Sıkça Sorulan Sorular
1-) İsa Mesih Çarmıhta neden Tanrım beni bıraktın dedi?
2-) İncili sağlığında İsa’mı yazdı?
3-) Eğer İsa Tanrı’ysa, kime dua etti?
4-) Hıristiyanlık inancına göre Isa Allah tan gelen vahiyleri yazmadı böyle önemli bir şeyi niçin kaleme almadı
5-) İncil Hangi dilde Yazıldı?
6-) Orijinal metinler nerede?
7-) Hıristiyan olmak için herhangi bir şey yapmam gerekiyor mu?
Hıristiyanlar neden kiliseye giderler?
9-) Üçlü Birlik nedir? Buna inanarak Tanrıya ortak koşmuyor musunuz?
İsa Mesih Çarmıhta neden Tanrım beni bıraktın dedi?
İsa Mesih Tanrı sözüdür. Söz beden alıp aramızda yaşamıştır. Matta 27:45-50
Bütün ülkenin üzerine öğleyin saat on ikiden saat üçe kadar süren bir karanlık çöktü; Bu süre içinde günahlarımızın tarif edilemez lanetine dayandı. Tanrı’nın günahlarımıza karşı olan öfkesi nedeniyle hak ettiğimiz sonsuz cehennem üç saate sığdırıldı. Bunu tam olarak anlayamayız. Tanrı’nın günaha karşı adil taleplerini tatmin etmenin O’nun için ne demek olduğunu tümüyle bilemeyiz. Bildiğimiz tek şey, bu üç saatle O’nun bedeli ödediği, borç işini hallettiği ve insanın kurtulması için gerekli işi tamamladığıdır. Mezmur 22:3’de “Oysa sen kutsalsın, İsrail’in övgüleri üzerine taht kuran sensin.” Tanrı kutsal olduğu için günahı görmezlikten gelemez. Tam tersine, cezalandırması gerekir. Rab İsa’nın bizzat kendi günahı yoktu, ama bizim günahlarımızın suçunu kendi üzerine aldı. Tanrı, yargıç olarak aşağı baktığında bizim yerimize geçen günahsızın üstünde bizim günahlarımızı gördü ve Sevgili Oğlundan uzaklaştı.
İncili sağlığında İsa’mı yazdı?
İncil İsa’nın yaşamı ve yaşamının sonucu olan müjdesidir. İncil'e göre İsa Mesih Tanrının sözüdür. Yani Diğer peygamberlere vahiy gelmişken, İsa'nın kendisi vahiy olarak gelmiştir. Ve insanlara vahiy etmiştir. İncil, İsa'nın göğe yükselişinden sonra Tanrısal esinle öğrencileri tarafından yazılmıştır
Eğer İsa Tanrı’ysa, kime dua etti?
İsa’nın Mesih'in Tanrılığına ilişkin en çok sorulan sorular arasında bu soru da yer almaktadır. Bu soruya yanıt Üçlübirlik’te ve İsa’nın yeryüzüne gelip beden almasında yatmaktadır. Üçlübirlik, tüm yaradılışta tek Tanrı’nın olduğunu anlatan öğretiştir. Bu tek Tanrı üç kişilikten oluşur: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Üç tanrı yoktur, sadece tek Tanrı vardır. Her biri ayrı kişiliktir, fakat yine de özde her biri tanrısal doğaya sahiptir.Üçlübirliğe yakın bir benzetmeyi, zaman kavramını yakından inceleyerek bulabiliriz. Zaman geçmiş, şimdiki ve gelecek zamandır. Zamanın üç “kısmı” veya “yönü” vardır. Bu tek olan zaman dışında, “üç” zaman olduğu anlamına gelmez. Her biri bir anlamda ayrıdır, fakat her biri aynı doğayı veya özü taşır. Aynı şekilde, Üçlübirlik aynı doğayı paylaşan üç farklı kişilikten oluşur.
Tanrı’nın Beden Alması Hıristiyanlıkta Üçlübirliğin ikinci kişisi İsa’nın beden alma öğretişine göre, İsa kendi Tanrı doğasına insan doğasını ekledi ve insan oldu.
Kutsal Kitap, İsa’nın beden almış Tanrı olduğunu söyler, “Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı… Söz, insan olup aramızda yaşadı. O'nun yüceliğini Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini gördük.” (Yuhanna 1:1, 14); ve “Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor.” (Koloseliler 2:9). İsa bundan dolayı iki doğaya sahiptir. O hem Tanrı hem de insandır. İsa tamamen insandır, fakat aynı zaman tanrısal doğaya da sahiptir.
Hıristiyanlık inancına göre Isa Allah tan gelen vahiyleri yazmadı böyle önemli bir şeyi niçin kaleme almadı?
Hıristiyanlık inancına göre Isa Allah’tan gelen vahiyleri yazmadı böyle önemli bir şeyi niçin kaleme almadı Onun hizmeti, yazmak değil, müjdeyi yani kurtuluşu gerçekleştirmekti. Kurtuluşta; İsa Mesih'in insanların çekmesi gereken cezayı yani ölümü kendi bedeninde üstlenerek çekmesi ve dirilişi ile aklaması sonsuz yaşamın mirasçısı kılmasıdır. İsa bunu gerçekleştirmek için geldi. ve gerçekleştirdi. ve öğrencilerine buyruk verdi. "Gidin bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin.Onları Baba Oğul ve Kutsal Ruh'la vaftiz edin"
İncil Hangi dilde Yazıldı?
İncil orijinalinde Grekçe olarak yazılmıştır.
Orijinal metinler nerede?
İncil'in ilk nüshalarına ilişkin papirüsler çeşitli kütüphanelerin koleksiyonlarında bulunmaktadır. Bunlardan birisine örnek Dublin'deki Chester Beatty Kütüphanesidir
Hıristiyan olmak için herhangi bir şey yapmam gerekiyor mu?
Hıristiyan olmak bir futbol takımından bir başka takıma geçer gibi forma değiştirmek ya da falanca siyasi partiden usanıp öbürüne geçmek gibi bir taraf tutmak meselesi değildir. Hıristiyanlık İsa’yı örnek almak, O’nun buyruklarına uymak ve ona yakışan ve İsa’nın yaşadığı günahsız hayata benzer bir yaşam sürmeyi arzu etmek, buna kesin karar vermektir. Ancak bu yeterli değildir, çünkü bu bir iman sorunudur. Kutsal Kitabın Rab’bin sözü olduğuna ve onda yazılanların doğru ve güvenilir olduklarına yürekten iman etmelisiniz. Eğer İsa için Kutsal Kitap o çarmıhta bizim günahlarımız için öldü, diyorsa ve bu size inanılmaz bir şey olarak görünüyorsa bu konuları araştırmanız doğru olur. Tanrı gözü kapalı bir imanı istemez, ancak unutmayın ki, insan aklı da bilgisi de sınırlıdır. Bütün sorularınıza cevap bulmayı beklerseniz, ömrünüzün son günü gelir ama iman edeceğiniz o gün asla gelmez. Kutsal Kitap, İncil/İbraniler imanı görmediğine inanmak olarak tanımlıyor. İman etmeniz gereken temel konular ise şunlar:
a. Tanrı sizi seviyor ve sizin için harika bir planı var.
b. Ancak insan Adem’den beri günah içindedir ve Tanrı’dan kopmuştur. Tanrı ile aramızda yaratılışta var olan yakın ilişki günah nedeniyle kırılmıştır.
c. Fakat bizi yaratan RAB Tanrı, bizi asla terk etmedi ve insanla barışmak istedi.
d. Tanrı, dünyayı o kadar çok sevdi ki biricik Oğlu’nu verdi. İsa Mesih çarmıhta senin yerine ve senin günahlarının cezasını çekerek, seni günahtan kurtarmak ve sana sonsuz yaşam vermek için öldü.
Dökülen kutsal kanıyla seni günahından arındırdı ve kendisine Rab ve Kurtarıcı olarak iman eden ve edecek olan herkese Tanrı’nın çocukları olma ayrıcalığını verdi. e. Onu bugün hayatına kendi isteğinle ve imanla Rab’bin ve Kurtarıcın olarak davet eder, günahlarını itiraf ederek ondan af dilersen, Rab İsa söz verdiği gibi hayatına girerek ona düzen verir, günahlarını bağışlar ve sana vaktiyle elçilerine verdiği Kutsal Ruh’u verir.
f. Eğer yukarıda a-e arasında anlattıklarımın doğru olduğuna bütün kalbinle inanırsan bir odaya gir, yalnız başına ya da bir Hıristiyan kardeşin yanında bunlara inandığını açıkça söyle ve İsa’yı hayatına davet et. O bir hırsız değil. Kapıyı çalar ama nazikçe yapar bunu, onun için de İncil’de İşte orada durmuş kapıyı çalıyorum. Kim sesimi işitir de kapıyı açarsa... dediğine göre kapıyı sadece çalıyor. Yumruklamıyor. Tanrının kendi yarattığı insana değer verdiğini, bu çok önemli kararı vermeyi insana bıraktığını gösterir. Onu davet ettiğin anda Hıristiyan olursun, ama sakın unutma bu son değil sadece bir başlangıçtır ve bu yolu tek başına evinde Kutsal Kitap okuyarak yürüyemezsin. Bir kiliseye katılman ve her düşünceni o kilisenin önderleriyle paylaşman gerekir.
Hıristiyanlar neden kiliseye giderler?
Ülkemizde Kilise dendiğinde genelde aklımıza çan kuleleri ve eski büyük binalar gelir. Ancak kilise yani soruda da belirtilen kilise bu mudur?
Hayır! Kilise denilince akla İsa Mesih'e Rab ve Kurtarıcı olarak iman edenlerin oluşturduğu bir topluluk gelmelidir. Bu nedenle tek bir Kilise vardır ve onun başı şu ya da bu Papaz değil, İsa Mesih'tir.
Mesih İnanlıları her şeyden önce İnsanın yegane yaratılma amacının sonsuza dek Tanrı'yı yüceltmek ve O'na tapınmak olduğuna iman ederler. Her şeyin yaratıcısı yüce Allah dünyayı 6 günde yaratmış 7. gün dinlenmiştir. Aynı uygulamayı bizden de beklemektedir. Sept günü yani 7. gün Tanrı'nındır ve O bu günü dünyanın telaşından uzak ve yalnızca O'na olan şükran ve teşekkürümüzle geçireceğimiz bir gün olarak kendine ayırtmıştır.
Ancak Mesih inancında İbadet yada tapınma yalnızca haftanın belli bir gününde yapılan ve biten diğer günlerde ise ibadetin yerine getirilmiş olmasının verdiği rahatlık ve rehavet içerisinde geçiştirilen bir uygulama değildir. Kilise ibadeti aynı imanı paylaşan insanların bir arada birbirlerini teşvik ederek gerçekleştirdikleri tapınmadır. Yukarıda da belirttiğimizi gibi yegane amacımız Tanrı'yı sonsuza dek yüceltmektir
Üçlü Birlik nedir? Buna inanarak Tanrıya ortak koşmuyor musunuz?
İnancımızın temeli Tanrı'nın tekliğidir. Her şeyin hakimi olan evrenin yaratıcısı Tanrı inancımıza göre Tektir. Tek bir Tanrı'ya inandığımızı söylemek esasında genel bir ifade olarak ele alınırsa yeterli değildir. Çünkü Agnostikler de (evreni bir Tanrı yaratmıştır ama bu Tanrı'nın herhangi bir kitabının olup olmaması ya da bir yol oluşturması önemli değildir diyenler) bu şekilde bir ifadeyi kullanmaktadırlar. Bazen tektanrıcılığın tapınılması gereken Tanrı'nın kimliğiyle ilgili hiçbir şey açıklamadığım görmekteyiz. Yani Tanrı o kadar soyutlaştırılmaktadır ki, bu inanılan tek Tanrı'nın kim olduğunu adeta ortadan kaldırmaktadır. Diğer bir deyişle, eğer yanlış bir Tanrı fikrine sahipseniz, tek bir Tanrı vardır demek tek başına yeterli değildir.
Birisi Ra, İsis ya da Osiris'in gerçek Tanrı olduğunu söyleyebilir ama bu Mısır Tanrısal inancının bizim Tanrısal inancımızla aynı şey olduğunu söylemek demek değildir. Mısır tanrılarından İsis'e inanan bir kişi tanrı tektir dediğinde zihninde beliren tanrı kavramı tamamen bu inancın oluşturduğu tanrı kavramıdır. Oysa biz Tanrı tektir dediğimizde Alemlerin Rabbi olan ve bütün evrenin yaratıcısı, gözle göremediğimiz, doğmamış ve doğrulmamış Bir Olan Yüce Tanrı'dan bahsediyoruz. Bu şekilde genel kavramlarla anladığımız bu Tek Tanrı'yı ayrıca bir de Kutsal Kitap'taki esini (vahyi) aracılığıyla bize kendisini açıkladığı şekilde tanıyoruz.
Tanrı, Kutsal Kitap'ta kendisini evrenin hakimi tek olan diye tanıtırken aynı zamanda bu Tekliği Kutsal Üçlük ifadesinde de daha derin bir biçimde açıklamıştır. Bu tek Tanrı'nın kendisini bize çok daha derin anlamda açıklamasıdır. Böyle bir açıklama bir kişinin aynı zamanda üç ayrı etkin kişiliği olması gibidir. Ahmet beyin aynı çocuğu için baba, karısı için koca ve memurları için müdür olması gibidir. Üç ayrı kişilik ama Tek bir kişi. Bu bize göre Kutsal Kitap'ın başından sonuna dek Tanrı'nın kendisini aktarımı sonucu bize verilmiş bir gizdir. Bunun Tanrı'yı ne üçe bölmek, ne de üç ayrı Tanrı kabul etmek gibi bir giz olmadığını Mesih İsa'ya iman etmiş her kişi çok net bir biçimde bilmektedir. Tanrı birdir. Bir olan Tanrı kendi kişiliğini bizlere mecaz anlamda Baba (Görünmez Öz), Oğul (Görünen söz) ve Kutsal Ruh (Tanrı'nın bizdeki işlevi) şeklinde açıklamıştır.
Bizim Tevhid (Birlik) anlayışımız Tek olan Tanrı'nın kendisini üç ayrı şahısta tanıtımıdır. Bu nedenle belki bu Tanrı'nın kendisini açıklayışına Tevhitte (birlik) Teslis (üçlük) diyebiliriz. Herhalde Tanrı'nın kendisini dilediği şekilde açıklamasında hiç kimsenin bir itirazı söz konusu değildir. O her şeyin hakimi ve yaratıcısıdır. Kendisini elbette dilediği şekilde açıklayacaktır. O zaman "bir Mesih İsa izleyicisi Tek olan, kendisini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'ta açıklayan, her şeyin sahibi, her şeye gücü yeten, yüceler yücesi Tanrı’ya inanmaktadır" diyerek bu bölümü noktalayabiliriz. Yaşamımızın tamamını kapsamaktadır.Hikaye kısmına alınacak Bir çoğumuz kendimize sormuşuzdur; Ben kimim? Nerden geldim nereye gidiyorum? Yaşamımın bir amacı var mı.Bir çoğumuz kendimize sormuşuzdur; Ben kimim? Nerden geldim nereye gidiyorum? Yaşamımın bir amacı var mı ve ben bu amacı anlayabiliyor muyum? Tanrı'yı arama serüvenim bu soruları kendime sormam ile birlikte başlamış oldu.Çevremdekilerin bu konulara girmenin ruhsal sağlıkta meydana getirebileceği hasarlar ile ilgili uyarılarına rağmen ben bu soruların cevabını bulmaya kararlıydım, imanımı sınamaya ve neye iman ettiğimi öğrenmek açlığındaydım.Hayatı algılayış biçimlerini farklı perspektiflerden inceleyen felsefe akımlarını, dinleri ve öğretişleri inceledim. Elbette hepsinin doğru ve güzel yanları vardı ama hala tatmin edilmeyi bekleyen bir kaç soru cevabını bekliyordu. Bu plandaki benim yerim ne? Tanrı'nın beni yaratıştaki amacı ne idi? Bu felsefe, din ve öğretişlerden hangisi Tanrı'nın bana seslenişi yani Kelamullahtı? Acaba bana sunulanı hiç sorgulamadan kabul edersem Tanrı'ya karşı sorumluluklardan kurtulabilir miydim? Daha açık bir ifade ile puta tapan bir toplumda olsaydım ve toplumun inanç ve geleneklerine ters düşmemek için hiç sorgulamadan puta tapınmaya devam etseydim Tek ve Gerçek olan Rab bunu kabul eder miydi?
Kendine soru sormaktan kaçınanlar peş peşe soru yağmuruna tuttular;
Ne yani şimdi sen Ermeni mi oldun? Rum mu oldun? En çok sorulan bu soru olmasına rağmen aklı selim olan herkes bu sorunun cevabını da aslında bilmektedir. Allah her şeyin Yaratıcısıdır ve tüm insanoğluna milliyet ayıkmaksızın seslenmiştir (Markos 16:15-16, Matta 28:16-20, Luka 20:19-23, Elçilerin İşleri 1:6-11). Yani Tanrı'nın buyruğu ile milli duygu ve değerler birbiri ile çelişmez. Milliyet Irki ve sosyolojik bir kavramdır. Bu Anavatanı korumak, ona saldıranlara karşı göğsünü siper etmek Hıristiyan, Müslüman veya ateist her Türk'ün düşünmeden yerine getirmesi gereken ilk görevdir.
İkinci en çok sorulan soru ise siz Baba, Oğul ve Kutsal Ruh diye üç tanrıya taparak Tanrı'ya eş koşmuş olmuyor musunuz? Kesinlikle hayır, anlaşılması en güç olan bu konu ama yanıt HAYIR. Tanrı, insanı kendisini arama yoluna sevk ettiği ve ona varlığını hissettirdiği, O Tanrı'nın içimizdeki sesi yani Kutsal Ruh. Tanrı'nın insana kendini açıklayışı Vahiy, Kelam veya Sözün kendisi olduğunu vurgulayan (aidiyet anlamında) Oğul. Kudret, Görkem ve Yüceliğinden hiçbir kuşkumuz olmadığı görünmez öz Baba. Hepsi Tek olan Bir Allah'ın insanlara kendini tanıttığı, seslendiği farklı biçimleridir. Sonuç olarak Hıristiyanlığın inancı; Allah Tektir, doğmamış ve doğrulmamıştır. ezelden ebede kainatın tek sahibi ve yaratıcısıdır.
Kutsal Kitap (Tevrat-Zebur-İncil) değiştirilmemiş midir? Bu sorunun cevabı da aynı ilk sorudaki gibi aslında Allah'ın Kadir-i Mutlak olduğuna iman eden herkes tarafından rahatlıkla verilebilir. Kainatı tek bir istemi ile Yaratan, yarattığı kainatta hiç hatasız olarak ahengi sağlayan, Kendinden hiç bir şeyin gizli olmadığı Allah, nasıl olurda günahta olan ve her an günaha eğilimini ispat eden insanın kendi vahyini bozmasını engelleyemez ve Kelamullahını koruyamaz. Her şeye Kadir Allah buna nasıl müsaade eder yada böyle bir tehlikenin olabileceğini tahmin edemez. HAYIR KUTSAL KİTAP DEĞİŞMEMİŞTİR.
Aslında en önemli nokta sorulmayandı.
Hıristiyanlık bir din midir? Hıristiyan kelimesi başlangıçta Mesih takipçisi olmayanlar tarafından Mesih yolunda olanları aşağılamak için kullanılmış daha sonra işlevi değişmiş Mesih yolunda olanları tarif etmek için kullanıla gelmiştir. Hıristiyanlık bir din değildir.
Mesih, Yaşam, Yol ve Gerçektir
1-) İsa Mesih Çarmıhta neden Tanrım beni bıraktın dedi?
2-) İncili sağlığında İsa’mı yazdı?
3-) Eğer İsa Tanrı’ysa, kime dua etti?
4-) Hıristiyanlık inancına göre Isa Allah tan gelen vahiyleri yazmadı böyle önemli bir şeyi niçin kaleme almadı
5-) İncil Hangi dilde Yazıldı?
6-) Orijinal metinler nerede?
7-) Hıristiyan olmak için herhangi bir şey yapmam gerekiyor mu?
Hıristiyanlar neden kiliseye giderler?
9-) Üçlü Birlik nedir? Buna inanarak Tanrıya ortak koşmuyor musunuz?
İsa Mesih Çarmıhta neden Tanrım beni bıraktın dedi?
İsa Mesih Tanrı sözüdür. Söz beden alıp aramızda yaşamıştır. Matta 27:45-50
Bütün ülkenin üzerine öğleyin saat on ikiden saat üçe kadar süren bir karanlık çöktü; Bu süre içinde günahlarımızın tarif edilemez lanetine dayandı. Tanrı’nın günahlarımıza karşı olan öfkesi nedeniyle hak ettiğimiz sonsuz cehennem üç saate sığdırıldı. Bunu tam olarak anlayamayız. Tanrı’nın günaha karşı adil taleplerini tatmin etmenin O’nun için ne demek olduğunu tümüyle bilemeyiz. Bildiğimiz tek şey, bu üç saatle O’nun bedeli ödediği, borç işini hallettiği ve insanın kurtulması için gerekli işi tamamladığıdır. Mezmur 22:3’de “Oysa sen kutsalsın, İsrail’in övgüleri üzerine taht kuran sensin.” Tanrı kutsal olduğu için günahı görmezlikten gelemez. Tam tersine, cezalandırması gerekir. Rab İsa’nın bizzat kendi günahı yoktu, ama bizim günahlarımızın suçunu kendi üzerine aldı. Tanrı, yargıç olarak aşağı baktığında bizim yerimize geçen günahsızın üstünde bizim günahlarımızı gördü ve Sevgili Oğlundan uzaklaştı.
İncili sağlığında İsa’mı yazdı?
İncil İsa’nın yaşamı ve yaşamının sonucu olan müjdesidir. İncil'e göre İsa Mesih Tanrının sözüdür. Yani Diğer peygamberlere vahiy gelmişken, İsa'nın kendisi vahiy olarak gelmiştir. Ve insanlara vahiy etmiştir. İncil, İsa'nın göğe yükselişinden sonra Tanrısal esinle öğrencileri tarafından yazılmıştır
Eğer İsa Tanrı’ysa, kime dua etti?
İsa’nın Mesih'in Tanrılığına ilişkin en çok sorulan sorular arasında bu soru da yer almaktadır. Bu soruya yanıt Üçlübirlik’te ve İsa’nın yeryüzüne gelip beden almasında yatmaktadır. Üçlübirlik, tüm yaradılışta tek Tanrı’nın olduğunu anlatan öğretiştir. Bu tek Tanrı üç kişilikten oluşur: Baba, Oğul ve Kutsal Ruh. Üç tanrı yoktur, sadece tek Tanrı vardır. Her biri ayrı kişiliktir, fakat yine de özde her biri tanrısal doğaya sahiptir.Üçlübirliğe yakın bir benzetmeyi, zaman kavramını yakından inceleyerek bulabiliriz. Zaman geçmiş, şimdiki ve gelecek zamandır. Zamanın üç “kısmı” veya “yönü” vardır. Bu tek olan zaman dışında, “üç” zaman olduğu anlamına gelmez. Her biri bir anlamda ayrıdır, fakat her biri aynı doğayı veya özü taşır. Aynı şekilde, Üçlübirlik aynı doğayı paylaşan üç farklı kişilikten oluşur.
Tanrı’nın Beden Alması Hıristiyanlıkta Üçlübirliğin ikinci kişisi İsa’nın beden alma öğretişine göre, İsa kendi Tanrı doğasına insan doğasını ekledi ve insan oldu.
Kutsal Kitap, İsa’nın beden almış Tanrı olduğunu söyler, “Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı… Söz, insan olup aramızda yaşadı. O'nun yüceliğini Baba'dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul'un yüceliğini gördük.” (Yuhanna 1:1, 14); ve “Çünkü Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunuyor.” (Koloseliler 2:9). İsa bundan dolayı iki doğaya sahiptir. O hem Tanrı hem de insandır. İsa tamamen insandır, fakat aynı zaman tanrısal doğaya da sahiptir.
Hıristiyanlık inancına göre Isa Allah tan gelen vahiyleri yazmadı böyle önemli bir şeyi niçin kaleme almadı?
Hıristiyanlık inancına göre Isa Allah’tan gelen vahiyleri yazmadı böyle önemli bir şeyi niçin kaleme almadı Onun hizmeti, yazmak değil, müjdeyi yani kurtuluşu gerçekleştirmekti. Kurtuluşta; İsa Mesih'in insanların çekmesi gereken cezayı yani ölümü kendi bedeninde üstlenerek çekmesi ve dirilişi ile aklaması sonsuz yaşamın mirasçısı kılmasıdır. İsa bunu gerçekleştirmek için geldi. ve gerçekleştirdi. ve öğrencilerine buyruk verdi. "Gidin bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin.Onları Baba Oğul ve Kutsal Ruh'la vaftiz edin"
İncil Hangi dilde Yazıldı?
İncil orijinalinde Grekçe olarak yazılmıştır.
Orijinal metinler nerede?
İncil'in ilk nüshalarına ilişkin papirüsler çeşitli kütüphanelerin koleksiyonlarında bulunmaktadır. Bunlardan birisine örnek Dublin'deki Chester Beatty Kütüphanesidir
Hıristiyan olmak için herhangi bir şey yapmam gerekiyor mu?
Hıristiyan olmak bir futbol takımından bir başka takıma geçer gibi forma değiştirmek ya da falanca siyasi partiden usanıp öbürüne geçmek gibi bir taraf tutmak meselesi değildir. Hıristiyanlık İsa’yı örnek almak, O’nun buyruklarına uymak ve ona yakışan ve İsa’nın yaşadığı günahsız hayata benzer bir yaşam sürmeyi arzu etmek, buna kesin karar vermektir. Ancak bu yeterli değildir, çünkü bu bir iman sorunudur. Kutsal Kitabın Rab’bin sözü olduğuna ve onda yazılanların doğru ve güvenilir olduklarına yürekten iman etmelisiniz. Eğer İsa için Kutsal Kitap o çarmıhta bizim günahlarımız için öldü, diyorsa ve bu size inanılmaz bir şey olarak görünüyorsa bu konuları araştırmanız doğru olur. Tanrı gözü kapalı bir imanı istemez, ancak unutmayın ki, insan aklı da bilgisi de sınırlıdır. Bütün sorularınıza cevap bulmayı beklerseniz, ömrünüzün son günü gelir ama iman edeceğiniz o gün asla gelmez. Kutsal Kitap, İncil/İbraniler imanı görmediğine inanmak olarak tanımlıyor. İman etmeniz gereken temel konular ise şunlar:
a. Tanrı sizi seviyor ve sizin için harika bir planı var.
b. Ancak insan Adem’den beri günah içindedir ve Tanrı’dan kopmuştur. Tanrı ile aramızda yaratılışta var olan yakın ilişki günah nedeniyle kırılmıştır.
c. Fakat bizi yaratan RAB Tanrı, bizi asla terk etmedi ve insanla barışmak istedi.
d. Tanrı, dünyayı o kadar çok sevdi ki biricik Oğlu’nu verdi. İsa Mesih çarmıhta senin yerine ve senin günahlarının cezasını çekerek, seni günahtan kurtarmak ve sana sonsuz yaşam vermek için öldü.
Dökülen kutsal kanıyla seni günahından arındırdı ve kendisine Rab ve Kurtarıcı olarak iman eden ve edecek olan herkese Tanrı’nın çocukları olma ayrıcalığını verdi. e. Onu bugün hayatına kendi isteğinle ve imanla Rab’bin ve Kurtarıcın olarak davet eder, günahlarını itiraf ederek ondan af dilersen, Rab İsa söz verdiği gibi hayatına girerek ona düzen verir, günahlarını bağışlar ve sana vaktiyle elçilerine verdiği Kutsal Ruh’u verir.
f. Eğer yukarıda a-e arasında anlattıklarımın doğru olduğuna bütün kalbinle inanırsan bir odaya gir, yalnız başına ya da bir Hıristiyan kardeşin yanında bunlara inandığını açıkça söyle ve İsa’yı hayatına davet et. O bir hırsız değil. Kapıyı çalar ama nazikçe yapar bunu, onun için de İncil’de İşte orada durmuş kapıyı çalıyorum. Kim sesimi işitir de kapıyı açarsa... dediğine göre kapıyı sadece çalıyor. Yumruklamıyor. Tanrının kendi yarattığı insana değer verdiğini, bu çok önemli kararı vermeyi insana bıraktığını gösterir. Onu davet ettiğin anda Hıristiyan olursun, ama sakın unutma bu son değil sadece bir başlangıçtır ve bu yolu tek başına evinde Kutsal Kitap okuyarak yürüyemezsin. Bir kiliseye katılman ve her düşünceni o kilisenin önderleriyle paylaşman gerekir.
Hıristiyanlar neden kiliseye giderler?
Ülkemizde Kilise dendiğinde genelde aklımıza çan kuleleri ve eski büyük binalar gelir. Ancak kilise yani soruda da belirtilen kilise bu mudur?
Hayır! Kilise denilince akla İsa Mesih'e Rab ve Kurtarıcı olarak iman edenlerin oluşturduğu bir topluluk gelmelidir. Bu nedenle tek bir Kilise vardır ve onun başı şu ya da bu Papaz değil, İsa Mesih'tir.
Mesih İnanlıları her şeyden önce İnsanın yegane yaratılma amacının sonsuza dek Tanrı'yı yüceltmek ve O'na tapınmak olduğuna iman ederler. Her şeyin yaratıcısı yüce Allah dünyayı 6 günde yaratmış 7. gün dinlenmiştir. Aynı uygulamayı bizden de beklemektedir. Sept günü yani 7. gün Tanrı'nındır ve O bu günü dünyanın telaşından uzak ve yalnızca O'na olan şükran ve teşekkürümüzle geçireceğimiz bir gün olarak kendine ayırtmıştır.
Ancak Mesih inancında İbadet yada tapınma yalnızca haftanın belli bir gününde yapılan ve biten diğer günlerde ise ibadetin yerine getirilmiş olmasının verdiği rahatlık ve rehavet içerisinde geçiştirilen bir uygulama değildir. Kilise ibadeti aynı imanı paylaşan insanların bir arada birbirlerini teşvik ederek gerçekleştirdikleri tapınmadır. Yukarıda da belirttiğimizi gibi yegane amacımız Tanrı'yı sonsuza dek yüceltmektir
Üçlü Birlik nedir? Buna inanarak Tanrıya ortak koşmuyor musunuz?
İnancımızın temeli Tanrı'nın tekliğidir. Her şeyin hakimi olan evrenin yaratıcısı Tanrı inancımıza göre Tektir. Tek bir Tanrı'ya inandığımızı söylemek esasında genel bir ifade olarak ele alınırsa yeterli değildir. Çünkü Agnostikler de (evreni bir Tanrı yaratmıştır ama bu Tanrı'nın herhangi bir kitabının olup olmaması ya da bir yol oluşturması önemli değildir diyenler) bu şekilde bir ifadeyi kullanmaktadırlar. Bazen tektanrıcılığın tapınılması gereken Tanrı'nın kimliğiyle ilgili hiçbir şey açıklamadığım görmekteyiz. Yani Tanrı o kadar soyutlaştırılmaktadır ki, bu inanılan tek Tanrı'nın kim olduğunu adeta ortadan kaldırmaktadır. Diğer bir deyişle, eğer yanlış bir Tanrı fikrine sahipseniz, tek bir Tanrı vardır demek tek başına yeterli değildir.
Birisi Ra, İsis ya da Osiris'in gerçek Tanrı olduğunu söyleyebilir ama bu Mısır Tanrısal inancının bizim Tanrısal inancımızla aynı şey olduğunu söylemek demek değildir. Mısır tanrılarından İsis'e inanan bir kişi tanrı tektir dediğinde zihninde beliren tanrı kavramı tamamen bu inancın oluşturduğu tanrı kavramıdır. Oysa biz Tanrı tektir dediğimizde Alemlerin Rabbi olan ve bütün evrenin yaratıcısı, gözle göremediğimiz, doğmamış ve doğrulmamış Bir Olan Yüce Tanrı'dan bahsediyoruz. Bu şekilde genel kavramlarla anladığımız bu Tek Tanrı'yı ayrıca bir de Kutsal Kitap'taki esini (vahyi) aracılığıyla bize kendisini açıkladığı şekilde tanıyoruz.
Tanrı, Kutsal Kitap'ta kendisini evrenin hakimi tek olan diye tanıtırken aynı zamanda bu Tekliği Kutsal Üçlük ifadesinde de daha derin bir biçimde açıklamıştır. Bu tek Tanrı'nın kendisini bize çok daha derin anlamda açıklamasıdır. Böyle bir açıklama bir kişinin aynı zamanda üç ayrı etkin kişiliği olması gibidir. Ahmet beyin aynı çocuğu için baba, karısı için koca ve memurları için müdür olması gibidir. Üç ayrı kişilik ama Tek bir kişi. Bu bize göre Kutsal Kitap'ın başından sonuna dek Tanrı'nın kendisini aktarımı sonucu bize verilmiş bir gizdir. Bunun Tanrı'yı ne üçe bölmek, ne de üç ayrı Tanrı kabul etmek gibi bir giz olmadığını Mesih İsa'ya iman etmiş her kişi çok net bir biçimde bilmektedir. Tanrı birdir. Bir olan Tanrı kendi kişiliğini bizlere mecaz anlamda Baba (Görünmez Öz), Oğul (Görünen söz) ve Kutsal Ruh (Tanrı'nın bizdeki işlevi) şeklinde açıklamıştır.
Bizim Tevhid (Birlik) anlayışımız Tek olan Tanrı'nın kendisini üç ayrı şahısta tanıtımıdır. Bu nedenle belki bu Tanrı'nın kendisini açıklayışına Tevhitte (birlik) Teslis (üçlük) diyebiliriz. Herhalde Tanrı'nın kendisini dilediği şekilde açıklamasında hiç kimsenin bir itirazı söz konusu değildir. O her şeyin hakimi ve yaratıcısıdır. Kendisini elbette dilediği şekilde açıklayacaktır. O zaman "bir Mesih İsa izleyicisi Tek olan, kendisini Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'ta açıklayan, her şeyin sahibi, her şeye gücü yeten, yüceler yücesi Tanrı’ya inanmaktadır" diyerek bu bölümü noktalayabiliriz. Yaşamımızın tamamını kapsamaktadır.Hikaye kısmına alınacak Bir çoğumuz kendimize sormuşuzdur; Ben kimim? Nerden geldim nereye gidiyorum? Yaşamımın bir amacı var mı.Bir çoğumuz kendimize sormuşuzdur; Ben kimim? Nerden geldim nereye gidiyorum? Yaşamımın bir amacı var mı ve ben bu amacı anlayabiliyor muyum? Tanrı'yı arama serüvenim bu soruları kendime sormam ile birlikte başlamış oldu.Çevremdekilerin bu konulara girmenin ruhsal sağlıkta meydana getirebileceği hasarlar ile ilgili uyarılarına rağmen ben bu soruların cevabını bulmaya kararlıydım, imanımı sınamaya ve neye iman ettiğimi öğrenmek açlığındaydım.Hayatı algılayış biçimlerini farklı perspektiflerden inceleyen felsefe akımlarını, dinleri ve öğretişleri inceledim. Elbette hepsinin doğru ve güzel yanları vardı ama hala tatmin edilmeyi bekleyen bir kaç soru cevabını bekliyordu. Bu plandaki benim yerim ne? Tanrı'nın beni yaratıştaki amacı ne idi? Bu felsefe, din ve öğretişlerden hangisi Tanrı'nın bana seslenişi yani Kelamullahtı? Acaba bana sunulanı hiç sorgulamadan kabul edersem Tanrı'ya karşı sorumluluklardan kurtulabilir miydim? Daha açık bir ifade ile puta tapan bir toplumda olsaydım ve toplumun inanç ve geleneklerine ters düşmemek için hiç sorgulamadan puta tapınmaya devam etseydim Tek ve Gerçek olan Rab bunu kabul eder miydi?
Kendine soru sormaktan kaçınanlar peş peşe soru yağmuruna tuttular;
Ne yani şimdi sen Ermeni mi oldun? Rum mu oldun? En çok sorulan bu soru olmasına rağmen aklı selim olan herkes bu sorunun cevabını da aslında bilmektedir. Allah her şeyin Yaratıcısıdır ve tüm insanoğluna milliyet ayıkmaksızın seslenmiştir (Markos 16:15-16, Matta 28:16-20, Luka 20:19-23, Elçilerin İşleri 1:6-11). Yani Tanrı'nın buyruğu ile milli duygu ve değerler birbiri ile çelişmez. Milliyet Irki ve sosyolojik bir kavramdır. Bu Anavatanı korumak, ona saldıranlara karşı göğsünü siper etmek Hıristiyan, Müslüman veya ateist her Türk'ün düşünmeden yerine getirmesi gereken ilk görevdir.
İkinci en çok sorulan soru ise siz Baba, Oğul ve Kutsal Ruh diye üç tanrıya taparak Tanrı'ya eş koşmuş olmuyor musunuz? Kesinlikle hayır, anlaşılması en güç olan bu konu ama yanıt HAYIR. Tanrı, insanı kendisini arama yoluna sevk ettiği ve ona varlığını hissettirdiği, O Tanrı'nın içimizdeki sesi yani Kutsal Ruh. Tanrı'nın insana kendini açıklayışı Vahiy, Kelam veya Sözün kendisi olduğunu vurgulayan (aidiyet anlamında) Oğul. Kudret, Görkem ve Yüceliğinden hiçbir kuşkumuz olmadığı görünmez öz Baba. Hepsi Tek olan Bir Allah'ın insanlara kendini tanıttığı, seslendiği farklı biçimleridir. Sonuç olarak Hıristiyanlığın inancı; Allah Tektir, doğmamış ve doğrulmamıştır. ezelden ebede kainatın tek sahibi ve yaratıcısıdır.
Kutsal Kitap (Tevrat-Zebur-İncil) değiştirilmemiş midir? Bu sorunun cevabı da aynı ilk sorudaki gibi aslında Allah'ın Kadir-i Mutlak olduğuna iman eden herkes tarafından rahatlıkla verilebilir. Kainatı tek bir istemi ile Yaratan, yarattığı kainatta hiç hatasız olarak ahengi sağlayan, Kendinden hiç bir şeyin gizli olmadığı Allah, nasıl olurda günahta olan ve her an günaha eğilimini ispat eden insanın kendi vahyini bozmasını engelleyemez ve Kelamullahını koruyamaz. Her şeye Kadir Allah buna nasıl müsaade eder yada böyle bir tehlikenin olabileceğini tahmin edemez. HAYIR KUTSAL KİTAP DEĞİŞMEMİŞTİR.
Aslında en önemli nokta sorulmayandı.
Hıristiyanlık bir din midir? Hıristiyan kelimesi başlangıçta Mesih takipçisi olmayanlar tarafından Mesih yolunda olanları aşağılamak için kullanılmış daha sonra işlevi değişmiş Mesih yolunda olanları tarif etmek için kullanıla gelmiştir. Hıristiyanlık bir din değildir.
Mesih, Yaşam, Yol ve Gerçektir