ahmetc
New member
SEN'LE SOHBET...
Sevmek...
"Sevmek" dedim.
"Yoluna ölmek" dedi.
"Yol" dedim.
"Alıp başını gitmek" dedi.
"Gitmek" dedim.
Bir "Ahh" çekip, "Dostlardan ayrılmak"
dedi.
"Dost" dedim.
Durdu. Bana baktı. "Dost" diye
mırıldandı.
"Yüreğime nasıl koysam bilemediğim"
dedi.
"Yürek" dedim.
"Dünyaları içine sığdıramadığım" dedi.
"Dünya" dedim.
"Hayatın bir yüzü" dedi.
"Yüz" dedim.
"Ardında ne gizli bilemediğim" dedi.
"Giz" dedim.
"Hep çözmeye çalıştığım" dedi.
"Çalışmak" dedim.
"Bitmeyecek öykü" dedi.
"Öykü" dedim.
"Binlercesini içimde gizliyorum" dedi.
"Gizlemek" dedim.
"İşte, her şeyin bitimi" dedi.
"Şey" dedim.
"Sevda" dedi.
"Sevda" dedim.
"Peşinden koştuğum" dedi.
"Koşmak" dedim.
"Hayat, bir maraton" dedi.
"Hayat" dedim.
"Öyle kısa ki!" dedi.
"Niçin kısa?" diye sordum.
"Yaşanacak çok şey var, zaman yok"
dedi.
"Yaşanması gereken ne var? " diye
sordum.
"Aşk" dedi.
"Kaç kere?" diye sordum.
"Bin kere" dedi, "Milyon kere"
"Neden bir kere değil?" diye sordum.
"Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek
aşk" dedi.
"Önce ona varsan olmaz mı?" diye
sordum.
"Keşke olsa" dedi, "Ama önce yoğrulmak
gerek"
"Acı çekmek mi?" diye sordum.
"Evet, aşk acısında yok olmak" dedi.
"Yok olunca!" dedim.
"İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya
başlarsın" dedi.
"Gerçek aşk!" dedim.
"Büyük o!" dedi.
Durdum. Durdum. Ve sustum!
"Neden sustun?" diye sordu.
"Yüreğim titredi sanki" dedim.
"Neden?" diye sordu.
"Bilmiyorum" dedim. "Büyük O!"
"Evet" dedi, "Büyük O!"
"Nerede?" diye sordum.
"Her yerde" dedi.
"Nasıl?" diye sordum.
"Yüreğini aç" dedi.
"Yüreğimi açmak!" dedim.
"Bir tebessümle bak her şeye" dedi.
"Tebessüm" dedim.
"Her kapının anahtarı" dedi.
"Kapı" dedim.
"Girmeden bilemezsin" dedi.
"Ya korku!" dedim.
"Bilinmeyenden korkar insan" dedi.
"Ben bilmiyorum" dedim.
"Neyi?" diye sordu.
"Ben'i" dedim.
"Sen kimsin?" diye sordu.
"Ben kimim?" diye sordum.
"Sevgiyle beslenensin" dedi.
"Kimin sevgisiyle?" diye sordum.
"Büyük O'nun" dedi.
Durdum. Durdum. Yine sustum.
"Kimsin?" diye sordum.
"SEN'im" dedi.
Sevmek...
"Sevmek" dedim.
"Yoluna ölmek" dedi.
"Yol" dedim.
"Alıp başını gitmek" dedi.
"Gitmek" dedim.
Bir "Ahh" çekip, "Dostlardan ayrılmak"
dedi.
"Dost" dedim.
Durdu. Bana baktı. "Dost" diye
mırıldandı.
"Yüreğime nasıl koysam bilemediğim"
dedi.
"Yürek" dedim.
"Dünyaları içine sığdıramadığım" dedi.
"Dünya" dedim.
"Hayatın bir yüzü" dedi.
"Yüz" dedim.
"Ardında ne gizli bilemediğim" dedi.
"Giz" dedim.
"Hep çözmeye çalıştığım" dedi.
"Çalışmak" dedim.
"Bitmeyecek öykü" dedi.
"Öykü" dedim.
"Binlercesini içimde gizliyorum" dedi.
"Gizlemek" dedim.
"İşte, her şeyin bitimi" dedi.
"Şey" dedim.
"Sevda" dedi.
"Sevda" dedim.
"Peşinden koştuğum" dedi.
"Koşmak" dedim.
"Hayat, bir maraton" dedi.
"Hayat" dedim.
"Öyle kısa ki!" dedi.
"Niçin kısa?" diye sordum.
"Yaşanacak çok şey var, zaman yok"
dedi.
"Yaşanması gereken ne var? " diye
sordum.
"Aşk" dedi.
"Kaç kere?" diye sordum.
"Bin kere" dedi, "Milyon kere"
"Neden bir kere değil?" diye sordum.
"Bütün aşkların toplamı, en yüce ve tek
aşk" dedi.
"Önce ona varsan olmaz mı?" diye
sordum.
"Keşke olsa" dedi, "Ama önce yoğrulmak
gerek"
"Acı çekmek mi?" diye sordum.
"Evet, aşk acısında yok olmak" dedi.
"Yok olunca!" dedim.
"İşte gerçek aşkta o zaman yaşamaya
başlarsın" dedi.
"Gerçek aşk!" dedim.
"Büyük o!" dedi.
Durdum. Durdum. Ve sustum!
"Neden sustun?" diye sordu.
"Yüreğim titredi sanki" dedim.
"Neden?" diye sordu.
"Bilmiyorum" dedim. "Büyük O!"
"Evet" dedi, "Büyük O!"
"Nerede?" diye sordum.
"Her yerde" dedi.
"Nasıl?" diye sordum.
"Yüreğini aç" dedi.
"Yüreğimi açmak!" dedim.
"Bir tebessümle bak her şeye" dedi.
"Tebessüm" dedim.
"Her kapının anahtarı" dedi.
"Kapı" dedim.
"Girmeden bilemezsin" dedi.
"Ya korku!" dedim.
"Bilinmeyenden korkar insan" dedi.
"Ben bilmiyorum" dedim.
"Neyi?" diye sordu.
"Ben'i" dedim.
"Sen kimsin?" diye sordu.
"Ben kimim?" diye sordum.
"Sevgiyle beslenensin" dedi.
"Kimin sevgisiyle?" diye sordum.
"Büyük O'nun" dedi.
Durdum. Durdum. Yine sustum.
"Kimsin?" diye sordum.
"SEN'im" dedi.