İnsan denen Varlık dört ana unsur ve bu unsurları birbirine bağlayan Nefs ten meydana gelmiştir.Can ise Ruhu maddi bedene bağlayan bağdır.
Ruh, öz, yahut Cevherdir, Beden bu Cevherin üstüne giydirilmiş bir elbise(yahut örtü, yahut perde).Bedeni yöneten akıl bir diğer unsur ve bu varlığın Kabe’si olan Yürek(yahut Kalp).
Bu unsurların her birinin Doyum eşiği ve nihayet doyumdan sonra gelen Tatmin boyutu vardır.
Doyum olmadan asla Tatmin gerçekleşemez.Tatmin, talebin bittiği yerdir.
Ruhun talebi Güzelliktir…
Bedenin talebi, birkaç parçaya ayrılır, mide, cinsellik, konfor v.s…
Aklın talebi, cevaptır…
Yüreğin talebi, duygudur…
Ve Nefsin talebi var olan her şeydir…
Bu unsurların amaç birliği, iç HUZUR meydana getirir.İç Huzur olmadan bu unsurların hiçbiri Doyuma ulaşamaz ve elbette asla Tatmin olamazlar.
Aklın elindeki en üstün yetenek düşünme melekesidir.Bu maddi alemdeki en hızlı şeydir.Ve akıl sınırlıdır, sınırını En Büyük ve En Küçük belirler.Akıl elindeki bunca hıza rağmen asla En Büyük ile En Küçüğe ulaşamaz.(dileyen zihninde bir simit şeklini hayal etsin, her bir saniyede kendi çapının iki misli büyüdüğünü varsaysın, ve düşüncesiyle onun en büyük haline ulaşmaya çalışsın.Yahut tam aksi küçültsün ve en küçük haline ulaşmaya çabalasın.Aklına Haddini bildirsin ).Bırakın En Büyüğü, en küçüğe bile ulaşamayan sınırlı bir varlıktır)
Aklın ürettiği soru, talebi cevaptır.En Büyük ile en küçük sınırları arasında ki üretebileceği tüm sorulara cevap bulunabilir.Aklın en büyük ilgi alanı BEN ile başlayan sorulardır.Ben kimim? Ben nereden geldim? Ben ne olacağım? V.s.Kuran-ı Kerim tamda bu işe membaıdır.İslam inancı dışındaki her Akıl burada tökezler ve ürettiği sorunun cevabı bir başka soruya neden olur.Bu olaya ise Felsefe demişler.Bu işle uğraşana ise filozof.
Filozofun en güzel tanımı şudur:Önce ortalığı toza dumana katan, sonra hiçbir şey görülmüyor her yer toz duman diye şikayet eden kişi.Kuran akledin derken, kafa aklını kastetmez, Akleden yürek sahipleri der.Bu ayrıntı çok önemlidir. Kafa aklının veri kaynağı sadece bu maddi alemdir.Oysa Yüreğin veri kaynağı??
Beden, mideyi doyurunca gıda ile, doyum yaşar, gıda lezzetli ise tatmin olur.Ve elbette Cinsellik diğer doyurulması ve tatmin edilmesi gereken talep alanıdır.Deforme olmamış Ruh sahibi herhangi bir Erkek ve Kadının birleşmesi(helal) bu hedefe ulaşmaya yeterlidir.En kolay doyuma ulaşan ve dahi Tatmin yaşayan unsur Bedendir, her ne kadar tam aksi gerçekler orta yerlerde duruyor olsada.
Ruh, Güzellikle adına ne varsa, onları algılayabilir ve yaşayabilirse nispeten kolay doyar ve tatmin olur lakin diğer unsurların doyumsuzluğu onu etkiler.
Ve yürek.O duygu ile doyar ve ancak Rabbini zikrederek tatmin olur.Olur da yoga vari konsantrasyonlar ve zikri yüreğe odaklama çalışmaları ile değil elbet.
Yüreğin zikri Allah Allah diye atmasıdır.O ise ancak yüreğin yaşadığı Duygunun büyüklüğü iledir.Nasıl ki en korkulan anda sadece Allah diyebilir kişi.En büyük hoşluk anında, Yürek sadece Allah diyebilir zira o Hoşluğu başka bir cümle, kelime açıklayamaz yetersiz kalır.Yüreğin Zikri odur ki, her anında yaşadığı büyük hoşnutlukları açıklayacak şey bulamaz ve sadece Allah der.Odaklanma konsantrasyon çalışmaları ve bilmem ne kadar sayıda Allah deme çalışmaları ile değil.
BU unsurlar tatmin olunca, Nefs tatmin olur ve ‘ey doymuş ve tatmin olmuş nefs, isteyerek Rabbine dön’ ayeti o İnsanda tecelli eder…
saygı (maddi güç ve makam ile de elde edilebilir) hoşgörü(maddi güç ve makam ile de elde edilebilir) samimiyet (kritik eşiktir, yalansız ve dürüstlük neticesidir) sevgi(gerçek kaynağı olan Yaradanı sevme(rabbin güzelliğine muhatap olma) ile yani iman ile başlayabilir ancak)sevinç( sevginin yürekte büyüyerek yürekten taşma anıdır) mutluluk (sevincin ard arda olması ve sürekli olmasından doğan yürek doygunluğudur)huzur( yürek acıdan yorulduğu gibi, pozitif duygudanda yorulur, mutluluıktan yorulma haline huzur denir) sukunet (Yüreğin doygunluğuna varlığın diğer unusrlarınında eşlik etmesidir) aşk(yürek tarlasına ekilen gerçek sevgi tohumunun meyvesi olan GÖNÜL deki sevgi halidir) saadet(gönülün mutluluk halidir)ve selam kapısı(yaradan olan Rabden Razı olma halidir, ağızla razılık değil elbet gönülün meskunu olan ruhun razı olması)
''ey doymuş ve kanmış(tatmin) olmuş nefs, isteyerek Rabbine dön, gir Cennetime''
Ruh, öz, yahut Cevherdir, Beden bu Cevherin üstüne giydirilmiş bir elbise(yahut örtü, yahut perde).Bedeni yöneten akıl bir diğer unsur ve bu varlığın Kabe’si olan Yürek(yahut Kalp).
Bu unsurların her birinin Doyum eşiği ve nihayet doyumdan sonra gelen Tatmin boyutu vardır.
Doyum olmadan asla Tatmin gerçekleşemez.Tatmin, talebin bittiği yerdir.
Ruhun talebi Güzelliktir…
Bedenin talebi, birkaç parçaya ayrılır, mide, cinsellik, konfor v.s…
Aklın talebi, cevaptır…
Yüreğin talebi, duygudur…
Ve Nefsin talebi var olan her şeydir…
Bu unsurların amaç birliği, iç HUZUR meydana getirir.İç Huzur olmadan bu unsurların hiçbiri Doyuma ulaşamaz ve elbette asla Tatmin olamazlar.
Aklın elindeki en üstün yetenek düşünme melekesidir.Bu maddi alemdeki en hızlı şeydir.Ve akıl sınırlıdır, sınırını En Büyük ve En Küçük belirler.Akıl elindeki bunca hıza rağmen asla En Büyük ile En Küçüğe ulaşamaz.(dileyen zihninde bir simit şeklini hayal etsin, her bir saniyede kendi çapının iki misli büyüdüğünü varsaysın, ve düşüncesiyle onun en büyük haline ulaşmaya çalışsın.Yahut tam aksi küçültsün ve en küçük haline ulaşmaya çabalasın.Aklına Haddini bildirsin ).Bırakın En Büyüğü, en küçüğe bile ulaşamayan sınırlı bir varlıktır)
Aklın ürettiği soru, talebi cevaptır.En Büyük ile en küçük sınırları arasında ki üretebileceği tüm sorulara cevap bulunabilir.Aklın en büyük ilgi alanı BEN ile başlayan sorulardır.Ben kimim? Ben nereden geldim? Ben ne olacağım? V.s.Kuran-ı Kerim tamda bu işe membaıdır.İslam inancı dışındaki her Akıl burada tökezler ve ürettiği sorunun cevabı bir başka soruya neden olur.Bu olaya ise Felsefe demişler.Bu işle uğraşana ise filozof.
Filozofun en güzel tanımı şudur:Önce ortalığı toza dumana katan, sonra hiçbir şey görülmüyor her yer toz duman diye şikayet eden kişi.Kuran akledin derken, kafa aklını kastetmez, Akleden yürek sahipleri der.Bu ayrıntı çok önemlidir. Kafa aklının veri kaynağı sadece bu maddi alemdir.Oysa Yüreğin veri kaynağı??
Beden, mideyi doyurunca gıda ile, doyum yaşar, gıda lezzetli ise tatmin olur.Ve elbette Cinsellik diğer doyurulması ve tatmin edilmesi gereken talep alanıdır.Deforme olmamış Ruh sahibi herhangi bir Erkek ve Kadının birleşmesi(helal) bu hedefe ulaşmaya yeterlidir.En kolay doyuma ulaşan ve dahi Tatmin yaşayan unsur Bedendir, her ne kadar tam aksi gerçekler orta yerlerde duruyor olsada.
Ruh, Güzellikle adına ne varsa, onları algılayabilir ve yaşayabilirse nispeten kolay doyar ve tatmin olur lakin diğer unsurların doyumsuzluğu onu etkiler.
Ve yürek.O duygu ile doyar ve ancak Rabbini zikrederek tatmin olur.Olur da yoga vari konsantrasyonlar ve zikri yüreğe odaklama çalışmaları ile değil elbet.
Yüreğin zikri Allah Allah diye atmasıdır.O ise ancak yüreğin yaşadığı Duygunun büyüklüğü iledir.Nasıl ki en korkulan anda sadece Allah diyebilir kişi.En büyük hoşluk anında, Yürek sadece Allah diyebilir zira o Hoşluğu başka bir cümle, kelime açıklayamaz yetersiz kalır.Yüreğin Zikri odur ki, her anında yaşadığı büyük hoşnutlukları açıklayacak şey bulamaz ve sadece Allah der.Odaklanma konsantrasyon çalışmaları ve bilmem ne kadar sayıda Allah deme çalışmaları ile değil.
BU unsurlar tatmin olunca, Nefs tatmin olur ve ‘ey doymuş ve tatmin olmuş nefs, isteyerek Rabbine dön’ ayeti o İnsanda tecelli eder…
saygı (maddi güç ve makam ile de elde edilebilir) hoşgörü(maddi güç ve makam ile de elde edilebilir) samimiyet (kritik eşiktir, yalansız ve dürüstlük neticesidir) sevgi(gerçek kaynağı olan Yaradanı sevme(rabbin güzelliğine muhatap olma) ile yani iman ile başlayabilir ancak)sevinç( sevginin yürekte büyüyerek yürekten taşma anıdır) mutluluk (sevincin ard arda olması ve sürekli olmasından doğan yürek doygunluğudur)huzur( yürek acıdan yorulduğu gibi, pozitif duygudanda yorulur, mutluluıktan yorulma haline huzur denir) sukunet (Yüreğin doygunluğuna varlığın diğer unusrlarınında eşlik etmesidir) aşk(yürek tarlasına ekilen gerçek sevgi tohumunun meyvesi olan GÖNÜL deki sevgi halidir) saadet(gönülün mutluluk halidir)ve selam kapısı(yaradan olan Rabden Razı olma halidir, ağızla razılık değil elbet gönülün meskunu olan ruhun razı olması)
''ey doymuş ve kanmış(tatmin) olmuş nefs, isteyerek Rabbine dön, gir Cennetime''