YOL GÖSTERÝCÝ
New member
Biran durup elinizde ne varsa bırakın, gözlerinizi kapayıp şöyle bir arkanıza yaslanın ve geçmişinizi bir düşünün. Hayata geldiğiniz andan beri ilk hatırladığınız şey nedir ?
İnsanlar genellikle beş yaşından öncesini pek hatırlayamazlar. İlk hatırladığınız şey babanızın sizi elinizden tutup parka götürüşü mü ? Yoksa annenizin size anlattığı hikayeler mi ?
Şimdi o yaşadığınızı hatırladığınız o ilk güne dönün ve yavaş yavaş bugüne doğru gelerek hayatınızın bir bilançosunu yapın.
İlkokul’a başladığınız, tahsil hayatına ilk adım attığınız o günden sonra yoğun bir öğrencilik yaşamınız oldu. Dersler, sınavlar, acı tatlı bir sürü anı. Arkadaşlarınız, bazı arkadaşlarınız ile kavgalarınız, okulu kırmalarınız, sonra ilk aşkınız....kaçamaklarınız... Parklarda el ele dolaşmalarınız....
Sonra bir gün tahsil hayatınızı bitirip, diplomanızı almanız. Ve bu kez çok daha zor bir mücadelenin ilk adımlarını attığınız günler...
Çalışma hayatınız.... Belki de bu yaşama adım atmanız çok zor oldu. Belki de uzun süre iş aradınız. Bunun için sınavlara girdiniz belki de....
Sonunda bir işiniz oldu. Bu kez kurtlar sofrasının içindeki bir kuzu gibi günleriniz.... Sonra hayat mücadelesinin dişlileri arasında acımasız bir kurda dönüşmeniz. Başarınızı hazmedemeyen iş arkadaşlarınız ile mücadeleniz. Üstleriniz ile sürtüşmeleriniz. Patronunuzdan zam koparma çabalarınız. Ve bütün bu zorluklar içerisinde dimdik ayakta kalarak bir mevki ye kadar gelişiniz...mevki, itibar, para ve kariyer yaparak kazandıklarınız....
Sonra bir gün hayatınızın kadını ile tanışmanız.... Nişan, nikah ve arkasından bir başka insanın sorumluluğunu omuzlarınızda hissetmeniz...... Sonra bir başka insanın sorumluluğu.... Ve ilk çocuğunuz.....geçim sıkıntılarınızın olduğu günler, ödediğiniz taksitler, çocuğunuzun mama ve doktor paraları... Sıkıştığınız borç aldığınız günler.... Sonra bütün bu zorlukları atlatıp refah’a kavuşmanız.... Belki önce bir araba sahibi oldunuz. Sonra bir gün kira köşelerinde sürünmekten kurtuldunuz.... Ve bugün’e geldiniz....
Şimdi, bir kez daha gözlerinizi kapayıp, derin bir nefes alın ve düşünün..... Sizlere acı tatlı bir sürü anıyı yaşatan, sağlıklı nefes almanızı sağlayan, bir diploma, bir kariyer, bir iş, bir eş, bir evlat, araba, ev, para ve itibar...kazanmanızı sağlayan Allah için ne yaptınız ?
Öyle ya, buraya kadar düşündüklerimizin hepsi, bu dünya da kimseye muhtaç olmadan rahat yaşamamızı sağlayan uğraşılardı....yani bu dünya içindi.....
(bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir. Hadid suresi 20.)
Ekmeğinizi, hatta pastadaki payınızı kazanmak için verdiğiniz bu mücadeleler içinde, size bu imkanları sağlayan, sizi lütuflandıran, zor günlerinizde size yeni fırsatlar veren Allah için ne yaptınız ?
Eğer bunları ben çalıştım kazandım diyorsanız, yanılgı içerisindesiniz....
Ani bir sağlık probleminiz olabilirdi,... Hiç ummadığınız anda işten atılabilirdiniz,....güvendiğiniz insanlar size ihanet edebilirdi,... Yada işten eve gelirken bir kaza geçirebilirdiniz...o vakit bütün bu uğraşılarınızın ne anlamı olurdu ki ?
(benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak! Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim.alabildiğine imkânlar döşedim onun için.tüm bunlardan sonra hırs ile daha da artırmamı istiyor. Müddessir suresi 11-12-13-14-15)
Peki bu uğraşılar içinde Allah için ne yaptınız ?
Bu sorunun cevabı kocaman bir hiçse eğer,...ahireti kazanmak için gönderildiğimiz bu dünyada siz bu dünyayı kazanmak için çalıştınız demektir.
Bugün kimseye muhtaç olmadan yaşıyorsanız, sağlıklıysanız....
Ve bunları size lütfeden Allah’a bir teşekkür bile etmediyseniz...
Bilin ki, çok ayıp ettiniz....
Şimdi tekrar gözlerinizi kapayıp, hayatınızın bir bilançosunu yapın.... Ve düşünün...ne kazandınız ?..... Ne kaybettiniz ?....
Allah yar ve yoldaşınız olsun.
İnsanlar genellikle beş yaşından öncesini pek hatırlayamazlar. İlk hatırladığınız şey babanızın sizi elinizden tutup parka götürüşü mü ? Yoksa annenizin size anlattığı hikayeler mi ?
Şimdi o yaşadığınızı hatırladığınız o ilk güne dönün ve yavaş yavaş bugüne doğru gelerek hayatınızın bir bilançosunu yapın.
İlkokul’a başladığınız, tahsil hayatına ilk adım attığınız o günden sonra yoğun bir öğrencilik yaşamınız oldu. Dersler, sınavlar, acı tatlı bir sürü anı. Arkadaşlarınız, bazı arkadaşlarınız ile kavgalarınız, okulu kırmalarınız, sonra ilk aşkınız....kaçamaklarınız... Parklarda el ele dolaşmalarınız....
Sonra bir gün tahsil hayatınızı bitirip, diplomanızı almanız. Ve bu kez çok daha zor bir mücadelenin ilk adımlarını attığınız günler...
Çalışma hayatınız.... Belki de bu yaşama adım atmanız çok zor oldu. Belki de uzun süre iş aradınız. Bunun için sınavlara girdiniz belki de....
Sonunda bir işiniz oldu. Bu kez kurtlar sofrasının içindeki bir kuzu gibi günleriniz.... Sonra hayat mücadelesinin dişlileri arasında acımasız bir kurda dönüşmeniz. Başarınızı hazmedemeyen iş arkadaşlarınız ile mücadeleniz. Üstleriniz ile sürtüşmeleriniz. Patronunuzdan zam koparma çabalarınız. Ve bütün bu zorluklar içerisinde dimdik ayakta kalarak bir mevki ye kadar gelişiniz...mevki, itibar, para ve kariyer yaparak kazandıklarınız....
Sonra bir gün hayatınızın kadını ile tanışmanız.... Nişan, nikah ve arkasından bir başka insanın sorumluluğunu omuzlarınızda hissetmeniz...... Sonra bir başka insanın sorumluluğu.... Ve ilk çocuğunuz.....geçim sıkıntılarınızın olduğu günler, ödediğiniz taksitler, çocuğunuzun mama ve doktor paraları... Sıkıştığınız borç aldığınız günler.... Sonra bütün bu zorlukları atlatıp refah’a kavuşmanız.... Belki önce bir araba sahibi oldunuz. Sonra bir gün kira köşelerinde sürünmekten kurtuldunuz.... Ve bugün’e geldiniz....
Şimdi, bir kez daha gözlerinizi kapayıp, derin bir nefes alın ve düşünün..... Sizlere acı tatlı bir sürü anıyı yaşatan, sağlıklı nefes almanızı sağlayan, bir diploma, bir kariyer, bir iş, bir eş, bir evlat, araba, ev, para ve itibar...kazanmanızı sağlayan Allah için ne yaptınız ?
Öyle ya, buraya kadar düşündüklerimizin hepsi, bu dünya da kimseye muhtaç olmadan rahat yaşamamızı sağlayan uğraşılardı....yani bu dünya içindi.....
(bilin ki, şu iğreti dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden, bir süsten, aranızda bir övünmeden, mallarda ve evlatlarda çoğalma yarışından başka şey değildir. Bir yağmur misali ki, çıkardığı bitkiler çiftçilerin hoşuna gider. Ama biraz sonra o ot kurur, sapsarı kesildiğini görürsün. Nihayet bir ot ufantısı haline gelir. Âhirette şiddetli bir azap var, allah'tan bir af ve hoşnutluk da var. Dünya hayatı bir aldanış/gurur aracından başka şey değildir. Hadid suresi 20.)
Ekmeğinizi, hatta pastadaki payınızı kazanmak için verdiğiniz bu mücadeleler içinde, size bu imkanları sağlayan, sizi lütuflandıran, zor günlerinizde size yeni fırsatlar veren Allah için ne yaptınız ?
Eğer bunları ben çalıştım kazandım diyorsanız, yanılgı içerisindesiniz....
Ani bir sağlık probleminiz olabilirdi,... Hiç ummadığınız anda işten atılabilirdiniz,....güvendiğiniz insanlar size ihanet edebilirdi,... Yada işten eve gelirken bir kaza geçirebilirdiniz...o vakit bütün bu uğraşılarınızın ne anlamı olurdu ki ?
(benimle, yarattığım kişiyi baş başa bırak! Hesapsız bir mal verdim ona. Göz doyurucu oğullar verdim.alabildiğine imkânlar döşedim onun için.tüm bunlardan sonra hırs ile daha da artırmamı istiyor. Müddessir suresi 11-12-13-14-15)
Peki bu uğraşılar içinde Allah için ne yaptınız ?
Bu sorunun cevabı kocaman bir hiçse eğer,...ahireti kazanmak için gönderildiğimiz bu dünyada siz bu dünyayı kazanmak için çalıştınız demektir.
Bugün kimseye muhtaç olmadan yaşıyorsanız, sağlıklıysanız....
Ve bunları size lütfeden Allah’a bir teşekkür bile etmediyseniz...
Bilin ki, çok ayıp ettiniz....
Şimdi tekrar gözlerinizi kapayıp, hayatınızın bir bilançosunu yapın.... Ve düşünün...ne kazandınız ?..... Ne kaybettiniz ?....
Allah yar ve yoldaşınız olsun.