Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Mezhebleri Kim Karara Bağladı, Sayısı neden dört.

TAYFUR

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
65
KAÇ HAK VAKIF VAR?



“Dört Hak Mezhep” lafını duymayan yoktur. Müslüman olup da bu “hak”sızlığa dayanamayan sayısı ise çok azdır. Niye dört, hem mezhep de neymiş, Kutsalda bunların yeri var mı? Bu dördü Allah’tan mı icazetli? Onlarsız olmaz mı? türünden beyin yorucu, kafa karıştırıcı bir çok soru işareti?!!



Bu dördünü ayakta tutan nedir bilinmez ama, dördü dışındakilerin “Hakka” dahil edilmesi ya da edilmemesi birilerinin emri dahlinde sanki. Kimdir bu birileri. Elbette Din baronları, Din tüccarları, Din bezirganları. Hakkı, gerçek Hak sahibi olan Allah bunlara verseydi, işte böyle cimrilik ederlerdi. Kimseye dağıtmazlardı. Düşünsenize Hak sahibi olan Allah, bunlara o hakkı vermeden dört deyip orda durmuşlar. Beşinciye cevaz vermemişler. Ya gerçekten yetkili olsalardı.! Allah bizi korusun.



Tam bir şeyler oluyor derken, yapraklar kımıldıyor, filizler yeşeriyor derken, daha ayağa kalkamadan, belimizi doğrultamadan yeni bir yük sarmalı daha koydular önümüze. Vakıflar ve dernekler.



Sosyal yardımlaşma çatısı altında kurulanları ayrı bir kefeye koyarak, (aslında vakıflaşmanın asıl ve tek amacı budur), Sosyal yardımlaşma da yapıyor gibi gözükerek mezhepçi dedelerine ne kadar da benzeyenleredir sözüm.



Nasıl ki her mezhebin kurucusu olduğu iddia edilen bir şahıs var, her vakfın da kurucusu olduğu iddia edilen bir şahıs vardır. Bunlar toplum nazarında ün ve sükse yapmış, kalemi, kitapları, dergisi, internet sitesi olan, hatipliği olan, arasıra ekranlarda boy gösteren, kendine ait camisi, cemaati olan, sözü geçen, fetva veren bir takım adamlardır bunlar.



Kendilerine münhasır isimleri vardır, kurumsal kimlikleri vardır, bir konuda birkaçının ayrı ayrı fikri/zikri vardır. Genel merkezi vardır, şubesi vardır, televizyonları vardır. Din pazarında bizim de borumuz ötsün diye, bütün kitle iletişim araçlarını kullanırlar. Tabi görünürde amaç tebliğdir, duyurmaktır, bildirmektir. (İnsan hakları, demokrasi, hukuk ve özgürlükler söylemlerini dillerinden düşürmeyenler gibi) (Yani şaka gibi:)



Bu durum yurtdışında daha da belirgin ve aynı zamanda ürkünç bir hal almıştır. Biri öbürünün mescidine adım atmaz, biri diğerinin fetvasını dinlemez, önemsemez. Mühim olan mezhep imamının pardon vakıf imamının ne kelam eylediğidir. Nasıl olsa vakıf imamı yanılırsa bir sevap, tutturursa iki sevap var. Gerisinin ne önemi var. Her vakfın belli kalemşörleri vardır, bunlar durmadan yazar, sürekli neşriyat çıkarır piyasaya. Güya kutsalı anlamak için yazılır bunlar. Gerçi bu neşriyatların da bir kılavuza ihtiyacı vardır. Kılavuz çıkarsalar onun da başka bir kılavuza ihtiyacı olacağı ve bu kısır döngünün hiç bitmeyeceği su götürmez bir gerçektir.



Şöyle bir söz vardır. 2 İngiliz yan yana geldiğinde ülke kurar, 3 Meksikalı yan yana geldiğinde tekila içer, 4 arjantinli de bir araya geldiğinde samba yaparmış. Artık 5 müslüman bir araya geldiği vakit de vakıf kuruyor. Tabi bu yazılanları okuyanların aklına elbette şu soru gelecek. “İyi de kardeşim bunların hiç mi iyi tarafı yok?” Her oluşumun elbette eşref saati vardır. Biz yararlıların zararlarını dile getirelim de. Yararlarını da getiren biri olur elbette.



Peki bu süreç nereye varır? Beş on sene sonra bu vakıflardan 73 tane türer. Ümmet(!) 73 vakfa ayrılır. Biri kârdadır gerisi ziyanda. Bütün vakıflar O bir tanesinin kendisi olduğunu iddia eder. Diğerlerinin zararlılar tayfasından olduğunu. 50 yıl sonra birde bakmışsınız ki, 4 hak vakıf /dernek türemiş. (belki damping yaparlar da sayı 5’e yükselir). Nasıl olsa hepsinin kendine göre bir anneyasası var. Hepsinin kendine göre bir din görüşü var. (Aynı görüşe sahip olsalar niye ayrılar ama değil mi?:))



Sonra bakmışsınız, müslümanım ama şu vakıftanım, müslümanım ama bu vakıftanım.. nidaları havada uçuşuyor olmuştur. Başucu kitaplarımız mensubu olduğumuz vakfın büyüklerinin yazdığı kitap olmuştur. Nasıl olsa ete süte kitap yazılıyor bu memlekette. Kapitalist dünya neylersiniz.



Sözün özü, mezhepçiliğin 21. yüzyıl versiyonudur artık Vakıfçılık/dernekçilik. Bakın dünyaya, çatışa çatışa birbirini bitiremedi mezhepçiler. Çatışarak çoğalıyorlar sanki en şehid kabilinden.

Gelecekte de vakıf savaşlarını görmemiz içten bile değildir. Allah korusun.



Kutsallıların alın yazısıdır zannımca voltran olamamak. Bölünüyoruz öyleyse varız. Hayır! Aslında yoksunuz. Var gibi görünüyorsunuz. Oysa hizipleşmenin adı ister vakıf olsun ister mezhep, her ne olursa olsun Hak sahibinin hoşuna gitmiyor. Bu çok açık.



Peki ne yapacaz? Birlik ve beraberlik lafını ağızlarından indirmeyen sevgili din büyüklerimiz (!), vakıflarının kapısına kilit vuracak. Tek çatı altında toplanacak. Herkes imam olacak değil ya, birileri de çaycılık yapacak. Görelim bakalım makam/mevkii sevdası hangisinde var hangisinde yok. (Şaka şaka böyle bir şeyin olması imkansız, heveslenmeyin hemen)…



Hangisi hak vakıf hangisi değil, ilamını bekleyeceğiz…! Ona göre intisap ederiz. Şu an doğuştan vakıflı olmak zor. Asırlara ihtiyaç var. Hele bir kaç asır geçsin, sonra konuşuruz. (Konuşabilir miyiz? Zor. Bu dünyanın gamı 60 sene bile çekilmiyor ki, asırları bekleyelim).


Uğur Erzincan
 

tevhid davetcisi

New member
Katılım
19 Şub 2007
Mesajlar
101
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
4 mezhep disindaki mezhepler batildir demekde yanlis mezhepe bagli olanlara kafir demekde.
mezheplere baglamak sadece kolayliktir.
ama 4 mezhepten birisine girmek farzdir demek hasa allah adina hukum koymaktir.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
onu bunu anlamam,
dört mezhep 14 vakıf 24 cemaat
isterse şu ümmet 1400 parçaya ayrılsın,
ben yine de iddialıyım..
"Benim odunum en kuru"..
var mı ötesi..
 

demir

New member
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
saçmalık

saçmalık

tayfur saçma sapan bir yazı yazmış..
zar zor okudum aslında zamanımı böyle gereksiz yere bu işe ayırmak da zoruma gidiyor ama yine de birileri yararlanır söylediklerimden diye bir kaç şey söylemek istedim..
ilk mevzu şu bu arkadaşın İslam da mezhepler ile ilgisi kesinlikle en ufak bir şekilde bile yok..çünkü sen eğer mezheplerin vakıf kurmasına bir birlerine ayrı durmasına karşı çıkıyorsan 4 hak mezhepten bahsedemezsiz.. Çok ayrı birşey..fıkıh mezhepleri bütün tartışmalardan ayrıdır ve dünyanın hiç bir yerinde şafiilerin bir araya gelerek vakıf kurduğunu hanefi olanları oraya almadıklarını sanmam..
fıkhi mezhepler bizim müctehid dediğimiz büyük din bilginleri tarafından oluşturulmuş ve birbirine gayet dost gayet yakın birliklerdir..Aralarında en ufak bir tartışma anlaşamamazlık filan da olmamıştır olmaz da..
Zaten itikadi anlamda da her biri ehli sünnete bağlıdırlar ve kesinlikle bir aykırılıkları yoktur..
niye 4 dersen Tayfurcum...
şunu söylerim elbette bunların 4 olması kesin kural değildir..Ama sen de çıkıp ehli sünnete bağlı bir müctehid olarak peygamberimizin davranış ve görüşlerini anlamlandırarak müslümanların sorunlarına çare bulabilirsen bir mezhep de sen kurmuş olursun...şunu demek istiyorum bunların 4 olması da 4 kalması da çok isabetli ve çok normaldir..
Hepsi hak mezheplerdir ve bundan sonra da çıkıp bunlardan beşincisini oluşturacak bir durum mevcut değildir..:mad: :mad:

Yazıda belirtilen diğer hususta çok saçma..ona da kısaca değineyim..günümüzde dini anlamda yetersiz olan yetersiz kalan ve benlik problemi yaşayan bazı gençler ukala ca ve aşırı saçma bir şekilde herkes bir araya gelsiz vakıf olmasın cemaat olmasın misali geyiklere kalkışıyorlar..Allah aşkınıza boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın..Bence böyle kalsın herkesin kendi cemaati olsun kendi vakfını derneğini kursun..Kimse bir araya filan gelemeye kalkmasın..Sadece birbirimize düşman olmayalım..Bu işin normali budur..

bu Uğur Erzincan kimse onu da tanımıyorum..Yazıyı yazan oymuş herhalde..Laflarım onadır o halde..
 

demir

New member
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
bu arada..

bu arada..

bu arada en doğru düşünme tarzını biraz şakayla karışık Çapanoğlu söylemiş..
işin doğrusu budur gerçekten..
Herkes böyle düşünecek..
"Benim odunum en kuru"
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
mezhepler konusu neden bu şekilde çarpıtılıyor! ! ! ! ..duha kardeşim maşallahın var gerçketen..
selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
@DEMİR
Yazıda belirtilen diğer hususta çok saçma..ona da kısaca değineyim..günümüzde dini anlamda yetersiz olan yetersiz kalan ve benlik problemi yaşayan bazı gençler ukala ca ve aşırı saçma bir şekilde herkes bir araya gelsiz vakıf olmasın cemaat olmasın misali geyiklere kalkışıyorlar..Allah aşkınıza boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın..Bence böyle kalsın herkesin kendi cemaati olsun kendi vakfını derneğini kursun..Kimse bir araya filan gelemeye kalkmasın..Sadece birbirimize düşman olmayalım..Bu işin normali budur..



kardeşim..böyle dersen olmaz..birlik olmadan dirlik olmaz..tabirinde galiba bi sıkıntı var..(niyetinde demiyorum)
selametle..
 

demir

New member
Katılım
26 Şub 2007
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
yok... sanırım..

yok... sanırım..

söylediklerim net..
niyetim zaten temiz...
biz zaten bütün parçalarımızla bir birlik halindeyiz..
ekstra birleştirmeler zorla olur ve gereksizdir..
 

TAYFUR

Mesajlari Onaylanacak
Katılım
3 Ocak 2007
Mesajlar
50
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
65
Allahın kitabı bize yetiyor; yetmez diyenler düşün

Allahın kitabı bize yetiyor; yetmez diyenler düşün

İşte Kur'an mucizesini dahi anlamamışsınız. Kur'an'ı herkezin kendi kabiliyetine göre teşri etmesine (yasa koymasına) teşvik etmenizle milyarlarca mezhebe sebep olacaksınız. Evet eğer mezheb istemiyorsanız dört mezhebi ve Ehl-i Sünnet ve'l Cemaatin düsturlarını kabul etmek zorundasınız.
vesselam



Kamer Suresi 17. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!

--------------------------------------------------------------------------------

Kamer Suresi 22. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?

--------------------------------------------------------------------------------

Kamer Suresi 32. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!

--------------------------------------------------------------------------------

Kamer Suresi 40. Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!

En'am Suresi 55. İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!


En'am Suresi 59. Gaybın anahtarları O'nun yanındadır; onları O'ndan başkası bilmez. O, karada ve denizde olanı da bilir. O'nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir.


Sebe Suresi 5. ayetlerimizi hükümsüz kılmak uğruna koşuşup duranlar var ya, onlar için pislikten, inletici bir azap vardır.


Fussilet Suresi 53. Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan-beyan belli olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine yetmez mi?
 
T

teslimolan

Guest
Bu dördünü ayakta tutan nedir bilinmez ama, dördü dışındakilerin “Hakka” dahil edilmesi ya da edilmemesi birilerinin emri dahilinde sanki.

Allah'a yukardadır, göktedir ,fiil insana aittir. Kader yoktur, şehadet batıldır. Ezan hurafedir, gibi safsataları söyleyen ve Allah'a her kusuru isnet eden ve her biri sapık bazı kişiler tarafından teşkil edilmiş aslı fırka olan -hadi mezheb olsun- elbette hak değildir. Kaldıkı bu fırkaların her biri fırkasızlık adında türemiş ve her birinin elinde müzahrefet kokan necaset ve kusmuk dolu çanaklar mevcut. Mübarek Kur'an ve Hadis kuyusundan su çekiyorum diye kendi ceblerindeki akıllarından ve nefislerinden hevalarından ve şöhret perestlik duygularından türmiş safsata ve hurafeleri islama sokumlar, Bunlar kibirlerinden anlama kabiliyetleri ellerinden alınmış adamlardır.,
Evet mezhebler itikadi ve imani değildir. SAdece ibadetin ve kulluğun şekli üzerinde Kur'an'a ve hadise dayalı ,içtihadi meselelerdir. Zira,namazın şekli konusunda madem ap açık bir ayet yok ve madem Kur'an'da tarif edilende bir hataya veya inkara girilmemiş ve madem sizin dediğinize göre "Kur'an'da olmayandan sorumlu değiliz; ne diye sürekli mezhebler hakkında başlık açarsınız bilmem. Zira yine sizin kavlinize göre "Mezhebleri yararı olmamakla beraber , zararı olmayan, kabul etmeniz lazımdır
Evet siz Kur'an'da gösterilen kadarı ile namaz kılsanız caizdir. Ancak, onun dışında en ufak hareketiniz kendi mezhebinizi ilandır. Mezhebi inkar namı ile kendi mezhebinizi ilandır.
Esas siz ibadetlerde şekli esas alan Mezheblerle uğraşacağınıza Kur'an'ın yüzden 80 inin teşkil eden Allah'ın sıfatları ve isimleri ile iman ve itikat edilmesi gereken konularda düşülen dalaletle bakın.

Allah'a kusur isnad eden ,Allah'ı yukarda ,yada düşünme ihtiyacı olan bir Varlık sınıfına koyan veya her bir insana yaratma vasfı veren insanların daleletlerine eleştiri yapın.( Burda o dalaletleri saysam forumun hostingi yetemez)

Bakın, son zamanlarda herkez Kur'an ayetleri delil veriyor. Hiç birini kabul etmiyorsunuz. Demek, Kur'an'dan kendi dar aklımızla kendi kendimize ,keyfimize göre içtihat yapmamız, anlamamız mümkün değil. Zira, Kur'an beyansız kabul edilecek olsa içtihad hakkı olsa herkez aynı anlaması gerekird. Yada en kolay yolu herkezi kötü niyetli ilan etmek gerkirdi ki anlamamaya yada yanlış anlamaya bahane olsun sizin fikriniz kabul edilir olsun. Zaten,siz herkezi kötü niyetli ilan ederek bu kolay yola zehab etmişsiniz.

Evet Kur'an'da her şey var. Ama her şey sizin anladığınız manada ap açık , icazsız , belagatsiz anlatılsa idi Kur'an'da icazla(az sözle çok şey anlatma) anlatılan pek çok hususun yerine beyanatı olması lazım gelirdi ki bu da Kur'anı sayılamıyacak kadar sayfası olan devasa bir kitap haline getirirdi.

İşte Kur'an mucizesini dahi anlamamışsınız. Kur'an'ı herkezin kendi kabiliyetine göre teşri etmesine (yasa koymasına) teşvik etmenizle milyarlarca mezhebe sebep olacaksınız. Evet eğer mezheb istemiyorsanız dört mezhebi ve Ehl-i Sünnet ve'l Cemaatin düsturlarını kabul etmek zorundasınız.
vesselam

Ne kadar yanlis bir düsünce oldugu ne kadar belli. hic bir seyin zorunda degiliz. Iste bu zihniyet terkediyor zaten kilavuzu. Zamanla a nin bc olmamasi icin Arapca bilenler Kuran i bilmeyenler de meallerini okuyacak ve bilmedikleri her bir sey icin masallara degil Kuran ve onun meallerine basvuracaklarki zamanla a olan bc olarak karsisina cikmasin. Her insan o yazilari anlayamaz gibi kimsede sacmalamasin. her insan anladigi kadar ibadetini yapar ve gerisini Allah a havale eder. Böylelikle kilavuz tek kilavuz olarak kalir.
 
T

teslimolan

Guest
Kurana cagiriyoruz baska bir sey yaptigimiz yok. Yanilirsak da Allah a havale ederiz biz insaniz zayif yaratilan varliklariz bizim yapacagimiz ancak hatalarimizi en aza indirmek biz mükemmel olamayiz onun icin olamayacagimiz icin Allah a havale ederiz her seyi.
 

Enver Ýstek

metin mete
Katılım
27 Ara 2005
Mesajlar
3,935
Tepkime puanı
1,023
Puanları
0
Yaş
61
Konum
Gurbet,daimi gurbetin icinde gurbet
Ya benim kafam iyice karıştı.

Karar verin artık. Bize ders veriyorsunuz diyorsunuz ki;"Kur'an'dan başkasına bakmayın. Üstelik;"İnandığınız alimlerin yanlış yapma ihtimali yok mu?" gibi sorularla bize doğru yolu göstermeye çalışıyorsunuz.

Sonra bir bakıyoruz,bize doğruyu göstermek için Kur'andan değilde , bir alimin yazısını veriyorsunuz. Sonra o yazı hakkında öyle tavırlar serd ediyorsunuz ki ; yazının yanlış olma ihtimali yok demişsiniz gibi bir durum ortaya çıkıyor.

Soru 1) Madem Kur'an'a çağırıyorsunuz. Siz nerdesiniz.
Soru 2)Madem Alimlerimizin yanılabileceğini bize ders veriyorsunuz. Siz niye o dersi önce kendiniz yapmamışsınız.
Soru 3) Bu yazıyı yazan alim hiç yanılmaz mı?

Buyrun :D


Sevgi deger Duha kardesim yazilari bastan sona tekrar tekrar okudum ama kim bir alim edinmis kendine?ben bulamadim adam Arabca bilmediginden en az on tane meal almis ve okuyor simdi meal tefsir degil simdi bunun o cevirmenlere baglandigini nasil söylersin?Alim dahi demiyor imam demiyor kim demis bunu bir yazarsan menmun olurum.Allaha emanet ol.
 
T

teslimolan

Guest
Her insan yanilabilir Peygamberimiz dahil yanilmistir Ugur Erzincan li da yanilabilir tabi.
 
T

teslimolan

Guest
O zaman biz Uğur Ercanlını yanılabileceğini kabul etsek hatta bu yazısında yanıldığını kabul etsek caizdir. Demek sizin yaptığınız gibi bizde başka alimlere güvenip yazısını yapıştırsak onu İlah yapmışız demek değildir.


Ayrıca soru Kuran'da 30 kusür yerde "Namazı dosdoğru kılın" diyor. Bunun anlamı ,"anladığınız gibi kılın", demek midir?

Ayrıca bir soru "O vahyedilende başka bir şey söylemez" ,diyen bir zat yanılır mı?
Ayrıca Peygamberimiz yaşadığı dönemde korkunç düşmanlarının karşısında, bir hatasının kollandığı bir zamanda" tek hatası ile İslama hucum edileceği bir durumda hata yapsa idi dillere destan olup bütün zamanların en revaçata meselesi haline gelmez miydi?

Sen Peygamberimizin yanıldığı bir olay bir vakıa duydun mu. Düşmana sorsan diyecektir "Yüksek Ahlakı vardır" Demek yanılmamış ve yanıltmamış ki kafir bile hakkını iade emişken hangi sıfatla Peygamber yanılmıştır ,diyebiliyorsun

Sonra Peygamberin yanılmamış olması Onu İlah mı yapar. Yoksa Allah'ın ona öğrettiği ve mesul olduğu Peygamberlik mesleğini hakkı ile yerine getirdiği anlamına mı gelir?

Evet Peygamberimiz kusursuz değildi o da insan gibi üşür, karnı acıkır,canı acır, gaybı bilmez. Ama bu asla onun hata yaptığını yapabileceği anlamına gelmez. Zira onu İnsanlığa Rahmet olarak göndermiş Zat ona İsmet vermiş ve onu hatadan muhafaza etmiş ,emin kılmış, Onu insanlara karşı rezil edecek insanlığından doğacak hatalara giriftar etmemiştir.
Evet Peygamberimiz İnsandır. İnsanlığından tevellüd eden kusurları vardır. Ancak asla ve asla hatası yoktur.

İşte bu ikisi arasındaki farkı anladın sen oldun demektir.
Hadi bakalım

Duha laf oyunu yapma benim hangi ayeti kast ettigimi biliyorsun. Tam hangi ayet bilmiyorum ama sana ne oluyor neden ona bakmiyorsun belki o senden bir sey alicak öbürküleri birak a benzer bir ayet vardi benim kast ettigim odur.
 

ÇAPANOÐLU

New member
Katılım
8 Eki 2006
Mesajlar
803
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Duha laf oyunu yapma benim hangi ayeti kast ettigimi biliyorsun. Tam hangi ayet bilmiyorum ama sana ne oluyor neden ona bakmiyorsun belki o senden bir sey alicak öbürküleri birak a benzer bir ayet vardi benim kast ettigim odur.

abese suresi mıydı aradığın teslimolan kardeş

Abese Suresi 1 Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;

Abese Suresi 2 Yanına kör adam geldi diye.

Abese Suresi 3 Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.

Abese Suresi 4 Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.
Abese Suresi 5 O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,

Abese Suresi 6 Ki sen ona yöneliyorsun;

Abese Suresi 7 Sana ne onun arınmasından!

Abese Suresi 8 O, koşarak sana gelen var ya;


Abese Suresi 9 Odur içine ürperti düşen.

Abese Suresi 10 Sen ona aldırmazlık ediyorsun.
 
T

teslimolan

Guest
abese suresi mıydı aradığın teslimolan kardeş

Abese Suresi 1 Yüzünü ekşitti ve öteye döndü;

Abese Suresi 2 Yanına kör adam geldi diye.

Abese Suresi 3 Nereden bilirsin, belki de o arınıp temizlenecek.

Abese Suresi 4 Belki de düşünüp taşınacak da öğüt kendisine yarayacak.
Abese Suresi 5 O, kendisini her türlü ihtiyacın üstünde görene gelince,

Abese Suresi 6 Ki sen ona yöneliyorsun;

Abese Suresi 7 Sana ne onun arınmasından!

Abese Suresi 8 O, koşarak sana gelen var ya;


Abese Suresi 9 Odur içine ürperti düşen.

Abese Suresi 10 Sen ona aldırmazlık ediyorsun.

Sagol kardesim kast ettigim buydu.
 

radikal

New member
Katılım
10 Şub 2007
Mesajlar
2,635
Tepkime puanı
1,763
Puanları
0
Yaş
51
Konum
Gönül aleminden
Mademki samimisiniz, buyrun cevabı!

Mademki samimisiniz, buyrun cevabı!

Resulullah'ın (s.a.v.) vefatından sonra İslam dünyası hızla genişlemeğe başladı. Sahabelerin sayısı da gün geçtikçe azalıyordu. Doğudan batıya kadar milyonlarca insanlar müslüman olmuşlardı. İslamiyet sadece inanç ve ibadet işlerini düzenlemiyor; dünya işlerini de tanzim ediyordu. Ticaret hukuku, evlenme, boşanma, miras, aile münasebetleri, ceza hukuku, harp ve sulh hukuku, arazi hukuku, vergiler, para muameleleri ve daha bir çok hükümlerin İslami kaynaklardan çıkarılarak tatbik edilmesi gerekiyordu. Bu, çok büyük bir ihtiyactı.

Öte yandan, İslamiyeti aynı bugün olduğu gibi yıkmak isteyen yahudiler, zerdüştiler, ateşperestler ve diğerleri ortaya çeşitli hurafeler atıyor, halkı saptırmaya uğraşıyordu. Başta, yahudilikten dönme İbn sebe olmak üzere, bir çok fesatçılar İslamiyet perdesi altında bozuk fikirler yayıyorlardı. İşte hicretin ikinci asrından itibaren İslam dünyasında bir takım büyük müctehidler yetişmiş ve bunlar Kur'an-ı Kerim'i ve hadisi kaynakları ile beraber dinimizin amele ait hükümlerini bir araya getirmişlerdir. Bu dört müctehid esasta birdirler.

Zaten "Nass ile sabit olan dini meselelerde içtihad yapılamaz" prensibi gereğince, esas meselelerde bu dört müctehid arasında hiç bir ihtilaf olmamıştır. O'nlar (r.aleyh ecmain) sadece bazı ufak ve teferruata ait meselelerde içtihad ayrılıklarına düşmüşlerdir.

Eğer bu Din'i; gerçek hak alimleri, bizlere kolaylık olarak bu adına mezhep denen olguları öğretmemiş olsalardı, bırakın namaz kıllmayı; daha taharetten çıkamamış olurduk. Hristiyanlar gibi; meleklerin erkekmi dişimi olduklarını tartışır, havanda su dövmekten öteye geçmezdik.

Amacınız üzüm yemekse buyrun beyler; yok bağcıyı dövmekse...buradaki çağlayan sizleri ilim ile boğar!
 
T

teslimolan

Guest
O adamlar meleklerin cinsiyetini tartismiyorlar aya insan gönderiyorlar.
 
Üst Alt