Oku ve düşün

kemi

New member
1 - Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.
2 - O, Rahman ve Rahimdir.
3 - Din gününün malik (sahib)idir.
4 - (Ey Allah'ım) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım isteriz.
5 - Bizi doğru yola ulaştır.
6 - Kendilerine nimet verdiklerinin yoluna,
7 - Gazaba uğrayanların ve sapanların yoluna değil...(Fatiha Suresi)



Medaricu’s- Salikin beyne menazili iyyake na’budu ve iyyake nestain



Rabbi’nin kitabından ve Allah Rasulünün (s.a.v) sünnetinden yüz çeviren kimse beşeri fikirlerle Rabbinden kurtulabileceğini mi zannediyor?
Veya bir çok araştırma yaparak, diyalektiğe başvurarak, kıyas şekillerini ve türlerini bilerek veya "işarat", "şatahat" ve hayal nevileriyle mi Allah’ın azabından kurutulacağını zannediyor?
Bunlar nerede, Allah’ın rızası nerede? Şüphesiz bu kişi son derece yalan olan bir zanna düşmüş ve nefsi ona apaçık bir muhali layık görmüştür.
Kurtuluş ancak Allah’ın hidayetini başka şeye karşı üstün kabul edene, takva ile donanana, delil ile güçlenene, doğru yola girene, kopmayan bir bağ ile vahye sarılana garanti edilir.
Allah en iyi bilen ve en iyi işitendir.

بســـم الله الرحمن الرحيم

Allah’dan yardım isteriz. Güç ve kudret yalnız Yüce ve Aziz olan Allah’ın yardımıyladır.
Hamd alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur, akibet müttakilerindir ve düşmanlık sadece zalimlerin üzerinedir. Allah’tan başka ibadete layık ilah bulunmadığına onun şeriksiz alemlerin Rabbi, peygamberlerin ilahı, semaların ve yerlerin Kayyumu olduğuna şehadet ederim.
Ben, Muhammed (s.a.v)’in O’nun kulu ve apaçık kitap ile gönderilen rasulü olduğuna şehadet ederim.
O kitap, hidayetle dalaleti, adaletle zulmü, şekkle yakini birbirinden ayıran kitaptır.
Allah bu kitabı, düşünerek okumamız, araştırarak teemmül etmemiz, tezekkür ederek mutluluğa ermemiz, onu en güzel vücuh ve manalar hamletmemiz , söylediklerini doğru kabul edip, emrettiği ve yasakladığı şeyler doğrultusunda, çalışmamız için indirdi.
Biz, Kur’an’ın ağaçlarından Allah’a ulaştırıcı faydalı ilimleri toplar, onun bahçesindeki çiçeklerden hikmet incilerini devşiririz.
Bu, Allah’ı bilmek isteyene onu gösteren Allah’ın kitabı, Salikini (yoluna gireni) Allah’a ulaştıran Allah’ın yolu, salik için karanlıkları aydınlatan Allah’ın nurudur.
Bütün yaratıkların mutluluğunu sağlayacak hidayet ve rahmettir.
Bütün sebepler kesintiye uğrayıp ortadan kalktığında kulları Allah’a ulaştıran, kullarla Allah arasındaki tek sebepdir.
Bu kitab girilebilecek en büyük kapıdır, bütün kapılar kapansa bu kapı asla kapanmaz.
O, düşünceleri sağa sola meylettirmeyen dosdoğru yoldur, arzuları saptırmayan Zikr-i Hakimdir; alimlerin kendisine bir türlü doyamadığı semavi bir kitaptır.
Onun mucizeleri asla son bulmaz. Bu kitabın bulutları gitmez, ayetleri bitmez, bilgileri çelişmez. Onun üzerinde düşünme ve teemmül artınca, bilgi ve hidayet de artar, çoğalır.
Bu kitabın ırmağı coştukça, ondan hikmetler fışkırır; hikmet menbaları çıkar; o, gözlerin nuru, gönüllerin şifası, kalblerin hayası, nefislerin lezzeti, kalblerin bahçesidir.
Ruhları sevinç diyarına götürendir. Sabah- akşam” Ey kurtuluş ehli! Haydin kurtuluşa” diye çağırandır. O, sırat-ı müstakimin başında durup imana çağırandır.
“Ey kavmimiz! Sizi Allah’a çağırana icabet ediniz ve Allah’a inanınız; o zaman Allah sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi can yakıcı azabdan korur” (Ahkaf, 31)
Keşke bu çağrı, duyup - dinleyen ezberleyen kulaklara, fesad düşüncelerden uzaklaşıp, anlayan kalblere rastlasaydı. Fakat gönülleri heva rüzgarları doldurdu ve kalbin kandillerini söndürdü. Gönüllere beşeri düşünceler yerleşti ve onun kapılarını kapadı ve gönül kapısının anahtarları zayi oldu. Yabancı düşünceler kazanmak gönülleri paslandırdı da, Kur’an’ın hakikatleri kalplere girip, nufuz edemedi. Kalblerde, gönüllerde cehalet hastalıkları yerleşti de, salih amel onlara fayda sağlamadı.
Yazık bu gönüllere! Nasıl oldu da faydasız ve doyurucu olmayan fikirlerle beslendiler, Rabbü’l - alemin’in kelamı ile nebisinin hadislerine kulak verip onlarla beslenmediler. Nasıl oluyor da, doğru ile yanlışı Kur’an ve Sünnetin aydınlığında ayıramıyorlar da, görüşlerin karanlığında çözmeye çalışıyorlar?
Hayret! Bu gönüller sağlam fikirlerle çürük fikirlerin, kabul edilenle reddedilenin, tercih edilenle terkedilenin arasını nasıl olup da temyiz edebiliyorlar?
Halbuki onlar, başında ve sonunda batıl bir şey getirmeyenin kelamından ilim ve hidayeti telakki etmedeki acizliklerini de itiraf etmişlerdir.
Halbuki onun kelamı hakkı en açık bir şekilde açıklama garantisi veriyor. Kim bunlar kendisine Cevamiu’l- Kelim verilenin kelamını almadıklarını söyledikleri halde gerçeği nasıl temyiz ediyorlar? Halbuki onun sözleri de en geniş açıklamaları ihtiva etmektedir.
Hayır,bilakis Allah’a andolsun ki bu fikirler kalbleri hidayete ve rüşde ulaşmaktan alıkoyan bir fitnedir. Akıllar, amaçlarına giden yollarda şüpheye düşmüştür. Çocuklar bu fitne ortamında büyüyor, büyükler bu ortamda ihtiyarlıyor.
Işıktan rahatsız olan yarasa gözlüler, bu fikirleri insanların ulaşmak için yarıştıkları bir gaye ve varmak istedikleri son nokta zannediyorlar ve bunlar için bir sürü zahmete katlanıyorlar.
Fakat heyhat! Kuşluk güneşi nerede?
Süha yıldızı nerede?
Yeryüzü nerede, Cevza’ yıldızı nerede?
Söyleyenin doğruluğu basit bir delille de olsa garanti edilemeyenin sözü nerede, masumluğu tasdik edilmiş olan peygamberlerin sözleri nerede?
En yüksek dereceyi iltibası caiz denebilen sözler nerede, anlaşmazlık anında her müslümanın, öne alması,hakem olmasını ve huzurunda muhakeme olunmayı kabul etmesi üzerine vacib olan nasslar nerede?
Bizzat söyleyenleri tarafından taklidi yasaklanan görüşler nerede, her kulun ibret ve öğüt alması farz kılınan naslâr nerede?
Mensubları ve sahihleri öldüğü zaman, kendisi de yokluğa karışan mezhebler nerede, yer ve gökler yıkılsa bile yok olmayan nasslar nerede?
İmâm Beyhaki (r.a) sünnetin açıklanması bölümünde, imamı Şafi'i (r.a) Rasûlullah 'ın (s.a.s) sünnetini üç yönden ele alarak açıkladığını belirtmektedir (er-Risale, s. 91-3.)

1. Rasûlullah (s.a.s)'in sünneti, Allah'u Teâla'nın (c.c) Kitab'ında hüküm olarak bildirmiş olduğu (indirmiş olduğu) kitab'ın hükümleri gibidir. Yani Rasûlullah 'ın sünnetinde bulunan hüküm, aynen Kur'an-da da mevcuttur.
2. Rasûlulah (s.a.s)'ın sünneti, Allah Teâla'nın mücmelolarak indirdiği bir ayetten anlaşılması gereken manayı, o ayetin hususi ve umumi olarak nasıl farz olduğunu ve Allah'ın kullarının bu farzları nasıl anlamaları ve ne şekilde yaşam pratiğine aktarmaları gerektiğini açıklar.
3. Rasûlulah'ın sünneti, Allah'ın kitab'ında olmayan hükümleri ortaya koyar. Zira Allah (c.c) Kitab'ın-da Rasûlullah 'a itaat edilmesini farz kılmıştır. Muhammed (s.a.s) Allah'ın kendisine risaleti göndermesiyle Rasûl oldu. Rasûlullah 'ın sünetlerine tabi olunmasıda Allah Teâla'nın emri ile farz kılındı.
Bazı alimlerde şöyle dediler: Aslında Rasûlullah 'ın sünnetlerini aslı, Allah'ın Kitab'ın-da mevcuttur. Kur'an-da aslı zikredilen namaz. Alış veriz, faiz ve daha nice hükümlerin, nasıl olacaklarını hep sünnet açıklamaktadır.
İmam Beyhaki kendi senedi ile Ömer (r.a)'dan nakletti ki: Ömer (r.a) minberde iken şöyle dedi: "Ey insanlar! Görüş bildirme, Rasûlullah (s.a.s) den ise o bir gerçektir, haktır. Çünkü bunu Rasûlullah 'a (s.a.s) Allah (c.c) bildirmiştir. Şayet görüş beyan etme bizden ise bu ancak bir zannı ve tahmini ifade eder."
Buhari ve Müslim, "Zina eden kişi" hadisi hakkında naklettikleri "Sizin aranızda Allah'ın Kitab'ı ile hükmedeceğim" sözünden sonra Rasûlullah (s.a.s) uygulamasında, sopa atmak ve sürgün cezaları ile hüküm verdiğini haber vermişlerdir. Oysa Kur'an da sürgün cezası mevcut değildir.
Yine Buhari ve Müslim'de geçen Ya'la bin Umeyye'den naklettiler ki: Rasûlullah (s.a.s) Ci'rane (Mekke'ye yakın bir yer)'de iken, cübbesine güzelbir koku sürünmüş bir adam geldi. Bu kişi Umre için ihrama girmiştir. dedi ki: Ya Rasûlullah (s.a.s) bir kişinin cübbesine güzelbir koku sürünmüş olduğu halde Umre için ihrama girmesini nasıl görürsün?
Rasûlullah (s.a.s) bir müddet soru soran kişiye baktı ve biraz sustu. Vahy gelerek şu ayet nazil oldu: "Allah için haccınızı ve ümrenizi tamamlayın (Bakara: 196.) Rasûlullah (s.a.s) o an orada bulunmayan adam için "Benden az önce umre hakkında soru soran kişi nerede? Sendeki kokuyu üç sefer yıka ve cübbenide çıkar. Sonrada haccında yaptığın şeyleri umredede yerine getir." buyurdu.

İmam Beyhaki (r.a) Tavus (r.a)'dan nakletti ki: Rasûlullah (s.a.s)'in yanında vahyin getirdiği diyet hükümleri vardı. Rasûlullah (s.a.s)'e diyet alma, diyeti bağışlama hakkında ki hükümler, ancak vahyle inmiştir."
Beyhaki, kendi isnadı ile Hasan bin Atıyye'den nakletti ki:Hasan şöyle dedi. "Cebrail (a.s) Rasûlulaha (s.a.s) Kur'an–ı indirdiği gibi sünnetide indiriyordu. Kuran'ı Rasûlullah (s.a.s)'e öğrettiği gibi, sünnetide öğretiyordu (Beyhaki. Darimi.)

Beyhaki kendi senedi ile Kasım bin Muheymer'den o da Talha bin Fadıyle'den nakletti ki: Rasûlullah ! Bizim için fiyatları dondur, sınır koy. Rasûlullah (s.a.s) buyurdu ki: Allah (c.c) sizin için, bu iş hakkında benim konuşmamı istemiyor ve bunu bana emretmiyor. Lakin siz Allah‘u Teâla‘nın (c.c) fazlından isteyiniz, arayınız."
Beyhaki kendi senedi ile Muttalib bin Hıntab'dan nakletti ki: Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu;
"Allah Teâla‘nın size emrettiği şeyleri, size emretmekten ve size neyh size yasaklamadan bir an olsun geri kalmadım. Muhakkak Rûh-ül Emin (Cebrail) benim kalbime nefes ettiki hiçbir nefis, rızkını tamamlamadan ölmeyecektir. Öyleyse Allah'u Teaâla‘dan korkun ve isteklerinizi güzelleştirin."
İmam Şafi'i (r.a) dedi ki: İlim ehlinin, Rasûlullah (s.a.s)'den bize varan sünnetleri hakkındaki değişik görüşleri bu tariflerin dışına taşmamaktadır. Rasûlullah (s.a.s)'in bütün sünnetlerine tabi olmayı Allah (c.c) bize farz kıldı. Bu sünnete bağlı olmayı Allah'a itaat, karşı gelmeyi Allah (c.c)'a isyan olarak nitelendirdi. Bu sünnetlere bağlanmamak için özür kabul etmedi
(Şafi er risale )

Ebu nua'ym İbn Velid b. Ebu el-Carud'dan nakletti ki İmam Şafii (r.a) dedi ki: Rasûlullah (s.a.s)'den sahih bir hadis olduğu zaman onu kabul eder, kendi sözümü yok sayarım.
Ebu Nua'ym (r.a) Zağferaniy'den nakletti ki:
Zağferaniy dedi ki: İmam Şafii (r.a) şöyle dedi:
"Size Rasûlullah (s.a.s)'ın sünnetinden herhangi birşey ulaşırsa, ona hemen tabi olup, yaşayınız. Başka kişilerin sözlerine asla iltifat etmeyiniz."


Hamd Allah a mahsustur Salat ve selam Muhammed s.a.v in üzerine olsun )……………………………..
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks