Mülkün sahibi Rabbimizdir, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Hiçbir hakkımız yoktur. O vahiddir küllî olarak tüm kâinat O’nu gösterir, her şeyin idaresi onun tasarrufundadır. Malik O iken, kim çıkıp da ‘Benim’ diyebilir ki!
Bazen insanın aklına değişik sorular gelir; ‘Cemâl ve kemâl Sahibi’nin kendi cemâl ve kemâlini göstermek istemesi nedendir?’ Bu, insanın aklına gelebilecek bir sorudur ve aynı zamanda bir sorunun da cevabıdır.
Cenab-ı Hak kâinatı ve bizi niçin yarattı? Niçin şu âlemi bir panayır gibi enzâr-ı âleme arz etti? Niye Cenab-ı Hak, ağaçların başında değişik türden sofralar hazırladı? Neden her yanı sofralar haline getirdi? Niye zemini bir çemenzâr olarak insanların seyr ü seyahatlerine müheyyâ kıldı? Yer niçin bizim için zelûl (sırtına binip gezeceğimiz bir hayvan gibi itaatkâr) oldu? Bütün bunlara cevap verdiğimiz zaman, sorunun cevabını da bulmuş oluruz. Her cemâl ve kemâl sahibi, cemâl ve kemâlini göstermek istemesine binaen, Cenab-ı Hak da mutlak kemâlini ve kemâl derecesine varan mutlak cemâlini görmek ve göstermek istemiş ve bunun için kâinatı yaratmıştır. Kısaca, kâinatın yaratılması tezahür-ü Rububiyet içindir. “Cin ve insi yarattım ta ki Beni bilsinler ve Bana kulluk yapsınlar diye” (Zâriyât Sûresi, 51/56) buyuran Cenab-ı Hak, kâinatı Kendisini bildirmek, şuûnâtını göstermek ve bir de başka aynalarda Kendisini müşahede etmek için yaratmıştır. Soruda, insan aklına gelen, Cenab-ı Hakk’ın Kendisini göstermek istemesidir. Bu isteme meselesine karşı insanın içinden gelen reddiye de, insanın kendisinin görme ve görünme istediği zaman riyakârlık yapması keyfiyetidir.
alıntı....
Bazen insanın aklına değişik sorular gelir; ‘Cemâl ve kemâl Sahibi’nin kendi cemâl ve kemâlini göstermek istemesi nedendir?’ Bu, insanın aklına gelebilecek bir sorudur ve aynı zamanda bir sorunun da cevabıdır.
Cenab-ı Hak kâinatı ve bizi niçin yarattı? Niçin şu âlemi bir panayır gibi enzâr-ı âleme arz etti? Niye Cenab-ı Hak, ağaçların başında değişik türden sofralar hazırladı? Neden her yanı sofralar haline getirdi? Niye zemini bir çemenzâr olarak insanların seyr ü seyahatlerine müheyyâ kıldı? Yer niçin bizim için zelûl (sırtına binip gezeceğimiz bir hayvan gibi itaatkâr) oldu? Bütün bunlara cevap verdiğimiz zaman, sorunun cevabını da bulmuş oluruz. Her cemâl ve kemâl sahibi, cemâl ve kemâlini göstermek istemesine binaen, Cenab-ı Hak da mutlak kemâlini ve kemâl derecesine varan mutlak cemâlini görmek ve göstermek istemiş ve bunun için kâinatı yaratmıştır. Kısaca, kâinatın yaratılması tezahür-ü Rububiyet içindir. “Cin ve insi yarattım ta ki Beni bilsinler ve Bana kulluk yapsınlar diye” (Zâriyât Sûresi, 51/56) buyuran Cenab-ı Hak, kâinatı Kendisini bildirmek, şuûnâtını göstermek ve bir de başka aynalarda Kendisini müşahede etmek için yaratmıştır. Soruda, insan aklına gelen, Cenab-ı Hakk’ın Kendisini göstermek istemesidir. Bu isteme meselesine karşı insanın içinden gelen reddiye de, insanın kendisinin görme ve görünme istediği zaman riyakârlık yapması keyfiyetidir.
alıntı....