SAYIKLAMAKSIZIN KALKIŞAN DEVRİM BİSMİLLAH'I
Bir okyanus dolusu ölü yüzüyor sularda,
dalga vuruyor hiroşima,
rüzgar esiyor kandehar,
Ekranda İliştirilemeyen imgeler sızıyor
oturma odalarına;
Bağdat, Felluce, Bakuba
-Ölüler zafere duruyor holywood setlerinde...
Sen ey ölüşen dünyanın mutlu demokratı!
dalgalar vuracak elbette senin kıyına,
esecek elbet musalar
yere düşen gözlerine
Fecr ezanında ölüm ışıkları parlarken
Suretlerinde bebeklerin
Ve ben neden insancıktım diye sorarken kendine işbirlikçi
Bir, iki, üç!
Perdeler kapanmaya açıldı
koltuklar azaba...
sayıklamaksızın kalkışan bismillahında devrimin
bir okyanus dolusu azabının habercisi
yarılan kızıl deniz güncesini buluyor ibrani
Kerbela’dan, chiapas'tan, kudüs'ten...
Bedenler
Anlamsızlaşan dünyada,
Birer iğne gibi irkiltiyorlar vicdanları
Camimi kirleten postal: ve!
Uyanıyor gün: daha!
Klasik Birleşik Devletler Piyadesi kahkahasıyla
Bir Daha...
Kahkaha karışıyor ezana,
Ve “Anlam” dönüyor evine,
Sapan taşıyla velhasıl tüm azabıyla bedenlerin
Susku tasmaları boyunlarında
Din oyununda dervişlere inat
Felluce’de Rab ölüden diri çıkartmakta...
Hayat sahneden düşen gül kadar
narin çiçeklenişine konuşmakta direngenleğin
Holywood setleri kusarken barbarı,
Cevap: Vietnam, Lübnan, İntifada...
Yedi gök dolusu yumruk yükseliyor şimdi alanlarda,
Kalem yazıyor Ramallah,
Nun'a and içiyor bir peygamber mağarasında,
sayıklamaksızın kuytularda
tutunuyor kitabına kanlar içinde bir ana
gözlerin döndürüleceği o günden
Veyl olsun diyor uykusundan ölüme uyanan çocuk
Veyl olsun!
Karia! Tekasür! Fecr!
Bülent Şahin ERDEĞER
Bir okyanus dolusu ölü yüzüyor sularda,
dalga vuruyor hiroşima,
rüzgar esiyor kandehar,
Ekranda İliştirilemeyen imgeler sızıyor
oturma odalarına;
Bağdat, Felluce, Bakuba
-Ölüler zafere duruyor holywood setlerinde...
Sen ey ölüşen dünyanın mutlu demokratı!
dalgalar vuracak elbette senin kıyına,
esecek elbet musalar
yere düşen gözlerine
Fecr ezanında ölüm ışıkları parlarken
Suretlerinde bebeklerin
Ve ben neden insancıktım diye sorarken kendine işbirlikçi
Bir, iki, üç!
Perdeler kapanmaya açıldı
koltuklar azaba...
sayıklamaksızın kalkışan bismillahında devrimin
bir okyanus dolusu azabının habercisi
yarılan kızıl deniz güncesini buluyor ibrani
Kerbela’dan, chiapas'tan, kudüs'ten...
Bedenler
Anlamsızlaşan dünyada,
Birer iğne gibi irkiltiyorlar vicdanları
Camimi kirleten postal: ve!
Uyanıyor gün: daha!
Klasik Birleşik Devletler Piyadesi kahkahasıyla
Bir Daha...
Kahkaha karışıyor ezana,
Ve “Anlam” dönüyor evine,
Sapan taşıyla velhasıl tüm azabıyla bedenlerin
Susku tasmaları boyunlarında
Din oyununda dervişlere inat
Felluce’de Rab ölüden diri çıkartmakta...
Hayat sahneden düşen gül kadar
narin çiçeklenişine konuşmakta direngenleğin
Holywood setleri kusarken barbarı,
Cevap: Vietnam, Lübnan, İntifada...
Yedi gök dolusu yumruk yükseliyor şimdi alanlarda,
Kalem yazıyor Ramallah,
Nun'a and içiyor bir peygamber mağarasında,
sayıklamaksızın kuytularda
tutunuyor kitabına kanlar içinde bir ana
gözlerin döndürüleceği o günden
Veyl olsun diyor uykusundan ölüme uyanan çocuk
Veyl olsun!
Karia! Tekasür! Fecr!
Bülent Şahin ERDEĞER