Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nur ve suret

berfut

New member
Katılım
23 Kas 2007
Mesajlar
2,167
Tepkime puanı
334
Puanları
0
Yaş
44
Konum
istanbul
:3_3_5v: GÖNÜLLERİN GÜLÜ PEYGAMBERİMİZİN (SAV) HOŞGÖRÜSÜ DİKENSİZ GÜL DİNİNE GÖNÜLDEN BAĞLI BİR LİDER KAVUŞMAK İÇİN TERKETMEK! HAKK`IN HEYKELTRAŞLARI… KARINCALAR... CENAB-I HAKK`IN MUCİZE HEDİYELERİ... KURBAN OLACAK KOÇ’LAR VARLIK HIRSI ZORLUKLAR ALLAH`A ULAŞTIRAN MERDİVENLERDİR KUR`AN-I KERİM`DE BUNLAR YOK!... KUR`AN-I KERİM`DE BUNLAR VAR... CENNETİN YOLU ! BATAKLIĞA GÜL YARAŞMAZ TAKLİT Mİ ? TAHKİK Mİ ? SİZİN YAZILARINIZ 4 ALAYCILIK BİLGİSİ OLMADAN FİKRİ OLANLAR DÜNYA VE AHİRET İLMİ: TASAVVUF KİMSELERE DİYEMEDİM ! ALLAH’IN HALİFESİ; İNSAN EY YÜCE ALLAH ! KENDİNE GEL PAPA !!! SİZİN YAZILARINIZ 3 NUR VE SURET ÜÇ GÜN BİTTİ Mİ? SİZİN YAZILARINIZ 2 SECCADELER RAMPALARDIR.. PEYGAMBERİ SEVMEK DEMEK.. LÂ MEVCUDA İLLALLAH NAKİL.. AKIL.. TASDİK DEDİKODU ZAHMET OLMADAN RAHMET OLMAZ SİZİN YAZILARINIZ 1 BALIĞA SUYU SORMUŞLAR.. BAKMAK VE GÖRMEK.. FAİZ (RİBA) MÜCADELE SEVGİ İLLÂ EDEP KUR`ANSIZ BEDEN,YIKILACAK EV GİBİDİR.. BUĞDAYIN SONU İYİLİK İÇİN YOLA ÇIKANLAR TARTIŞMA NEYE GÖTÜRÜR? YARARLI OLAN KISKANÇLIK TÖVBE DÖN YÜZÜNÜ KABEYE ! ÖLÜM GERÇEK AŞK MÜJDELE ve KORKUTMA AMELE TUTSAK OLMAK UMUT GÜL AĞACI TOHUMCUK BADİ SABAH HİKMET ÇEŞMELERİNİN AKIŞI MASİVAYI UNUTUP ARİF OLMAK! DUA İÇİN AÇILAN ELLER BİR LOKMA BİR HIRKA YETER. ALAYCILIK KARAMSARLIK TOPRAK KANATLARINI AÇMAYAN RÜZGÂRA BİNEMEZ İNSANLAR, HAYVANLAR, MELEKLER İLİM VE SÖZ İBADETLER SEMBOLLERDİR... GIYBET ve İFTİRA DÜNYÂYA DUYULAN HIRS TASAVVUF ve İNSAN İHSAN DÜNYÂDAN AHİRETE RIZÂ VE KAZÂ BİR LOKMA BİR HIRKA YETER. IHLAMUR AĞACI HAYIR VE ŞERRİ BİLMEK TEVEKKÜL AZA KANAAT ve TOKGÖZLÜLÜK AÇMAYAN GONCANIN MEVSİME ZARARI OLUR. YARATILIŞIN AMACI ALLAH NÛR;UNU TAMAMLAYACAKTIR ALLAH KORKUSUYLA YUVARLANIP DÜŞENLER AKŞAM MUTLAKA OLACAK

NUR VE SURET
Nur nur ile muhatap, suret suret ile muhataptır. Nur suret ile muhatap olacağı zaman, sureti surete muhatap kılar. Yüce yaradan, yaratıcı olması sebebiyle, yarattığına tecelli edeceği zaman, yaratılanı kendine vekil tayin eder. Yüce Allah c.c. kuluna her an müdahale edebilecek güce sahip olmasına rağmen, Sünnetullah gereği hür iradeye müdahale etmemektedir. Sünnetullah; Cenab-ı Hakk’ın dünya yaşamında kullarının uymasını istediği, kendisinin müdahale etmediği, kulunun aklını kullanarak, yapması gereken ameller de özgürlük tanımasıdır.
Hür irade, kelime anlamından da anlaşılacağı gibi kişinin kendisine özgü hareket ve karakterini ortaya koyduğu, kendini anlatma ve tanımlama aracıdır.



Sünnetullah ve hür iradenin birleşik kavramı Cenab-ı Hakk’ın her şeye kaim olmasına rağmen, kuluna sınama amaçlı olarak özgür bırakması, hür irade kavramını ortaya çıkarmaktadır.



Kulun kendini karşısındakine anlatmasında, Cenab-ı Hakk’ın müdahalesi olsaydı, kulu tanımamız mümkün olamazdı, Hakk’ın müdahalesinden dolayı sadece Hakk’ı tanırdık, kendindeki güzelliği ona yansıtırdı, onda tecelli ettiği için sadece sevgi ile muhatap olunurdu, yaşanılan her olayda tekâmül kavramı diye bir olgu olmazdı.



Cenab-ı Hakk kullarının dünya yaşamında tekâmül etmeleri, tekrar kendisine ayrıldıkları saflıkta ve temizlikte arınmış olarak dönmelerini beklemektedir. Eğer gönderdiği her kulun tekâmülünü tamamlayıp da dönmesini murad etmiş olsa idi, yani bu konuda özgürlük vermemiş olsa idi, her kul tekâmülünü tamamlar, Sevgiye dönüş de mutlak olurdu, o zaman da Sünnetullah kavramı diye bir olguya, Cenab-ı Hakk tarafından gerek duyulmazdı.



Yüce Allah c.c. kullarının yapmasını istediği bir ameli, onlara kendi kurduğu ilahi bir düzen içinde yapabilme yetisi vermiştir, kula verilen bu yetkilerde Kur’an-ı Kerimde emir ve yasaklarla sınırlandırılmış belli kurallar çerçevesine oturtulmuştur. Bu emir ve yasakların uygulanması kulun olayları bire bir yaşaması ile mümkündür.



Bu olayların vuku bulması, Cenab-ı Hakk’ın bilgisi dâhilinde olmakta, kulun bir olayda aldığı görev karşısında ki kula tekâmül ettiren rolünde de olabilir, tekâmül edende olabilir, bu sebeple yaşanılan her olayda, Cenab-ı Hakk’ın biz kullara sınama da bulunduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.



Dünya yaşamında biz insanların, yani beşeri mahlûkatların hem doğruyu hem de yanlışı bir arada yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Yanlışı yapmadan doğruyu bulmamız mümkün, bu da Yüce Allah’ın biz kullara okumamız ve öğrenmemiz için gönderdiği Furkan’ı okuyup ona göre amel etmemizle olabilir.



Bu sebeple yaşanılan her olayda, gerek kişilerde, gerek diğer yaratılan her eşyada, karşılaştığımız vakayı, objektif olarak bakıp, orada Cenab-ı Hakk’ın dahlini görerek, sebep ve hikmet arayışını tam olarak yapıp, karşıda ki suretin Hakk’ın bize göndermiş olduğu bir rahmet kapısı olarak görmek ve o kapıdan geçmek, biz kulların uyması gereken, İlahi yoldur.
 
Üst Alt