar
Hakikatin kâfiri, şer'in evliyasıdır

Biz talib-ilmiz, aşk kitabın okuruz
Çalap müderris bize, aşk hot medresesidir

Evliya safa nazar ideli günden beru
Hâsıl oldu Yunus'a her ne kim olasıdır


39


HURİ İLE GILMANI

Ben dervişim deyene, bir ün edesim gelir
Seğirdüben sesine, varıp yetesim gelir

Sırat kıldan incedir, kılıçtan keskincedir
Varıp anın üstüne, evler yapasım gelir

Altında Gayya vardır, içi nar ile pürdür
Varuben ol gölgede, biraz yatasım gelir

Oda gölgedir deyu, ta'n eylemen hocalar
Hatırınız hoş olsun, biraz yanasım gelir

Ben günahımca yanam, rahmet suyundan yunam
İki kanat takınam, biraz uçasım gelir

Andan Cennete varam, Cennette Huriler görem
Hurî ile Gılmanı, bir bir koçasım gelir

Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme
Seni sigaya çeker, bir Molla Kasım gelir


40


SUÇUMU ÖRTER HIRKAM

Ey bana derviş diyen, nem ola derviş benim
Ya bu adıma lâyık, hani elimde iş benim

Derviş derler adıma, bakarlar suratıma
Bilmezler ki dirliğim, külli sitayiş benim

Dil ile şeyhim ulu, yolda alûdan alû
Aklım evi kaygılı, nefsim asâyiş benim

Suretim güler halka, ya kani kulluk Hakka
Bu dirliğime bak a, hep işim yanlış benim

Kendi izimi bilirem, saluslanuben yürürem
Buğz ü kibr ü adâvet, gönlümü almış benim

Suçumu örter hırkam, dirliğim cümlesi ham
Bir gün yırtılısar perdem, zehi düşvar iş benim

Derviş deye dolundum, ulu suçta bulundum
Yunus umduğum Haktan, rahmet imiş benim


Devam edecek

 
Üst Alt