Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kur'an'ı Anlamanın Alt Kimliği

chamdali

New member
Katılım
28 Nis 2006
Mesajlar
647
Tepkime puanı
123
Puanları
0
Kur'an'ı Anlamanın Alt Kimliği

Kur'an, muradını, hangi kimliğe sahip olan insanlara açar? Önce, bu hayati sorunun cevabı bulunmalıdır. Kur'an'a dikkatle bakıldığında, "insanların çok azı müstesna, bilmezler, düşünmezler, zikretmezler, tezekkür etmezler, idrak etmezler" gibi ifadelerle insanın en yüce erdemi olan bilmenin herkese açık olmadığının belirtildiği görülür. Öyleyse, bilmenin,

Kur'an'daki ilahi muradı anlamanın alt yapısını oluşturacak ensturmanların neler olduğu sorusu, ister istemez önümüze çıkmaktadır. İnsanı geliştirerek yüce Allah'ın ayetlerdeki muradına yükselten kimliğin oluşmasına hangi evrelerden geçiş sebep olmaktadır, sorusunun doğru cevabı, bizce birçok bilinmezi bilinir hale getirecektir.

Bize bu konuda önemli işaretler veren, özellikle Allah'ın son Resulü Hz. Muhammed'e (sav) inen ilk ayetin başlangıcı "ikra" ile "İnsan bahse değer hale gelinceye kadar bir çok evreden geçmiştir." ayetidir.

Bu iki ayet, insanın gelişmesini, bahse değecek hale gelmesini ifade etmektedir. Elbette ki yüce Allah "ikra" (oku) dediğinde, Resulü şaşırmış olacaktır. Çünkü daha Kur'an ayetleri vahyedilmemiştir. Burada dikkat çeken bir diğer önemli husus da, ilk ayetin "inan" biçiminde gelmemesidir. Önce inanmaktan değil, tahkikten bahseden tek dindir Kur'an'ın dini. Onun için dogmatik bir din değildir diğer dinler gibi. Çünkü, "önce inan" demiyor, "oku", yani araştır diyor. Neyi okuyacaktır Allah'ın Resulü? Kur'an ayetleri henüz inmediğine göre neyi okuyacaktır? Elbette çevresini oluşturan objeleri, olayları, olayların faillerinin iç dünyalarını, maziden tevarüs ettiği bilgileri okuyacak, yahut düşünecektir. Düşünecek, kendisinde varolan bilgileri tasnif edecek, hepsini tanımlayıp ait oldukları yerlere yerleştirecektir. Böyle yapacaktır ki, gelecek olan Kur'an ayetlerini anlayabilecek alt yapı oluşmuş olsun. Böylece, hazır olan alt yapıyla, ilahi vahiylerin ağırlığı altında ezilmeyecektir.

Zaten her insan için de böyle değil midir? Biraz daha yukarıdaki bilgiye ulaşmanın yolu, sürekli öğrenmeye bağlı değil midir? İnsanoğlu, bilgi hazinesini artırarak daha üst kavramları anlayacak hale gelmiyor mu?

İşte onun içindir ki, her insan, Allah'ın Resulüne inen ilk ayetin icabını yerine getirerek anılmaya değer bir noktaya ulaşacaktır. İnsanoğlu gelişmek için neyi okuyacaktır? Elbette ki çevresini meydana getiren bütün maddi, manevi bilgileri. Çünkü iki ayaklı bir yaratıkken çevresini oluşturan her şey hakkında sorular sorması ve cevabını alması oranında insanlaşacaktır.

Çevresini, kendini çevreleyen şartları sorgulamayan, tanımlamaya çalışmayan bir yaratık değildir insanoğlu. Bu tanımlama da elbette soru sormaktan geçer. Demek ki, iki ayaklı mahluku geliştirip insan yapan saik, ondaki meraktır, tecessüstür.

Tecessüs ve merak elbette insanın önündeki tabuların kalkmasıyla gelişen hasletlerdir. İki ayaklı bir yaratıkken üzerinde oluşacak her türlü baskı, insanı yakalamasına engel olacaktır. Her türlü baskı, tecessüsün düşmanıdır. Bir çocuk, hayata gözlerini açar açmaz, etrafını merakla seyretmeye başlar. Sonradan korku objeleriyle karşılaşır ve merakı yavaş yavaş törpülenir. Bu nedenle, insanlığın üst makamlarına ulaşamaz.

Onun içindir ki, insan önce kendini tanımalı ki, Kur'an'a muhatap olabilsin ve ondaki murad-ı ilahiyi anlayabilsin. Peki nedir kendisini tanırken, insanın tanıması gereken kavramlar? Önce bu sorunun cevabını oluşturacak başlıca konuları başlıklayalım: 1. Akletme, 2. Bilgi, 3. Tefekkür, 4. Duygu, 5. İnanma, iman, 6. Eylem, amel, 7. Hakim, hükmetme, 8. Şirk, 9. Adalet, 10. İnsan, 11. Kur'an'ın amacı, 12. İnsan iradesi, 13. Kader, 14. Yaratılışın amacı, 15. Sorumluluğun ferdiliği, 16. Sosyal sorumluluk, 17. Mal sorumluluğu, 18. Makam sorumluluğu, 19. Tarih, 20. Ahlak, dürüstlük, 21. Hürriyet, 22. Siyaset, 23. Resul, 24. Şeytan, melek, cin.

Bütün bu mefhumların, kavramların mahiyetini açıklayamaz, belirgin ve kavranılabilir bir yapıya kavuşturamazsak, ne haber şeklinde gelen Kur'an ayetlerini, ne varlıktaki açık ayetleri anlayabilir, ne de elimizde Kur'an gibi bir yol gösterici bulunurken ve bize bu aleme sahip çıkmamızı emrederken, başkalarına köle olmaktan kurtulabiliriz.
 
Üst Alt