Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Nehc-ül-belaga Kitabı Nedir

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Nehc-ül-belaga kitabını yazan Râdi, Yahudi dönmesi bir Şiî’dir.

Nehc-ül-belaga kitabını Yahudi dönmesi olan Ali Mürteda’nın kardeşi, Râdi isminde bir Şiî yazmıştır. Şiîliği kuran İbni Sebe gibi O da bir Yahudi dönmesidir.

Nehc-ül-belaga kitabındaki, Hazret-i Ali’ye isnat edilen hutbeler de doğru değildir.

Nehc-ül-belaga kitabını Şiîler ve Mutezile olanlar şerh etmiştir. Mesela şerh edenlerden biri olan İbni Ebilhadid, Mutezile mezhebindendir. Bu kitabı, mason ve süper mezhepsiz Abduh da şerh etmiştir, fakat hiçbir Ehl-i sünnet âlimi muteber kabul etmemiştir. Şiîlerin ve mezhepsizlerin bu kitabı övmeleri, Ehl-i sünnet için ölçü olamaz. Nasıl ki, Ehl-i sünnetin nakilleri bid’at fırkalarınca muteber sayılmazsa, onların nakilleri de, elbette Ehl-i sünnete göre muteber sayılmaz. O kitaptaki yazıların Ehl-i sünnete göre, hiçbir ilmi değeri yoktur. Bu kitap, üç büyük halife ve Eshab-ı kirama düşmanlıkla doludur.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Halife Omer, Rumlarla harbe katilmayi dusunerek istisare etdiginde Hz. Ali soyle buyurdu:

“ Allah bu dinin mensuplarinin dinini yuceltmeyi, ayiplarini ortmeyi uzerine almisdir. Muslumanlar azinlaktayken ve yardimcilari yokken onlara yardim eden sayilarinin az oldugu ve kendilerini savunamadiklari bir zamanda da onlari savunan Allah asla olmeyen diridir.
Bu dusmana karsi bizzat savasa cikip karsi durdugun ve yenildigin zaman, o uzak memleketlerde Muslumanlara siginacak bir yer kalmaz, senden sonra muracaat edecekleri biri olmaz. O halde kumandan olarak savasta tecrubeli birini secip gonder; beraberine de belalara sabr eden, savasin siddetine dayanan, ogut tutan erler ver. Allah nusret verirse istedigin is olur; ama bunun aksi olursa Muslumanlarin siginagi, basvuracaklari merci sen olursun.”
Nehc`ul-Belaga 134. Hutbe
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bir yahut bir kaç hutbe ile bu durum belli olmaz. Bu kitap Ehli Sünnet itikadına muğayir bilgilerle doludur. Ehli Sünnet olanlar için bu durum bilinmelidir. Şia'lar ca makbul olabilir ve bu Şia itikadında olanları bağlar.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Alinti yaptiginiz yazinin cevabinin bir hissesini alinti yapayim (link verilemedigi icin)
Nehc-ül-belaga kitabındaki, Hazret-i Ali’ye isnat edilen hutbeler doğru değildir. (Abdullah-i Dehlevi, Mekatib-i şerife, m.61)Nehc-ül-belaga kitabını Şiîler ve Mutezile olanlar şerh etmiştir. Mesela şerh edenlerden biri olan İbni Ebilhadid, Mutezile mezhebindendir. Bu kitabı, mason ve süper mezhepsiz Abduh da şerh etmiştir, fakat hiçbir Ehl-i sünnet âlimi muteber kabul etmemiştir.
iyi ama ya delil? Doğru olmadığının delili nedir? “Nehcul Belağa”daki hutbe, mektup ve sözlerin imam Ali a.s-a ait olmadığını söyleyen ehli sünnet alimlerinin olduğu doğrudur fakat onların sözleride bir delile dayanıyor değil. Sadece işlerine gelmedikleri için bunu söylüyorlar. bende onlara karşı diyorum ki, Şia alimleri ittifak ile “Nehcul Belağa”daki hutbe, mektub ve sözlerin imam Ali a.s-a ait olduğunu beyan etmiştirler. Ehli sünnetten bunu inkar edenler olduğu gibi doğrulayanlarda vardır. şimdi onlardan bir kaçını yazıyoruz:ibni Ebil Hadid
Beyhaki
Fahri er-Razi
Muhammed Abduh


 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
1- Muhammed b. Amr, Fahr-u Razi adıyla tanınmış ve H. 606 yılında vefat etmiştir. Kıfti’nin Tarih’ul Hukema kitabında dediği üzere şerhi ya*rım kalmıştır.2- İbn-i Ebil Hadid adıyla tanınan Abdulhamid b. Muhammed Mutezili Medayini ise 656 yılında vefat etmiş ve şerhini dört yıl sekiz ayda bitirmiştir. Bu şerh oldukça kapsamlı tam ve hatta mevcut şerhlerin en iyi*sinden sayılmaktadır. Hatta bazı Şia alimleri ise onun ki*tabına özet eserler yazmışlardır: İkd’un-Nezid, Selasil’ul- Hadid ve er-Red-i Ali b. Ebil Hadid gibi.3- Yazarının sadece bazı Ehl-i Sünnet alim*leri olduğu belirtilen ve Astane Kütüphanesinde bulunan en-Nefais fi Şerh-i Nehc’ul Belağa adlı kitap.4- Mutevvel İrşad ve Tehzib’ul Mantık kitapla*rının sa*hibi olan ve hicri 792 yılında vefat eden Molla Saduddin Taftazani Şafii.5- Keşf’uz-Zunun kitabında yer aldığı üzere hicri 922 yılında ölen Kıvamuddin Yusuf b. Ha*san Kazi-i Bağ*dadi.6- Sahihi Buhari’ye şerh yazan ve hicri 650 yı*lında ölen lügat ve hadis alimlerinden olan Ha*san b. Muhammed Sagani Hanefi .7- Hicri 1322 yılında ölen Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abduh.8- Muhammed Abduh’un şerhini, İbn-i Ebil Hadid’in şerhinden eklerle nakleden Muhyiddin Hayyat.9- El-Ezher Üniversitesinin Edebiyat fakül*tesi öğre*tim üyesi Muhammed Muhyiddin.10- Nehc’ul Belağa’nın zor kelimelerini şerh eden Üstat Muhammed Hasan Nail Mersefi, Talik eseri hicri 1328 yılında Mısır’da basılmıştır.11- Muhammed Ebul Fazl İbrahim. Şerh-i iki cilt olup H. 1383 yılında Dar-u İhya’İl Kütüb’il Arabiyye’de ba*sılmıştır.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Bu ehli sünnet alimleri “Nehcul Belağa”nın imam Ali a.s-a ait olduğunu beyan etmistirler. Bilindiği gibi ehli sünnete gorede icma esastır. Şu halde Şia topyekün olarak ve Ehli Sünnettende bir kısım bu kitabın imam Ali a.s-a ait olduğunu söylemistir yani Şia ile Ehli sünnet bu konuda icma etmiştir, binaenaleyh (ehli sünnet açısından) icmaya uyulması farzdır.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Siz ısrarla Nehcul Belağa'yı Ehli Sünnet itikadınca kabul edilir olarak göstermeye çalışıyorsunuz lakin; bu kaynağı Ehli Sünnet'in kabul etmediği bir vak'a dır. Nehcul Belağa da Hz.Ali (ra) ın beyanlarının bulunması, içinde hak olan söz ve hükümlerin bulunması, bu kitabın tüm içeriğinin doğruluğunun delili olmaz ki anlatılmaya çalışılan da budur. Ne siz kabul etmeseniz, ne ben kabul etsem bile bu değişmeyecek. Bu meseleyi iki ayrı itikatta ki insanlar olarak düzeltebilme imkanımız yok. Zaten size Şia, bize Ehli Sünnet denmiş, bu bile bir ayrılığın delili. Siz bildiğinizce, biz bildiğimizce inanacağız. Hakikat ahirette bildirilir. Bizim tebarüz ettirmeye çalıştığımız bu kaynağın orjininin bilinmesidir.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Yanlisiniz var,itikadinizda isim yok "fakat hiçbir Ehl-i sünnet âlimi muteber kabul etmemiştir" cumlesine cevabimdi yazim. Bilmiyor ya da kabul etmiyor olsaniz da muteber kabul eden Ehl-i Sunnet alimleri var. Kabul edersiniz etmezsiniz o sizin bileceginiz bir is bizi ilgilendirmez. Hakikat ahirette bildirelecigine gore de siz de bu kadar kesin diyemezsiniz. VesSelam.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Yanlisiniz var,itikadinizda isim yok "fakat hiçbir Ehl-i sünnet âlimi muteber kabul etmemiştir" cumlesine cevabimdi yazim. Bilmiyor ya da kabul etmiyor olsaniz da muteber kabul eden Ehl-i Sunnet alimleri var. Kabul edersiniz etmezsiniz o sizin bileceginiz bir is bizi ilgilendirmez. Hakikat ahirette bildirelecigine gore de siz de bu kadar kesin diyemezsiniz. VesSelam.


Şia itikadının Ehli Sünnet alimlerince reddedildiğini bilmeyen hiç kimse yok ama siz ısrarcınız, tuhaf...

O zaman Hz. Bekir'e, Hz. Ömer'e, Hz. Osman'a buğz eden; mut'a nikahını sahih sayan, imamları masum kabul eden kısaca Şia itikadı haktır diyen Ehli Sünnet alimleri kimlerdir, bu beyanlarını hangi eserlerde yapmışlardır? Haa size göre dipte köşede saklı isimler vardır malum kaynaklarınızda Ehli Sünnet dediğiniz amma bize göre değildir. Dört mezhep imamının hangisidir Hulafai Raşidine buğz eden, muta haktır diyen?! Yok, biz kabul etmiyoruz ve zaten size de inanın demiyoruz. Sizin inancınız size, bizim ki bize ama Şia itikadlarının ve kaynaklarının farş edilmesi size çok dokunuyor her nedense...
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
1- Muhammed b. Amr, Fahr-u Razi adıyla tanınmış ve H. 606 yılında vefat etmiştir. Kıfti’nin Tarih’ul Hukema kitabında dediği üzere şerhi ya*rım kalmıştır.2- İbn-i Ebil Hadid adıyla tanınan Abdulhamid b. Muhammed Mutezili Medayini ise 656 yılında vefat etmiş ve şerhini dört yıl sekiz ayda bitirmiştir. Bu şerh oldukça kapsamlı tam ve hatta mevcut şerhlerin en iyi*sinden sayılmaktadır. Hatta bazı Şia alimleri ise onun ki*tabına özet eserler yazmışlardır: İkd’un-Nezid, Selasil’ul- Hadid ve er-Red-i Ali b. Ebil Hadid gibi.3- Yazarının sadece bazı Ehl-i Sünnet alim*leri olduğu belirtilen ve Astane Kütüphanesinde bulunan en-Nefais fi Şerh-i Nehc’ul Belağa adlı kitap.4- Mutevvel İrşad ve Tehzib’ul Mantık kitapla*rının sa*hibi olan ve hicri 792 yılında vefat eden Molla Saduddin Taftazani Şafii.5- Keşf’uz-Zunun kitabında yer aldığı üzere hicri 922 yılında ölen Kıvamuddin Yusuf b. Ha*san Kazi-i Bağ*dadi.6- Sahihi Buhari’ye şerh yazan ve hicri 650 yı*lında ölen lügat ve hadis alimlerinden olan Ha*san b. Muhammed Sagani Hanefi .7- Hicri 1322 yılında ölen Mısır Müftüsü Şeyh Muhammed Abduh.8- Muhammed Abduh’un şerhini, İbn-i Ebil Hadid’in şerhinden eklerle nakleden Muhyiddin Hayyat.9- El-Ezher Üniversitesinin Edebiyat fakül*tesi öğre*tim üyesi Muhammed Muhyiddin.10- Nehc’ul Belağa’nın zor kelimelerini şerh eden Üstat Muhammed Hasan Nail Mersefi, Talik eseri hicri 1328 yılında Mısır’da basılmıştır.11- Muhammed Ebul Fazl İbrahim. Şerh-i iki cilt olup H. 1383 yılında Dar-u İhya’İl Kütüb’il Arabiyye’de ba*sılmıştır.

Bu yazınızın kaynağı Ehli Sünnet ten bir kaynak değil zaten. Şia formatlı bir internet sitesi. Öyle bir delil gösterin ki, reddedene delil olsun.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...

Şia itikadının Ehli Sünnet alimlerince reddedildiğini bilmeyen hiç kimse yok ama siz ısrarcınız, tuhaf...

O zaman Hz. Bekir'e, Hz. Ömer'e, Hz. Osman'a buğz eden; mut'a nikahını sahih sayan, imamları masum kabul eden kısaca Şia itikadı haktır diyen Ehli Sünnet alimleri kimlerdir, bu beyanlarını hangi eserlerde yapmışlardır? Haa size göre dipte köşede saklı isimler vardır malum kaynaklarınızda Ehli Sünnet dediğiniz amma bize göre değildir. Dört mezhep imamının hangisidir Hulafai Raşidine buğz eden, muta haktır diyen?! Yok, biz kabul etmiyoruz ve zaten size de inanın demiyoruz. Sizin inancınız size, bizim ki bize ama Şia itikadlarının ve kaynaklarının farş edilmesi size çok dokunuyor her nedense...

:) Bakin bilmeden konuşup insani germeyin. Ben size soruyormuyum nasil oluyor da dort mezhep imamlari kendilerini imamlarin basi İmam Cafer-i Sadik`in talebesi sayarken, Ebu Hanefinin "İmam Cafer`in yanindaki iki yil olmasaydi ben helak olurdum" derken mezhepleri hak oluyor da bizzat İmam Cafer`i öğretilerine uyan sapik, mezhebi de batil oluyor! Cevabinizi da merak etmiyorum. Benim icin konu bitmisdir. Eger samimiyseniz soylediklerinizi gerçekten merak etdiginiz icin sorduysaniz ara karistirmak icin degil gidin Caferi (Sii)mezhep alimlerinin kitaplarini okuyun nasil ki, biz Ehl-i Sunnet alimlerini okuduk. Konuyu da dagitmayin. Nehc`ul - Belaga İmam Ali(a.s) hutbeleri, mektuplarindan ibaret bir kitapdir. VesSelam.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Nehc-ül-belaga kitabını yazan Râdi, Yahudi dönmesi bir Şiî’dir.

Nehc-ül-belaga kitabını Yahudi dönmesi olan Ali Mürteda’nın kardeşi, Râdi isminde bir Şiî yazmıştır. Şiîliği kuran İbni Sebe gibi O da bir Yahudi dönmesidir.

Nehc-ül-belaga kitabındaki, Hazret-i Ali’ye isnat edilen hutbeler de doğru değildir.

Nehc-ül-belaga kitabını Şiîler ve Mutezile olanlar şerh etmiştir. Mesela şerh edenlerden biri olan İbni Ebilhadid, Mutezile mezhebindendir. Bu kitabı, mason ve süper mezhepsiz Abduh da şerh etmiştir, fakat hiçbir Ehl-i sünnet âlimi muteber kabul etmemiştir. Şiîlerin ve mezhepsizlerin bu kitabı övmeleri, Ehl-i sünnet için ölçü olamaz. Nasıl ki, Ehl-i sünnetin nakilleri bid’at fırkalarınca muteber sayılmazsa, onların nakilleri de, elbette Ehl-i sünnete göre muteber sayılmaz. O kitaptaki yazıların Ehl-i sünnete göre, hiçbir ilmi değeri yoktur. Bu kitap, üç büyük halife ve Eshab-ı kirama düşmanlıkla doludur.

Bu yazinizin kaynagi Sia kaynagi mi?!

Bu yazınızın kaynağı Ehli Sünnet ten bir kaynak değil zaten. Şia formatlı bir internet sitesi. Öyle bir delil gösterin ki, reddedene delil olsun.

Dogru! Ben kaynak verdim, gidin okuyun hemen kitaplarda bulamazsaniz gelin konuşalim!
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
:) Bakin bilmeden konuşup insani germeyin. Ben size soruyormuyum nasil oluyor da dort mezhep imamlari kendilerini imamlarin basi İmam Cafer-i Sadik`in talebesi sayarken, Ebu Hanefinin "İmam Cafer`in yanindaki iki yil olmasaydi ben helak olurdum" derken mezhepleri hak oluyor da bizzat İmam Cafer`i öğretilerine uyan sapik, mezhebi de batil oluyor! Cevabinizi da merak etmiyorum. Benim icin konu bitmisdir. Eger samimiyseniz soylediklerinizi gerçekten merak etdiginiz icin sorduysaniz ara karistirmak icin degil gidin Caferi (Sii)mezhep alimlerinin kitaplarini okuyun nasil ki, biz Ehl-i Sunnet alimlerini okuduk. Konuyu da dagitmayin. Nehc`ul - Belaga İmam Ali(a.s) hutbeleri, mektuplarindan ibaret bir kitapdir. VesSelam.


Gerilmenize gerek yok, keskin sirke küpüne zarar verir.

Mesela Ehli Sünnet mezhep alimlerinin, Şia'ca hak sayılan mutayı tasvip eden sözlerini yazın, kaynak verin bize ki Ehli Sünnet'in Şia'yı tasvibini gösterebilesiniz. Böyle bir şey bulamazsınız zira Ehli Sünnet alimleri muta nikahını sapkınlık olarak addeder. Caferi Sadık Hazretleri ile Şia arasında, Hz. Ali (ra) ile Şia arasında fersah fersah itikadi mesafe var. Kendine özgün kaynaklar oluşturup, bu kaynakların arasına batıl hüküm ve sözler koyup sonra da bu kaynakları hak sayıp ortaya çıkmaktan mada bir de bu batıl fikirleri Ehli Sünnet'e yamamaya ne kadar düşkünsünüz.

Nehc'ul Belağa içerisinde Hz.Ali'ye (ra) ve İslam Tarihine ait olmayan ama Hz. Ali (ra) a ve İslam Tarihine yamanmış bir sürü Şia itikadı yazılı bir kitaptır.

Şia kaynakları göğüslerini gere gere Hulafi Raşidine buğz etmektedir. Hangi yüz ile bu şartlar çerçevesinde Ehli Sünnet'in Şia'yı tasvip ettiğini söyleyebilirsiniz.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Bu yazinizin kaynagi Sia kaynagi mi?!



Dogru! Ben kaynak verdim, gidin okuyun hemen kitaplarda bulamazsaniz gelin konuşalim!

Ben Ehli Sünnet'im, kaynağım da tabii ki Ehli Sünnet olacak. Siz'in kaynağınız da Şia. Burada anlamadığınız şu. Şia kaynaklarının Ehli Sünnet'ce tasvip edildiğini iddia ediyorsunuz. Bu iddianızı bir Ehli Sünnet kaynağından vereceksiniz ki iddianız vucut bulsun.
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Beyhaki, Fahri er-Razi simdi bu alimler sizin tabirinzce dipte kosede kalmis alimler mi!?

Bunlar dipte köşede kalmış alim değil de bu alimlerin Şia itikadını metheden yazıları nerede :)

Anlayabilirseniz anlamanız gereken şudur. Ehli Sünnet itikadını Ehli Sünnet yapan binlerce alimin tamamının fetva ve fikriyatları, dört büyük mezhep imamının hükümlerinde birleşmiştir. Bu hükümlerde de Şia itikadı kabul edilmemektedir. Münferiden bir alimin Şia ile alakalı edebden kaynaklı bir uslubu olmuşsa bu Ehli Sünnet'in Şia ve kaynaklarını tasvip etmesi değilidr. Siz Caferi Sadık Hazretlerinin sahih bir sözünü yazsanız biz o söze köle oluruz ama bu kölelik Caferi Sadık Hazretleri'nin o hak beyanınadır, Şia'ya değil.
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...

Şia kaynakları göğüslerini gere gere Hulafi Raşidine buğz etmektedir. Hangi yüz ile bu şartlar çerçevesinde Ehli Sünnet'in Şia'yı tasvip ettiğini söyleyebilirsiniz.

Konu Nehc` ul Belaga uzerine israrla burda sunni-sii tartismasi acmak istiyorsaniz nafile. Biz sizin gibi dusunenler yuzunden sunni-sii kardesliginin bozmayacagiz. Inanin eger soylediklerinize aynisiyla mukabele etsem, sunni alimlerinizden oyle deliller getiririm ki, EvelAllah ilmimiz yeter. Ama bunu sizinle teke-tek ya da Musluman cemaati icinde yapmam daha dogru olur. Yoksa boyle forumda degil cunku bu foruma herkes giriyor ateisti de kalbinde merez olani da , ilimden cok uzak olani da , ilmi yonunden anlamayani da. Oncelikle sunu belirtelim Aleviyim, siiyim demekle alevi sii olunmaz. Imam Ali (a.s) gibi yasamakla olunur. Tabi bunu anlayamadiginiz sasirtici degil. Kim bugz etmis aslinda bakalim: Minberde hutbelerde Imam Aliye lanet etme adetini ilk olarak Muaviye baslatmis (Mevdudi: Hilafet ve saltanat sh.218-220) ve bu uygulama yillarca Omer b. Abdulaziz tarafindan kaldirilincaya kadar devam etmisdir.

Bize Kuteybe b. Saîd ile Muhammed b. Abbâd rivayet ettiler. Lâfız da birbirlerine yakındırlar. (Dediler ki) : Bize Hatim (bu zat İbni İsmail'dir) Bükeyr b. Mismar'dan, o da Âmir b. Sa'd b. Ebî Vak*kas'dan, o da babasından naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Muâviye b. Ebî Süfyân Sa'd'a emir verdi ve :
— Ebû't-Türab'a sövmekten seni ne menetti? dedi. O da :
— Benim söyleyeceğim üç şey var ki; bunları onun için Resûlüllah (Satlallahü Aleyhi ve Setleın) söylemiştir. Binâenaleyh ben ona asla sövemem.

Bu üç şeyden birinin benim olması bence kızıl develerden daha makbul*dür. Ben Resûlüllah (SaHallahü aleyhi ve Sellem) 'i gazalarından birinde onu yerine bıraktığı, Ali de ona :
— Yâ Resûlallah! Beni kadın ve çocuklarla beraber mi bıraktın? de*diği zaman;
«Benden Musa'ya nisbetle Harun yerinde olmana razı değil misin? Şu kadar var ki, benden sonra Peygamberlik yoktur.» buyururken işittim. Hayber gününde de :
«Bu sancağı mutlaka Allah ve Resulünü seven, Allah ve Resulü de ken*disini seven bir zata vereceğim.» buyururken işittim. Biz sancak için he*pimiz uzandık. Fakat o:
«Bana Ali'yi çağırın!» buyurdu. Ali gözlerinden rahatsız olduğu halde getirildi. Resûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onun gözüne tükürdü ve sancağı kendisine verdi. Allah da ona fethi müyesser kıldı. Şu âyet:
«De ki : Gelin, bizim ve sizin çocuklarınızı çağıralım...» inince Re*sûlüllah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ali'yi, Fatıme'yi ve Hasan'la Hüseyin'i çağırarak:
«Allahım! Benim ailem bunlardır.» buyurdu. ( Sahin-i Muslim Ali B. Ebi Talibin faziletleri)

Hulafai Rasid -4 halifedir degilmi? Halife Ebu Bekr, Halife Omer, Halife Osman, Imam Ali (a.s) Bunlara bugz etmekten bahs ediyorsunuz yanlis anlamadiysam. Simdi ben Muaviyenin konumu nedir sizce?
 

anonim

New member
Katılım
11 Eki 2011
Mesajlar
137
Tepkime puanı
22
Puanları
0
Konum
daha bulunmadi...
Bunlar dipte köşede kalmış alim değil de bu alimlerin Şia itikadını metheden yazıları nerede :)

:) Sia itikadini metheden yazilari var diyen kim? Konuyu bu kadar dagitmayacaktik ki, sonuna gelmeden basini unutalim degilmi ama...:) İpucu vereyim Fahri - Er Razinin “Kitab Şerhu Nehcul Belağa”, Beyhakinin de Nehc`ul Belaga serhi vardir. :)
Gerilmenize gerek yok, keskin sirke küpüne zarar verir.


Dikkate alirim...
:)
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,130
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Öncelikle şunu bilin ki burada bir Sünni-Şii yarışı yapılmıyor. Böyle bir yarışa ne ihtiyaç var ne de bundan bir fayda. Ancak Ehli Sünnet itikadı bellidir, Şia itikadı da bellidir. Ne Ehli Sünnet Şia'ya ne de Şia Ehli Sünnet'e itikadı itibar etmeyecek. Bunu ne bir münazara ne de bir kavga sebebi saymıyorum. Ama Ehli Sünnet yolunda olanın kendi itikadi, fıkhi, ilmihali kaynaklarını tanıması hakkı vardır. Nehcul Belaga da bir Ehli Sünnet kaynağı değilidir.

Konuyu dağıtma heveslisi değilim. Konu neyse o, yani Nehcul Belaga.

Hz. Ali (ra) ın her hali Ehli Sünnetce muteberdir ancak Şia tarafından Hz. Ali'ye (ra) nisbet edilmiş Nehcul Belağa Hz.Ali'nin (ra) bir eseri değildir.

Kitap Hicri 4. Asırda yazılmıştır. Müellifi Yahudi dönmesi olan Ali Mürteda’nın kardeşi, Râdi isminde bir Şii'dir. Abdul Azizi Dehlevi Hazretleri Tuhfe-i İsna Eşariyye eserinde bu durumu açıkça ve uzun uzadiye bildirmektedir.

Eserde Hz.Ali'ye (ra) ait olduğu söylenen bazı rivayetler olmakla beraber Ehl-i sünnete uymayan fikirler ve değiştirilmiş söz ve havadisler vardır. Hz. Ali'ye (ra) ait sözlere itiraz yoktur ancak O'na (ra) nisbet edilen ama Hz.Ali'ye ait olmayan sözleri içermesi Nehc-ül Belaga kitabını Şia itikad kitabı olarak bilmeğe delildir.

Hz. Alinin dilinden ilk halifeler tenkit ettirilmiştir, zinhar, düzmecedir.

Ehl-i sünnete aykırı olmayan rivayetlerden istifade edilebilinirse de kaynağın Ehli Sünnet'e referans gösterilemeyeceği, Şia itikadınca tertip edildiği bilinmek zorundadır. Büyük veli, seyyid Abdullah-i Dehlevi hazretleri de Mektubat kitabında, Nehc-ül-belaga kitabının muteber olmadığını bildirmektedir
nokta.gif


Nehcül Belaga'yı şerh eden Ehli Sünnet alimleri Hz.Ali'ye (ra) hürmeten O'nun (ra) adına düzülen yalanları açıklamak, reddetmek adına şerh etmiş, izah etmiştir.

Nehc-ül Belaga nın kahiri ekseriyetle Şia kaynaklarınca yayımlanması, açıklanması, dağıtılması onun bir Şia itikadı eseri olduğunun zaten delilidir. Eserin müellifi Hz. Ali'nin (ra) ağzı ile Hz. Bekir'e (ra), Hz. Ömer'e (ra) ve Hz. Osman'a (ra) haksızlık isnad edilmesi hiç bir Ehli Sünnet aliminin ne ilmen, ne lafzen, ne zikren ne hükmen kabul edebileceği bir oldu değildir, bunu kabul eden de zaten kim olursa olsun Ehli Sünnet değilidir.


Hiç bir Şia'da bu sapkın fikriyatın hak olduğunu iddia ile bu forumda ahkam kesemez, zira bu forum Ehli Sünnet itikadınca faaliyet gösterir, Ehli Sünnet itikadı dışında ki zihniyetlerin ısrarlı iddialarını sadece dayatma olarak algılar. Oysa biz zaten Şia zihniyetine karışmıyor ve onları Ehli Sünnet'e biat edeceksiniz diye zorlamıyoruz. Sadece kim, ne, Şia'dır bunu tebarüz ettiriyoruz ki bu doğal bir davranıştır. Ama Şia tarzı tam aksidir, herkesi kendine biate zorlar, meçhul delilllerle fikriyatını zorlar. Ama bu burada, bu kadar olur, dahası maalesef OLMAZ, biline!..
 
Üst Alt