Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Rum Elçisi

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
RUM ELÇİSİ

"Rum elçisi, Medine-i Münevvere'ye siyasi bir görüşme için gelir. Halife Hz. Ömer'in sarayını sorar. Sorduğu kimseler:
"Halife'nin köşkü yoktur. Onun parlak bir gönül sarayı vardır. Kendisinin dünyaya aid yalnız, fakirlerin ve gariblerin barındığı gibi bir kulübesi vardır." derler.
Rum elçisinin bu sözler üzerine dehşeti ve hayreti artar. Yükünü, atını, hediyelerini başıboş bırakır. Hz. Ömer Farûk' aramaya koyulur. Her tarafta Halife'yi sorar. Hayretle kendi kendine:
"Demek dünyada böyle bir hükümdar var ki, aynı rûh gibi, etrafın nazarından gizli kalıyor!..." diye mırıldanır Halife'ye ram olmak için, O'nu aramaya devam eder...
Bir Arap kadın:
"İşte senin aradığın Halife, şu hurma ağacının altındadır! Herkes yatakta, döşekte yatarken; O, bunların zıddı olan kumların üzerindedir! Git de, hurma ağacının gölgesinde yatan zıll-i ilahi'yi (Hakk'ın gölgesini) gör!..." der.
Uyumakta olan Hz. Ömer'den elçiye heybet ve ruhuna hoş bir hal gelir. Elçi, muhabbet ve heybet, birbirinin zıddı iki haslet olduğu halde, bu tezadın kendi ruhunda nasıl birleştiğine hayret eder. Kendi kendine;
"Ben imparator görmüş ve onların nezdinde takdir toplamış bir kimseyim! Onlarda hiçbir heybet görmediğim halde, bu kişinin heybet ve muhabbeti şuûrumu izale etti."
"Bu Halife, silahsız, müdafaasız yerde yatıyor ve uyuyor. Ben ise, karşısında bütün bedenim ile titriyorum! Bu hal nedir? Bu hal neyin nesidir? Demek ki bu heybet, Hakk'ındır. Şu aba giyen kimsenin değildir!.." der.
Rum elçisi, böyle ruhi ihtilaçlar (çalkantılar) yaşarken, Hz. Ömer (ra) uykudan uyanır. Rum elçisi, Hz. Ömer'e ta'zim ile selam verir. Halife selam mukabele eder. Ondan sonra yüreği oynamış elçiyi can sarayına alır; huzura kavuşturur. Virane olmuş gönlünü tamir eder. Ona, ince, derin, esrarlı sözler söyler.
Elçi, hal ve makam müşahede eder.
Hz. Ömer'e ağyâr (yabancı) suretinde gelen elçi, yar olur. Bu sohbetin neşvesiyle kendinden geçer. Hatırında ne elçilik, ne de bir haber verip almak kalır...

KAYNAK: TOPBAŞ, Osman Nuri, Mesnevi Bahçesinden Bir Testi Su, Erkam Yayınları Altınoluk Dizisi 20, s. 146-147
 
S

seha

Guest
Aczini anlayan, gücünü Allah'ın gücüne terk eden bir adamın karşısında dünya dursa korkması muhtemel mi? Hem ümütsizlik dahi hislerinde galip gelmez.
İşte Sahabelerin mesleği;aczini idrak ile gücünü Kavi olan Allah'a terk ederek, her şeyin Müdebbiri olan ve her şeyi kendi hikmeti ile sevk ve idare eden,ondan habersiz bir yaprak bile kıpırdamayan Allah'a yaslanmak.
Selametle
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
seha' Alıntı:
Aczini anlayan, gücünü Allah'ın gücüne terk eden bir adamın karşısında dünya dursa korkması muhtemel mi? Hem ümütsizlik dahi hislerinde galip gelmez.
İşte Sahabelerin mesleği;aczini idrak ile gücünü Kavi olan Allah'a terk ederek, her şeyin Müdebbiri olan ve her şeyi kendi hikmeti ile sevk ve idare eden,ondan habersiz bir yaprak bile kıpırdamayan Allah'a yaslanmak.
Selametle

Allah razı olsun,
herşey zıddıyla bilinir, aciz-i mutlak olan insan sığınıcağı tek kapının kadir-i mutlak olduğunu bilir. ve o kapıya sığınan korkudan emin olur, çünkü yegane kuvvetin himayesine giren seni hangi kuvvet korkutabilir ...
 
Üst Alt