alptraum
New member
- Katılım
- 1 Ocak 2005
- Mesajlar
- 2,908
- Tepkime puanı
- 166
- Puanları
- 0
- Yaş
- 39
- Konum
- Aþk`dan
- Web sitesi
- www.muhakeme.net
"Şeytan, evvelâ şüpheyi kalbe atar. Eğer kalb kabul etmezse, şüpheden şetme döner. Hayale karşı şetme benzer bazı pis hatıraları ve münâfi-i edep çirkin halleri tasvir eder. Kalbe "Eyvah!" dedirtir, ye`se düşürtür.
Şeytan insana nefsi vasıtasıyla müdahale eder. İblis denen bu şeytanın binlerce yıllık tecrübesi vardır. İndallah masum olan peygamberlerin dahi ayağını kaydırmak için çok çeşitli hilelere başvurmuştur.
Şeytan, bir insanı iğfal etmek için en merkezi nokta olan kalbine, en tehlikeli yol olan küfür ve inkârla müdahale etmek ister. Bunda başarı sağlayamazsa faaliyetini hayalde ve tasavvurda devam ettirmeye çalışır.
Hayale olan müdahalesi ise fikir planında değildir. Ancak, kötü şeyler, çirkin meseleler, sefahete ait konular ve muamelatla ilgili mülevves pis şeyleri hayale ve hatıra getirmeye çalışır. Bununla merkezde başaramadığı mücadelesini hayalde devam ettirmeye çalışır.
Vesvesenin mahiyetini bilemeyen mümin ise hayaldeki bu muameleyi kalbin meselesi imiş gibi değerlendirir. Hayalî şeyleri fikrî zannederek kalbinin bozulduğuna hükmeder, ümitsizliğe düşer, şeytanın oyununa gelmiş olur. Hâlbuki hayaldeki bu vesveseler kasten olmadıktan sonra, bir çağrışımdır, insan ondan mes’ul değildir.
Şeytan insana nefsi vasıtasıyla müdahale eder. İblis denen bu şeytanın binlerce yıllık tecrübesi vardır. İndallah masum olan peygamberlerin dahi ayağını kaydırmak için çok çeşitli hilelere başvurmuştur.
Şeytan, bir insanı iğfal etmek için en merkezi nokta olan kalbine, en tehlikeli yol olan küfür ve inkârla müdahale etmek ister. Bunda başarı sağlayamazsa faaliyetini hayalde ve tasavvurda devam ettirmeye çalışır.
Hayale olan müdahalesi ise fikir planında değildir. Ancak, kötü şeyler, çirkin meseleler, sefahete ait konular ve muamelatla ilgili mülevves pis şeyleri hayale ve hatıra getirmeye çalışır. Bununla merkezde başaramadığı mücadelesini hayalde devam ettirmeye çalışır.
Vesvesenin mahiyetini bilemeyen mümin ise hayaldeki bu muameleyi kalbin meselesi imiş gibi değerlendirir. Hayalî şeyleri fikrî zannederek kalbinin bozulduğuna hükmeder, ümitsizliğe düşer, şeytanın oyununa gelmiş olur. Hâlbuki hayaldeki bu vesveseler kasten olmadıktan sonra, bir çağrışımdır, insan ondan mes’ul değildir.