Uyuyan müslümanlar , hakiki müridleri , uyuyarak ararlar.
Uyanık müslümanlar , onları ararken , hal ve hareketlerine , söylemlerine , enaniyetine , kimin sırtından geçindiğine , karşıtı olanların fikirlerini inceleyerek , verilen cevaplara göre ararlar.
uyuyanları kandırmak kolaydır , çünkü şeytan rüyada da onları kolayca istila eder. Uyanıklar hep araştırmacı olurlar , sadece bir fikrin akımına kapılmazlar , kendi kendini övenlerin , ben ...,ben.. diyenlerin etkisinde kalmazlar.
Allah-u Teâlânın öyle kulları vardır ki bunları yüz senede bir gönderir. Bunlar o kimselerdir ki; dini eğriltmeye çalışana, yanlış yollara sapana hakikatı göstermek için, hakikat ile dalâlet arasında bir berzah mesabesindedir. Allah-u Teâlâ onları bunun için gönderiyor.
Bunların işi Hakk iledir. Resulullah Aleyhisselâmın sünneti üzerinde bulunurlar. Ahkâm-ı ilâhiyi güçleri yettiği kadar yerine getirip ibâdet ve taatla meşgul olurlar. Halktan hiç bir menfaat beklemezler, her türlü varlık ve şöhretten kaçınırlar.
Zira onlar Hakk iledir, halka hiç rağbet etmezler, onlara iltifat da etmezler. Ancak emrolundukları şekilde hareket ederler, hiç kimseden de çekinmezler.
Onlar şunlar ki, Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz onların vasıflarını beyan ederken şöyle buyurur:
Her asırda benim ümmetimden sâbikûn (önde gelenler) vardır ki bunlara büdelâ ve sıddikûn ıtlak olunur (söylenir). Haklarındaki inâyet ve merhamet-i ilâhiye o kadar boldur ki sizler de o sayede yer ve içersiniz. Yeryüzü halkı için vukûu tasavvur olunan belâ ve musibetler onlarla def ve ref olur. (Nevâdirül-usûl)
Âlem-i billâh olanlarda Allah-u Teâlâ nasıl tecelli etmişse öyledir.
O Rabbül-âlemindir. Kuluna tecelli edince Onun tecelliyâtı ile âlem olur.
....