Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

KUR'AN ve Hadis-i Şerif olmadn ALLAH C.C ANLATILIR

CCCCCC

New member
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
448
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Sadece KUR'AN ve Hadise bağlı kalmadan kişisel görüşümle kainat ile size anlatabilirim dinlemek isteyene.

1.Örnek:Elime bir karton ALdım farzedin.Üstüne isminizi yazın ve her harfi kesin.Sonra bunları yere savurun inanın aynı hizada hiçbiri sizin isminizi oluşturacak kadar başarılı olmayacaktır.Size yemin ederimki 3 harfi olanlar bile kendi ismini bira araya getiremez.

1. Neden:Çünkü rüzgar olacaktır.İkincisi sizin kuvvetli atma olasılığınız.Üçüncüsü karton kare ise harfin 4 te bir oranda doğru yöne düşmesi.Beşincisi kartonlar düz bile düşse üstüste gelebilir altta kalabilme ihtimali her harf için 6. sı her harf birbirine çarpabilir havada veya yerde,7.si karton çift yönlü arkası boştur bunuda katın,8.Ayrıca isminizi kendiniz yazdınız bunu yazan akıllı olmalıki isim manalı olmazsa yere düştüğündede manlı olabilsin.Demekki nedensiz iş olmuyor.Akıllı birileri el atmalı ta başından.9.aynı kuvvetle atılmadığı sürece hiç biri matematiksel olarak yere aynı düşmez bunu insan bile yapamaz elinin ayarı yok :) 10.Onların manalı olduğunu görmek için göz gerek,oda ALLAH C.C. hepsini ALLAH C.C DÜZENLİYOR.11.Oyazıyı yazmak için kalem gerekli kaleme hiç girmeyelim sadece kartonda kalalım :) 12.Bir ihtimal daha attığınız yer düz olmalı birde orada yer çekimi olmalı :) yoksa imkanı yok yere düşmez. 13.Birde orada dağ olmamalı sonucu orada göremezsiniz :)(Uçurumdan aşağı beraber atlarsanız :) görürsünüz belki)

Evet bu kadar ihtimal doğada sadece manalı bir serbest atışta mevcut.Bu bir örnek size milyonlarca örnek vereyim.

SAYGILAR
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
biz bu görüşü benimsemiyoruz.Allahı Kuran ve sünnet yoluyla kavramak işin özüdür.tevhid akidesini direk nasstan almak şarttır.Kuran ve sünnet kanalıyla anlatmak esastır.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
CASİYE SURESİ
3- Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır.

4- Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.

5- Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır.

13- Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.

GÖREN GÖZLER İÇİN HERYERDE AYETLER VARDIR...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
yalnıştır kardeşim o gördüğünü idda ettiğin gözler ilk önce kitabullahı sonrada sünneti seniyeyi görmüştür ki bir lütfi lahiye mazhar olmuşlardır.bu ikisini bir bütün görmeyen nasipsizdir o görüşü.evet Allah cc insandan olağanüstülükler istememiştir,o ancak kitap ve risalet kanalıyla ortaya koyduğu ilahi nizama boyun eğilmesini ister.
 

CCCCCC

New member
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
448
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Yok yanlış anlattım galiba başlığa bakarak konuştun galiba.Orada demek istedimki sadece KUR'AN ve Hadis e bağlı olarak değilde bir tek doğayla bile ALLAH C.C ANLATILABİLİR.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
yalnıştır kardeşim o gördüğünü idda ettiğin gözler ilk önce kitabullahı sonrada sünneti seniyeyi görmüştür ki bir lütfi lahiye mazhar olmuşlardır.bu ikisini bir bütün görmeyen nasipsizdir o görüşü.evet Allah cc insandan olağanüstülükler istememiştir,o ancak kitap ve risalet kanalıyla ortaya koyduğu ilahi nizama boyun eğilmesini ister.

yanlışım nerde üstad? gösterirseniz sevinirim...
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
öyle diyorsanız öyle olsun şüphesiz şu kainat bir tecelligahtır.mührü ehadiyat ise ancak şu bir gözlükle görülür.onun bir camı Kuran ve diğer camı sünnettir.
biz bu kadar biliriz.görmek için bu gözlüğü takacaksın.
 

CCCCCC

New member
Katılım
2 Şub 2007
Mesajlar
448
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
yazmaktaki amacım ALLAH C.C I SADECE HADİSTE VE KUR'ANDA ARAYANLARADIR.YANİ İBRET OLSUN DİYE İBRETLER ÇOK DİYE
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
bu yalnış bir yaklaşımdır.sen fihristten içinde neler var gör diye kitabullah gelmiştir.Kuran ve sünnet vicdanve fıtrata muhtaç değil,bilakis vicdan ve fıtrat bu iki rahmete muhtaçtır.bu iki hakikate bakmadan kainat kitabını okurum demek müşkildir.
 
T

teslimolan

Guest
yazmaktaki amacım ALLAH C.C I SADECE HADİSTE VE KUR'ANDA ARAYANLARADIR.YANİ İBRET OLSUN DİYE İBRETLER ÇOK DİYE

Onun icin hadistekileri izleyecegiz degilmi ? Dogru olup olmadigini yalnizca Allah in bildigi su sunu dediydi de su oldu lara iman edicez dimi ?

O kadarini düsünüyorsunda sevgili ccc.. Peygamberlerin hic biri gönderilmeseydi Allah her seyi yaratmis olmayacakmiydi birde bu pencereden bak sevgili kardesim.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Onun icin hadistekileri izleyecegiz degilmi ? Dogru olup olmadigini yalnizca Allah in bildigi su sunu dediydi de su oldu lara iman edicez dimi ?

O kadarini düsünüyorsunda sevgili ccc.. Peygamberlerin hic biri gönderilmeseydi Allah her seyi yaratmis olmayacakmiydi birde bu pencereden bak sevgili kardesim.
iyi niyetle açılmış konu altında anca bu kadar artniyet aranır . öküz altında buzağı aramanın mantığı yok.. konu bellidir, ayet ve hadisler olmadanda Hz. ibrahim nasıl Allahı anlattı. batan şey benim ilahım olamaz dedi . yani düşünen toplum için ayetlere baktır. doğa bunlarla dolu.. yeterki düşünsünler, bunda artniyet arayıp başka yerlere çekmenin manası yok.. ayetler yetri kadar açık.. konu başlığınıda destekliyor..

CASİYE SURESİ
3- Şüphesiz, mü'minler için göklerde ve yerde ayetler vardır.

4- Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.

5- Gece ile gündüzün ardarda gelişinde (veya aykırılığında), Allah'ın gökten rızık indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve rüzgarları (belli bir düzen içinde) yönetmesinde aklını kullanan bir kavim için ayetler vardır.

13- Kendinden (bir nimet olarak) göklerde ve yerde olanların tümüne sizin için boyun eğdirdi. Şüphesiz bunda, düşünebilen bir kavim için gerçekten ayetler vardır.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
GÖKLERDEKİ VE YERDEKİ DELİLLER

Milyonlarca küçük tuğlayı bir araya getirerek çok gelişmiş bir şehir maketi inşa ettiğinizi düşünün. Bu şehrin içinde gökdelenler, birbirinin içine geçmiş yollar, tren istasyonları, havaalanları, alışveriş merkezleri, yer altına kurulmuş metrolar, bunların yanında akarsular, göller, ormanlar ve bir sahil olsun. Aynı zamanda sokaklarında dolaşan, evlerinde oturan, işyerlerinde çalışan yüzlerce insan da olsun. En ufak bir detayı bile atlamayın. Yollardaki trafik lambalarını, bilet kesen gişeleri, bir otobüs durağının tabelasını bile...

Sonra birisi size gelip her bir taşını özenle seçtiğiniz, en ince ayrıntısına kadar planlayarak kurduğunuz bu şehrin tüm parçalarının tesadüfen biraraya geldiğini ve bu şehri oluşturduğunu söylese, karşınızdaki kişinin akıl sağlığı hakkında ne düşünürsünüz?

Şimdi tekrar inşa ettiğiniz şehre dönün, tek bir parçayı yerleştirmeyi unuttuğunuzda ya da yerini değiştirdiğinizde bütün şehrin birdenbire yıkılabileceğini düşünün. Ne kadar büyük bir denge kurmanız ve düzen oluşturmanız gerektiğini tahmin edebiliyor musunuz?

İşte içinde bulunduğumuz dünyadaki yaşam da insan aklının alamayacağı kadar çok detayın biraraya gelmesi ile mümkün olmaktadır. Bu detaylardan sadece birinin veya birkaçının olmaması, dünyada yaşamın olmaması anlamına gelebilir.

Maddenin en küçük parçası olan atomdan içinde milyarlarca yıldızı barındıran galaksilere, dünyanın ayrılmaz bir parçası olan Ay'dan içinde bulunduğu Güneş Sistemi'ne kadar herşey, her detay, müthiş bir uyum içinde çalışmaktadır. Özenle kurulmuş olan bu sistem adeta bir saat gibi hiç aksamadan işlemektedir. Öyle ki insanların tümü, milyarlarca yıldır süregelen bu sistemin hiçbir detay unutulmaksızın işlemeye devam edeceğinden öylesine emindirler ki, 10 yıl sonra gerçekleştirmeyi düşündükleri bir olayın planını bile rahatlıkla yapabilirler. Hiç kimse ertesi gün güneşin doğup doğmayacağının endişesini taşımaz. İnsanların büyük çoğunluğu, "dünya güneşin çekim alanından aniden çıkar da kapkara uzay boşluğunda bilinmeyene doğru yol alır mı?", "böyle bir şeyin olmasını ne engelliyor?" diye düşünmez.

Yine insanların çoğu, uykuya dalarken beyinlerinin dinlendiği gibi kalplerinin ya da solunum sistemlerinin de dinlenmeyeceğinden son derece emindirler. Oysa bu iki hayati sistemden sadece birinin bile birkaç saniyeliğine durması kolaylıkla hayatımıza mal olacak sonuçlar doğurabilir.

İşte tüm hayatı kuşatmış olan ve her olayı "normal seyrinde akıyor" şeklinde değerlendirmeye sebep veren "alışkanlık gözlüğü" çıkarıldığında, aslında herşeyin pamuk ipliğine bağlı denilebilecek şekilde ince planlanmış, birbirine bağlı sistemlerden oluştuğu rahatlıkla görülebilir. Gözünüzü çevirdiğiniz her noktada kusursuz bir düzenin hakim olduğunu fark edersiniz. Elbetteki böyle bir düzeni ve uyumu oluşturan büyük bir güç vardır. Bu gücün sahibi, herşeyi yoktan var eden Allah'tır. Bir ayette şöyle denir:

O biri diğeriyle 'tam bir uyum (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman' (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir "çelişki ve uygunsuzluk (tefavüt)" göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip gezdir; herhangi bir çatlaklık görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip gezdir; o göz umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana geri dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)

Gerek gökyüzü, gerek yeryüzü, gerekse bu ikisi arasında yaşayan canlılara baktığımızda her birinin tek tek kendilerini var eden Yaratıcı'nın varlığını ispatladığını görürüz.

Aşağıdaki bölümde her insanın görüp de üzerinde nasıl var olduğunu veya varlığını nasıl devam ettirdiğini düşünmeden geçip gittiği canlılardan ve doğa olaylarından bahsedeceğiz. Eğer Allah'ın yeryüzündeki tüm delillerini yazmaya kalkışacak olsak, bunu binlerce ansiklopedi cildine dahi sığdıramayız. O yüzden bu bölümde üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken olayları yalnızca kısa hatırlatmalarla geçeceğiz.

Ancak yalnızca bu kısa hatırlatmalar dahi Kuran'ın ifadesiyle "düşünüp öğüt alabilen" vicdanlı kişilerin hayatlarındaki en önemli gerçeği görmelerini veya en azından bir kez daha hatırlamalarını sağlayacaktır.

Çünkü, Allah vardır...

O, örneksiz yaratandır ve O, akılla bilinir.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
İNSAN VÜCUDUNDAKİ DELİLLER

Biz hiç farkında değilken vücudumuz içerisinde milyonlarca iş yerine getirilir. Bunların birçoğu, birkaç dakikalığına bile aksaklık gösterdiği takdirde insanda tamiri imkansız hastalıklara hatta ölüme yol açabilir.

Ancak insan, tek bir hücreden nasıl olup da yetişkin bir insan haline geldiğini düşünmediği gibi, her an gözünün önünde olan bedeninin de nasıl böyle kusursuz şekilde işlediğini araştırmaz. Bu yüzden de yaşamını ne derece "pamuk ipliğine bağlı" olaylar sayesinde sürdürebildiğini bilmez. Yalnızca bir hastalık veya fiziki bir sıkıntı ile karşılaştığında kendi kontrolü dışında işleyen vücut sisteminin önemini düşünmeye başlar. Fakat bu da pek uzun sürmez; sağlığı yerine geldiğinde herşeyi unutur gider.

Oysa Allah, bedeninin hem içinde hem de dış görünümünde sayısız iman delilini insan için sergilemektedir. İnsan bedeninin yalnızca dış görünümüne bakıldığında dahi Allah'ın mükemmel sanatı hemen görülebilir. Her insanda mevcut olan vücut simetrisi; iki kolun, iki bacağın olması, gövdenin kollara, bacaklara ve başa olan orantısı ilk bakışta dikkat çekecek derecede muntazamdır. Bu orantıların her biri Allah tarafından tam bir uyum üzerine kurulmuştur. Örneğin;

Her insanın beden uzunluğu baş uzunluğunun sekiz mislidir,

Yüzü burun uzunluğunun üç katından oluşur,

İki göz arasında bir göz boyu mesafe vardır,

Kol ve bacak orantıları ve uzunlukları hem estetiğe hem de tam anlamıyla ihtiyaca yöneliktir.

Yukarıda verilen simetri ile ilgili detayları görebilmek için etrafınızdaki insanlara göz gezdirmeniz yeterlidir; bu özellikleri her birinde ayrı ayrı görebilirsiniz. Ve hatta tüm bu özellikler şu ana kadar yaşamış milyarlarca insan üzerinde de görülmüştür ve (Allah'ın dilemesi ile) bundan sonra yaşayacak olan insanlarda da görülecektir.

Dış görünümüyle mükemmel bir dizayna sahip olan insanın içinde de apayrı olaylar gerçekleşir, kendisinin hiç farkında olmadığı binlerce mucize peşpeşe meydana gelir. Beyinden karaciğere, safra kesesinden böbreklere kadar her organ bu kusursuz işleyişe sahiptir. Organlarda ve vücut içi sistemlerin işleyişinde görülen tüm olaylar şaşırtıcı bir düzen ve ahenk içinde oluşur.

Vücudumuz içinde her an yaşanan bu düzen, ahenk ve inceliği anlatmak için belki yüzlerce örnek verilebilir. Nitekim bedenin Yaratıcısı'nın ilmi sonsuzdur ve insanın kavrayışının çok ötesindedir. Ama insan bedenindeki sayısız örnek içinden birkaç tanesini seçip burada anlatmak, insanı kusursuzca var eden Allah'ın varlığını, büyüklüğünü, gücünü, ilmini ve sanatını biraz olsun görebilmemize yardımcı olacaktır.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
"EKSİK GÖZLE GÖRÜLMEZ"

Göz, canlıların yaratılmış olduğunun en açık delillerinden biridir. Gerek insan gözü, gerekse hayvan gözleri, olağanüstü tasarımlara sahiptirler. Bu etkileyici organ, dünyanın en karmaşık aygıtları ile dahi karşılaştırılamayacak üstünlüktedir.

Gözün yaklaşık 40 ayrı hassas parçanın birleşmesinden oluşan çok karmaşık bir sistemi vardır. Bu parçalardan sadece birinin üzerinde düşünelim. Örneğin göz merceği... Biz çoğu zaman farkında olmayız, ama cisimleri net görmemizi sağlayan şey, göz merceğinin her saniye hiç durmadan "otomatik odaklama" yapmasıdır. İsterseniz bu konuda küçük bir deney yapabilirsiniz: İşaret parmağınızı havada tutun. Sonra bir parmağınızın ucuna, bir de arkasındaki duvara bakın. Bakışınızı parmağınızdan duvara doğru her çevirdiğinizde bir "ayarlama" olduğunu hissedeceksiniz.

Bu ayar, göz merceğinin etrafındaki küçük kaslar tarafından yapılmaktadır. Her bakış değişiminde bu kaslar devreye girer ve merceğin şişkinliğini değiştirerek ışığın doğru açıda kırılmasını ve istediğiniz cismi net olarak görmenizi sağlar. Mercek bu ayarı hayatınız boyunca hiç hata yapmadan her saniye gerçekleştirmektedir. Fotoğrafçılar aynı ayarlamayı fotoğraf makinelerinde elle yaparlar ve doğru odaklamayı elde etmek için bazen uzun uzun uğraşırlar. Modern teknoloji sonucunda 10-15 yılda otomatik odaklama yapan kameralar üretilmiştir, ama hiçbir kamera göz kadar hızlı ve kusursuz odaklama yapamamaktadır.

Bir gözün görebilmesi için ise, bu organı oluşturan yaklaşık 40 temel parçanın hepsinin aynı anda birden var olması ve uyum içinde çalışması gerekir. Mercek bunlardan sadece biridir. Kornea, konjonktiva, iris, göz bebeği, retina, koroid, göz kasları, göz yaşı bezleri gibi diğer tüm parçalar olsa ve çalışsa, ama bir tek göz kapağı olmasa göz kısa sürede büyük bir tahribata uğrar ve görme işlevini yitirir. Yine aynı şekilde tüm organeller var olsa, ama gözyaşı üretimi dursa, göz birkaç saat içinde kurur, yapışır ve kör olur.

Gözün bu karmaşık yapısı karşısında evrimcilerin "tesadüfler zinciri" iddiası tüm anlamını yitirmektedir. Çünkü gözün işe yarayabilmesi için aynı anda tüm bölümleriyle birlikte var olması gerekir. Evrimci bir bilim adamı, bu gerçeği şöyle itiraf eder:Gözlerin ve kanatların ortak özelliği ancak bütünüyle gelişmiş olduklarında vazifelerini yerine getirebilmeleridir. Bir başka deyişle eksik gözle görülmez, yarım kanatla uçulmaz.[Bilim ve Teknik Dergisi, sayı.203, s. 25]

Bu ise, gözün, bütün parçalarıyla birlikte bir anda ve kusursuz olarak ortaya çıktığını göstermektedir. Yani göz, tüm diğer organlarımız gibi, Allah tarafından kusursuz bir biçimde yaratılmıştır

hbol.jpg

Oldukça kompleks bir yapıya sahip olan göz, görme işleminin gerçekleşme aşamasında tek bir parçanın, örneğin gözyaşı bezlerinin olmaması durumunda göremez. Elbette gözün oluşumuna karar veren, gözün sahibi olan canlı değildir. Zira görmenin ne demek olduğunu dahi bilmeyen bir canlının görebilmek için bir görme organı talebinde bulunması ve kendi bedeni üzerinde bunu inşa etmesi imkansızdır. O halde canlıları görme, duyma vs. gibi duyularla yaratan üstün bir Akıl Sahibinin varlığını kabul etmek zorundayız. Aksi takdirde şuursuz hücrelerin görme, duyma gibi şuur gerektiren işlevleri, kendi talepleri ve becerileri ile kazandıkları iddia edilmiş olunur. Bunun ise asla mümkün olamayacağı açıktır.
Nitekim Kuran'da, görmenin Allah tarafından verildiği şöyle bildirilmiştir:
De ki: "Sizi inşa eden, size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" (Mülk Suresi, 23)

.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
TIRTILDAN KELEBEĞE

Sizin 450-500 kadar yumurtanız olsa ve bunları dışarıda muhafaza etmeniz gerekse ne yapardınız? Onların rüzgar gibi doğa şartlarının etkisiyle saçılıp dağılmalarını önleyecek bir tedbir almanız kuşkusuz ki en akılcı olandır. İşte dünyanın tek seferde en fazla yumurta yumurtlayan canlılarından biri olan ipek böcekleri (450-500), yumurtalarını muhafaza etmek için çok akılcı bir yönteme başvururlar: Yumurtaları salgıladıkları yapışkan bir maddeyle (iplikle) birbirlerine bağlayarak, etrafa saçılıp, dağılmalarını engellerler.

Yumurtadan çıkan tırtıllar, ilk iş olarak kendilerine uygun bir dal bulur ve daha sonra da aynı iplikle oraya bağlanırlar. Ardından gelişebilmeleri için salgıladıkları bu iplikle kendilerine koza örmeye başlarlar. Hayata gözlerini yeni açmış bir tırtılın bu işlemi yapması, durup dinlenmeksizin 3-4 gün sürer. Bu süre içerisinde tırtıl, binlerce kez dönerek, ortalama 900-1500 m. uzunluğunda bir iplik çıkarır.17 Bu işlem bitince de hiç dinlenmeden yeni bir işe başlar ve güzel bir kelebek olmak üzere değişim geçirmeye başlar.

Ne anne ipek böceğinin yavrusunu muhafaza edebilmek için aldığı tedbir, ne de herşeyden habersiz, henüz hiçbir eğitime, bilgiye sahip olmayan küçücük bir tırtılın gösterdiği davranışlar evrimle izah edebilecek olaylar değildir. Herşeyden önce annenin, yumurtaları yapıştırmak için kullandığı ipliği üretebilmesi mucizevidir. Yumurtadan yeni çıkan bir tırtılın kendisi için gerekli ortamı tanıyıp ona uygun koza örmesi, ardından değişim geçirmeye başlaması ve bu değişimi problemsiz olarak geçirebilmesi ise insan aklının anlayış sınırlarını zorlamaktadır. Bu durumda her tırtılın dünyaya ne yapması gerektiğini bilir bir şekilde geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu da, tüm bunların henüz dünyaya gelmeden "öğretilmiş" olduğu anlamına gelecektir.

Bunu bir örnekle açıklayalım. Eğer yeni doğmuş bir bebeğin, doğumundan sadece birkaç saat sonra ayağa kalktığını, dahası kendisine bir yatak yapmak için malzeme (yorgan, yastık, minder vs.) topladığını ve bunları düzgün bir biçimde birleştirip bir yatak yapıp içine yattığını görürseniz, ne düşünürsünüz? Olayın şaşkınlığını üzerinizden attığınızda, varacağınız en mantıklı sonuç, bu bebeğin böyle bir işlemi yapması için henüz anne karnında olağanüstü bir yolla bir şekilde "eğitilmiş" olduğunu düşünmektir. Tırtılların durumu, bu örnekteki bebeklerden farksızdır.


trtl.jpg
trtl1.jpg

trtl3.jpg
trtl4.jpg


Tırtılın kendini kozaya sarışı ve ardından bu kozayı yırtarak, mükemmel desen ve renklere sahip bir kelebek olarak çıkışı...
"Yaratan hiç yaratmayan gibi midir?
Artık öğüt alıp düşünmez misiniz?"
(Nahl Suresi 17)


Bu da bizi yine aynı sonuca ulaştırır: Bu canlılar, kendilerini yaratan Allah'ın belirlediği biçimde doğmakta, davranmakta ve yaşamaktadırlar. Kuran'da, Allah'ın balarısına vahyettiğini ve ona bal yapmayı emrettiğini haber verilerek, aslında canlılar dünyasındaki büyük sırrın bir örneğini bildirilmiştir. (Nahl Suresi, 68-69) Bu sır, tüm canlıların Allah'ın iradesine boyun eğmiş olarak, O'nun belirlediği kaderi izledikleri sırrıdır. Arı bu nedenle bal yapar, ipek böceği bu nedenle ipek üretir.

koza.jpg
İpek iplikle ördüğü kozasının içinde bir ipek böceği tırtılı
Olayın şaşkınlığını üzerinizden attığınızda, varacağınız en mantıklı sonuç, bu bebeğin böyle bir işlemi yapması için henüz anne karnında olağanüstü bir yolla bir şekilde "eğitilmiş" olduğunu düşünmektir. Tırtılların durumu, bu örnekteki bebeklerden farksızdır. Bu da bizi yine aynı sonuca ulaştırır: Bu canlılar, kendilerini yaratan Allah'ın belirlediği biçimde doğmakta, davranmakta ve yaşamaktadırlar. Kuran, Allah'ın balarısına vahyettiğini ve ona bal yapmayı emrettiğini haber vermekle (Nahl Suresi, 68-69), aslında canlılar dünyasındaki büyük sırrın bir örneğini bildirmiş olur. Bu sır, tüm canlıların Allah'ın iradesine boyun eğmiş olarak, O'nun belirlediği kaderi izledikleri sırrıdır. Arı bu nedenle bal yapar, ipek böceği bu nedenle ipek üretir.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
SAHTE GÖZLER

Hayvanlar aleminde bir insanın hiç aklına gelmeyecek kadar ilginç savunma yöntemleri vardır. Bu yöntemlerden bir tanesi sahte gözlerdir. Çeşitli kelebek, tırtıl ve balık cinsleri bu sahte gözler sayesinde düşmanlarını "tehlikeli" olduklarına ikna ederler.

Resimlerde görülen kelebekler, tehlikede olduklarını hissettikleri an kanatlarını açar ve her iki kanatlarında da düşmanlarını oldukça ürkütecek bir çift göz ortaya çıkar. Bu kelebeklerden birini yemek için gelen kuş ise, aniden karşılaştığı bu gözlerden dolayı çok şaşırarak geri kaçar.
yalancgz.jpg
kelebekgz.jpg

SAHTE GÖZLER ŞAŞIRTIYOR!
Bazı kelebekler kanatlarını açtıkları anda karşımıza bir çift göz çıkar. Bu gözler, düşmanlarını karşılarındakinin bir kelebek olmadığı konusunda ikna eder.Özellikle en üstteki Sönling kelebeği gibi bazı kelebek türlerinin sahte yüzleri; ortasındaki pırıltılarıyla gözleri, yüz hatları, çatık kaşları, ağzı ve burnuyla öylesine mükemmeldir ki, ortaya çıkan görüntü birçok düşman için oldukça caydırıcıdır.Allah'ı inkar etmekte ısrarlı olan biri, bu olağanüstü görüntüyü, evrimci bir açıklama yaparak "ilginç bir rastlantı" diye kabullenmeye çalişabilir. Ya da "kelebek faydalı olacağını düşündüğü için vücudunda böyle bir şekil oluşmasını sağlamış" diye bir iddiada bulunabilir.Eğer böyle bir iddiada bulunup, ressamlara taş çıkartacak bu çizimlerin sadece birer tesadüf eseri oluştuğunu öne sürüyorsa, akıl sahibi insanlara da söyleyecek bir söz kalmaz. Çünkü böyle bir iddia, akla ve sağduyuya aykırıdır.

Düşünelim: Son derece inandırıcı olan bu göz şekilleri, birer tesadüfün eseri olabilir mi? Dahası bu kelebek kanatlarını açınca ortaya bir çift ürkütücü gözün çıkacağını ve bu görüntünün düşmanını korkutacağını nereden bilmektedir? Kelebek, kanatlarındaki bu deseni görmüş, sonra bu desenin ürkütücü olduğuna ve bir tehlike anında kullanabileceğine karar vermiş olabilir mi? Elbette bu kadar inandırıcı bir görüntü tesadüflerin değil, bilinçli bir tasarımın ürünü olabilir. Ayrıca, elbette kelebeğin kendi kanatlarındaki desenlerden haberi olduğu ve bunu bir savunma taktiği olarak kendi kendine bulduğu düşünülemez. Açıktır ki kelebeği yaratan Allah, hem onun vücudunda böyle bir şekil var etmiş, hem de hayvana tehlike anında bu şekli kullanacak içgüdüyü ilham etmiştir.

yalancgz2.jpg
yalancgz3.jpg

Soldaki resimde müren balığının gerçek kafası ve gözleri görünüyor. Sağdaki resimde ise, müren balığı yuvasının içine giriyor ve sahte bir çift göz bulunan kuyruğunu dışarıda bırakıyor. Kuyruğundaki sahte gözler nedeniyle müreni uyanık sanan balıklar da yaklaşmaya cesaret edemiyorlar.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
GECE İLE GÜNDÜZÜN ARDARDA GELİŞİNDE ALLAH'IN RIZIK İNDİRİP ÖLÜMÜNDEN SONRA YERYÜZÜNÜ DİRİLTMESİNDE VE RÜZGARLAR YARATMASINDA AKLINI KULLANAN BİR KAVİM İÇİN AYETLER VARDIR.
(CASİYE SURESİ, 5)
 

khan19556

New member
Katılım
11 Ocak 2007
Mesajlar
992
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
44
Konum
Sancaðýn düþtüðü yerden
yalnıştır kardeşim o gördüğünü idda ettiğin gözler ilk önce kitabullahı sonrada sünneti seniyeyi görmüştür ki bir lütfi lahiye mazhar olmuşlardır.bu ikisini bir bütün görmeyen nasipsizdir o görüşü.evet Allah cc insandan olağanüstülükler istememiştir,o ancak kitap ve risalet kanalıyla ortaya koyduğu ilahi nizama boyun eğilmesini ister.


Maturidi itikadı gereğince kendisine dini bilgi ulaşmamış bir insan aklıyla Allah’ı bilir.Birde bu zaviyeden temaşa ediniz.
 
Üst Alt