Sessizlik...

  • Konbuyu başlatan abdirabbih
  • Başlangıç tarihi
A

abdirabbih

Guest
Can Bildiğime
icon_kalp.gif
icon_kalp.gif


Sevgi da’vanın esası olmalıdır.

Sevmek ise, sessizliktedir.

Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez.”

(Edebâli Hazretlerinin Osman Bey’e öğüdünden)


Sessizdiniz...


Biraz denizin sesi... Biraz martıların sesi...


Beş vakit, ruhları Cenab-ı Hakk ile muhabbete çağıran ezanın sesi...


Sessizdiniz...


Bir ecnebi, Şehr-i İstanbul’a adımını attığında bu sessizliğe hayret ederdi. İnsanlar birbirleriyle sessiz bir şekilde konuşuyor. Çocuklar dışarda gürültü yapmadan oynuyor.


Bir ecnebi, Şehr-i İstanbul’a adımını attığnda kahkaha sesini bulmak için sokaklarda boşuna dolanır dururdu. Tebessümün bütün çeşitleriyle - müşfik, nazik, nahif, manalı... - karşılarşırdı. Ama kahkayı bir türlü bulamazdı.


Itrî’nin ve Dede Efendi’nin musikilerinde bir sessizlik vardı. Ruhları maveraya yolculuğa davet eden ve eğer yaralı bir ruh varsa, ona bu yolculukta -Allah’ın izniyle- şifa bahşeden bir sessizlik.


Peki, nedendi bu sessizlik?


Çünkü:


“Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın; yoksa siz farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.


Allah'ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allah'ın kalplerini takvâ ile imtihan ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.” (Hucurat 49/2-3)


Çünkü Osmanlı diyarında yaşayan insanlar daima Rasulullah’ın huzurunda olduklarının farkındaydılar.


salih eroğlu
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks