İnsanlığı ikibin yıldır aldatıyorlar!
"SEMAVİ DİNLER" YOK
"SEMAVİ DİN" VAR!
Bizim ilmi kaynaklarımızda (ne yazık ki) bu isimlendirme var olagelmiştir. Birçok kavram ve tanımlamalar gibi bu da bazı mahfillerce istismar edilmiştir. Sonunda, ülkemizde ve dünyamızda ilmi gelişmeler akamete uğratıldığından, Müslüman kitlenin zihnine zehir lokması gibi oturmuştur…
"Kavram kargaşası" diye bir karışık kavram karşımıza çıkmaktadır.
Bu kargaşayı doğru anlayalım:
Kargaşa önce ilim dünyamızda başladı; ihmallerden veya hıyanetlerden ötürü mefhumlar, tabir ve ıstılahlar kullanılmaz–anlaşılmaz oldu:
Harf inkılâbı, eğitim ve öğretimde yenilik, v.b. yıkımların getirdiği (hava) boşluklarını müsteşrikler doldurmayı sınadı ve başardılar: Hem de, fetret döneminden sonra, çürük programlarla, ansiklopedik malumatla kafaları doldurulmuş–sözde–ilim adamları türettiler.
Kimdir bu ilim adamları? İlmi hocasından ve kitabından almamış, test imtihanıyla üniversiteye (zar atar gibi) puan tutturup girmiş, idare edilip bitirmiş; eletek öper gibi tavırlarla Profesörlere yaranıp doktora almışlardır. Dipnot ve kaynak (gösterme) şokuyla eser verip ilim adamı sınıfına katılmışlar: Fikirsiz, çilesiz ve dünyalığı ikmal edilmiş; onu kaybetmemek için gerçeği eğip büken tipler çıkmış ortaya…
Ve müsteşrik (oryantalist) lerin göz kamaştıran propagandasıyla; aldılar delâleti muğlak ama dalâleti kesin görüşleri, sattılar İslam insanına…
Semâvi dinler, Dinler arası diyalog, Dinlerin birliği, İbrahim'i dinler, Tarihsellik, Kitaplı dinler… Hep bu alanda, misyonerlerin işaret ettiği belge (nass) lere yamandı:
Evet, Âdemden beri her Peygamber Rabbinden vahiy almıştır. Musa da, İsa da bu nasiplilerdendi: Ama onlara tabi olduğunu sanan (iddia edenler) lar acaba o nasibe ermişler miydi? Belki ilkler öyleydi. Ama asırlar çağlar geçtikçe çeşitli etki ve etkenlerle bu eserlerin karışıp değiştiğini; tarihi olayların şahadeti ve kendi hallerinin belgelenmesi ile ayan beyan görüyoruz.
Allah katinda hak din islam dir.
el-miskin
"SEMAVİ DİNLER" YOK
"SEMAVİ DİN" VAR!
Bizim ilmi kaynaklarımızda (ne yazık ki) bu isimlendirme var olagelmiştir. Birçok kavram ve tanımlamalar gibi bu da bazı mahfillerce istismar edilmiştir. Sonunda, ülkemizde ve dünyamızda ilmi gelişmeler akamete uğratıldığından, Müslüman kitlenin zihnine zehir lokması gibi oturmuştur…
"Kavram kargaşası" diye bir karışık kavram karşımıza çıkmaktadır.
Bu kargaşayı doğru anlayalım:
Kargaşa önce ilim dünyamızda başladı; ihmallerden veya hıyanetlerden ötürü mefhumlar, tabir ve ıstılahlar kullanılmaz–anlaşılmaz oldu:
Harf inkılâbı, eğitim ve öğretimde yenilik, v.b. yıkımların getirdiği (hava) boşluklarını müsteşrikler doldurmayı sınadı ve başardılar: Hem de, fetret döneminden sonra, çürük programlarla, ansiklopedik malumatla kafaları doldurulmuş–sözde–ilim adamları türettiler.
Kimdir bu ilim adamları? İlmi hocasından ve kitabından almamış, test imtihanıyla üniversiteye (zar atar gibi) puan tutturup girmiş, idare edilip bitirmiş; eletek öper gibi tavırlarla Profesörlere yaranıp doktora almışlardır. Dipnot ve kaynak (gösterme) şokuyla eser verip ilim adamı sınıfına katılmışlar: Fikirsiz, çilesiz ve dünyalığı ikmal edilmiş; onu kaybetmemek için gerçeği eğip büken tipler çıkmış ortaya…
Ve müsteşrik (oryantalist) lerin göz kamaştıran propagandasıyla; aldılar delâleti muğlak ama dalâleti kesin görüşleri, sattılar İslam insanına…
Semâvi dinler, Dinler arası diyalog, Dinlerin birliği, İbrahim'i dinler, Tarihsellik, Kitaplı dinler… Hep bu alanda, misyonerlerin işaret ettiği belge (nass) lere yamandı:
Evet, Âdemden beri her Peygamber Rabbinden vahiy almıştır. Musa da, İsa da bu nasiplilerdendi: Ama onlara tabi olduğunu sanan (iddia edenler) lar acaba o nasibe ermişler miydi? Belki ilkler öyleydi. Ama asırlar çağlar geçtikçe çeşitli etki ve etkenlerle bu eserlerin karışıp değiştiğini; tarihi olayların şahadeti ve kendi hallerinin belgelenmesi ile ayan beyan görüyoruz.
Allah katinda hak din islam dir.
el-miskin