Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Senin Gidişin

sumisali

Üyeliði durduruldu
Katılım
3 Nis 2009
Mesajlar
1,904
Tepkime puanı
2,114
Puanları
0
Esselamu AleykeYa Rasulallah! Esselamu Aleyke Ya Nebiyeallah! Esselamu Aleyke Ya Habibeallah!....
Ya Resul! Üzmemişti onları hiçbir şey Senin gidişin kadar...
Kendilerine "Kardeşim" diye hitap ettigin Ashabının gözleri yaşlarla dolmuştu,son sözlerini işittiklerinde...
Bir daha sesini duyamayacak olmanın burukluguyla doluyordu gözleri....Artık takatin kalmamıştı konuşmaya, yavaş yavaş kapanıyordu Nurdan gözlerin....
Belki de Makam-ı Mahmud'u seyre dalıyordun....Belki de bir yanda Ümmetinden ayrılışın incitiyordu Mubarek yüregini; bir yandan da varacagın yerin güzelligi cezbediyordu Seni...
Ve O anda Azrail a.s kapının önünde beliriyor gözü yaşlarla dolu.Kapını çalıyor tevazu ve edeb kanatları yerlerde. Başı önünde izin istiyor hane sahibinden...
Kızın Hz. Fatıma r.a açıyor kapıyı ve soruyor "Sen kimsin?" diye....
"Beni gönderen Allahın elçisiyim, Ben Azrailim"
Hz. Fatıma r.a anamızın dizleri çözülüyor, yıgılıyor oldugu yere... Ona yalvarmaklı yaşlı gözlerle bakıyor.Bakışıyla sanki "Babamın canını ama" der gibi... Çagresiz buyur ediyor içeriye.Azrail a.s giriyor içeriye...
"Ya Resulellah Allah ın selamı üzerine olsun. Senden izin istiyorum; eger izin verirsen canını alacagım, eger vermezsen almayacagım."
Hz. Fatıma r.a hıçkırıkları bogazına dügümleniyor......
Bir türlü aklına sıgdıramıyor Babasını kaybetmeyi, inci inci yaşlar dökülüyor o mubarek gözlerinden....
Ve ortalıgı mis gibi bir koku sarıyor....Her taraf Gülistan olmuş....
Sanki her yer Sen kokuyorsun Ya Rasulellah....Senin o baş döndürücü kokun biraz olsun ferahlatıyor yürekleri....
Orada bulunan Sahabelerin, heyecanla bekliyor.Resulellah sorulan soruya ne cevap verecek diye....
Ve Sen, Azrail a.s " Selam senin üzerine olsun,Ey Rabbimin misafiri, hoş geldin. Artık Sevgiliye kavuşma zamanı geldi.Ayrılık ateşiyle yanıyorumben... Buyur gel canımı kabzet" diye buyurunca ortalıgı bir feyat kaplıyor ki gök kubbeyi çınlatıyor...
Ve Ya Resulellah'ın Kudsi dudaklarından Rabbine sehadeti dökülüyor (((( Billur kaselerden dökülen Kevser şarabı gibi... Ardından gözlerini kapatmıştı bu fani dünyaya, ebedi aleme uyanmak için...
Ya Resulellah üzmemişti Onları hiçbir şey Senin gidişin kadar...
Ashabın her biri mecnuna dönmüştü, çünkü artık en çok sevdikleri Resulellah aralarından ayrılmıştı....Çünkü Aşık oldukları Habibullah aralarından ayrılmıştı....
Öyle ki bir sıkıntıları oldugunda Mescide gelip Onun Nur gibi parlayan Mübarek cemaline baktıklarında, acıları ve üzüntüleri bir anda unutuverir, mutluluk ve huzurla dolarlardı...
Ya Resulellah! Kalbi sana bakan bir göz de ben olsaydım da Rabbim canımı alaydı... (((
O güzide Ashabın adeta kanları donmuş bir şekildei Resulellah'la beraber Dar-ı ukbaya yürümek istercesine inliyorlardı...
Yürekleri burkuluyordu, Seni bir daha dünya gözüyle göremeyecek olmanın acısı kaplıyordu sinelerini.Kiimsenin dili varmıyordu, gönlümüzün Gülü Resulellah vefat etti demeye...
Ya Resulellah! üzmemişti onları hiçbir şey Senin gidişin kadar...
Fakat Sen etrafına gülücükler saçıyordun Ey Nebii! " Bu diyardan ayrıldım ama ahirette sizlerle beraberim" diyordun sanki onları teselli edercesine...
Ortalıgı tekrar mis gibi bir koku sarıyor... Teninin güzel kokusunu Güle sunan Sensin Ey Nebii...
Ve saf saf melekler akın ediyor yeryüzüne Zİyaret ediyorlar, Resulellah'ın beytini...Onlar bile hüzünlü , Onlar bile aglamaklı ve Senin mubarek bedenini incitmeden teneşire yatırıyorlar, Seni melekler yıkıyor,kefene sarıyorlar, velilerin İmamı Hz. Ali r.a. ile birlikte...
Senin Yüzünü kapatmak istemiyorlardı. Çünkü bir daha göremeyeceklerdi, bu Güneş misali parlayan yüzü...
İşte Seni kabre ,o küçücük yere koydular, topragın şefkatli kolarına saldılar Seni...
Artık Sen yoktun... Senin ayrılıgına hiçbir yürek dayanamıyor, Ey Nebii Hüzne bogdun bütün Ashabını...
Ya Resulellah! Senin gidişin onlara dünyayı dar etmişti;Senin gidişin onları tpraga yar etmişti....
Üzmemişti onları hiçbir şey Senin gidişin kadar...Ne Allah ve Resulü için çektikleri işkenceler, ne göcebe gibi oradan oraya savrulmaları, nede yarım hurmayla, aç biilaç giriştikleri mücadeleler....
Ve... Biz biçareler.... Senin kapını kıtmirler, Ahirzamanın belaı yollarından, gafler ve isyanımızın derin kuyusundan sesleniyoruz Sana Ey Nebii...
Ve diyoruz ki yine Gell Ey Resul! O kudsi ruhaniyetinle yine gel, gönül bagımıza, sinelerimizin gülistanına....
Gel Ey Resul yine gel! Gel ki Resulüm!... Senin aşkından viraneye dönmüş, ayrılık hasretiyle kavrulmuş yüreklerimizi ferahlat...
Ferahlat ki Habibim, bir çocuk heyecanıyla coşsun Ümmetin! Bütün insanlık Huzur bulsun....
ALLAHÜMME SALLI ALA SEYYIDNA MUHAMMED
 
Üst Alt