A
abdirabbih
Guest
Osmanlı Hanedanı’nın kültür seviyesinin ilmî ve edebî vechesinin ne boyutta olduğuna bir kaç misâl: Sırf manzum yazışmalardan seçtiğim şu bir kaç misâli arzediyor yorumu okuyucuya bırakıyorum. Ârif olana bir işâret kâfî.
Sultan 4. Murat ve Sadrâzamı
4. Murat Hân’ın en sevdiği sadrâzamı Hâfız Ahmet Paşa Bağdat muhâsarasında Sultandan asker ve cephane yardımı ister. Mektubuna eklediği "Şikayetnâme" adlı şiirinin ilk beyti şöyledir:
Aldı etrafı düşman imdâda asker yok mudur?
Din yolunda baş verir bir merd-ü server yok mudur?
4. Murat Han cevap yazar:
Hafızâ Bağdâd’a imdâd etmeye er yok mudur?
Bizden istimdâd edersin sende asker yok mudur?
Kanûnî Süleyman Ve Şâir Bâki
Kânûnî Süleyman Han bir vesileyle Şâir Bâki’ye öfkelenir ve Bursa’ya sürgüne gönderilmesini emreder şu beyitle:
Bâki bed
Azli ebed
Nef’i beled
Bursa’ya red
Bu fermân-ı hümâyûnu okuyan Bâki şu cevapla mukâbelede bulunur:
Bâki bed
Azli ebed
Nef’i beled
Oldun ise ey Bâki
Cihan mülkü Süleyman’a değil bâki
Azlimde ısrar ve tehevvür eyledin amma
Buna çerh-i kemin derler
Ne sen bâki, ne ben bâki
Tabii ki bu cevap Kânûni Süleyman Han’ın gönlünü almaya yeter. Ve Şair Bâkiyi affeder.
Sultan 4. Mehmet Han ve Afîfe Hâtun
4. Mehmet Han hasekisi Afîfe Hanımefendi’ye şu şiirle iltifat ediyor:
Beyazlar giydiğince bir dürr-i yektâya benzersin
Siyahlar giydiğince sen hemen leyla’ya benzersin
Yeşiller giydiğince tûtî-i gûyâya benzersin
Benim hoşbû afifem sen gül-i rânâya benzersin
Afîfe Hatun da Sultan 4. Mehmet Han’a aynı vezin ve kafiye ile şu mısralarla cevap vermiştir:
Beyazlar giydiğince padişahım ay’a benzersin
Siyahlar giydiğince kâbe-i ulyâya benzersin
Kızıllar giydiğince cevher-i hamraya benzersin
Benim heybetli hünkârım hemen deryaya benzersin
Sultan 3. Mustafa ve Sadrâzamı K. Mustafa Paşa
Sultan 3. Mustafa Osmanlının karışık ve buhranlı dönemlerinin sultanlarındandır. Devletin başına hep ehil olmayanlar geçmekte, müthiş bir adam yokluğu yaşanmaktadır. Bu dönemde sadarette Koca Mustafa Paşa vardır. Sultan tahta çıktığı sıralar bu ıstırâbını şu şiiriyle ifade etmiştir:
Yıkılıpdur bu cihan sanma ki bizde düzele
Devlet-i çarh-ı denî verdi kamu müptezele
Şimdi ebvâb-ı saadette gezen hep hezele
İşimiz kaldı heman merhamet-i lemyezele
Sadrazam Koca Mustafa Paşa bu hezelenin başında kendisi bulunduğundan, derhal şu şiirle cevap verir padişaha:
Sanma ey dîl ki saadet bula bir dem hezele
Verdi hallâk-ı cihân mübtezeli mübtezele
Sultan 2. Bayezid Han ve Cem Sultan
Cem Sultan ağabeyi 2. Bayezid ile yaptığı taht mücadelesini kaybedince Payitahtı terketmek zorunda kalmış ve Napoli’de Hristiyan korsanlara esir düşmüş, bir kaleye hapsedilmiştir. Âhir ömründe hem kendi çile çekmiş hem 2. Bayezid’e çektirmiştir. İşte Napoli zindanlarından Sultan 2. Bayezid Hana yazdığı arz-ı hâl:
Sen bister-i gülde yatasun şevk ile handan
Ben kül döşenem külhen-i mihnette sebep ne?
Aynı zamanda Osmanlı Hanedanından Hacca giden 2 kişiden biri olan Cem Sultan’a, Sultan 2. Bayezid Hân’ın cevab-ı sevabı:
Çün rûz-ı ezel kısmet olunmuş bize devlet
Takdire rıza virmiyesün böyle sebep ne?
Hâccül harameynim diyüben dâvî kılarsın
Ya saltanat-ı dünyeviye bunca talep ne?
Kanuni Süleyman Han Ve Şehzade Bayezid
Şehzade Bayezid babası Kanuni Süleymana veliahtlık meselesinde isyan edince Kanuni Sultan Süleyman Han oğlu Bayezid’i kovuyor. Pişman olan Bayezid şu nazmı babasına yolluyor:
Ey seraser âleme Sultan Süleymanım baba
Tende cânım cânımın içinde cânânım baba
Bayezidine kıyar mısın benim cânım baba
Bî günâhım Hak bilir devletli sultânım baba
Enbiya ser defteri yani ki Âdem hakkıçün
Hem dahi Musa ile İsa Meryem hakkıçün
Kâinâtın serveri ol Rûhu Âzam hakkıçün
Bî günâhım Hak bilir devletlü sultânım baba
Sanki mecnûnum bana dağlar başı oldu durak
Ayrılıp bil cümle mâlü mülkden düştüm ırak
Dökerim gözyaşını vâ hasretâ dâd el firâk
Bî günâhım Hak bilir devletlü sultânım baba
Kim sana arz eyleye hâlüm eyâ şâh ü kerîm
Anadan kardaşlarımdan ayrılup kaldım yetîm
Yok benim bir zerre isyânım sana hakdır alîm
Bî günâhım Hak bilir devletlü sultânım baba
Bir nice mâsumum olduğun şehâ bilmez misin
Anların kanına girmekten hazer kılmaz mısın
Yoksa ben kulunla Hak dergâhına varmaz mısın
Bî günâhım Hak bilir devletlü sultânım baba
Tutalım iki elim baştan başa kanda ola
Bu meseldir söylenür kim kul günah etse nola
Bayezidin suçunu bağışla kıyma bu kula
Bî günâhım Hak bilir devletlü sultânım baba
Kânûni Süleyman’dan Şehzâde Bayezid’e cevap:
Ey demâdem mazhar-ı tuğyânu isyânım oğul
Takmayan boynuna hergiz tavk-ı fermânım oğul
Ben kıyar mıydım sana hiç Bayezid Hânım oğul
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Enbiyâ vü evliyâ ervâhı âzam hakkıçün
Nûh u İbrâhîm i Mûsâ, ibni Meryem hakkıçün
Hâtem Âsârı Nübüvvet Fahri Âlem hakkıçün
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Âdem adın etmeyen Mecnûna sahrâlar durak
Kurb-i tâatten kaçanlar dâimâ düşer ırak
Tan değildir der isen "vâ hasretâ dârül firâk"
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Neşeti hakdır nübüvvet râm olan olur kerim
"lâ tekul üf" kavlini inkâr eden kalır yetîm
Tâate isyâna alîmdir hüdâvendi kerim
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Rahmü şefkat zîb-i îmân olduğun bilmez misin
Ya dem-i mâsumu dökmeden hazer kılmaz mısın
Abd-i âzâd ile Hak dergâhına varmaz mısın
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Hak reâyâyı mutî e râî etmiştir beni
İsterim mağlûb edem ağnâma zibi düşmeni
Hâşa lillah öldürürsem bî günâh nâgâh seni
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Tutalım iki elin baştan başa kanda ola
Çünki istiğfâr edersin biz de afvetsek nola
Bayezidim suçunu bağışlarım gelsen yola
Bî günâhım deme bâri tevbe kıl cânım oğul
Mahmut Sami Şimşek