seyfullah putkýran
New member
- Katılım
- 30 Eyl 2005
- Mesajlar
- 5,807
- Tepkime puanı
- 205
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- Ruhlar Aleminden
- Web sitesi
- www.tevhidyolu.net
Mecnun, bir kabile reisinin dualar ve adaklarla dünyaya
gelmis olan Kays adli ogludur. Okulda bir baska kabile
reisinin kizi olan Leyla ile tanisir.
Bu iki genç birbirlerine asik olurlar.
Okulda baslayip gittikçe alevlenen bu macerayi Leyla'nin
annesi ögrenir. Kizinin bu durumuna kizan annesi, kizina çikisir
ve bir daha okula göndermez. Kays okulda Leyla' yi göremeyince
üzüntüden çilgina döner, basini alip çöllere gider ve Mecnun diye
anilmaya baslar.
Mecnun' un babasi, oglunu bu durumdan kurtarmak için
Leyla'yi isterse de Mecnun (deli, çilgin) oldu diye Leyla' yi
vermezler. Leyla evden kaçarak,Mecnun' u çölde bulur.
Halbuki o, çölde âhular, ceylanlar ve kuslarlaarkadaslik
etmektedir ve mecâzî asktan ilâhî aska yükselmistir.
Bu sebeple Leylâ' yi tanimaz. Babasi Mecnûn' u iyilesmesi
için Kâbe' ye götürür.Duâlarin kabul oldugu bu yerde Mecnûn,
kendisindeki askini daha da arttirmasi için Allahü Tealâya
duâ eder:
"Ya Rab belâ-yi ask ile kil âsinâ beni
Bir dem belâ-yi askdan etme cüdâ beni."
Duâsi neticesi aski daha da çogalir ve bütün vaktini çöllerde
geçirmeye baslar. Diger tarafta ise Leylâ da ask istirabi içindedir.
Bir zaman sonra âilesi, Leylâ' yi Ibn-i Selâm isimli zengin ve îtibârli
birine verir. Ancak, Leylâ kendisini bir perinin sevdigini ve eger
kendisine
dokunursa ikisinin de mahvolacagini söyleyerek Ibn-i Selâm' i
vuslatindan
uzak tutmayi basarir.
Mecnûn, çölde, Leylâ' nin evlendigini arkadasi Zeyd' den isitince çok
üzülür. Leylâ' ya aci bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir
mektupla Mecnûn' a anlatir. Kendisini anlamadigindan dolayi o da sitem
eder.
Bir müddet sonra Mecnûn' un âhi tutarak Ibn-i Selâm ölür.
Leylâ baba evine döner. Bir çok tereddütten sonra her seyi göze alarak,
Mecnûn' u çölde aramaya baslar. Fakat Mecnûn, dünyadan elini etegini
çekmis ilâhî ask yüzünden Leylâ'nin maddî varligini unutmustur.
Leylâ, çölde Mecnûn' u buldugu hâlde, Mecnûn onu tanimaz.
Leylâ onun erdigini anlarsa da yine onsuz yasayamaz.
Hastalanip yataklara düser. Kisa zaman sonra da ölür.
Mecnûn,Leylâ' nin ölüm haberini ögrenir. Gelip mezarini
kucaklar, aglayip inler;
"Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez
Cânânsuz cihân gerekmez."
Der, kabri kucaklayarak ölür.
Bir müddet sonra Mecnûn' un sâdik arkadasi Zeyd rüyasinda,
Cennet bahçelerinde birbiriyle bulusmus iki mesut sevgili görür.
Bunlar kimdir?diye sorunca, derler ki:
"Bunlar Mecnûn ile onun vefali sevgilisi Leylâ' dir.
Ask yoluna girip temiz öldükleri, asklarini dünya
hevesleriyle kirletmedikleri için burada bulustular."
gelmis olan Kays adli ogludur. Okulda bir baska kabile
reisinin kizi olan Leyla ile tanisir.
Bu iki genç birbirlerine asik olurlar.
Okulda baslayip gittikçe alevlenen bu macerayi Leyla'nin
annesi ögrenir. Kizinin bu durumuna kizan annesi, kizina çikisir
ve bir daha okula göndermez. Kays okulda Leyla' yi göremeyince
üzüntüden çilgina döner, basini alip çöllere gider ve Mecnun diye
anilmaya baslar.
Mecnun' un babasi, oglunu bu durumdan kurtarmak için
Leyla'yi isterse de Mecnun (deli, çilgin) oldu diye Leyla' yi
vermezler. Leyla evden kaçarak,Mecnun' u çölde bulur.
Halbuki o, çölde âhular, ceylanlar ve kuslarlaarkadaslik
etmektedir ve mecâzî asktan ilâhî aska yükselmistir.
Bu sebeple Leylâ' yi tanimaz. Babasi Mecnûn' u iyilesmesi
için Kâbe' ye götürür.Duâlarin kabul oldugu bu yerde Mecnûn,
kendisindeki askini daha da arttirmasi için Allahü Tealâya
duâ eder:
"Ya Rab belâ-yi ask ile kil âsinâ beni
Bir dem belâ-yi askdan etme cüdâ beni."
Duâsi neticesi aski daha da çogalir ve bütün vaktini çöllerde
geçirmeye baslar. Diger tarafta ise Leylâ da ask istirabi içindedir.
Bir zaman sonra âilesi, Leylâ' yi Ibn-i Selâm isimli zengin ve îtibârli
birine verir. Ancak, Leylâ kendisini bir perinin sevdigini ve eger
kendisine
dokunursa ikisinin de mahvolacagini söyleyerek Ibn-i Selâm' i
vuslatindan
uzak tutmayi basarir.
Mecnûn, çölde, Leylâ' nin evlendigini arkadasi Zeyd' den isitince çok
üzülür. Leylâ' ya aci bir sitem mektubu gönderir. Leylâ da durumunu bir
mektupla Mecnûn' a anlatir. Kendisini anlamadigindan dolayi o da sitem
eder.
Bir müddet sonra Mecnûn' un âhi tutarak Ibn-i Selâm ölür.
Leylâ baba evine döner. Bir çok tereddütten sonra her seyi göze alarak,
Mecnûn' u çölde aramaya baslar. Fakat Mecnûn, dünyadan elini etegini
çekmis ilâhî ask yüzünden Leylâ'nin maddî varligini unutmustur.
Leylâ, çölde Mecnûn' u buldugu hâlde, Mecnûn onu tanimaz.
Leylâ onun erdigini anlarsa da yine onsuz yasayamaz.
Hastalanip yataklara düser. Kisa zaman sonra da ölür.
Mecnûn,Leylâ' nin ölüm haberini ögrenir. Gelip mezarini
kucaklar, aglayip inler;
"Ya Rab manâ cism ü cân gerekmez
Cânânsuz cihân gerekmez."
Der, kabri kucaklayarak ölür.
Bir müddet sonra Mecnûn' un sâdik arkadasi Zeyd rüyasinda,
Cennet bahçelerinde birbiriyle bulusmus iki mesut sevgili görür.
Bunlar kimdir?diye sorunca, derler ki:
"Bunlar Mecnûn ile onun vefali sevgilisi Leylâ' dir.
Ask yoluna girip temiz öldükleri, asklarini dünya
hevesleriyle kirletmedikleri için burada bulustular."