Kur'an'la öğüt verin !
"Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver." (A'lâ, 9; Kaf, 45; En'am, 70; Zâriyât 55;Gâşiye, 21; Tur, 29)
Buyruğun vahiy bünyesinde ikinci tekrarlanışı (Kaf, 45) şu şekildedir: "... Benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver." Demek oluyor ki, öğüt verme Kur'an'la olacaktır.
Buyrukta kullanılan kelime, "zekkir" dir. Zikir kökünden gelir. Zikir, Kur'an'ın adlarından biri*dir. O halde, buyruktaki "öğüt ver" emrinin omur*gasında Kur'an yer alacaktır. Nitekim Kur'an'ın ad*larından olan "Tezkire" kelimesi de zikir kökün*den olup kendisiyle Öğüt verilen mesaj anlamında*dır.Tam bu noktada Kur'an'ın şu ayetini de zihinlerimize yerleştirmemiz gerekiyor: "Sor: 'Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?' De ki: 'Benimle sizin aranızda Allah tanıktır.
Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?" De ki: 'Ben buna tanıklık etmiyorum.' De ki: 'O, sadece tek bir tanrıdır. Ve ben sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım." (En'am, 19)
Bu ayetten şu sonuçlar çıkmaktadır: 1. Allah'tan daha güvenilir tanık yoktur. 2. Peygamber'le insanlar arasında tek söz sahibi tanık Allah'tır. 3. Allah'ın tanıklığını yeryüzünde Kur'an temsil etmektedir. 4. Kur'an'ın tanıklığının bağlayıcı olması için ulaştırılıp dinletilmesi gerekmektedir. 5. Kur'an'ın tanıklığının dışına çıkıp başka uyarı kaynakları aramak, Allah'ın tanıklığını zedeleyerek devreye yedek ilahlar sokmaktır.
Kur'an'la öğüt verilmesi Öncelikle iki zümreyi rahatsız eder:
1. Dini, hurafeye boğan din sömürücüleri,
2. Dinin çirkin gösterilmesini sömürerek dinsizlik ticareti yapan inkarcıları.
"Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver." (A'lâ, 9; Kaf, 45; En'am, 70; Zâriyât 55;Gâşiye, 21; Tur, 29)
Buyruğun vahiy bünyesinde ikinci tekrarlanışı (Kaf, 45) şu şekildedir: "... Benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver." Demek oluyor ki, öğüt verme Kur'an'la olacaktır.
Buyrukta kullanılan kelime, "zekkir" dir. Zikir kökünden gelir. Zikir, Kur'an'ın adlarından biri*dir. O halde, buyruktaki "öğüt ver" emrinin omur*gasında Kur'an yer alacaktır. Nitekim Kur'an'ın ad*larından olan "Tezkire" kelimesi de zikir kökün*den olup kendisiyle Öğüt verilen mesaj anlamında*dır.Tam bu noktada Kur'an'ın şu ayetini de zihinlerimize yerleştirmemiz gerekiyor: "Sor: 'Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?' De ki: 'Benimle sizin aranızda Allah tanıktır.
Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?" De ki: 'Ben buna tanıklık etmiyorum.' De ki: 'O, sadece tek bir tanrıdır. Ve ben sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım." (En'am, 19)
Bu ayetten şu sonuçlar çıkmaktadır: 1. Allah'tan daha güvenilir tanık yoktur. 2. Peygamber'le insanlar arasında tek söz sahibi tanık Allah'tır. 3. Allah'ın tanıklığını yeryüzünde Kur'an temsil etmektedir. 4. Kur'an'ın tanıklığının bağlayıcı olması için ulaştırılıp dinletilmesi gerekmektedir. 5. Kur'an'ın tanıklığının dışına çıkıp başka uyarı kaynakları aramak, Allah'ın tanıklığını zedeleyerek devreye yedek ilahlar sokmaktır.
Kur'an'la öğüt verilmesi Öncelikle iki zümreyi rahatsız eder:
1. Dini, hurafeye boğan din sömürücüleri,
2. Dinin çirkin gösterilmesini sömürerek dinsizlik ticareti yapan inkarcıları.