Yüce Allahın Kasabanın Yahudi Halkını Sınaması:
Yüce Allah, kasabanın yahudi halkını sınamış ve cumartesi günü balık avlamalarını yasaklamıştır. Bu konuda ' Yasaklan çiğnedikleri için onları bu şekilde sınıyoruz" demektedir.
Yükümlülük, sınamak ve imtihan etmektir. Görev yükleme ve sınamakta yüce Allahın sonsuz hikmetleri vardır. Rabbani tekliflerle yükümlü tutulmayan insan, mücahede yolundan gitmez, kendisini eğitme ve denetlemede başarıya ulaşmaz.Allah, insanın kendi kötülüklerine karşı mücahede etmesini ister.Kendini eğitip denetlemesini, taşkınlığını kortrol etmesini, aldatıcı ve saptırıcı şehvetlerini dizginlemesini, şehvetlerine esir olmamasını, zaaflarına galip gelmesini, kendini her türlü iyiliğe alıştırmasını, böylece Allahın ikramına ve cennetine girmeye layık olmasını ister.
Yükümlülükler olmazsa, kimin mücahit, kimin gafil olduğu, kimin yararlı kimin hayırsız olduğu, kimin güçlü ve kimin zayıf, kimin ciddi ve kimin ciddiyetsiz, kimin başarılı ve kimin zararda olduğu anlaşılmaz. Yüce allah buyuruyor:
"Denemek için sizi iyilik ve kötülükle sınıyoruz. Bize döndürüleceksiniz"
"Andolsun ki sizden kimlerin cihada çıktığını, kimlerin sabrettiğini bilmek için ve haberlerinizi denemek için sizi sınayacağız"
"Hanginiz daha güzel amel edeceğini sınamak için hayatı ve ölümü yaratan odur"
Yüce Allahın yahudileri sınaması, şehvetlerini yenmeleri ve zaaflarının üstüne çıkmalarını sağlamak içindir. Şehvetlere ve zaaflara galip gelmek, düşmana galip gelmenin yoludur.Fakat ne gezer! Yahudiler sınav mı kazanır!
Yahudilerin Sınavı İle Müslümanların Sınavı:
Yahudilerin sınavında onlardan bir grubun nasıl hile yaptığını ve yasaklan nasıl çiğnediğini, diğer grubun da bunlara Öğüt vermediğini ve yaptıklarını eleştirmediğini gördük. Islamdan önce yahudilerin çoğu sınavı kazanamamış ve denemelerde başarılı olamamıştır. Müslümanlar ise, Allahın emirlerini tutmuş ve sınavda başarılı olmuştur.
Örneğin, Allah namazda Mescidi Aksa'dan Mesidi Haram'a dönmekle onları sınamış ve Kabe'yi yeni kıble yapmıştır.Kur'an bu kıble değişiminin hikmetini şöyle açıklamaktadır:
"Senin yöneldiğin yönü, peygambere uyanları uymayacaklardan ayırdetmek için kıble yaptık. Şüphesiz Allahın yola koyduğu kimselerden başkasına bu ağır bir şeydir. Allah, ibadetlerinizi boşa çıkaracak değildir"
Müminler sınavda başarılı oldular ve Allahın emrini derhal uygulayarak yerine getirdiler.
Hac, av ve ihram konusunda da durum aynıdır. Yüce Allah ihramlı iken müminlerin Harem bölgesinde avlanmalarını yasaklamış ve bu yasağın hikmetini onlara şöyle açıklamıştır :
"Ey müminler! Şüphesiz gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ihramlı iken elinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şeyle Allah sizi denemektedir.Bundan sonra kim haddi aşarsa, ona acıklı bir azap vardır"
Hac veya umre için ihramlı olan müminlerin, elleri ve mızraklarıyla elde edebileek kadar av yakınlarında da olsa, avlanmaları caiz değildir. Peki, bu teklif ne içindir? Niçin bununla sınama yapılmaktadır? Yüce Allahın, gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ve kimin korkmadığını ortaya koymak için! Şüphesiz Allahın bilgisi, meydana gelmeden önce külli ve cüzi her şeyi kapsamaktadır. Emir ve yasaklar bu bilgisini insanlara göstermek ve kendisinden kimin korktuğunu, kimin korkmadığını görmelerini sağlamak içindir, insanların Allahın bilmesine göre değil, kendilerinin yaptıklarına göre yargılanmaları içindir.
"Gıyabında ondan korkan" demek, Allahı gözeten, kalbi ona imanla dolu olan, onun cezasından sakınan ve mükafatını uman, insanların arasında olsun, onlardan ayrı tek başına olsun, Allahın emir ve tekliflerini tutan, Allahın bilgisinin her şeyi kuşattığı ve ona hiçbir şeyin gizli kalmadığını bilen kimse demektir.
Yüce Aİlah, cumartesi günü avlanmalarını yasaklayarak yahudileri sınamış, fakat yahudiler emre karşı hile yoluna gitmiş ve yasağı çiğnemişlerdir. Hac veya umre için ihramlı olan müminleri de avlanma yasağı ile sınamış, "İhramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haramdır" demiş, müminler yasağa uymuşlar ve itaat etmişlerdir.
Yahudilerin hile yapması ve müminlerin yasağa uyması! İki tavır arasındaki fark ne büyüktür!
Yasağı çiğnemeyi teşvik edecek sebepler iki taraf için de mevcuttur. Yahudiler için "Cumartesi günleri balıkların sürülerle gelmesi, ama diğer günler gelmemesi" bir teşvik iken, müminler için de "Ellerinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şey" olması bir teşviktir. Fakat yahudiler sınavı kaybetmiş, müslümanlar ise başarılı olmuşlardır.
Yahudilerin sınavı kaybetmelerinin sebebi, Allahın emirlerine karşı isyanları ve sapıklıklarıdır."Fasık oldukları için onlan bu şekilde deniyoruz".
Müminlerin sınavı kazanmalarının sebebi ise, gıyabında Allahtan korkmalarıdır. "Gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ortaya koymak için".
Büyük Balıklar Yahudileri Baştan Çıkarıyor:
Yüce Allah buyuruyor: "Cumartesi günleri balıkları sürülerle geliyor, ama diğer günler gelmiyor". Bu âyette üç tane sınav bulunmaktadır:
a- Cumartesi günü avlanmalarının yasaklanması.
b- Suyun üstünde kuyruklar oluşturup onları teşvik ve tahrik edecek şekilde balıkların cumartesi günü yahudilere sürülerle gelmesi.
c- Diğer günlerde balıkların gelmemesi ve avlanmak için gittiklerinde balıkların gizlenmesi.
Av günlerinde balıkların gizlenmesi ve saklanması doğal ve mantıklı bir şeydir.Çünkü balıklar kendilerini avcılara nasıl teslim eder ve onlara nasıl yem olur?
Ama cumartesi günleri kuyruklar halinde sürülerle gelmesi asıl İmtihanın kendisidir. Başka günlerde balıkları
arıyorlar, fakat bulamıyorlar. Ama avlanmalarını tahrik etmek ve ele geçirmelerini teşvik etmek için cumartesi günleri sürülerle geliyor. Cumartesi günleri onlara gliyor ve avlamalarını teşvik ediyor, önlerine geliyor, neredeyse kucaklarına atılıyor, arzularını kışkırtarak baştan çıkarmaya çalışıyor.
Fakat bu teşvik ve tahrik karşısında şehvetperestler dayanabilecekler mi? iradeleri bu şidetli arzulara karşı direnebilecek midir? Allahın emrini tutmak,sabır ve sebat göstermeye güçleri yetecek midir? içlerinde doğan hile yapma, muhalefet etme ve yasağı çiğneme arzularını dizginleyebilecekler mi?
Herhalde balıkların onları teşvik ve tahrik etmesinin, baştan çıkarmak için önlerine sürülerle gelmesinin hikmeti budur. Ama onlardan şehveîperest olanlar bu tahriklere karşı dayanamamış, bu teşviklere karşı sabredememiş, sebat ederek zafer kazanamamış, aksine hile yaparak kaybetmişerdir.
Yahudilerin, Allahın Yasağına Karşı Hile Yapması:
Büyük balıkların sürülerle gelip kışkırtması karşısında kasaba halkından bir grup yahudi dayanamamış, Allahın yasağına karşı hile yapmış ve avlanmaları yasaklanan günde balıkları avlamışlardır.
Kimi tefsirciler, israiliyattan alınan ve yahudilerin bu hilelerinin ayrıntılarını anlatan bilgiler vererek şöyle der: "Yahudilerden hile yapanlar deniz kıyısında havuzlar ve çukurlar kazmışlar, deniz kıyılara vurduğunda (med) havuzlan ve çukurları su doldurmuş, böylece balıklar bunlara düşmüş, içe çekildiği (cezir) zaman da su ve balıklar havuzlarda ve çukurlarda kalmış, pazar günü olunca gelip havuzlara ve çukurlara dolan balıkları toplamışlar, böylece Allahm yasağına uyup cumartesi günü avlanmadıklarını, onları sadece pazar günü avladıklarını söylemişler."
Bu ayrıntılar sahih bir hadiste geçmemektedir. Onun için ne onlara, ne başkasına itibar ediyoruz. Böyle yapmış olmaları muhtemel olduğu gibi,başka şeyler yapmış olmaları da muhtemeldir. Nasıl hile yaparak avlandıklarını bilmiyoruz. Bilmemiz de önemli olmadığı gibi, bilmemenin bir zararı da olmaz. Çünkü bunu bilmek bize ne bir bilgi, ne de bir yarar sağlar.
Israiliyyata dalıp vakitlerimizi yarar getirmeyen şeylerle kaybetmek yerine, yaptıklarını görüp "Zalimler niçin Allahm yasağına karşı hile yaptılar? " diye sormamız gerekir.
Allaha bağlı, ona imanla dolu, onu yücelten ve nimetlerini arzulayan hiçbir kalp onun yasaklarına karşı hile yapmaz. Mümin kalp, Allanın dosdoğru yolunda durur, onun emirlerini tutar ve gece gündüz bu durumda devam eder.
Bu hileyi ancak Allahtan uzak kalmış kalpler yapar. Şüphesiz kalp Aîlahın yolundan ve nizamından saparsa, onun yasaklama karşı hile, savsaklama ve kaçma yollarına başvururur.
Dinin emir ve yasaklarını ancak mümin, takva sahibi bir kalp korur ve gözetir.Başka türlü kalpler ise, Allahm emirlerine karşı yahudilerin yaptığı gibi,her zaman hile ve kaçamak yollavına başvurur.
Islamın koyduğu hükümlerde ve eğitimde başarılı olmasının sebebi budur. Çünkü müminlerin kalplerine hayat vermiş, onları Allaha bağlamıştır. Böylece kalpler yasalara ve ilkelere bağlı kalmıştır.
Beşeri sistem ve rejimlerin çıkmazlara girmesinin sebebi de budur. Çünkü kalplere nasıl davranması gerektiğini gözardı etmekte ve onları Allaha bağlamayı aklına getirmemektedir. O zaman ortada kanun maddeleri, yargıçlar, polis ve bekçilerden başka birşey olmaz.İnsanın bunların elinden kurtulması, hile ve sapmalara, aldatma ve kanundan kaçmaya çalışmasının ardı arkası kesilmez.
Yüce Allah, kasabanın yahudi halkını sınamış ve cumartesi günü balık avlamalarını yasaklamıştır. Bu konuda ' Yasaklan çiğnedikleri için onları bu şekilde sınıyoruz" demektedir.
Yükümlülük, sınamak ve imtihan etmektir. Görev yükleme ve sınamakta yüce Allahın sonsuz hikmetleri vardır. Rabbani tekliflerle yükümlü tutulmayan insan, mücahede yolundan gitmez, kendisini eğitme ve denetlemede başarıya ulaşmaz.Allah, insanın kendi kötülüklerine karşı mücahede etmesini ister.Kendini eğitip denetlemesini, taşkınlığını kortrol etmesini, aldatıcı ve saptırıcı şehvetlerini dizginlemesini, şehvetlerine esir olmamasını, zaaflarına galip gelmesini, kendini her türlü iyiliğe alıştırmasını, böylece Allahın ikramına ve cennetine girmeye layık olmasını ister.
Yükümlülükler olmazsa, kimin mücahit, kimin gafil olduğu, kimin yararlı kimin hayırsız olduğu, kimin güçlü ve kimin zayıf, kimin ciddi ve kimin ciddiyetsiz, kimin başarılı ve kimin zararda olduğu anlaşılmaz. Yüce allah buyuruyor:
"Denemek için sizi iyilik ve kötülükle sınıyoruz. Bize döndürüleceksiniz"
"Andolsun ki sizden kimlerin cihada çıktığını, kimlerin sabrettiğini bilmek için ve haberlerinizi denemek için sizi sınayacağız"
"Hanginiz daha güzel amel edeceğini sınamak için hayatı ve ölümü yaratan odur"
Yüce Allahın yahudileri sınaması, şehvetlerini yenmeleri ve zaaflarının üstüne çıkmalarını sağlamak içindir. Şehvetlere ve zaaflara galip gelmek, düşmana galip gelmenin yoludur.Fakat ne gezer! Yahudiler sınav mı kazanır!
Yahudilerin Sınavı İle Müslümanların Sınavı:
Yahudilerin sınavında onlardan bir grubun nasıl hile yaptığını ve yasaklan nasıl çiğnediğini, diğer grubun da bunlara Öğüt vermediğini ve yaptıklarını eleştirmediğini gördük. Islamdan önce yahudilerin çoğu sınavı kazanamamış ve denemelerde başarılı olamamıştır. Müslümanlar ise, Allahın emirlerini tutmuş ve sınavda başarılı olmuştur.
Örneğin, Allah namazda Mescidi Aksa'dan Mesidi Haram'a dönmekle onları sınamış ve Kabe'yi yeni kıble yapmıştır.Kur'an bu kıble değişiminin hikmetini şöyle açıklamaktadır:
"Senin yöneldiğin yönü, peygambere uyanları uymayacaklardan ayırdetmek için kıble yaptık. Şüphesiz Allahın yola koyduğu kimselerden başkasına bu ağır bir şeydir. Allah, ibadetlerinizi boşa çıkaracak değildir"
Müminler sınavda başarılı oldular ve Allahın emrini derhal uygulayarak yerine getirdiler.
Hac, av ve ihram konusunda da durum aynıdır. Yüce Allah ihramlı iken müminlerin Harem bölgesinde avlanmalarını yasaklamış ve bu yasağın hikmetini onlara şöyle açıklamıştır :
"Ey müminler! Şüphesiz gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ortaya çıkarmak için ihramlı iken elinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şeyle Allah sizi denemektedir.Bundan sonra kim haddi aşarsa, ona acıklı bir azap vardır"
Hac veya umre için ihramlı olan müminlerin, elleri ve mızraklarıyla elde edebileek kadar av yakınlarında da olsa, avlanmaları caiz değildir. Peki, bu teklif ne içindir? Niçin bununla sınama yapılmaktadır? Yüce Allahın, gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ve kimin korkmadığını ortaya koymak için! Şüphesiz Allahın bilgisi, meydana gelmeden önce külli ve cüzi her şeyi kapsamaktadır. Emir ve yasaklar bu bilgisini insanlara göstermek ve kendisinden kimin korktuğunu, kimin korkmadığını görmelerini sağlamak içindir, insanların Allahın bilmesine göre değil, kendilerinin yaptıklarına göre yargılanmaları içindir.
"Gıyabında ondan korkan" demek, Allahı gözeten, kalbi ona imanla dolu olan, onun cezasından sakınan ve mükafatını uman, insanların arasında olsun, onlardan ayrı tek başına olsun, Allahın emir ve tekliflerini tutan, Allahın bilgisinin her şeyi kuşattığı ve ona hiçbir şeyin gizli kalmadığını bilen kimse demektir.
Yüce Aİlah, cumartesi günü avlanmalarını yasaklayarak yahudileri sınamış, fakat yahudiler emre karşı hile yoluna gitmiş ve yasağı çiğnemişlerdir. Hac veya umre için ihramlı olan müminleri de avlanma yasağı ile sınamış, "İhramlı olduğunuz sürece karada avlanmak size haramdır" demiş, müminler yasağa uymuşlar ve itaat etmişlerdir.
Yahudilerin hile yapması ve müminlerin yasağa uyması! İki tavır arasındaki fark ne büyüktür!
Yasağı çiğnemeyi teşvik edecek sebepler iki taraf için de mevcuttur. Yahudiler için "Cumartesi günleri balıkların sürülerle gelmesi, ama diğer günler gelmemesi" bir teşvik iken, müminler için de "Ellerinizin ve mızraklarınızın ulaştığı avdan bir şey" olması bir teşviktir. Fakat yahudiler sınavı kaybetmiş, müslümanlar ise başarılı olmuşlardır.
Yahudilerin sınavı kaybetmelerinin sebebi, Allahın emirlerine karşı isyanları ve sapıklıklarıdır."Fasık oldukları için onlan bu şekilde deniyoruz".
Müminlerin sınavı kazanmalarının sebebi ise, gıyabında Allahtan korkmalarıdır. "Gıyabında kendisinden kimin korktuğunu ortaya koymak için".
Büyük Balıklar Yahudileri Baştan Çıkarıyor:
Yüce Allah buyuruyor: "Cumartesi günleri balıkları sürülerle geliyor, ama diğer günler gelmiyor". Bu âyette üç tane sınav bulunmaktadır:
a- Cumartesi günü avlanmalarının yasaklanması.
b- Suyun üstünde kuyruklar oluşturup onları teşvik ve tahrik edecek şekilde balıkların cumartesi günü yahudilere sürülerle gelmesi.
c- Diğer günlerde balıkların gelmemesi ve avlanmak için gittiklerinde balıkların gizlenmesi.
Av günlerinde balıkların gizlenmesi ve saklanması doğal ve mantıklı bir şeydir.Çünkü balıklar kendilerini avcılara nasıl teslim eder ve onlara nasıl yem olur?
Ama cumartesi günleri kuyruklar halinde sürülerle gelmesi asıl İmtihanın kendisidir. Başka günlerde balıkları
arıyorlar, fakat bulamıyorlar. Ama avlanmalarını tahrik etmek ve ele geçirmelerini teşvik etmek için cumartesi günleri sürülerle geliyor. Cumartesi günleri onlara gliyor ve avlamalarını teşvik ediyor, önlerine geliyor, neredeyse kucaklarına atılıyor, arzularını kışkırtarak baştan çıkarmaya çalışıyor.
Fakat bu teşvik ve tahrik karşısında şehvetperestler dayanabilecekler mi? iradeleri bu şidetli arzulara karşı direnebilecek midir? Allahın emrini tutmak,sabır ve sebat göstermeye güçleri yetecek midir? içlerinde doğan hile yapma, muhalefet etme ve yasağı çiğneme arzularını dizginleyebilecekler mi?
Herhalde balıkların onları teşvik ve tahrik etmesinin, baştan çıkarmak için önlerine sürülerle gelmesinin hikmeti budur. Ama onlardan şehveîperest olanlar bu tahriklere karşı dayanamamış, bu teşviklere karşı sabredememiş, sebat ederek zafer kazanamamış, aksine hile yaparak kaybetmişerdir.
Yahudilerin, Allahın Yasağına Karşı Hile Yapması:
Büyük balıkların sürülerle gelip kışkırtması karşısında kasaba halkından bir grup yahudi dayanamamış, Allahın yasağına karşı hile yapmış ve avlanmaları yasaklanan günde balıkları avlamışlardır.
Kimi tefsirciler, israiliyattan alınan ve yahudilerin bu hilelerinin ayrıntılarını anlatan bilgiler vererek şöyle der: "Yahudilerden hile yapanlar deniz kıyısında havuzlar ve çukurlar kazmışlar, deniz kıyılara vurduğunda (med) havuzlan ve çukurları su doldurmuş, böylece balıklar bunlara düşmüş, içe çekildiği (cezir) zaman da su ve balıklar havuzlarda ve çukurlarda kalmış, pazar günü olunca gelip havuzlara ve çukurlara dolan balıkları toplamışlar, böylece Allahm yasağına uyup cumartesi günü avlanmadıklarını, onları sadece pazar günü avladıklarını söylemişler."
Bu ayrıntılar sahih bir hadiste geçmemektedir. Onun için ne onlara, ne başkasına itibar ediyoruz. Böyle yapmış olmaları muhtemel olduğu gibi,başka şeyler yapmış olmaları da muhtemeldir. Nasıl hile yaparak avlandıklarını bilmiyoruz. Bilmemiz de önemli olmadığı gibi, bilmemenin bir zararı da olmaz. Çünkü bunu bilmek bize ne bir bilgi, ne de bir yarar sağlar.
Israiliyyata dalıp vakitlerimizi yarar getirmeyen şeylerle kaybetmek yerine, yaptıklarını görüp "Zalimler niçin Allahm yasağına karşı hile yaptılar? " diye sormamız gerekir.
Allaha bağlı, ona imanla dolu, onu yücelten ve nimetlerini arzulayan hiçbir kalp onun yasaklarına karşı hile yapmaz. Mümin kalp, Allanın dosdoğru yolunda durur, onun emirlerini tutar ve gece gündüz bu durumda devam eder.
Bu hileyi ancak Allahtan uzak kalmış kalpler yapar. Şüphesiz kalp Aîlahın yolundan ve nizamından saparsa, onun yasaklama karşı hile, savsaklama ve kaçma yollarına başvururur.
Dinin emir ve yasaklarını ancak mümin, takva sahibi bir kalp korur ve gözetir.Başka türlü kalpler ise, Allahm emirlerine karşı yahudilerin yaptığı gibi,her zaman hile ve kaçamak yollavına başvurur.
Islamın koyduğu hükümlerde ve eğitimde başarılı olmasının sebebi budur. Çünkü müminlerin kalplerine hayat vermiş, onları Allaha bağlamıştır. Böylece kalpler yasalara ve ilkelere bağlı kalmıştır.
Beşeri sistem ve rejimlerin çıkmazlara girmesinin sebebi de budur. Çünkü kalplere nasıl davranması gerektiğini gözardı etmekte ve onları Allaha bağlamayı aklına getirmemektedir. O zaman ortada kanun maddeleri, yargıçlar, polis ve bekçilerden başka birşey olmaz.İnsanın bunların elinden kurtulması, hile ve sapmalara, aldatma ve kanundan kaçmaya çalışmasının ardı arkası kesilmez.