Bir hadisin açıklaması....
Bir hadisin açıklaması....
Hz. Aişe’nin ( Allah ondan razı olsun ) Mustafa ( S.A.V.) Efendimize ; “Bugün yağmur yağdı, siz mezarlığa gittiğiniz halde niçin elbiseniz ıslanmamış diye sorması .
• Resul-i Ekrem Efendimiz, dostlarından birinin cenazesi ile mezarlığa gitmişti.
• Onun kabrine toprak attı da,sanki , toprak altına gömülen dostunun ruhunu diriltti.
• Peygamber Efendimiz , mezarlıktan dönünce Hz.Aişe-i Sıddıka’nın yanına vararak , onunla konuşmaya başladı.
• Hz. Aişe’nin gözü Peygamberimizin yüzüne ilişince ,önüne doğru eğildi,elini üstüne sürdü.
• Mübarek sarığına, yüzüne, saçlarına , yenine , yakasına , göğsüne , kollarına elini sürdü.
• Peygamber Efendimiz ; “Böyle acele acele ne arıyorsun?” diyesordu. O da : “ Bugün hava bulutluydu, yağmur yağmıştı.
• Elbisende bir ıslaklık arıyorum, Fakat ne tuhaf şey! Hiçbir ıslaklık bulamıyorum.” Dedi.
• Hz. Peygamber ; “ O sırada başına ne örtmüştün ? Baş örtün ne idi ?” diye sordu. Hz. Aişe’de ; “Senin şalını örtmüştüm” diye cevap verdi.
• Peygamber Efendimiz de buyurdu ki, “ Ey gönlü tertemiz olan Aişe, Allah bu y yüzden senin pak olan gözüne gayb yağmurunu göstermiş.
• O senin gördüğün yağmur, bu gök yüzündeki buluttan değildir. Obaşka buluttan başka göktendir”
• Gayb aleminin başka bir bulutu,başka bir yağmuru,başka bir göğü , başka bir güneşi vardır.
• Gayb aleminin ahvali, yalnız Hakk’ın has kullarına ma’lumdurlar. Ondan başkaları “Ölümden sonra, dirilişten şüphe ederler”
• Yağmur vardır,beslemek , yetiştirmek için yağar; yağmur vardır, her şeyi perişan etmek için yağar.
• Bahar yağmurlarının faydası, şaşılacak bir şeydir.Fakat sonbahar yağmuru, bağ vebahçeler için sıtma yerine geçer, ağaçları titretir, yaprakları sarartır, döker, çürütür.
• Bahar yağmuru, bağı ve bahçeyi nazla besler,güz yağmuru ise onu sarartır,soldurur.
• Böylece soğuğu, rüzgarı, güneşi, hep birbirine aykırı bil de şaşırıp kalma.
• Tıpkı bunun gibi gayb aleminde de bu çeşitlilik vardır.Bazısı zararlı, bazısı faydalı; bazı yağmurlar bereket getirir, bazısı ziyan.
• Ermiş kişi olan abdalın nefesi de ,gaybaleminin o baharındandır. O nefes yüzünden ,gönülde ,canda manevi yeşillikler , tazelikler belirtir.
• Onların nefesleri talihli , kabiliyetli kişilere, bahar yağmurlarının ağaçlara yaptığı te’siri yapar
• Eğer, herhangi bir yerde kuru bir ağaç varsa,bunun kuruluğunu, can rüzgarından bilme.
• Rüzgar vazifesini bildi, esti gitti.Canı kabiliyetli olan kişi, rüzgarın tesirini candan kabul etti.
• Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki : “ey ashabım, ey benim dostlarım , sakın , ilkbahar serinliğinden ürkerek , bedenlerinizi örtmeyin…
• Çünkü , ilkbahar rüzgarı, ağaçlara yaptığı tesiri bedenlerinize de, canlarınızı da yapar.
• Fakat sonbahar soğuğundan kaçının, çünkü, sonbahar soğuğu, üzüm bağlarına yaptığını size de yapar”
• Bu hadisi rivayet edenler, manasını zahire , görünüşe göre vermişler , bunu da yeter bulmuşlar.
• Bu kişilerin,candan , hadisin ruhundan haberleri yoktur. Onlar hadisin dışında kalmışlar, içine girememişlerdir. Onlar, dağı görmüşler de dağdakı madeni görememişlerdir.
• Hadiste bahis buyrulan sonbahar nefistir, nefsin isteğidir. Akıl ile can da ilkbaharın ta kendisi sonsuzluktur.
• Şu halde hadisin manası şöyle yorumlanır:Velilerin pak , temiz nefesleri bahar gibidir. Yaprakların,filizlerin hayatıdır.
• Bu sebeple yumuşak olsun,sert olsun;Velilerin sözlerini dinlemekten örtünüp kaçınma ; onlara kulak ver; o sözler , dinine destek olur.
• Sıcak da söyleseler, soğuk da söyleseler onları hoş gör ; o sözleri tut. Tut da şu dünya hadiselerinin çeşitli etkilerinden sıcağından,soğuğundan , yakıp kavuran cehennem azabından kurtul.
• O mübarek sözlerin sıcağı da , soğuğu da ilkbahardır,hayattır.O sözler gerçekliğin , tam inancın , kulluğun özüdür,mayasıdır.
• O nefeslerle can bahçeleri diriltir, gerçek hayata kavuşulur.O nefeslerle gönül deryaları incilerle dolar.
• Bu hale gelmiş akıllı bir kişinin gönül bahçesinden bir çöp misali, cüz’i bir manevi zevk eksilse ,o kişinin gönlüne binlerce gam,binlerce keder gelir, dolar.
• Hz.Aişe-i Sıddıka ; “ Ey varlığın özü,özeti !” diye sordu. “Bugünkü yağmurun sırrı, hikmeti ne idi?”
• Bu yağmur, rahmet yağmurlarından mı idi, yoksa korkutmak için mi yağıyordu? Pek yüce , pek büyük olan Allah’ın adaletinden miydi?
• Bu yağmur, baharların lütfundan mı idi,? Yoksa güz mevsiminin afetlerle dolu yağmurlarından mı idi?”
• Peygamber Efendimiz buyurdu ki : “ Bu yağmur , musibetler yüzünden,insanın gönlüne çöken gamı yatıştırmak için yağıyordu”
• İnsan, o musibet ateşi ile kalsaydı, yıkılırdı.Bedeni de erir giderdi; aklı fikri de kalmazdı. Hiçbir şey yapamaz hale gelirdi.
• O anda dünya yıkılırdı, insanın içinden yaşama gücü , ümide sarılma duygusu çıkar giderdi.
• Bu gün yağmurlu gündür. Gece oluncaya kadar yürü. Bu yağmur, bildiğin yağmurlardan değildir. Bu yağmur Allah’ın rahmetidir.”