alptraum
New member
- Katılım
- 1 Ocak 2005
- Mesajlar
- 2,908
- Tepkime puanı
- 166
- Puanları
- 0
- Yaş
- 38
- Konum
- Aþk`dan
- Web sitesi
- www.muhakeme.net
«Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm namaz kılarken, hırçın bir çocuk, namazını kat'edip geçtiğinde, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm "Ey Allah'ım! Sen de onun yürüyüşünü kes" demiş. Ondan sonra çocuk daha yürümemiş öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş.»
Risalede yeri: Mektubat sh: 142
Me'hazler: Şerh-üs Sünne - Begavî 11/274; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/243; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/328; Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/137; yine Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/663; Mecma-uz Zevaid 3/137; Cem'-ül Fevaid 1/228; Kenz-ül Ummal 12/440
Zabıt şekli: Bu hâdiseyle birlikte, aynı durumda başka bir rivayetin da me'hazlerini verilmiştir. Birisi, Resulullah'ın namazını geçip kesen mezkûr çocuk; ikincisi de, Tebûk'te merkebiyle beraber Peygamber'in namazını kat'edip geçen adam.. ve ikisinin de kötürüm olarak kaldıklarını kaydetmişlerdir.
Bu konu hakkında Mehmet Paksu hocamızın verdiği cevabı yazıyoruz.
Bediüzzaman Said Nursî Mektubat'ta şu şekilde bir mucize naklediyor: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselam namaz kılarken hırçın bir çocuk namazını kat'edip geçtiğinden Resıd-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam, 'Allah'ım onun izini (ayağını) kes' demiş. Ondan sonra çocuk daha yürüyememiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş. 1
"Peygamberimiz bedduayı sevmezdi. Çocuğa neden beddua etmiştir? Sebebi nedir?
Mektubat' ta zikredilen bu mucize aynı zamanda Sü-nen-i Ebıl Dâvud' da ve Kadı İyaz'ın Şifâ-i Şerif inde de rivayet edilmektedir.
Ebû Dâvud' taki rivayet şu şekildedir:
Said bin Gazvan hac dönüşü Tebük'e gelmişti. Bir de ne görsün. Yere oturtulmuş sakat bir adam duruyor. Yanına yaklaştı, niçin bu hâle düştüğünü sordu. Sakat adam şöyle dedi: "Sana bir hadis haber vereceğim, fakat ben sağ oldukça benden duyduğunu kimseye söylemeyeceksin. Hâdise şöyle: Resulullah Tebük'e geldiğinde bir hurma ağacının önüne inmişti. 'Şu ağaç bizim kıblemizdir' buyurdu. Ve hurma ağacına dönerek namaza durdu. Ben daha o zaman çocuktum. Koşarak geldim. Sütre olarak duran hurma ağacı ile onun arasından geçtim. Bunun üzerine Resulullah: 'O bizim namazımızı kesti, Allah da onun ayağını kessin' dedi. O günden bugüne kadar ayağa kalkamaz oldum."2
İbni Hibban'ın rivayetinde bu çocuğun Büsr bin Râî el-Amr adında birisi olduğu belirtilmektedir. Mektubat'ta geçen hadisin Arapça metni İbni Hibban'ın rivayetinden alınmıştır."3
Hadis âlimlerinin bu husustaki açıklamaları şu şekildedir: "Önce şöyle bir sual akla gelmektedir: Namaz kılanın önünden bir insanın geçmesiyle namaz bozulmaz, öyleyse Peygamberimiz neden beddua etmiştir? Diğer taraftan, çocuğun henüz mükellef sayılacak bir yaşta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda çocuk, niçin böyle bir cezayı hak etmiştir?"
Bu sualleri sıralayan âlimler şu ihtimalleri zikrederek izahlarda bulunmaktadırlar: Her şeyden önce, bu çocuğun bir müşrik çocuğu olduğu kuvvetle muhtemeldir. Peygamberimizin namaza durduğunu gören müşrikler, Resul-i Ekrem Efendimizin namazını ifsat etmek maksa-dıyla çocuklarından birisini tahrik edip Peygamberimizin önünden geçmesini tembih etmişlerdir. Onların bu haince planlarını fark edip gören Peygamberimiz, İslâ-mın izzetini göstermek ve onların kötü niyetlerini defetmek için çocuğun o hale gelmesini bir mucize olarak göstermiştir.
Diğer bir ihtimal, bu çocuk her ne kadar çocuk görünüşlü ise de, buluğ çağına gelmiş olduğundan, Peygamberimiz, çocuğun önünden kasdî olarak geçtiğini anlamış ve böyle bir bedduada bulunmuştur.
Yine bu hadisin izahında İmam-ı Suyûtî Hazretleri, Peygamberimizin bu çocukla olan hadisesini, Hz. Hızır'la başka bir çocuk arasında geçen hadiseye benzetmekte ve hikmet tarafının sadece Peygamberimizce bilindiğine işaret etmektedir. Bilindiği gibi, Hz. Hızır, Hz. Musa ile yolculuğu esnasında yolda toplu halde oynayan bir grup çocuğa rastgeldi.
İçlerinden bir çocuğu yakaladı ve öldürdü. 4 Hz. Musa'nın, "Bir can karşılığında kısas olmaksızın suçsuz bir kimseyi mi öldürdün. Doğrusu sen pek kötü bir iş yaptin!" (Kehf Sûresi, 74.) şeklindeki bir itirazına ise Hz. Hızır, yolculuğunun sonunda çocuğu öldürmesinin hikmetini şöyle açıklar:
"Öldürdüğüm çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi; bu kâfir tabiatlı çocuğun ileride anne ve babasını isyan ve inkâra sevketmesinden korktuk. Ve istedik ki, Rableri onlara huy temizliği bakımından daha hayırlı ve merhamet yönünden daha yakın bir evlat versin." (Kehf Sûresi, 80-81.) Tefsirlerde yer aldığına göre, bu anne ve babanın daha sonra bir kız çocukları dünyaya gelir ve bu kız da bir peygamberle evlenerek oaşka bir peygambere anne olur.
İşte Peygamberimiz de bu çocuğun ileride yapabileceği kötülüklere mâni olmak için, istikbali görerek çocuğa böyle bir bedduada bulunmuştur. Yine de burada, Peygamberimizin başka bir cihetten şefkatini görmek mümkündür. Çünkü ona acıdığından, onu muhtemel kötülükten alıkoymayı niyet etmiştir.
1. Mektubat, s. 130.
2. Ebû Dâvud, Salât: 110.
3. Solıîlıu İbni Hibban , 8:152.
3. eş-Şifâ , 1:632.
4. Peygamberler Tarihi, , s. 445-447.
Mehmed Paksu (Meseleler ve Çözümleri - 1)
Risalede yeri: Mektubat sh: 142
Me'hazler: Şerh-üs Sünne - Begavî 11/274; Delâil-ün Nübüvve - Beyhakî 5/243; Eş-Şifa - Kadı İyaz 1/328; Şerh-üş Şifa - Hafacî 3/137; yine Şerh-üş Şifa - Aliyy-ül Karî 1/663; Mecma-uz Zevaid 3/137; Cem'-ül Fevaid 1/228; Kenz-ül Ummal 12/440
Zabıt şekli: Bu hâdiseyle birlikte, aynı durumda başka bir rivayetin da me'hazlerini verilmiştir. Birisi, Resulullah'ın namazını geçip kesen mezkûr çocuk; ikincisi de, Tebûk'te merkebiyle beraber Peygamber'in namazını kat'edip geçen adam.. ve ikisinin de kötürüm olarak kaldıklarını kaydetmişlerdir.
Bu konu hakkında Mehmet Paksu hocamızın verdiği cevabı yazıyoruz.
Bediüzzaman Said Nursî Mektubat'ta şu şekilde bir mucize naklediyor: Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü vesselam namaz kılarken hırçın bir çocuk namazını kat'edip geçtiğinden Resıd-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselam, 'Allah'ım onun izini (ayağını) kes' demiş. Ondan sonra çocuk daha yürüyememiş, öyle kalmış, hırçınlığının cezasını bulmuş. 1
"Peygamberimiz bedduayı sevmezdi. Çocuğa neden beddua etmiştir? Sebebi nedir?
Mektubat' ta zikredilen bu mucize aynı zamanda Sü-nen-i Ebıl Dâvud' da ve Kadı İyaz'ın Şifâ-i Şerif inde de rivayet edilmektedir.
Ebû Dâvud' taki rivayet şu şekildedir:
Said bin Gazvan hac dönüşü Tebük'e gelmişti. Bir de ne görsün. Yere oturtulmuş sakat bir adam duruyor. Yanına yaklaştı, niçin bu hâle düştüğünü sordu. Sakat adam şöyle dedi: "Sana bir hadis haber vereceğim, fakat ben sağ oldukça benden duyduğunu kimseye söylemeyeceksin. Hâdise şöyle: Resulullah Tebük'e geldiğinde bir hurma ağacının önüne inmişti. 'Şu ağaç bizim kıblemizdir' buyurdu. Ve hurma ağacına dönerek namaza durdu. Ben daha o zaman çocuktum. Koşarak geldim. Sütre olarak duran hurma ağacı ile onun arasından geçtim. Bunun üzerine Resulullah: 'O bizim namazımızı kesti, Allah da onun ayağını kessin' dedi. O günden bugüne kadar ayağa kalkamaz oldum."2
İbni Hibban'ın rivayetinde bu çocuğun Büsr bin Râî el-Amr adında birisi olduğu belirtilmektedir. Mektubat'ta geçen hadisin Arapça metni İbni Hibban'ın rivayetinden alınmıştır."3
Hadis âlimlerinin bu husustaki açıklamaları şu şekildedir: "Önce şöyle bir sual akla gelmektedir: Namaz kılanın önünden bir insanın geçmesiyle namaz bozulmaz, öyleyse Peygamberimiz neden beddua etmiştir? Diğer taraftan, çocuğun henüz mükellef sayılacak bir yaşta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda çocuk, niçin böyle bir cezayı hak etmiştir?"
Bu sualleri sıralayan âlimler şu ihtimalleri zikrederek izahlarda bulunmaktadırlar: Her şeyden önce, bu çocuğun bir müşrik çocuğu olduğu kuvvetle muhtemeldir. Peygamberimizin namaza durduğunu gören müşrikler, Resul-i Ekrem Efendimizin namazını ifsat etmek maksa-dıyla çocuklarından birisini tahrik edip Peygamberimizin önünden geçmesini tembih etmişlerdir. Onların bu haince planlarını fark edip gören Peygamberimiz, İslâ-mın izzetini göstermek ve onların kötü niyetlerini defetmek için çocuğun o hale gelmesini bir mucize olarak göstermiştir.
Diğer bir ihtimal, bu çocuk her ne kadar çocuk görünüşlü ise de, buluğ çağına gelmiş olduğundan, Peygamberimiz, çocuğun önünden kasdî olarak geçtiğini anlamış ve böyle bir bedduada bulunmuştur.
Yine bu hadisin izahında İmam-ı Suyûtî Hazretleri, Peygamberimizin bu çocukla olan hadisesini, Hz. Hızır'la başka bir çocuk arasında geçen hadiseye benzetmekte ve hikmet tarafının sadece Peygamberimizce bilindiğine işaret etmektedir. Bilindiği gibi, Hz. Hızır, Hz. Musa ile yolculuğu esnasında yolda toplu halde oynayan bir grup çocuğa rastgeldi.
İçlerinden bir çocuğu yakaladı ve öldürdü. 4 Hz. Musa'nın, "Bir can karşılığında kısas olmaksızın suçsuz bir kimseyi mi öldürdün. Doğrusu sen pek kötü bir iş yaptin!" (Kehf Sûresi, 74.) şeklindeki bir itirazına ise Hz. Hızır, yolculuğunun sonunda çocuğu öldürmesinin hikmetini şöyle açıklar:
"Öldürdüğüm çocuğa gelince, onun anne ve babası mü'min kimselerdi; bu kâfir tabiatlı çocuğun ileride anne ve babasını isyan ve inkâra sevketmesinden korktuk. Ve istedik ki, Rableri onlara huy temizliği bakımından daha hayırlı ve merhamet yönünden daha yakın bir evlat versin." (Kehf Sûresi, 80-81.) Tefsirlerde yer aldığına göre, bu anne ve babanın daha sonra bir kız çocukları dünyaya gelir ve bu kız da bir peygamberle evlenerek oaşka bir peygambere anne olur.
İşte Peygamberimiz de bu çocuğun ileride yapabileceği kötülüklere mâni olmak için, istikbali görerek çocuğa böyle bir bedduada bulunmuştur. Yine de burada, Peygamberimizin başka bir cihetten şefkatini görmek mümkündür. Çünkü ona acıdığından, onu muhtemel kötülükten alıkoymayı niyet etmiştir.
1. Mektubat, s. 130.
2. Ebû Dâvud, Salât: 110.
3. Solıîlıu İbni Hibban , 8:152.
3. eş-Şifâ , 1:632.
4. Peygamberler Tarihi, , s. 445-447.
Mehmed Paksu (Meseleler ve Çözümleri - 1)