Bayburt’ta İrşadi baba ,Ağlar baba hazretleri varmış.Allah rahmet etsin, şefaatlerine nail etsin.Allah dostlarından,büyüklerden imişler.Bir yere gitmiş mübarek, bir köye misafir gitmiş,sohbet için,tebliğ için.Camiye gidiyorlar vakit namazlarına. Bakıyorlar ki hoca efendi, namazı kıldıran pek ebcette hesabı olmayan biri. Dostlar iş başında görsün. Sarığı cübbeyi benim gibi başına giyip öne geçiyor. Ama orayla bir işi yok yani. Düşünmüş mübarek ki; ben bunu nasıl ikaz edeyim. Buna bir şey söyleyeyim, anlatayım. Bir vakit gelirken sırtına bir küfe almış. Bir sepet, içine de elma, armut,salatalık gibi malzemeler koymuş.Namaza gelmişler,sünneti kılacaklar. Bu mübarek secdeye eğildiğinde sepetin içindekiler dökülüyor. Onları topluyor, sepete koyuyor, kalkıyor devam ediyor. Hoca efendi bakmış demiş: yahu bu zata ermiş diyorlar, nasıl ermişlik bu böyle.Namazda döküyor,topluyor, nasıl namaz bu böyle. Demiş ki;
-Efendi Baba bu namaz olmadı.
-Niye hocam demiş ne var benim namazımda.
-Yahu sen ancak elmaları,armutları döktün ,topladın. Böyle namaz olur mu’’.
-Demiş, gözünü seveyim, ben bunları döküp toplarken hiç camiden çıktım mı?
-Demiş ki yok.
-Baba sen hiç buraya gelmedin demiş.
-Yahu sen hiç camiye gelmedin seninki oluyor da benimki niye olmuyor.Nasıl olacak bu iş demiş.
Sen dışarıdan camiye gelmemişsin daha.Yani aklın, kalbin,ruhun oralarda.Ben sana bir ders vereyim diye böyle yaptım,ikaz edeyim diye böyle yaptım.Hoca anlamış pabuç pahalı.Evet camiye gelsek de acaba Allah’ın huzurunda mıyız.Huzurda olsak farklı olur tabi.Hazreti Ömer(ra) ezanı duyunca bayılırmış.Düşer düşer bayılırmış.Ömer gibi bir celadet timsali, Ömer gibi bir adalet timsali.Peygamberliğe namzet.Benden sonra peygamber olsa Ömer olurdu buyuruyor Efendimiz.Böyle bir insan ezan-ı Muhammedi’yi işittiğinde düşüyor bayılıyor.Diyorlar ki ya emir el mü-minin ne düşünüyorsunuz ezan okunurken. Ne oluyor size; Beni çağırıyor buyurmuş. Ne hesap vereceğim, huzuruna gideceğim, ne diyeceğim ne bu halin derse. Ömer bunun cevabını bulamıyor. Sen buldun mu, bulabilir misin. Huzuruna çıkınca ben ne diyeceğimin cevabını Ömer bulamıyor. Hiç düşündün mü acaba. Ben namazda kimin huzurundayım, kimle beraberim namazda. Meşgale o kadar çok ki. Bilemiyoruz. O meşgaleleri düzeltene kadar namaz bitiveriyor. Kimin huzurunda olduğumuzu anlayamıyoruz.
-Efendi Baba bu namaz olmadı.
-Niye hocam demiş ne var benim namazımda.
-Yahu sen ancak elmaları,armutları döktün ,topladın. Böyle namaz olur mu’’.
-Demiş, gözünü seveyim, ben bunları döküp toplarken hiç camiden çıktım mı?
-Demiş ki yok.
-Baba sen hiç buraya gelmedin demiş.
-Yahu sen hiç camiye gelmedin seninki oluyor da benimki niye olmuyor.Nasıl olacak bu iş demiş.
Sen dışarıdan camiye gelmemişsin daha.Yani aklın, kalbin,ruhun oralarda.Ben sana bir ders vereyim diye böyle yaptım,ikaz edeyim diye böyle yaptım.Hoca anlamış pabuç pahalı.Evet camiye gelsek de acaba Allah’ın huzurunda mıyız.Huzurda olsak farklı olur tabi.Hazreti Ömer(ra) ezanı duyunca bayılırmış.Düşer düşer bayılırmış.Ömer gibi bir celadet timsali, Ömer gibi bir adalet timsali.Peygamberliğe namzet.Benden sonra peygamber olsa Ömer olurdu buyuruyor Efendimiz.Böyle bir insan ezan-ı Muhammedi’yi işittiğinde düşüyor bayılıyor.Diyorlar ki ya emir el mü-minin ne düşünüyorsunuz ezan okunurken. Ne oluyor size; Beni çağırıyor buyurmuş. Ne hesap vereceğim, huzuruna gideceğim, ne diyeceğim ne bu halin derse. Ömer bunun cevabını bulamıyor. Sen buldun mu, bulabilir misin. Huzuruna çıkınca ben ne diyeceğimin cevabını Ömer bulamıyor. Hiç düşündün mü acaba. Ben namazda kimin huzurundayım, kimle beraberim namazda. Meşgale o kadar çok ki. Bilemiyoruz. O meşgaleleri düzeltene kadar namaz bitiveriyor. Kimin huzurunda olduğumuzu anlayamıyoruz.