Hiçbir İslam âlimi çalgıya, müziğe mubah dememiştir. Hepsi de haram demiştir. Bazı mütercimler, sima veya sema kelimesini müzik anlamı vererek tercüme ettiklerinden dolayı bu büyük hataya sebep olmuşlardır. Dört mezhepte de çalgı haramdır.
Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima [teganni] denir. Çalgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. (Dürr-ül mearif)
Çalgı ve kadın sesi, sima değil gınadır, haramdır. (Dürr-ül-mearif)
Abdullah-i Dehlevi hazretleri buyurdu ki:
Sima [güzel ses], evliyanın kalbindeki sıkıntıyı rahatlığa çevirir. Gafillerin sima dinlemesi, fıska yol açar. Hiçbir çalgı caiz değildir. (m. 85)
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Gıybet, veya devamlı ipek giymek, yahut devamlı çalgı dinlemek gibi günahlara devam etmek kalbin kararmasına yol açar. (K. Saadet s.580)
İçki içmek ve çalgı dinlemek gibi, kul hakkı ile ilgili olmayan günahların hepsine tevbe etmek gerekir. (İhya 4/65)
Herkes dünyadaki işine göre haşr olunur. İçki içenler, sarhoş olarak, çalgıcı, çalgı çalarak haşr olunur. (Dürre-tül Fâhire fî-keşf-i ulûm-il-âhıre – Kıyamet ve Ahiret, s.36)
Çalgı dinleyenin veya ipek giyenin şahitliği kabul edilmez. (İhya 4/41)
Davet edildiği yerde günah bir şey varsa, mesela duvarda canlı resimleri varsa, yahut çalgı çalınıyorsa, kadın erkek karışık ise böyle bir davete gidilmez. (K. Saadet s.207)
Ud ve saz çalmak haramdır. (K. Saadet s.231)
Çalgı aletlerinin imalinden kaçınmak, zulümden kaçınmak olur. (İhya 2/218)
Gizli haram işlenen eve girmek yasaktır. Ancak dışarıdan duyulacak şekilde içeride çalgı çalınıyorsa, bunu duyanların içeri girip çalgıları kırması caizdir. (İhya 2/802)
Fitne çıkmayacaksa kötü işler yapanlar tehdit edilebilir. Mesela, kötü biri, namuslu kadına tecavüze yelteniyorsa veya orada çalgı çalıyorsa, arada ırmak veya duvar gibi bir mani varsa, o kişiye, (Bu işten vazgeç, yoksa seni öldürürüm) diye tehdit edebilir. Öldürülmez ama tehdit edilir. (İhya 2/815)
Kalbi Allahü teâlânın yasak ettiği şeylerden birine bağlılığı olanın sima, tegannili sesleri dinlemesi, haram olup, onun için öldürücü zehirdir. (K. Saadet s. 321) [Bu sözü delil gösteren cahiller, (Çalgı kötü kimselere haram, bizim gibi kalbi temizlere haram değil) diyorlar. Halbuki burada çalgı denmiyor, nağmeli ses deniyor. Çalgı herkese haramdır. Tasavvuf büyüklerinden Mahmud-i İncirfagnevi hazretleri buyuruyor ki:
(Yüksek sesle zikir yapabilmek için, kalbinde yalan ve gıybet bulunmamak, boğazından haram ve şüpheli şey geçmemiş olmak, gönlü riya ve gösterişten temiz olmak lazımdır.) İşte, teganni, sima yalnız böyle kimselere faydalı olur. Fıkıh âlimleri de, teganninin, böyle olmayanlar için ve çalgının herkes için, haram olduğunu bildirmişlerdir.]
İnsana zevk veren ahenkli nağmeler, gönüllerde saklı olan güzellik ve çirkinlikleri açığa çıkarır. Her kaptan içindeki sızar, sima eden kişinin içinde ne varsa dışına o sızar. Sima kalbe ulaşınca, kalbde galip olan ne ise, onu harekete geçirir. (İhya 2/675)
Kalbinde haller hasıl olmayan, hasıl olsa da nefsi şehvetten kesilmemiş tasavvuf yolcularına güzel ses, nağme faydadan çok zarar verir. Ali Hallaç; Şeyh Ebu’l Kasım-ı Gürgani’nin müridlerinden idi. Sima için izin istedi. (Hiç bir şey yeme, sonra lezzetli yemekler yersin. O aç halinle simaı yemekten çok istiyorsan, sima yapman caizdir) buyurdu. Kalb hallerine kavuşmayan, hak yolu, halleri ile anlayamayan, yahut bazı hallere kavuşup henüz şehvetten kesilmemiş olan müridlere üstadları simaı yasaklamalıdır. (K. Saadet s.325)
Simaı eğlence ve oyun şeklinde âdet etmek haramdır. Nitekim bazı küçük günahlar vardır ki, devam edilirse büyük günah olur. Bazı şeyler ara sıra ve az olursa mubah olur. Çok olunca haram olur. (K. Saadet s.329)
Ses dinlerken, ud, keman, ney, saz, kaval gibi hiç bir çalgı çalmamalıdır. Her çalgıyı çalmak ve dinlemek haramdır. Hoş olduğu, hoşa gittiği için haram değildir. Bir kimse hoşa gitmeyecek şekilde rast gele çalsa da, ustalıkla çalmasa da yine haramdır. (K. Saadet s.326)
Kalbde helal olan şeyin sevgisi [mesela Allah sevgisi] varsa, sima [ilahi, kaside gibi nağmeli sesler] onu artırıyorsa o kimsenin teganni dinlemesi helal olur. Kalbinde, dinimizin yasak ettiği bir şey olanın teganni dinlemesi günah olur. (K. Saadet s.322)
Bayramlarda ve arada bir olursa [Hz. Âişe validemizin seyrettiği zenci cariyelerinki] oyunlar, teganniler ve bunları seyretmek haram değildir. (K. Saadet s.322) [Cariyelerin saçını başını açmaları günah olmadığı gibi nağmeli sesleri de haram değildir.]
Düğünlerde tef çalmak ve teganni etmek mubahtır. (K.Saadet s.323)
Teganni, raks, tef çalmak, kılıç ve kalkan oyunları ve neşeli günlerde zencilerin oyunlarını seyretmek mubahtır. (İhya 2/695)
Bayram günü zenci cariyelerin oyunlarını Resul-i ekrem efendimiz kapı üzerinden Hz. Âişe’ye seyrettirmiş ve ikisi beraber bakmışlardır. (İhya 2/827)
Kusurları, azapları bildiren [çalgısız] kasideleri, ilahileri dinleyerek üzülmek, ağlamak sevaptır. Ancak Allahü teâlânın kaza ve kaderini beğenmeyip, ona üzülüp, üzüntüsünün artması haramdır. (K. Saadet s.324)
Hacca gidenin, Kâbe, hac, Mekke, Medine şiirleri, ilahileri, kasideleri dinlemesi ve bunları güzel sesle okuyup para kazanması helaldir. (K. Saadet s.323-324)
Hacıları uğurlarken Kâbe, zemzem ve diğer mübarek makamları öven ve Arab çölünü anlatan şiirlerde nefesli ve telli çalgılar yoksa, bunların hepsi caizdir. (İhya 2/690)
Düşmanlarla savaşmayı ve Allah sevgisi uğruna canını feda etmeyi kuvvetlendiren kahramanlık şarkılarını [mehter marşlarını] dinlemek mubah olur. (K. Saadet s.324)
Düğün, ziyafet ve sefer dönüşü gibi sevinmek gereken yerlerde, bayram günlerinde nağmeli seslerle, teganni ile neşelenmek caizdir. (K. Saadet s.324)
Düğün ve benzeri yerlerde davul, tef çalmak haram değildir. Hacılar ve askerlerin davul, bando çalması caizdir. Ahlakı bozuk gençlerin davul çalması da haramdır. (K. Saadet s.326)
Çalgı âletleri üçe ayrılır:
1- Haram olanlar. Tambur, düdük, zurna gibi şarkıcılara eşlik eden aletlerdir.
2- Mekruh olanlar. Bunlar tek başına çalınmadığı halde şarkıcıyı coşturan kaval gibi aletlerdir.
3- Mubah olanlar. Bunlar da eğlence aleti değil de boru ve harp davulu gibi haberleşme aletleri ile nikah için çalınan tef gibi toplantıya çağırma ve herhangi bir hususu ilan etmek için kullanılan aletlerdir. (Mükaşefetü´l Kulub - Kalblerin Keşfi)
Ud, sanc [zil], telli çalgılar, berbed ve benzeri Irak çalgılarının hepsi yasaktır. İçki içenlerin âdeti olmayan davul ve benzerleri [düğünlerde] yasak değildir. (İhya 2/685)
İçki âlemlerinde kullanılan trampet, nefesli ve telli çalgılar haramdır. Bu çalgılar yasak, diğerleri ise mubahtır. Mubah olanlar tef, davul, şahin, kadib gibileridir. (İhya 2/701)
Vezinli güzel ses haram değildir. Şayet kötü sözlerden meydana gelmişse, ister nağmeli okunsun, ister nağmesiz okunsun haramdır. (İhya 2/686)
Kur'an-ı kerimi teganni ile okumak haramdır. (K. Saadet s.333) [Tecvide uygun olarak teganni edilirse mahzuru olmaz.]
Mescitlerde Kur’anı teganni ile okuyanları nehy etmek farzdır. (İhya 2/823)
Resulullah efendimiz, Rebi' binti Muavvizin evine geldi. Cariyeler tef çalıyor, şarkı söylüyorlardı. Onu görünce kesip, kasidelerle Resulullahı övmeye başladılar. [Buhari’nin rivayet ettiği] (Susun, önceki söylediğinize devam edin) buyurdu. Çünkü onu övmek ibadettir. Oyun eğlence arasında ibadet olmaz. (K. Saadet s.333)
İmam-ı Gazali hazretlerine ait bu yazıların özeti şudur:
1- İçki içenlerin dinlediği nefesli çalgıları ve bütün telli çalgıları çalmak ve dinlemek haramdır.
2- Şarkıcının kazancı haramdır. Şahitliği kabul edilmez, hediyesi alınmaz.
3- Belli zamanlarda [düğünlerde, bayramlarda] ve belli şartlarla [ibadete karıştırmamak, haram şeyler söylememek şartıyla] tef, davul gibi çalgılar çalmak caizdir. Bunlara da diğer nefesli ve telli çalgıları karıştırmak caiz değildir.
4- Hacca gidecek olanın Kâbe, hac, Mekke, Medine şarkılarını dinlemesi, askerlerin cesaretlerini artırıcı savaş, kahramanlık şarkılarını, [mehter marşlarını] dinlemesi caizdir. Bayramlarda, düğünlerde, hac yolunda çalınması mubah olan çalgıları bile, her zaman dinlemeyi ve çalmayı âdet haline getirmek caiz değildir.
5- Müslümanların bayramlarda sevinmeleri, sevinçlerini göstermeleri caizdir. Bayramlarda tef ile söylenen şarkıyı dinlemek ve içinde kılıç-kalkan oyunu gibi oyunları seyretmek mubahtır. Bunları âdet haline getirmek, her zaman yapmak caiz değildir.
6- Kur’an-ı kerim okumak veya Resulullahı övmek [Mevlid] gibi ibadetlere tef dahil hiç bir çalgıyı karıştırmak caiz değildir, yasaktır.
7- Tasavvuf ehli zatların sema [ilahi, kaside gibi nağmeli insan sesi ve şiir] dinlemesi caizdir. Sema sırasında bunlara çalgı karıştırmak haramdır. Sema, henüz kalbi tam temizlenmemiş, kalb hallerine kavuşmamış müridlere yasaktır.