A
ahdevefa
Guest
SORU
'El - Arabi' gazetesinin 11 Şevval 1375 (Şubat 1966) seksen yedinci sayısının 'Sorun Söylüyelim' köşesin Sayın Abdulvaris Kebir'in, 'Cabirü asarati'l -Kiram' takma adını kullanan Iraklı bir müslüman araşatırmacının sahabeleri ve Buhariyi müdafa eden bir yazısına reddiyesini yayınlamıştı. Bu reddiye de şunlara yer verilmiş:
"....Ben Ebu Hureyre'nin ve diğer sahabelerin, Buhari'nin ve diğer sahih kitap sahiplerinin hadis uydurdukalrını iddia etmiyorum. Akla ve mantığa uygun olmadığı için bir hadisin zayıf ve uydurmada olduğunu söylemiyorum. Aksine bu konuda hemde eski ve yeni bir çok alimden rivayet edilen pek çok görüş vardır. İmam İbn Teymiyye, Kastelani, Zehebi, Beyhaki, Taberani, Darektuni, Heysemi, Suyuti ve Askalani gibi.
Mevzu hadislerden bahsetmek için şu sütunkar yeterli değildir. Bununla birlikte ey Cabiri asarati'l Kiram! Senin meydan okuyuşuna da cevap vereceğim. Şimdi sana soruyorum Peygamber (s) nasıl olur da "Ümmetimin ihitlafında rahmet vardır" "Ashabımın ihtilafında rahmet vardır." diyebilir? Oysa Allah Teala muhkem kitabında şunları söylemektedir.
'....Allah'ın dinini hayata egemen kılın ve bu konuda görüş ayrılığına düşmeyin...'
(Şura_13)
'Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız sakın ayrılığa düşmeyiniz,...'
(Al-i İmran_103)
'...Allah, kitabı hak içerikli olarak indirdi ve bu kitap üzerinde görüş ayrılığına düşenler gerçekten derin bir anlaşmazlık, uyuşmazlık içindedirler.'
(Bakara_176)
Aklım almıyor benim 'Doyuruncaya kadar (müslüman) kardeşine ekmek veren kanıncaya kadar su içiren kişiyi Allah Teala cehennem azabından yedi hendek uzaklaştırır ki her hendek arasın da beşyüz senelik bir yürüyüş vardır' Peki hergün karınlarını doyuruncaya kadar ekmek veren ve kanıncaya kadar su veren kişilerin mükafatı ne kadar olacak?
'Dünya ahiret ehline haramdır. Ahirette dünya ehline haramdır.' Bir Peygamber öyle söylemesi nasıl düşünülebilir? Allah Teala muhkem kitabında şunları söylemektedir:
"...Allah'ın sana verdiği bu servet içinde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma," (Kasas_77)
"De ki; "Allah'ın kullarının yararına sunduğu güzellikleri ve temiz yiyecekleri kim haram etti?..." (A'raf_32)
Rasulullah (s) nasıl şöyel diyebilir? "Taun, kardeşiniz cinlerin yarasıdır." "Sizin düşmanlarınız cinlerdir" "Salih kimselerin iyilikleri mukarreb (melekler ve enbiyalar) için günah ve kötülüktür."
"Kendinize güvercin edinin. Çünkü onlar, çocuklarınızdan cinleri uzaklaştırırlar."
"Sürekli kabak yeyin. Çünkü kabak, beyni güçlendirir. Sürekli mercimek yeyin. Çünkü mercimek, yetmiş peygamberin diliyle kutsanmıştır"
"Sofralarınızı bakla ile süsleyin. Çünkü bakla, şeytanı kovar."
Peygamberin böyle şeyler söylğybileceğine aklınız kesiyor mu?
Sadece bunlar değil Cabir bye! Sahih-i Buhari ve diğer sahih kitaplarda bunlardan daha acı ve daha dehşetlileri var. Hem de Allah'ın kullarına emrettiklerine ve Kitab'ında bulunanlara aykrılık teşkil ediyorlar.
Allah Teala şöyel buyurmaktadır:
"Sana kadınların aybaşı kanaması hakkında soru sorarlar. De ki; "O bir eziyet, bir rahatsızlıktır."Aybaşı dönemlerinde kadınlardan uzak durun, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın...." (Bakara_222)
Hayızlı iken bir kişinin hanımına yaklaşmaması kein bir emir olarak Kur'an'da belirtilmiştir. Fakat Buhari ve onun gibi daha birçokları -Allah onlara mağfiret etsin- Hz. Aişe'ye nisbetle şu hadisi rivayet ediyorlar. Hz. Aişe şöyle buyuruyor:
'Peygamber bana peştamalimi giymemi emreder sonra da hayızlı olduğum halde benimle oynaşırdı."
Bu hadisin bir benzeride, peygamberin hanımlarından birisi olan Meymune'ye nisbet edilmektedir.
İnsanların bu tür hadislerden anladıkları tek şey; Allah Rasülü hayızlı dönemlerinde hanımlarıyla cinsi münasebette bulunuyordu. Hemde Allah Teala'nın emrine aykırı olarak.
Sen buna razı olur musun? yada herhangi bir müslüman razı olsur mu? Bu tü çirkin hareketlerin Peygamber'den çıkması beklenir mi? Hele helede Peygamberlerin efendisinden..
Birde şunu dinle Cabir Bey! Allah Teala Maide ve Nisa surelerinde geçen cenabetlikten temizlenme ile ilgili ayette şunları söylemekte:
"Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz" (Maide_6)
Buhari ise şöyel diyor; Bir adam Hz. Ömer'e gelip şöyle dedi; Ben cünüp oldum ve (temizlenmek için) su bulamadım. Hz. Ömer de şöyle cvp verir; öyleyse namaz kılma!
Ocaın üçüncü taşı, bu da Zeyd b.Enes'ten rivayet edilen ve sahih senetlerle 'Buhari ve Müslim de' geçen bir hadisle tamamlanmaktadır. Bu hadisi "İhkam" adlı kitabında İbn Hazm da sahih olarak belirlemiş ve aynı zamanda Tahavi 'Müşkil'il asar' adlı kitabında aynı hadisi rivayet etmiştir. Hadisi Zeyd b. Enes şöyle rivayet etmektedir.
"Ramazanda dolu yağdı. Ebu Talha da dedi k; bana bu doludan biraz ver. Ve oruçlu olduğu halde doludan yemeye başladı. Bende dedim ki sen oruçlu olduğun halde doluyu yiyorsun. O da, dolu gökten yağar ve bizim içimizi temizler. Dolu ne yiyecektir nede içecek. Sadece berekettir, dedi. Bende Allah Rasülü'nün yanına vardım ve durumu kendisine bildirdim Allah Rasülü şöyle buyurdular; onu amcandan al!
Cabir bey! şayet bu hadis sahihse öyleyse ramazanda dolu yemek orucu bozmaz. Bu tür rivayetler Buhari, Müslim ve diğer sahih olarak bilinen hadis kitaplarında yer alsa bile hiçbir müslüman kalkıpta bunların doğru olduğunu söyliyemez!
Bu nedenle bizler, tefsir ve hadi kitaplarını bu gibi safsatalardan temizlemek istiyoruz.
Tüm bunlardan sonra meydan okumaya devam ediyor musunuz? her ne durumda olurs olsun ben mücadele eldivenin, giymeye hazırım. (11 Şevval 1385 hicri)
"muhterem hocam, Şer'i ve ilmi yönden bu konudaki görüşlerinizi ve açıklamanızı rica ediyorum. Özellikle de Sahih-i Buhari ile alakalı olan konularda. Her müslümanın yanında belli bir konuma sahip olduğu için Buhari'nin sahihi hakknda ortaya atılan şüphe iddialarına cevaplar vermeinizi rica ediyorum"..
devamı gelecek inşaallah.......
'El - Arabi' gazetesinin 11 Şevval 1375 (Şubat 1966) seksen yedinci sayısının 'Sorun Söylüyelim' köşesin Sayın Abdulvaris Kebir'in, 'Cabirü asarati'l -Kiram' takma adını kullanan Iraklı bir müslüman araşatırmacının sahabeleri ve Buhariyi müdafa eden bir yazısına reddiyesini yayınlamıştı. Bu reddiye de şunlara yer verilmiş:
"....Ben Ebu Hureyre'nin ve diğer sahabelerin, Buhari'nin ve diğer sahih kitap sahiplerinin hadis uydurdukalrını iddia etmiyorum. Akla ve mantığa uygun olmadığı için bir hadisin zayıf ve uydurmada olduğunu söylemiyorum. Aksine bu konuda hemde eski ve yeni bir çok alimden rivayet edilen pek çok görüş vardır. İmam İbn Teymiyye, Kastelani, Zehebi, Beyhaki, Taberani, Darektuni, Heysemi, Suyuti ve Askalani gibi.
Mevzu hadislerden bahsetmek için şu sütunkar yeterli değildir. Bununla birlikte ey Cabiri asarati'l Kiram! Senin meydan okuyuşuna da cevap vereceğim. Şimdi sana soruyorum Peygamber (s) nasıl olur da "Ümmetimin ihitlafında rahmet vardır" "Ashabımın ihtilafında rahmet vardır." diyebilir? Oysa Allah Teala muhkem kitabında şunları söylemektedir.
'....Allah'ın dinini hayata egemen kılın ve bu konuda görüş ayrılığına düşmeyin...'
(Şura_13)
'Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız sakın ayrılığa düşmeyiniz,...'
(Al-i İmran_103)
'...Allah, kitabı hak içerikli olarak indirdi ve bu kitap üzerinde görüş ayrılığına düşenler gerçekten derin bir anlaşmazlık, uyuşmazlık içindedirler.'
(Bakara_176)
Aklım almıyor benim 'Doyuruncaya kadar (müslüman) kardeşine ekmek veren kanıncaya kadar su içiren kişiyi Allah Teala cehennem azabından yedi hendek uzaklaştırır ki her hendek arasın da beşyüz senelik bir yürüyüş vardır' Peki hergün karınlarını doyuruncaya kadar ekmek veren ve kanıncaya kadar su veren kişilerin mükafatı ne kadar olacak?
'Dünya ahiret ehline haramdır. Ahirette dünya ehline haramdır.' Bir Peygamber öyle söylemesi nasıl düşünülebilir? Allah Teala muhkem kitabında şunları söylemektedir:
"...Allah'ın sana verdiği bu servet içinde ahiret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma," (Kasas_77)
"De ki; "Allah'ın kullarının yararına sunduğu güzellikleri ve temiz yiyecekleri kim haram etti?..." (A'raf_32)
Rasulullah (s) nasıl şöyel diyebilir? "Taun, kardeşiniz cinlerin yarasıdır." "Sizin düşmanlarınız cinlerdir" "Salih kimselerin iyilikleri mukarreb (melekler ve enbiyalar) için günah ve kötülüktür."
"Kendinize güvercin edinin. Çünkü onlar, çocuklarınızdan cinleri uzaklaştırırlar."
"Sürekli kabak yeyin. Çünkü kabak, beyni güçlendirir. Sürekli mercimek yeyin. Çünkü mercimek, yetmiş peygamberin diliyle kutsanmıştır"
"Sofralarınızı bakla ile süsleyin. Çünkü bakla, şeytanı kovar."
Peygamberin böyle şeyler söylğybileceğine aklınız kesiyor mu?
Sadece bunlar değil Cabir bye! Sahih-i Buhari ve diğer sahih kitaplarda bunlardan daha acı ve daha dehşetlileri var. Hem de Allah'ın kullarına emrettiklerine ve Kitab'ında bulunanlara aykrılık teşkil ediyorlar.
Allah Teala şöyel buyurmaktadır:
"Sana kadınların aybaşı kanaması hakkında soru sorarlar. De ki; "O bir eziyet, bir rahatsızlıktır."Aybaşı dönemlerinde kadınlardan uzak durun, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın...." (Bakara_222)
Hayızlı iken bir kişinin hanımına yaklaşmaması kein bir emir olarak Kur'an'da belirtilmiştir. Fakat Buhari ve onun gibi daha birçokları -Allah onlara mağfiret etsin- Hz. Aişe'ye nisbetle şu hadisi rivayet ediyorlar. Hz. Aişe şöyle buyuruyor:
'Peygamber bana peştamalimi giymemi emreder sonra da hayızlı olduğum halde benimle oynaşırdı."
Bu hadisin bir benzeride, peygamberin hanımlarından birisi olan Meymune'ye nisbet edilmektedir.
İnsanların bu tür hadislerden anladıkları tek şey; Allah Rasülü hayızlı dönemlerinde hanımlarıyla cinsi münasebette bulunuyordu. Hemde Allah Teala'nın emrine aykırı olarak.
Sen buna razı olur musun? yada herhangi bir müslüman razı olsur mu? Bu tü çirkin hareketlerin Peygamber'den çıkması beklenir mi? Hele helede Peygamberlerin efendisinden..
Birde şunu dinle Cabir Bey! Allah Teala Maide ve Nisa surelerinde geçen cenabetlikten temizlenme ile ilgili ayette şunları söylemekte:
"Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz" (Maide_6)
Buhari ise şöyel diyor; Bir adam Hz. Ömer'e gelip şöyle dedi; Ben cünüp oldum ve (temizlenmek için) su bulamadım. Hz. Ömer de şöyle cvp verir; öyleyse namaz kılma!
Ocaın üçüncü taşı, bu da Zeyd b.Enes'ten rivayet edilen ve sahih senetlerle 'Buhari ve Müslim de' geçen bir hadisle tamamlanmaktadır. Bu hadisi "İhkam" adlı kitabında İbn Hazm da sahih olarak belirlemiş ve aynı zamanda Tahavi 'Müşkil'il asar' adlı kitabında aynı hadisi rivayet etmiştir. Hadisi Zeyd b. Enes şöyle rivayet etmektedir.
"Ramazanda dolu yağdı. Ebu Talha da dedi k; bana bu doludan biraz ver. Ve oruçlu olduğu halde doludan yemeye başladı. Bende dedim ki sen oruçlu olduğun halde doluyu yiyorsun. O da, dolu gökten yağar ve bizim içimizi temizler. Dolu ne yiyecektir nede içecek. Sadece berekettir, dedi. Bende Allah Rasülü'nün yanına vardım ve durumu kendisine bildirdim Allah Rasülü şöyle buyurdular; onu amcandan al!
Cabir bey! şayet bu hadis sahihse öyleyse ramazanda dolu yemek orucu bozmaz. Bu tür rivayetler Buhari, Müslim ve diğer sahih olarak bilinen hadis kitaplarında yer alsa bile hiçbir müslüman kalkıpta bunların doğru olduğunu söyliyemez!
Bu nedenle bizler, tefsir ve hadi kitaplarını bu gibi safsatalardan temizlemek istiyoruz.
Tüm bunlardan sonra meydan okumaya devam ediyor musunuz? her ne durumda olurs olsun ben mücadele eldivenin, giymeye hazırım. (11 Şevval 1385 hicri)
"muhterem hocam, Şer'i ve ilmi yönden bu konudaki görüşlerinizi ve açıklamanızı rica ediyorum. Özellikle de Sahih-i Buhari ile alakalı olan konularda. Her müslümanın yanında belli bir konuma sahip olduğu için Buhari'nin sahihi hakknda ortaya atılan şüphe iddialarına cevaplar vermeinizi rica ediyorum"..
devamı gelecek inşaallah.......