ukubat
New member
- Katılım
- 10 May 2007
- Mesajlar
- 103
- Tepkime puanı
- 16
- Puanları
- 0
- Yaş
- 44
- Web sitesi
- ukubatdavasi.blogcu.com
Sahte Mücahidler ve boş naraları
Hamd Alemlerin rabbi olan Allaha mahsustur.Salat ve selam onun habibi olan Muhammed(S.A.V.)ın üzerine olsun.
Memleketimizde ender olarak rastlanan,Ehli sünnet ve tasavvuf çizgisinde yayın yapan dergilerden biri olan İstikamet dergisine yayın hayatında başarılar dilerim.Bu aile içerisinde en başta camiamızın güzide hocalarından olanlar olmak üzere bütün değerli şahsiyetlere Mevladan sıhhat ve afiyet diler, Ramazan aylarının haklarında hayırlı geçmesini niyaz ederim.
Dünya ve ülke gündemini belki de Ümmetin gündemini oluşturan Suriyede yaşanan acı ve kanlı olayların bizde oluşturduğu hüzün ve ibret neticesinde bu mevzu ile bağlantılı bir konuya değinmek istedim.
Malumdur ki muta nikahı bizim mezhebimizde helaldir. Sunniler bu konuda
kafamızı karıştırıp bizim çoğalmamızı engellemek istiyorlar
Yukarıdaki hezeyan dolu sözler günümüzde milyarlarca müslümana Mücahid(!) olarak yutturulmaya çalışılan Irakta ki Şii önderlerden Mukteda Es-sadra aittir(Asıl ismi Murtazadır).Irak savaşından önce hiç sesi soluğu çıkmayan bu kişi Amerikanın bölgede otoriteyi sağlamasından sonra birden kendini Cihad(!) meydanlarında buluvermiştir.Ülkemizde ve dünyada faaliyet gösteren bir takım çevrelerin kasıtlı ve organize yayınları tesiri ile bu mezkur zat sanki Allah yolunda mücadele eden bir mücahid(!) gibi biz Müslümanlara servis edilmiş ve kalplerimizde bu gibi sapkın kişilere muhabbet tohumları serpilmesine çalışılmıştır.
Halbuki Alemlerin efendisinin gökteki yıldızlar diyerek övdüğü zevata küfr ve şirk iftirası atarak lanet eden,gene o mübarek zatın tertemiz zevcesine zina iftirası atan ve daha birçok melun ameller ile dayalı döşeli bir görüşün ve bağlılarının havaya birkaç kurşun sıkıp,birkaç boş nara atması ile bizim kalplerimizde dost veya kardeş olarak sıfat kazanması asla mümkün değildir.
Kendisine bağlı güya mehdi(!) ordusu isimli gürüh Irakta Sünnilere karşı yapılan birçok faili meçhul cinayetlere karışmış,bu katliamlar neticesinde Sünni ulemadan birçok zat katledilmiştir.
Ayrıca sözde direniş yaptıkları iddia edilen bu güruh Sünni direnişçiler ile çatışarak ABDnin çıkarları doğrultusunda hareket etmekte ve tarihte ki Küffar ile müttefik olma rollerine her zaman sadık kalmayı ihmal etmemektedirler.
Yakın zamanda Sünnilere ait olduğu için saldırıp yıktıkları Hz.Hatice camii faciası ile hala zihinlerde tazeliğini korumaktadır.
Belki birçok dindar ve şuurlu olarak vasfedilecek Müslüman kardeşimiz bile bu yazdıklarımız gerçeklerden habersiz olup bu mezkur zat ve silahli katil güruhuna karşı içinde sempati beslemektedir.
İşin aslı ise bu kişi Müslüman alemine bir cihad(!) önderi veya cesur bir direnişçi(!),Müslümanların birlik ve beraberliklerinden yana biri olarak lanse edilmeye çalışılan ama aslında bu profil ile uzaktan yakından ilgisi olmayan,itikatı sakat ve amelleri ifsad olmuş bir sapkın şahıstır.
Kendisini ABD ve onun Iraktaki kukla hükümeti ile mücadele eden birisi gibi göstermeye çalışsa da işin aslı onların sadık bir hizmetkarıdır.
Suriyede ki yarı komunist Nusayri rejiminin yaptığı katliamlar ve yıktıklar camiler için kılını bile kıpırdatmayan bu sahte mücahid(!) bilakis bu rejime sırf Şia kökenli olması nedeniyle arka çıkmaktadır.
İran başta olmak üzere birçok Şii grup ve önderlerin Suriyede ki katliam ve yıkıma ses çıkarmamaları bütün Müslümanlar nezdinde nefretle karşılanmış ve yıllardır bazı malum çevreler tarafından özenle zihinlerimize empoze edilen kardeş(!) Şiiler ve Mücahid(!) Şiiler gibi hezeyanlara ise büyük bir darbe vurmuştur.
Daha önce Mukteda Es-sadrın gerçek yüzünü anlatırken bazen kendimizi duvara konuşur gibi hissederken artık Suriye vakiası ile hak ve batıl birbirinden ayrılmıştır.
Yazımızın başlığı olan bu Sahte mücahidlerin boş naralarına inanıp onlara sempati besleyenler yarı komunist Nusayri rejimine sahip çıkan bu kişinin tavrı karşısında adeta şok olmuşlar ve Şiiler hakkında yazıp çizilen gerçeklere kulak vermek zorunda kalmışlardır.
İslam tarihinde İlayı kelimetullah uğruna canlarını ve mallarını feda etmiş,Ehli sünnet akidesine bağlı,Kuran ve sünnete sımsıkı sarılan bu kadar kahraman dururken koskoca bir İslam ümmetinin, İtikatı bozuk ve nereye hizmet ettiği belli olmayan birkaç çapulcunun havaya sıktığı kurşunların sesine hipnotize olup,peşlerinden gitmeleri ne kadar acıdır.
Biz Suriyeli liderlere, baba Hafız'a da, Beşşar Esad'a da büyük saygı duyuyoruz. Arap televizyonlarına inanmayın. Bizler biliyoruz ki, Suriye halkı Esad'ı destekliyor. Cumhurbaşkanı Esad, yenilliklere ve reformalara inanıyor. O oldukça samimi ve gayretlidir. Bizler de Suriye rejiminin, ordusunun ve halkının barış ve istikrarının yanındayız. Suriye halkını direnişçi bu rejimlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Evet yukarıdaki bu açıklamalar ise kerameti kendinden menkul başka bir sahte mücahide ait
İsmi Hasan Nasrallah
Lübnanda birçok çatışma ve kan deryasının ortasında ki isim...
Yaptığı savaşları İslam adına gibi gösteren ama aslında sadece Mezhebi uğruna kan dökmüş biri
Lübnanda hızlı bir Sünni düşmanı olarak tanınan Michael Auon isimli bir politikacının kadim dostudur bu Nasrallah
Lübnanda adeta bir parya hayatına mahkum edilen Sünniler için kılı bile kıpırdamayan hatta bu ahvali destekleyen bu mezkur zat nedense Suriyede ki Komunist akrabalarının hanedanlığı tehlikeye girince hemen devreye girivermiştir.
Halbuki İslam ümmetine çok büyük ve çok yüce bir Cihad(!) önderi olarak lanse edilen hatta bu yolda oğlunu bile kurban veren bu mezkur zat,Lübnanda Sünni düşmaları ile ortak hareket edip,Suriyede ki katliamlara destek vermektedir.
O zaman bu akıl almaz çelişki bizlere Anadoluda dilden dile dolaşan bir sözü biraz güncelleyerek zikretmemizi gerektirmektedir
Cihad ve mücahidlik BAHANE
Mezhep savaşı ŞAHANE
Bu belirtilen noktalar bize bu kişinin derdinin ve savaşının sadece mezhebi için olduğunu kanıtlamıştır.
Bu arada yandaşlarına Lübnanda yaptığı 24.03.2008 tarihli bir konuşmada Kuranı Kerimde olmadığı halde bazı kelimeleri değiştirerek sanki ayet okuyormuş edası ile okumakta ve bir nevi Kuran ile istihza etmektedir.
Nisa Suresi 104.ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
وَلاَ تَهِنُواْ فِي ابْتِغَاء الْقَوْمِ إِن تَكُونُواْ تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللّهِ مَا لاَ يَرْجُونَ وَكَانَ اللّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا
Kavmi aramakta gevşek olmayınız. Eğer siz elem çekmekte olursanız şüphesiz onlar da sizin elem çektiğiniz gibi elem çekerler. Halbuki onların ümit etmediği şeyi siz Allah Teâlâdan ümit edersiniz ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.
Hasan Nasrallah ise bu ayette geçen elem çekme manasında ki fiilleri(telemune ve yelemune) ona yakın ama kuranda geçmeyen diğer bir fiil(teklekune ve yeklekune) ile değiştiriyor ve bu şekilde okuyor.
Bu yaptığı alçakça harekete maalesef gereken tepki verilmemiş ve bu Kuranı kerime yapılan bu saygısızlık adeta yanına kâr kalmıştır.
Bu Sahte Mücahidler ve boş naraları ile yazdıklarımız sadece buz dağının görünen yüzü olup daha nice ibret alınması gereken olay ve vakia vardır.
Biz Müslümanlara düşen ise Kuran ve sünnete sımsıkı yapışarak Ehli sünnet dışı akımlara karşı uyanık olmaktır.Bu uyanıklığın bir gereği olarak dostumuzu dikkatli seçmeli ve bize dost diye yutturulmaya çalışılan bu zevatı ve tuzaklarını öğrenmektir.
Son sözü İmam-ı Azam hazretlerine bırakalım
İmam Ebu Hanife (r.a) diyor ki: Şia akidesinin aslı sahabeyi sapık olarak göstermektir. (Sevaik el-muhrika firreddi ala ehlil bidaa ve zandaka / el-babul evvel / faslul hamis)
Abdulhamid Denge
İstikamet dergisi
Hamd Alemlerin rabbi olan Allaha mahsustur.Salat ve selam onun habibi olan Muhammed(S.A.V.)ın üzerine olsun.
Memleketimizde ender olarak rastlanan,Ehli sünnet ve tasavvuf çizgisinde yayın yapan dergilerden biri olan İstikamet dergisine yayın hayatında başarılar dilerim.Bu aile içerisinde en başta camiamızın güzide hocalarından olanlar olmak üzere bütün değerli şahsiyetlere Mevladan sıhhat ve afiyet diler, Ramazan aylarının haklarında hayırlı geçmesini niyaz ederim.
Dünya ve ülke gündemini belki de Ümmetin gündemini oluşturan Suriyede yaşanan acı ve kanlı olayların bizde oluşturduğu hüzün ve ibret neticesinde bu mevzu ile bağlantılı bir konuya değinmek istedim.
Malumdur ki muta nikahı bizim mezhebimizde helaldir. Sunniler bu konuda
kafamızı karıştırıp bizim çoğalmamızı engellemek istiyorlar
Yukarıdaki hezeyan dolu sözler günümüzde milyarlarca müslümana Mücahid(!) olarak yutturulmaya çalışılan Irakta ki Şii önderlerden Mukteda Es-sadra aittir(Asıl ismi Murtazadır).Irak savaşından önce hiç sesi soluğu çıkmayan bu kişi Amerikanın bölgede otoriteyi sağlamasından sonra birden kendini Cihad(!) meydanlarında buluvermiştir.Ülkemizde ve dünyada faaliyet gösteren bir takım çevrelerin kasıtlı ve organize yayınları tesiri ile bu mezkur zat sanki Allah yolunda mücadele eden bir mücahid(!) gibi biz Müslümanlara servis edilmiş ve kalplerimizde bu gibi sapkın kişilere muhabbet tohumları serpilmesine çalışılmıştır.
Halbuki Alemlerin efendisinin gökteki yıldızlar diyerek övdüğü zevata küfr ve şirk iftirası atarak lanet eden,gene o mübarek zatın tertemiz zevcesine zina iftirası atan ve daha birçok melun ameller ile dayalı döşeli bir görüşün ve bağlılarının havaya birkaç kurşun sıkıp,birkaç boş nara atması ile bizim kalplerimizde dost veya kardeş olarak sıfat kazanması asla mümkün değildir.
Kendisine bağlı güya mehdi(!) ordusu isimli gürüh Irakta Sünnilere karşı yapılan birçok faili meçhul cinayetlere karışmış,bu katliamlar neticesinde Sünni ulemadan birçok zat katledilmiştir.
Ayrıca sözde direniş yaptıkları iddia edilen bu güruh Sünni direnişçiler ile çatışarak ABDnin çıkarları doğrultusunda hareket etmekte ve tarihte ki Küffar ile müttefik olma rollerine her zaman sadık kalmayı ihmal etmemektedirler.
Yakın zamanda Sünnilere ait olduğu için saldırıp yıktıkları Hz.Hatice camii faciası ile hala zihinlerde tazeliğini korumaktadır.
Belki birçok dindar ve şuurlu olarak vasfedilecek Müslüman kardeşimiz bile bu yazdıklarımız gerçeklerden habersiz olup bu mezkur zat ve silahli katil güruhuna karşı içinde sempati beslemektedir.
İşin aslı ise bu kişi Müslüman alemine bir cihad(!) önderi veya cesur bir direnişçi(!),Müslümanların birlik ve beraberliklerinden yana biri olarak lanse edilmeye çalışılan ama aslında bu profil ile uzaktan yakından ilgisi olmayan,itikatı sakat ve amelleri ifsad olmuş bir sapkın şahıstır.
Kendisini ABD ve onun Iraktaki kukla hükümeti ile mücadele eden birisi gibi göstermeye çalışsa da işin aslı onların sadık bir hizmetkarıdır.
Suriyede ki yarı komunist Nusayri rejiminin yaptığı katliamlar ve yıktıklar camiler için kılını bile kıpırdatmayan bu sahte mücahid(!) bilakis bu rejime sırf Şia kökenli olması nedeniyle arka çıkmaktadır.
İran başta olmak üzere birçok Şii grup ve önderlerin Suriyede ki katliam ve yıkıma ses çıkarmamaları bütün Müslümanlar nezdinde nefretle karşılanmış ve yıllardır bazı malum çevreler tarafından özenle zihinlerimize empoze edilen kardeş(!) Şiiler ve Mücahid(!) Şiiler gibi hezeyanlara ise büyük bir darbe vurmuştur.
Daha önce Mukteda Es-sadrın gerçek yüzünü anlatırken bazen kendimizi duvara konuşur gibi hissederken artık Suriye vakiası ile hak ve batıl birbirinden ayrılmıştır.
Yazımızın başlığı olan bu Sahte mücahidlerin boş naralarına inanıp onlara sempati besleyenler yarı komunist Nusayri rejimine sahip çıkan bu kişinin tavrı karşısında adeta şok olmuşlar ve Şiiler hakkında yazıp çizilen gerçeklere kulak vermek zorunda kalmışlardır.
İslam tarihinde İlayı kelimetullah uğruna canlarını ve mallarını feda etmiş,Ehli sünnet akidesine bağlı,Kuran ve sünnete sımsıkı sarılan bu kadar kahraman dururken koskoca bir İslam ümmetinin, İtikatı bozuk ve nereye hizmet ettiği belli olmayan birkaç çapulcunun havaya sıktığı kurşunların sesine hipnotize olup,peşlerinden gitmeleri ne kadar acıdır.
Biz Suriyeli liderlere, baba Hafız'a da, Beşşar Esad'a da büyük saygı duyuyoruz. Arap televizyonlarına inanmayın. Bizler biliyoruz ki, Suriye halkı Esad'ı destekliyor. Cumhurbaşkanı Esad, yenilliklere ve reformalara inanıyor. O oldukça samimi ve gayretlidir. Bizler de Suriye rejiminin, ordusunun ve halkının barış ve istikrarının yanındayız. Suriye halkını direnişçi bu rejimlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.
Evet yukarıdaki bu açıklamalar ise kerameti kendinden menkul başka bir sahte mücahide ait
İsmi Hasan Nasrallah
Lübnanda birçok çatışma ve kan deryasının ortasında ki isim...
Yaptığı savaşları İslam adına gibi gösteren ama aslında sadece Mezhebi uğruna kan dökmüş biri
Lübnanda hızlı bir Sünni düşmanı olarak tanınan Michael Auon isimli bir politikacının kadim dostudur bu Nasrallah
Lübnanda adeta bir parya hayatına mahkum edilen Sünniler için kılı bile kıpırdamayan hatta bu ahvali destekleyen bu mezkur zat nedense Suriyede ki Komunist akrabalarının hanedanlığı tehlikeye girince hemen devreye girivermiştir.
Halbuki İslam ümmetine çok büyük ve çok yüce bir Cihad(!) önderi olarak lanse edilen hatta bu yolda oğlunu bile kurban veren bu mezkur zat,Lübnanda Sünni düşmaları ile ortak hareket edip,Suriyede ki katliamlara destek vermektedir.
O zaman bu akıl almaz çelişki bizlere Anadoluda dilden dile dolaşan bir sözü biraz güncelleyerek zikretmemizi gerektirmektedir
Cihad ve mücahidlik BAHANE
Mezhep savaşı ŞAHANE
Bu belirtilen noktalar bize bu kişinin derdinin ve savaşının sadece mezhebi için olduğunu kanıtlamıştır.
Bu arada yandaşlarına Lübnanda yaptığı 24.03.2008 tarihli bir konuşmada Kuranı Kerimde olmadığı halde bazı kelimeleri değiştirerek sanki ayet okuyormuş edası ile okumakta ve bir nevi Kuran ile istihza etmektedir.
Nisa Suresi 104.ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
وَلاَ تَهِنُواْ فِي ابْتِغَاء الْقَوْمِ إِن تَكُونُواْ تَأْلَمُونَ فَإِنَّهُمْ يَأْلَمُونَ كَمَا تَأْلَمونَ وَتَرْجُونَ مِنَ اللّهِ مَا لاَ يَرْجُونَ وَكَانَ اللّهُ عَلِيمًا حَكِيمًا
Kavmi aramakta gevşek olmayınız. Eğer siz elem çekmekte olursanız şüphesiz onlar da sizin elem çektiğiniz gibi elem çekerler. Halbuki onların ümit etmediği şeyi siz Allah Teâlâdan ümit edersiniz ve Allah Teâlâ alîmdir, hakîmdir.
Hasan Nasrallah ise bu ayette geçen elem çekme manasında ki fiilleri(telemune ve yelemune) ona yakın ama kuranda geçmeyen diğer bir fiil(teklekune ve yeklekune) ile değiştiriyor ve bu şekilde okuyor.
Bu yaptığı alçakça harekete maalesef gereken tepki verilmemiş ve bu Kuranı kerime yapılan bu saygısızlık adeta yanına kâr kalmıştır.
Bu Sahte Mücahidler ve boş naraları ile yazdıklarımız sadece buz dağının görünen yüzü olup daha nice ibret alınması gereken olay ve vakia vardır.
Biz Müslümanlara düşen ise Kuran ve sünnete sımsıkı yapışarak Ehli sünnet dışı akımlara karşı uyanık olmaktır.Bu uyanıklığın bir gereği olarak dostumuzu dikkatli seçmeli ve bize dost diye yutturulmaya çalışılan bu zevatı ve tuzaklarını öğrenmektir.
Son sözü İmam-ı Azam hazretlerine bırakalım
İmam Ebu Hanife (r.a) diyor ki: Şia akidesinin aslı sahabeyi sapık olarak göstermektir. (Sevaik el-muhrika firreddi ala ehlil bidaa ve zandaka / el-babul evvel / faslul hamis)
Abdulhamid Denge
İstikamet dergisi