Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sen kalbe bak...........

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
İslâm ile küfür birbirinin zıddı oldukları, bir arada bulunamayacakları gibi, âhıret de, dünyanın zıddıdır. Dünya ile âhıret, bir arada bulunamaz. Âhıreti kazanmak için, dünyayı terk etmek lâzımdır. Yani, dünyaya düşkün olmamak lâzımdır. Dünya, Allahü teâlânın beğenmediği, yasak ettiği zararlı şeyler demektir.

Dünyayı terk etmek iki dürlüdür: Birincisi, yalnız yaşamak için ve dînini korumak için zarûrî lâzım olan mubâhları kullanmakdır. Dünyayı böyle terk etmek çok kıymetli ve çok faydalı ise de, çok güçtür.

Dünyayı terk etmenin ikincisi, harâm olan ve şübheli olan şeylerden sakınmak ve yalnız mubâhları kullanmakdır. Dünyayı böyle terk etmek de, hele bu zamanda, çok kıymetlidir.

Hiç olmazsa, bu ikinci şekle göre dünyayı terk etmelidir. Allahü teâlânın harâm dediği, yasak ettiği şeylerden sakınmalıdır. Eğer haram işleyen: (Ne olurmuş. Sen kalbe bak, kalbim temiz yâ!) gibi şeyler söylerse, Allahü teâlânın emrlerine, yasaklarına ehemmiyyet vermemiş, bunları beğenmemiş olur. Ahkâm-ı islâmiyyeye, yani Allahü teâlânın emrlerine ve yasaklarına kıymet vermeyen, beğenmeyen kimselerin imanı gider.

Müslüman olduğunu söylerse de, Müslüman değildir, yalancıdır. Bu günâhdan ve sözden tevbe edinceye kadar namazları, orucları, zekâtları, hiçbir ibâdeti ve hiç bir iyiliği kabûl olmaz ve âhıretde sonsuz olarak Cehennemde azâb görür. İmanı olan hanımların ve erkeklerin, bir günâh işledikden sonra hemen pişmân olması, vaz geçmesi, tevbe etmesi lâzımdır. Günâhı bırakmaz ise, sıkılmadan utanmadan hep yaparsa, Allahü teâlâdan korkmuyor demektir. Böyle olunca, imanı gider.

Allahü teâlânın mubâh ettiği, izin verdiği şeylerin çeşidi ve sayısı pek çoktur. Harâm ettiği, yasak ettiği şeyler ise, pek azdır. Mubâhlardaki fayda ve lezzet harâmlardakinden katkat ziyâdedir. Mubâh işliyenleri Allahü teâlâ sever. Harâm işliyenleri sevmez. Aklı olan, doğru düşünebilen bir kimse, çabuk geçen bir lezzet için, Allahü teâlâyı gücendirmeği elbette istemez. Hem de, zararlı olan bir lezzeti harâm edince, bu lezzetde olan zararsız birçok başka şeyleri mubâh eylemiştir.

Halâli, harâmı, ibâdetlerin nasıl yapılacağını, nelere inanılacağını, her türedi, yalancı kimseye sormamalıdır. Kendi aklı ile, görüşü ile, düşüncesi ile konuşan kimse, din adamı değil,din, iman hırsızıdır. Müslümanların imanlarını çalar. Bunlar, İslâmiyete açıkça saldıran kâfirlerden daha zararlı ve daha kötüdür.
 

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
Sen Kalbe Bak

Sen Kalbe Bak

İslâm ile küfür birbirinin zıddı oldukları, bir arada bulunamayacaklarıgibi, âhıret de, dünyanın zıddıdır. Dünya ile âhıret, bir arada bulunamaz.Âhıreti kazanmak için, dünyayı terk etmek lâzımdır. Yani, dünyaya düşkünolmamak lâzımdır. Dünya, Allahü teâlânın beğenmediği, yasak ettiği zararlışeyler demektir. Dünyayı terk etmek iki dürlüdür: Birincisi, yalnız yaşamak için ve dîninikorumak için zarûrî lâzım olan mubâhları kullanmakdır. Dünyayı böyle terketmek çok kıymetli ve çok faydalı ise de, çok güçtür. Dünyayı terk etmenin ikincisi, harâm olan ve şübheli olan şeylerden sakınmakve yalnız mubâhları kullanmakdır. Dünyayı böyle terk etmek de, hele buzamanda, çok kıymetlidir. Hiç olmazsa, bu ikinci şekle göre dünyayı terk etmelidir. Allahü teâlânınharâm dediği, yasak ettiği şeylerden sakınmalıdır. Eğer haram işleyen: (Neolurmuş. Sen kalbe bak, kalbim temiz yâ!) gibi şeyler söylerse, Allahüteâlânın emrlerine, yasaklarına ehemmiyyet vermemiş, bunları beğenmemişolur. Ahkâm-ı islâmiyyeye, yani Allahü teâlânın emrlerine ve yasaklarınakıymet vermeyen, beğenmeyen kimselerin imanı gider. Müslüman olduğunu söylerse de, Müslüman değildir, yalancıdır. Bu günâhdan vesözden tevbe edinceye kadar namazları, orucları, zekâtları, hiçbir ibâdetive hiç bir iyiliği kabûl olmaz ve âhıretde sonsuz olarak Cehennemde azâbgörür. İmanı olan hanımların ve erkeklerin, bir günâh işledikden sonra hemenpişmân olması, vaz geçmesi, tevbe etmesi lâzımdır. Günâhı bırakmaz ise,sıkılmadan utanmadan hep yaparsa, Allahü teâlâdan korkmuyor demektir. Böyleolunca, imanı gider. Allahü teâlânın mubâh ettiği, izin verdiği şeylerin çeşidi ve sayısı pekçoktur. Harâm ettiği, yasak ettiği şeyler ise, pek azdır. Mubâhlardaki faydave lezzet harâmlardakinden katkat ziyâdedir. Mubâh işliyenleri Allahü teâlâsever. Harâm işliyenleri sevmez. Aklı olan, doğru düşünebilen bir kimse,çabuk geçen bir lezzet için, Allahü teâlâyı gücendirmeği elbette istemez.Hem de, zararlı olan bir lezzeti harâm edince, bu lezzetde olan zararsızbirçok başka şeyleri mubâh eylemiştir. Halâli, harâmı, ibâdetlerin nasıl yapılacağını, nelere inanılacağını, hertüredi, yalancı kimseye sormamalıdır. Kendi aklı ile, görüşü ile, düşüncesiile konuşan kimse, din adamı değil,din, iman hırsızıdır. Müslümanlarınimanlarını çalar. Bunlar, İslâmiyete açıkça saldıran kâfirlerden dahazararlı ve daha kötüdür.
 
Üst Alt