Sizleri Ağlatan Ayetler Hangileri?

sumisali

New member
Kur’ân-ı Kerîm, âlemlerin Rabbi olan Allah tarafından indirilmiştir 1. Onun hem lafzı hem de manası mucizedir. Onun, lafzı da manası da inananları derin bir şekilde etkilemekte, onların imanlarını artırmaktadır. Nitekim bu konuda Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Allah, sözün en güzelini; birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu kitabın etkisinden tüyleri ürperir. Sonra hem bedenleri hem de kalpleri Allah’ın zikrine karşı yumuşar. İşte bu Kur’ân, Allah’ın hidayet rehberidir. Onunla dilediğini doğru yola iletir…”2 “Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.”3 “İşte bunlar, Âdem’in ve Nuh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim’in, Yakub’un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahman’ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlar.”
Âllah’ın âyetleri okunduğu zaman mü’minler, derin bir saygı içerisinde onları dinlerler. Kur’ân âyetleri onların, imanını artırır; hem maddi yönden hem de manevi yönden büyük bir tesir altında kalırlar. Bedenlerinde bir irkilme, tatlı bir heyecan, engin bir aşk, yüreklerinde tarifi mümkün olmayan bir duygu oluşur. Bunun neticesinde de ağlarlar, göz yaşı dökerler ya da ağlamaya çalışarak Kur’ân âyetleri ile yumuşamanın hazzını yaşarlar.
 
“Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti. (Buyurdu ki Ben, erkek olsun kadın olsun-ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, amel eden (çalışan) hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım. Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Bu mükafat Allah tarafındandır…”
Âl-i İmrân, 3/195.
 
"Emrolunduğun Gibi Dosdoğru Ol!"
(Hud: 112)

Çok ağlatmıştır beni bu ayet layık olamamnın ızdırabıyla...​
 
Kim güzel bir (işte) aracılık ederse, ona o işin sevabından bir pay vardır. Kim de kötü bir (işte) aracılık ederse, ona da o kötülükten bir pay vardır. Allah’ın her şeye gücü yeter.(nisa 85)
 
nabe
34.

Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler, üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri tomurcuk gibi çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.



buda çok hüzünlü
 
Gerçek şu ki, münafıklar (sözde), Allah'ı aldatmaktadırlar. Oysa O, onları aldatandır. Namaza kalktıkları zaman, isteksizce kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allah'ı ancak çok az anarlar. (4/142

De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır." (6/162)
 
Haşr 21

Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
 
Yapdığım ibadet cennet bahçeleri için değil Allah için, Allah rizası için. Ben bundan sonra kalan ömrümü Allaha şükr için alnımı secdeden kaldırmasam bile yine Allahın verdiyi nimetlerin şükrünü ödeyemem.Zaten beni bu dünyada O' na secde etmekle şerefdirdiyinin bile şükrünü ödeyemem. Ben Allaha iman etdim 99 Esma-ül Hüsnası ile. Allahım beni cehennemine koyarsa isyan etmem çünki Allah en büyük adalet sahibidir ve adaletiyle hükm verir. Beni cennetine koyarsa bu benim yapdıklarımdan dolayı değil Allahın en büyük merhamet sahibi olmasından olur. Dilerim ki, Allah(c.c) cümlemizin hakkında merhametiyle hükm versin. Ve cennetinde görüşdürsün.
Çok düşündüm hangi ayetleri yazayım seçemedim çünki, Kuran okuyunca, sanki başka bir alemdesin kendimi tutamam.
 
tevir suresi 1. ayet "güneşler dürüldüğünde yıldızlar döküldüğünde" VE DEVAMI "diri diri toprağa gömülen kıza sorulduunda, hangi sebepten öldürüldün'
 
“Allah, sözün en güzelini; birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu kitabın etkisinden tüyleri ürperir…” (Zümer-23)

2 “Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler.”


Yukarıda Zümer 23 e verilen mealde kırmızı ile belittiğim ifade yer almamaktadır. Kendi ifadelerinizi parantez içine alma hassasiyetini Enfal 2 de "bu" kelimesinde göstermişsiniz. Fakat "bıkılmadan, okunan" kelimeleri kuranın lafzında geçmediği halde parantez içinde belirtilmemiş, mealcilerin kendi yorumu katılmıştır.

Allah, sözün en güzelini; âyetleri, (güzellikte) birbirine benzeyen ve (hükümleri, öğütleri, kıssaları) tekrarlanan bir kitap olarak indirmiştir.

Allah, kelâmın en güzeli olan Kur'anı (icaz, hikmet ve belâğatda) ayetleri birbirine benzer, mükerrer (kıssa ve öğütlerle dolu) bir kitab halinde indirdi.

Allah, kelâmının en güzelini (âyetleri birbiriyle) âhenkdâr, katmerli (tıklım büklüm hakıykatleri dolu) bir kitâb haalinde - indirmişdir ki Rablerine derin saygı göstermekde olanların ondan derileri ürperir.

Görüldüğü gibi mealciler (yahut müfessirler) mesaniye/ikili hakkındaki görüşlerini parantez içine almışlar ve türlü türlü yorum getrimişler, kendi yorumlarını belli etmişlerdir. Fakat Diyanet vakfı bu özeni göstermemiştir. Onların bu dikkatsizliğine karşı okuyucu olarak buna özen göstermek zorundayız, diye düşünüyorum. Böyle bir mana çıkmaz mı? Elbette kuran bıkılmadan tekrar tekrar okunuyor..

Eskiden sadece meal yapılmazdı. Elmalılı, ömer bilmen, hasan basri gibi alimlerin meali tefsir içindedir. Fakat şimdi önüne gelen meal çıkarabiliyor, çok basit bir kitapmış gibi. Hatta bazılarının arapçadan türkçeye çeviri yaptığı ilk kitap olabiliyor, belağatta bir benzeri bulunmayan o eşsiz kuranı kerim.. Bir deneme tahtası gibi.. (haşa)
 
Yapdığım ibadet cennet bahçeleri için değil Allah için, Allah rizası için. Ben bundan sonra kalan ömrümü Allaha şükr için alnımı secdeden kaldırmasam bile yine Allahın verdiyi nimetlerin şükrünü ödeyemem.Zaten beni bu dünyada O' na secde etmekle şerefdirdiyinin bile şükrünü ödeyemem.

Peki nasıl şükretmiş olacağız? Eğer şükredemiyorsak, Allahın şükredin diye emrini yerine getiremiyor muyuz? Kaldıramayacağımız bir emir mi?

Veşküruli vela tekfürün/Şükredin, küfretmeyin. Küfrü, şükrün zıddı diye düşünürsek, şükredemediğimiz zaman küfre düşmüş olmaz mıyız?
 
Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir. (HAŞR 20)

Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz. (HAŞR 21)




İlk aklıma gelenler bunlar, hepinizden Allah Razı Olsun.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks