ÖLÜM HAKTIR!!!!
Allah Teala’nın takdiri ile hayata mazhar olan insanın ölmesi de elbet haktır.Ölüme mahkum olmayan hiç kimse gösterilemez.Allah seçilmiş Elçileri.Aziz nebileri bile ölüm köprüsünden geçmiştir.Ölümü yaratan elbet yüce ALLAH tır.Ve Allah Teala Kerim kitabında şöyle buyurur.:
‘-O,hanginizin daha güzel amel ve hareket de bulunacağını imtihan etmek içinde ölümü de ,dirimi de taktir eden ve yaratandır.O,galib-i mutlaktır,çok yargılayıcıdır..’(mülk.ayet:2)
Ölümü hiçbir zaman bir yokluk işi olarak düşünmemelidir,ölüm kimi için,hayatın bütün şevk ve lezzetlerini yıkıp ateşe götüren bir ızdırab bir Hak darbesi;kimi insan için de bütün acı ve meşakkatlerden kurtarıp Allah a götüren didar ve Cennet neşelerine ulaştıran lütuftur.Yani kabir kapısının arkası mü’min hesabına Cennet bahçelerinden bir bahçe iken ,kafirlere de Cehennem çukurudur.Adam öldü de artık işi bitti denilmez,asıl iş ölümden sonra başlamaktadır.Çünkü insan amellerine göre maumeye tabi tutulacaktır.
Ölümden kaçmak ürkmek,ölüme soğuk bakmak,insanı ecelin pençesinden kurtarmaz.Ölümden değil ona hazır olmamaktan korkmak gerekir.Her şeyin hazırsa ölümden niçin korkuyorsun?
Mülkün Seyidi ve bütün Peygamberin Serveri buyuruyor ki:
‘-Mü’mün in hediyesi ölümdür.’
Yani dünya,mimin’in tutuklu bulunduğu belalı bir zindandır.Burada başına gelmedik dertler kalmaz.Hayatı boyunca nefsi ile mücadele etmek durumundadır.
Her zaman şeytanın okları hedeftir.İki büyük düşmanın elinden çekmediği kalmamıştır.Ölüm geldiğinde bütün sıkıntılar gider.Ve yine ömür boyunca ibadetlerle mükelleftir.Ölümle bütün işler sona ermektedir.Bütün bunlardan kurtulmak ,aza dolak ise kendi hakkından bir hediyedir.
Sultan Velilerden Hatem Hazretleri şöyle dedi:
-Her sabah şeytan der ki bana:
‘-ne istersin yemeye?’
ben derim:
‘-ÖLÜM!’
Der ki:
‘Ne istersin giymeye?’
ben derim:
‘-KEFEN!’
der ki:
‘-Nerde olmak isterdin?’
ben derim:
‘-MEZARDA!!!’
artık böyle birine şeytanın zehirli okları işler mi??.Elbette işlemez.
Hiç kimsenin ölümden kaçıp kurtulma imkanı yoktur.Ölümün çaresini aramak değil,ölüme gidişin güzel yolunu bulmak lazımdır.Çünkü ölümün arkası mümünler için Cennet gülistanıdır..fakat nefsi tezkiye edip mutmain derecesine yükseltmek o kadar kolay lokma değildir.Nefis durmadan kötülüğü emreder ve bulanık sular gibi günah derelerine akar.Onun belini kıvıracak,kulağını bükecek şey ise kulun takvasıdır.Zaten Cennet de takva sahipleri için hazırlanmıştır.
bu benim açtığım ilk konu..inşallah beğenirsiniz
Allah Teala’nın takdiri ile hayata mazhar olan insanın ölmesi de elbet haktır.Ölüme mahkum olmayan hiç kimse gösterilemez.Allah seçilmiş Elçileri.Aziz nebileri bile ölüm köprüsünden geçmiştir.Ölümü yaratan elbet yüce ALLAH tır.Ve Allah Teala Kerim kitabında şöyle buyurur.:
‘-O,hanginizin daha güzel amel ve hareket de bulunacağını imtihan etmek içinde ölümü de ,dirimi de taktir eden ve yaratandır.O,galib-i mutlaktır,çok yargılayıcıdır..’(mülk.ayet:2)
Ölümü hiçbir zaman bir yokluk işi olarak düşünmemelidir,ölüm kimi için,hayatın bütün şevk ve lezzetlerini yıkıp ateşe götüren bir ızdırab bir Hak darbesi;kimi insan için de bütün acı ve meşakkatlerden kurtarıp Allah a götüren didar ve Cennet neşelerine ulaştıran lütuftur.Yani kabir kapısının arkası mü’min hesabına Cennet bahçelerinden bir bahçe iken ,kafirlere de Cehennem çukurudur.Adam öldü de artık işi bitti denilmez,asıl iş ölümden sonra başlamaktadır.Çünkü insan amellerine göre maumeye tabi tutulacaktır.
Ölümden kaçmak ürkmek,ölüme soğuk bakmak,insanı ecelin pençesinden kurtarmaz.Ölümden değil ona hazır olmamaktan korkmak gerekir.Her şeyin hazırsa ölümden niçin korkuyorsun?
Mülkün Seyidi ve bütün Peygamberin Serveri buyuruyor ki:
‘-Mü’mün in hediyesi ölümdür.’
Yani dünya,mimin’in tutuklu bulunduğu belalı bir zindandır.Burada başına gelmedik dertler kalmaz.Hayatı boyunca nefsi ile mücadele etmek durumundadır.
Her zaman şeytanın okları hedeftir.İki büyük düşmanın elinden çekmediği kalmamıştır.Ölüm geldiğinde bütün sıkıntılar gider.Ve yine ömür boyunca ibadetlerle mükelleftir.Ölümle bütün işler sona ermektedir.Bütün bunlardan kurtulmak ,aza dolak ise kendi hakkından bir hediyedir.
Sultan Velilerden Hatem Hazretleri şöyle dedi:
-Her sabah şeytan der ki bana:
‘-ne istersin yemeye?’
ben derim:
‘-ÖLÜM!’
Der ki:
‘Ne istersin giymeye?’
ben derim:
‘-KEFEN!’
der ki:
‘-Nerde olmak isterdin?’
ben derim:
‘-MEZARDA!!!’
artık böyle birine şeytanın zehirli okları işler mi??.Elbette işlemez.
Hiç kimsenin ölümden kaçıp kurtulma imkanı yoktur.Ölümün çaresini aramak değil,ölüme gidişin güzel yolunu bulmak lazımdır.Çünkü ölümün arkası mümünler için Cennet gülistanıdır..fakat nefsi tezkiye edip mutmain derecesine yükseltmek o kadar kolay lokma değildir.Nefis durmadan kötülüğü emreder ve bulanık sular gibi günah derelerine akar.Onun belini kıvıracak,kulağını bükecek şey ise kulun takvasıdır.Zaten Cennet de takva sahipleri için hazırlanmıştır.
bu benim açtığım ilk konu..inşallah beğenirsiniz