A
ahdevefa
Guest
Nişanlı iken nikâh yapmanın pişmanlıkları
!..
Soru: Nişanlandıktan sonra oğlan tarafı resmî nikâhtan önce dinî nikâhta ısrar etti. Ben de kabul ettim. İki tarafın da ailelerinin iştirakiyle evimizde dinî nikahımızı yaptık.
Maksadımız da birbirimizi daha yakından tanımak, olumsuz yanlarımız varsa yolun başında tespit ederek ya düzeltmek ya da daha ileri gitmeden geri dönmekti... Nitekim öyle de oldu. Bana baştan çok olumlu görünen genci nikâhtan sonra daha yakından tanıma fırsatı buldum. Gördüm ki, kendine ait gizli inançları yanında bağımlılık derecesinde alışkanlıkları da var... Hayatı biriyle paylaşma, kararları ortak alma diye bir paylaşım ise onun dünyasında hiç yok. Evlendikten sonra da tek başına karar vermede ısrar edecek, beni de kendi yanında tek başına aldığı kararlarına uymaya mecbur bir köle gibi kullanacak!.. Birkaç defa, ben bu anlayışa evlilik değil diktatörlük diye baktığımı söylememe rağmen hayatta tüm kararları kendinin alacağını, başkasını kendi kararlarına ortak edemeyeceğini açıkça söylemekten vazgeçmeyişi, benim yüzüğü iade etmeme sebep oldu. Yani fiilen ayrıldık. Ancak o şimdi beni boşamıyor, yani nikâhımı vermiyor, ne yapmalıyım? Ayrılmış olmak için mutlaka beni boşaması mı gerekir dinen? Boşamazsa ayrılmış sayılamaz mıyım?..
***
Efendim, bu konulara ait çok sorular gelmekte, maalesef olumsuz olaylar da yaşanmaktadır. Halbuki biz bu köşede oldukça açık seçik ikaz yazıları da yazmış; "Nişanlılık döneminde birbirinizi iyice tanımadan dinî nikâh yapmayınız, kendinizi zor duruma sokmayınız!.." diye hatırlatmalarda da bulunmuştuk. Buna rağmen daha işin başında dinî nikâh yaparak büyük bir yanlışa girenler olmakta, sonra da böyle tatsız olaylar yaşamaya mecbur kalmaktalar.
Burada en başta yapılan yanlış şu olsa gerektir:
Dinî nikâh yapalım da aradan mahremiyet kalksın, daha yakından tanışalım, uyuşamayacağımız, anlaşamayacağımız yanlarımız varsa baştan tespit edip yolun başında iken hemen geri dönelim.. gibi çok makul ve masum bir gerekçe...
Halbuki bu çok makul ve masum düşünceyi gerçekleştirmek için mutlaka dinî nikâh yaparak dönülmesi zor yola girmek gerekmez. Dinî nikâh yapmadan da taraflar umuma açık yerlerde, aile bireylerinin bilgi ve müşahedeleri içinde, özellikle kızın itibarına gölge düşürmeyecek ortamlarda bir araya gelirler, her meseleyi görüşüp konuşabilirler. Evlilik hayatından beklediklerini beklemediklerini, vazgeçilmezlerini.. olanca açıklığıyla bütün boyutlarıyla konuşabilirler. Hatta konuşmalıdırlar da... Bütün bunları etraflıca konuşup anlaştıktan sonra resmî nikâhla dinî nikâhın zamanının geldiğini düşünmeliler...
Böylesine bir tanışma araştırmayı tamamlamadan nişanlılık döneminde dinî nikâhı hemen yapmak, büyük bir hatayı baştan işlemek demektir. Artık bu nikâhı hükümden kaldıracak çare, nikahını verdiği gencin onu boşaması, yada tarafları temsil eden hakem heyeti araya girerek, onları ayırması. Böylece bir tarafın bir tarafa zulume yönelmesine fırsat vermemek hedeflenmiştir..
- Evet, nişanlılar resmî nikâhtan önce dinî nikâh yaparak birbirlerini daha fazla sıkıntıya sokmamalılar... Nişanlılık dönemi demek, birbirlerini tanıma dönemi demektir. Tanıma ise nikâhtan önce olur, nikâhtan sonra tanımanın faydası olmaz. Nikâhtan önce taraflar, birbirlerini şaibe altına sokmayacak mahremiyet ortamlarında mutlaka konuşmalı, bir gizlilikleri asla kalmamalıdır ki, nikâhtan sonra sürprizlerle karşılaşmasınlar, mutluluğu gölgeleyecek pişmanlıklar yaşamaya mecbur olmasınlar...
31.05.2006
!..
Soru: Nişanlandıktan sonra oğlan tarafı resmî nikâhtan önce dinî nikâhta ısrar etti. Ben de kabul ettim. İki tarafın da ailelerinin iştirakiyle evimizde dinî nikahımızı yaptık.
Maksadımız da birbirimizi daha yakından tanımak, olumsuz yanlarımız varsa yolun başında tespit ederek ya düzeltmek ya da daha ileri gitmeden geri dönmekti... Nitekim öyle de oldu. Bana baştan çok olumlu görünen genci nikâhtan sonra daha yakından tanıma fırsatı buldum. Gördüm ki, kendine ait gizli inançları yanında bağımlılık derecesinde alışkanlıkları da var... Hayatı biriyle paylaşma, kararları ortak alma diye bir paylaşım ise onun dünyasında hiç yok. Evlendikten sonra da tek başına karar vermede ısrar edecek, beni de kendi yanında tek başına aldığı kararlarına uymaya mecbur bir köle gibi kullanacak!.. Birkaç defa, ben bu anlayışa evlilik değil diktatörlük diye baktığımı söylememe rağmen hayatta tüm kararları kendinin alacağını, başkasını kendi kararlarına ortak edemeyeceğini açıkça söylemekten vazgeçmeyişi, benim yüzüğü iade etmeme sebep oldu. Yani fiilen ayrıldık. Ancak o şimdi beni boşamıyor, yani nikâhımı vermiyor, ne yapmalıyım? Ayrılmış olmak için mutlaka beni boşaması mı gerekir dinen? Boşamazsa ayrılmış sayılamaz mıyım?..
***
Efendim, bu konulara ait çok sorular gelmekte, maalesef olumsuz olaylar da yaşanmaktadır. Halbuki biz bu köşede oldukça açık seçik ikaz yazıları da yazmış; "Nişanlılık döneminde birbirinizi iyice tanımadan dinî nikâh yapmayınız, kendinizi zor duruma sokmayınız!.." diye hatırlatmalarda da bulunmuştuk. Buna rağmen daha işin başında dinî nikâh yaparak büyük bir yanlışa girenler olmakta, sonra da böyle tatsız olaylar yaşamaya mecbur kalmaktalar.
Burada en başta yapılan yanlış şu olsa gerektir:
Dinî nikâh yapalım da aradan mahremiyet kalksın, daha yakından tanışalım, uyuşamayacağımız, anlaşamayacağımız yanlarımız varsa baştan tespit edip yolun başında iken hemen geri dönelim.. gibi çok makul ve masum bir gerekçe...
Halbuki bu çok makul ve masum düşünceyi gerçekleştirmek için mutlaka dinî nikâh yaparak dönülmesi zor yola girmek gerekmez. Dinî nikâh yapmadan da taraflar umuma açık yerlerde, aile bireylerinin bilgi ve müşahedeleri içinde, özellikle kızın itibarına gölge düşürmeyecek ortamlarda bir araya gelirler, her meseleyi görüşüp konuşabilirler. Evlilik hayatından beklediklerini beklemediklerini, vazgeçilmezlerini.. olanca açıklığıyla bütün boyutlarıyla konuşabilirler. Hatta konuşmalıdırlar da... Bütün bunları etraflıca konuşup anlaştıktan sonra resmî nikâhla dinî nikâhın zamanının geldiğini düşünmeliler...
Böylesine bir tanışma araştırmayı tamamlamadan nişanlılık döneminde dinî nikâhı hemen yapmak, büyük bir hatayı baştan işlemek demektir. Artık bu nikâhı hükümden kaldıracak çare, nikahını verdiği gencin onu boşaması, yada tarafları temsil eden hakem heyeti araya girerek, onları ayırması. Böylece bir tarafın bir tarafa zulume yönelmesine fırsat vermemek hedeflenmiştir..
- Evet, nişanlılar resmî nikâhtan önce dinî nikâh yaparak birbirlerini daha fazla sıkıntıya sokmamalılar... Nişanlılık dönemi demek, birbirlerini tanıma dönemi demektir. Tanıma ise nikâhtan önce olur, nikâhtan sonra tanımanın faydası olmaz. Nikâhtan önce taraflar, birbirlerini şaibe altına sokmayacak mahremiyet ortamlarında mutlaka konuşmalı, bir gizlilikleri asla kalmamalıdır ki, nikâhtan sonra sürprizlerle karşılaşmasınlar, mutluluğu gölgeleyecek pişmanlıklar yaşamaya mecbur olmasınlar...
31.05.2006