Konumuz, Kurândan kopan kavramlar. Kopmaktan muradımız, tatbikatı devreden çıkarılanlardır. İşte bu kavramlardan bir tanesi de Sıratı Mustakîmdir. Adı hep kullanılır ama ne olduğu konusunda kimse bir fikir beyan edemez. Çünkü Kurândaki Sıratı Mustakîm kavramı çarpıtılmış, bir anlamda devre dışı bırakılmıştır. Çarpıtılmanın arkasında Sıratı Mustakîmin devreden çıkması vardır.
Biliyorsunuz ki sırat yol, mustakîm de istikamet üzere olan demektir. Kavramın lugat mânâsı budur; istikamet üzere olan bir yol. Ama dîn konusundaki yetkililere bu suali sorduğumuzda bize verdikleri cevap hep doğru yol olmaktadır. Nitekim Türkiyedeki 23 tane Kurân-ı Kerim mealini açtığımız zaman aşağı yukarı hepsinde Sıratı Mustakîmin ya doğru yol ya da dosdoğru yol diye Türkçeleştirildiğini görüyoruz.
Daha ötesinde, hidayet için de aynı şey söylenmektedir. Hidayet nedir? diyoruz, Doğru yoldur diyorlar. Evvelâ hidayet yol değildir. Hidayet bir yolun üzerinden, Sıratı Mustakîmin üzerinden insan ruhunun Allaha ulaşmasıdır. Konumuz hidayet değil. Hidayet konusunu unutulan kavramların başında verdik. Şimdi konumuz Sıratı Mustakîm, unutulan Sıratı Mustakîm.
Bu istikamet üzere olan yol acaba nereye gidiyor? Allahû Tealâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).
Allahû Tealâ şöyle buyurdu: İşte bu, Bana yönlendirilmiş (Bana ulaştıran) yoldur.
Öyleyse tartışma bitmiştir. Sıratı Mustakîm insanların ruhlarını Allaha ulaştıran yolun adıdır. Bu ana Sıratı Mustakîmdir. Bu Sıratı Mustakîm 4 tane sebîlden oluşur. Bir insanın mürşidine ulaştığı noktaya kadar başlangıçta 2 tane Sıratı Mustakîm veya sebîl aşması lâzımdır:
1. Sıratı Mustakîm, 1. sebîl, kişinin el öptüğü dergâhtan, devrin imamının dergâhına kadar olan kesimi kapsar. Ama bu olay bir insanın mürşidine ulaşıp tâbiiyetinden sonra gerçekleştirdiği bir müessesedir. Bu noktadan sonra 1. Sıratı Mustakîmin, 1. ayağı, 1. sebîli; tâbî olunan dergâhtan ana dergâha yatay bir sebîldir.
2. Sıratı Mustakîm ayağı, ana dergâhtan, devrin imamının dergâhından yukarıya doğru çıkan Tarîki Mustakîm adlı bir yoldur ki, 7 tane gök katını aşar, 7. gök katına ulaşır. Zemin kattan 1. kata, 1. tarîk vardır. Böylece 7 tane tarîk söz konusudur. Bu 7 tane parçanın bütünü Tarîki Mustakîm adını alır.
Sırat da, tarîk de yol demektir. Ama Tarîki Mustakîm zemin kattan başlayan, Allahın katına kadar ulaşan 7 katı aşan bu yolların, bütün gök katlarını aşan bölümüdür. Ya da diğer bir deyişle, Sıratı Mustakîmin omurgasıdır. 7 gök katı, Tarîki Mustakîmle aşılır.
Allahû Tealâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
23/MU'MİNUN-17: Ve lekad halaknâ fevkakum seba tarâika ve mâ kunnâ anil halkı gâfilîn(gâfilîne).
Ve andolsun ki Biz, sizin üzerinizde 7 yol yarattık ve Biz, yaratmaktan gâfil değiliz.
And olsun ki üzerinize 7 tane tarîk halk ettik, yarattık.
Zemin katı 1. kata bağlayan 1. tarîk, 1.katı 2. kata bağlayan 2. tarîk, 3. kata bağlayan; 3. tarîk, 4., 5., 6., 7. katlara bağlayan diğer tarîkler.
7. katta soldan sağa uzanan bir sebîl, sırasıyla:
<!--[if !supportLists]-->1- <!--[endif]-->Kader hücrelerini,
<!--[if !supportLists]-->2- <!--[endif]-->Ümmülkitabı,
<!--[if !supportLists]-->3- <!--[endif]-->Kudret denizini,
<!--[if !supportLists]-->4- <!--[endif]-->Makam-ı Mahmudu,
<!--[if !supportLists]-->5- <!--[endif]-->Divan-ı Salihîni,
<!--[if !supportLists]-->6- <!--[endif]-->Zikir hücrelerini,
<!--[if !supportLists]-->7- <!--[endif]-->İndi İlâhiyi aşar.
İndi İlâhinin en yüksek noktasına kadar devam eder. İndi İlâhinin en yüksek noktası Sidretül Müntehadır. Sidretül Münteha, en yüksek noktadaki ağaçtır. Buradan dikey bir sebîl Allahın Zatına ulaştırır.
İki yatay, iki dikey olmak üzere 4 sebîlden oluşan ve dikey sebîllerden birinin Tarîki Mustakîm adını aldığı bu 4 tane sebîlin toplamı, Allaha ulaştıran Tarîki Mustakîmdir.
Daha evvel Sıratı Mustakîm var mıdır? Evet, tam 7 tane Sıratı Mustakîm vardır. Dikkat edin! Sakın bu 4 tane sebîlden oluşan, Allaha ulaştıran Sıratı Mustakîmi 4 tane saymayın. Bu 4 tane sebîlden oluşan Allaha ulaştıran Sıratı Mustakîm, bir tek Sıratı Mustakîmdir. Onun dışında Kurân-ı Kerimde daha 6 tane Sıratı Mustakîm vardır.
Allaha ulaşmayı dilediğiniz anda Sıratı Mustakîmin üzerindesiniz. Allahû Tealâ buyuruyor ki:
6/EN'AM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vusahâ ve izâ kultum fadilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allahın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.
6/EN'AM-153: Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne).
Ve muhakkak ki; bu, benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Böylece siz takva sahibi olursunuz.
ve bi ahdillâhi evfû: Allahın ahdini ifa edin.
hâzâ sırâtî mustekîmen: İşte bu Sıratı Mustakîmdir.
fettebiûh(fettebiûhu): Ona tâbî olun.
Allahû Tealâ devam ediyor: Sakın diğer yollara tâbî olmayın ki bütün o yollar sizi Allahın yegâne yolu olan Sıratı Mustakîmden saptırırlar. İşte Allahû Tealâ sizi bununla vasiyet etti ki takvaya, en sondaki takvaya bile ulaşabilesiniz.
Öyleyse kim Allaha ulaşmayı dilerse o, Sıratı Mustakîm üzerindedir. Allahû Tealâya ulaşmayı dilediğiniz an 1. Sıratı Mustakîmin üzerindesiniz. Burada bir sebîl söz konusudur.
<!--[if !supportLists]-->1- <!--[endif]-->Bir yerlere ulaştıran, gerçek anlamda yol hüviyetinde bir sebîl.
<!--[if !supportLists]-->2- <!--[endif]-->Bir de bir işlevi yaptığınız zaman onun üzerinde sayıldığınız Sıratı Mustakîm vardır.
Biliyorsunuz ki sırat yol, mustakîm de istikamet üzere olan demektir. Kavramın lugat mânâsı budur; istikamet üzere olan bir yol. Ama dîn konusundaki yetkililere bu suali sorduğumuzda bize verdikleri cevap hep doğru yol olmaktadır. Nitekim Türkiyedeki 23 tane Kurân-ı Kerim mealini açtığımız zaman aşağı yukarı hepsinde Sıratı Mustakîmin ya doğru yol ya da dosdoğru yol diye Türkçeleştirildiğini görüyoruz.
Daha ötesinde, hidayet için de aynı şey söylenmektedir. Hidayet nedir? diyoruz, Doğru yoldur diyorlar. Evvelâ hidayet yol değildir. Hidayet bir yolun üzerinden, Sıratı Mustakîmin üzerinden insan ruhunun Allaha ulaşmasıdır. Konumuz hidayet değil. Hidayet konusunu unutulan kavramların başında verdik. Şimdi konumuz Sıratı Mustakîm, unutulan Sıratı Mustakîm.
Bu istikamet üzere olan yol acaba nereye gidiyor? Allahû Tealâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
15/HİCR-41: Kâle hâzâ sırâtun aleyye mustekîm(mustekîmun).
Allahû Tealâ şöyle buyurdu: İşte bu, Bana yönlendirilmiş (Bana ulaştıran) yoldur.
Öyleyse tartışma bitmiştir. Sıratı Mustakîm insanların ruhlarını Allaha ulaştıran yolun adıdır. Bu ana Sıratı Mustakîmdir. Bu Sıratı Mustakîm 4 tane sebîlden oluşur. Bir insanın mürşidine ulaştığı noktaya kadar başlangıçta 2 tane Sıratı Mustakîm veya sebîl aşması lâzımdır:
1. Sıratı Mustakîm, 1. sebîl, kişinin el öptüğü dergâhtan, devrin imamının dergâhına kadar olan kesimi kapsar. Ama bu olay bir insanın mürşidine ulaşıp tâbiiyetinden sonra gerçekleştirdiği bir müessesedir. Bu noktadan sonra 1. Sıratı Mustakîmin, 1. ayağı, 1. sebîli; tâbî olunan dergâhtan ana dergâha yatay bir sebîldir.
2. Sıratı Mustakîm ayağı, ana dergâhtan, devrin imamının dergâhından yukarıya doğru çıkan Tarîki Mustakîm adlı bir yoldur ki, 7 tane gök katını aşar, 7. gök katına ulaşır. Zemin kattan 1. kata, 1. tarîk vardır. Böylece 7 tane tarîk söz konusudur. Bu 7 tane parçanın bütünü Tarîki Mustakîm adını alır.
Sırat da, tarîk de yol demektir. Ama Tarîki Mustakîm zemin kattan başlayan, Allahın katına kadar ulaşan 7 katı aşan bu yolların, bütün gök katlarını aşan bölümüdür. Ya da diğer bir deyişle, Sıratı Mustakîmin omurgasıdır. 7 gök katı, Tarîki Mustakîmle aşılır.
Allahû Tealâ bu konuda şöyle buyurmaktadır:
23/MU'MİNUN-17: Ve lekad halaknâ fevkakum seba tarâika ve mâ kunnâ anil halkı gâfilîn(gâfilîne).
Ve andolsun ki Biz, sizin üzerinizde 7 yol yarattık ve Biz, yaratmaktan gâfil değiliz.
And olsun ki üzerinize 7 tane tarîk halk ettik, yarattık.
Zemin katı 1. kata bağlayan 1. tarîk, 1.katı 2. kata bağlayan 2. tarîk, 3. kata bağlayan; 3. tarîk, 4., 5., 6., 7. katlara bağlayan diğer tarîkler.
7. katta soldan sağa uzanan bir sebîl, sırasıyla:
<!--[if !supportLists]-->1- <!--[endif]-->Kader hücrelerini,
<!--[if !supportLists]-->2- <!--[endif]-->Ümmülkitabı,
<!--[if !supportLists]-->3- <!--[endif]-->Kudret denizini,
<!--[if !supportLists]-->4- <!--[endif]-->Makam-ı Mahmudu,
<!--[if !supportLists]-->5- <!--[endif]-->Divan-ı Salihîni,
<!--[if !supportLists]-->6- <!--[endif]-->Zikir hücrelerini,
<!--[if !supportLists]-->7- <!--[endif]-->İndi İlâhiyi aşar.
İndi İlâhinin en yüksek noktasına kadar devam eder. İndi İlâhinin en yüksek noktası Sidretül Müntehadır. Sidretül Münteha, en yüksek noktadaki ağaçtır. Buradan dikey bir sebîl Allahın Zatına ulaştırır.
İki yatay, iki dikey olmak üzere 4 sebîlden oluşan ve dikey sebîllerden birinin Tarîki Mustakîm adını aldığı bu 4 tane sebîlin toplamı, Allaha ulaştıran Tarîki Mustakîmdir.
Daha evvel Sıratı Mustakîm var mıdır? Evet, tam 7 tane Sıratı Mustakîm vardır. Dikkat edin! Sakın bu 4 tane sebîlden oluşan, Allaha ulaştıran Sıratı Mustakîmi 4 tane saymayın. Bu 4 tane sebîlden oluşan Allaha ulaştıran Sıratı Mustakîm, bir tek Sıratı Mustakîmdir. Onun dışında Kurân-ı Kerimde daha 6 tane Sıratı Mustakîm vardır.
Allaha ulaşmayı dilediğiniz anda Sıratı Mustakîmin üzerindesiniz. Allahû Tealâ buyuruyor ki:
6/EN'AM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vusahâ ve izâ kultum fadilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).
Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allahın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.
6/EN'AM-153: Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne).
Ve muhakkak ki; bu, benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Böylece siz takva sahibi olursunuz.
ve bi ahdillâhi evfû: Allahın ahdini ifa edin.
hâzâ sırâtî mustekîmen: İşte bu Sıratı Mustakîmdir.
fettebiûh(fettebiûhu): Ona tâbî olun.
Allahû Tealâ devam ediyor: Sakın diğer yollara tâbî olmayın ki bütün o yollar sizi Allahın yegâne yolu olan Sıratı Mustakîmden saptırırlar. İşte Allahû Tealâ sizi bununla vasiyet etti ki takvaya, en sondaki takvaya bile ulaşabilesiniz.
Öyleyse kim Allaha ulaşmayı dilerse o, Sıratı Mustakîm üzerindedir. Allahû Tealâya ulaşmayı dilediğiniz an 1. Sıratı Mustakîmin üzerindesiniz. Burada bir sebîl söz konusudur.
<!--[if !supportLists]-->1- <!--[endif]-->Bir yerlere ulaştıran, gerçek anlamda yol hüviyetinde bir sebîl.
<!--[if !supportLists]-->2- <!--[endif]-->Bir de bir işlevi yaptığınız zaman onun üzerinde sayıldığınız Sıratı Mustakîm vardır.