Şefkat tokatları

muhammedemin

New member
ŞEFKAT TOKATLARI
Cüneyd MAHAN






"Herkes hayır olarak ne işlemiş, kötülük olarak ne işlemişse, kıyamet gününde hepsini önünde hazır bulur. O zaman ister ki, işlediği kötülüklerle kendisi arasında büyük bir mesafe bulunsun. Allah, sizi kendisinden gelecek bir azaptan sakındırıyor. Çünkü Allah kullarına çok şefkatlidir." Âl-i İmrân Sûresi:30.

Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı gibi, Cenab-ı Hak kullarına karşı çok merhametlidir. Ve kullarının azap görmemesi için merhamet ve şefkatını bitamamiha herkese yayması, murad-ı ilahinin rahmetinin azabından fazla olduğunun bir göstergesidir.
Kainata bir nazar ettiğimizde, sadece bir nefes alabilmemiz için koskoca kainatı lüzumlu kılması bile rahmet ve şefkatının apaçık bir belirtisidir. Daha bunun gibi sayısız misaller verilebilir onun rahmet ve şefkatini anlatmaya. Ancak buna ömrümüz iktifa etmiyeceğinden sadece tek bir misal ile yetinmeye çalışacağım.
Teklif-i ilahiye muhatab olan insanlar, devamlı hareket edip belli bir menzile doğru akıp giden şu dünya hayatında, şer ve hayır pazarı içerisinde akıp gitmektedirler.
Kur’an-ı hakimde, cennet ve cehennem o kadar mükemmel bir surette tanıtılmış ki, onu insafla okuyanlar cenneti elde etmeyi, cehennemden ise uzak olmayı arzu edecekleri hiç şüphesizdir.
Murad-ı ilahi ise, insanların cennete girmeleri, cehennemden de uzak durmaları yönünde olması, bazı hadiselerin olmasınıda beraberinde getirmiştir.
Bir annenin evladına olan halisane şefkat ve merhameti, çocuğun kendi menfaatine olabilecek bir şeyi istememesi neticesinde, annesinin şefkatli bir tokadıyla tezahür edebilir.
Bu hadise hiçbir şekilde annenin vahşice bir hareketi olarak değerlendirilmemeli, aksine şefkatının bir numunesi olarak görülmesi gerekmektedir.
Bir çobanın, başkasının tarlasına giren koyunlarına uyarı mahiyetinde taş atıp onları istikamete sürüklemeye çalışması, atılan taşın manasını açıkça gözler önüne sermektedir.
İnsanlar, dünyada başlarına gelen bazı sıkıntı ve musibetlerde isyana gitmekte, feryad-ı figan etmektedirler. Aslında durum pek de böyle değildir.
Şayet kasd-ı ilahi bilinse, insanlar kendilerine çeki düzen verip istikamet üzere yollarına devam ederler.
Her insan hata ve günah işleyebilir. Hatta bir mü’min dahi ihlası kırıp günah kuyusunun içine kendini atabilir. Çünkü insanoğlu hata yapmaya meyyaldir, yaratılışı müsaittir. Tabi bu hal, insanoğlunun her zaman hata yapacağı manasına gelmez.
Çok şefkatli olan Cenab-ı hak, bu hatalarımızı hatırlatmak, eğri yoldan doğru yola iletmek maksadıyla, bazı sıkıntılar, hastalıklar, musibetler verir ki, ihtar-ı rahmani tabir ettiğimiz uyarı sistemidir. Bu uyarı bazen küçük, bazende büyük çapta insanlara, cemiyetlere isabet edebilir.
Bunların bir kısmı uyarı mahiyetinde olup, bir kısmıda günahlara kefaret şeklinde anlaşılabilir. Genel itibarla baktığımız da ise, Cenab-ı hakkın şefkat ve merhametinin bir tezahürü olduğunu ayn-el yakin müşahade ederiz.
“ Ayağınız bir taşa takılsa kalbinizi yoklayın” buyuran Peygamber efendimiz(A.S), bize isabet eden herhangi bir sıkıntı, hastalık ve musibetlerden manevi huzur ve istikametimizin bozulmaması ancak ve ancak maksad-ı ilahinin bilinmesiyle olacağını formülize etmiştir. Bu formül aynı zamanda Allah’a(c.c) olan sevgimizi pekiştirecek, beni düşünen bir rabbim var diyerek huzur-u kalb ile hayatını geçirmeye vesile olacaktır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, bizler başı boş değiliz. Bizi seven, merhamet eden bir rabbimiz var. Böyle bir yaratana karşı vazifemiz, ona ve resulüne itaat ile yaşamaktır.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks