Hz.Ali(a.s)'ın Kumeyl'e söylediği sözlerdir...
Allah'ım senden isterim her şeyi kaplayan rahmetinden.
Kendisiyle her şeyi kahrettiğin kuvvetinden.
Önünde her şeyin boyun eğdiği ve önünde her şeyin zelil olduğu.
Kendisiyle her şeyi alt üst ettiğin kurtulunmaz gücünden. Karşısında hiçbir şeyin duramadığı izzetinden.
Her şeyi kaplayan azametinden. Her şeyin üstünde olan saltanatından.
Her şey yok olduktan sonra da baki kalan vechinden. Her yeri dolduran isimlerinden.
Her şeyi kuşatan ilminden. Her şeyi aydınlatan vechinin nurundan.
Ey Nur, ey Guddus, ey ilklerin ilki ve ey sonların sonu.
Allah'ım ismet perdesini yırtan günahlarımı affet.
Allah'ım, bedbahtlıkların inişine sebep olan günahlarımı bağışla.
Allah'ım, nimetlerini değiştiren günahlarımı affet.
Allah'ım, duaların kabulünü engelleyen günahlarımı affet.
Allah'ım, belalar getiren günahlarımı affet.
Allah'ım işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.
Allah'ım zikrinle sana yaklaşırım ve kendi hürmetine senden şefaat diliyorum.
Cömertliğinden beni kendine yaklaştırmanı diliyorum.
Bana şükrünü öğretmeni ve zikrini ilham etmeni.
Allah'ım senden huzu, tevazu ve huşu diliyorum.
Ve bana müsahama etmeni, bana merhamet etmeni ve bana verdiğin razı ve kanaatkar kılmanı.
Her durumda mütevazi kılmanı. Allah'ım senden istiyorum isteyeni, ihtiyacı şiddetli olanın.
Hacetini zorluklar anında kapına getirenin. Senin katında isteğinde rağbeti büyük olanın.
Allah'ım senin saltanatın uludur, makamın yücedir, tedbirin gizlidir.
Fermanın aşikardır, kahrın galiptir ve kudretin yaptırıcıdır.
Senin hükümranlığından kaçmak imkansızdır.
Allah'ım bulamam günahlarımı bağışlayıcı ve suçlarımı örtücü.
Kötü amelimi iyiye çevirici, senden başka.
İlah yoktur senden başka, ancak sen varsın, tesbih sana, hamd sana.
Kendime zulmettim ve zahilliğimden emrine itaat etmedim.
Beni eskiden beri unutmadığından ve bana olan lütfundan kalbim rahat etti..
Allah'ım sen benim mevlamsın, her kötülüğümü örtersin.
Başıma gelen her ağır belayı hafifletir, azaltırsın.
Ne günah belalarından korursun beni ve ne çirkin işleri giderirsin benden.
Ve ne güzel övgüler yağdırdın üzerime, layık olmadığım halde.
Allah'ım belam büyük, kötü amelim haddi aşmış ve amelim elimi kısaltmış.
Zincirlerim beni çökertti, emelimin uzunluğu beni her yarardan alıkoydu.
Dünya beni aldattı gururuyla ve nefsim cinayetleri ve kayıtsızlığıyla.
Ey Mevlam, kötü amelimin ve işlerimin, dualarımın sana ulaşmasına engel olmamasını dilerim izzetinden.
Sakladığım ama senin bildiğin gizliliklerimle beni rezil etme.
Ve beni cezalandırmada acele gizlice işlediğim.
Kötü amellerim, günahlarım, devam eden aşırılıklarım, cahilliğim, şehvetlerimin çokluğu ve gafletimden dolayı.
Ol Allah'ım izzetin için bana karşı her durumda acıyıp, bağışlayıcı.
Ve her işimde yardımcı ve kolaylaştırıcı, Ya ilahi, ya Rabbi benim kimim var senden başka, kötü halimi düzeltmesini ve işlerimi isteyeceğim?
İlahi ve ya Mevla, benim için kural koydun, ama ben nefsime uydum; düşmanımın süslü vesveselerinden ona sarılmadım.
Hevam beni bu işte aldattı ve ona kaza yardım etti; işte bu gibi nedenlerle koyduğun bazı sınırları aştım.
Bir takım emirlerine karşı geldim, her durumda yine hamd etmeliyim sana.
Senin takdirin ve hükmün olan başıma gelen her şeye karşı hiçbir sözüm yoktur. Vereceğin hükmü ve ce-zayı ben hak ettim.
Bu kadar günahımdan ve aşırılıklarımdan sonra sana geldim ya ilahi.
Allah'ım özür dilerim, pişman ve perişanım, beni affet. Sana dönüyorum, kendi günahımı itiraf ediyorum.
Ve yaptığım günahlarda sığınacak bir yer bulamıyorum. Zorluklarda yalnız sana sığınmak istiyor, belki özrümün kabulü için af diliyorum.
Ve beni sonsuz rahmetine dahil et. Allah'ım, zorluklarımda bana rahmet ve özrümü kabul et.
Ve beni zorluklardan kurtar.
Ey Allah'ım, bedenim zayıf ve derisi ince, kemiklerimde ince olduğu için bana rahmet et.
Allah'ım, yaradılışımda rızk, iyiylik ve terbiyet ve zikrini eda ettin. Şimdi beni ilk kerametin ve geçmiş bağışın hürmetine affet.
Ey Allah'ım, ey Seyyidim ve Rabbim, senin vahdaniyetine inandıktan sonra beni yakacağına inanayım mı?
Ve daha sonra, senin marifetinden yüreğim taş olarak. Ve seni yad etmek dilimi açıyor.
İtirafım ve duam doğrulandıktan sonra, Senin Rabbani makamını huzu ederim.
Kendi gözettiğini mahvetmezsin, bu uzaktır senden, sen her şeyden büyüksün.
Kendin çağrını hatırlarsın ve koruduğunu kovmazsın.
Ve sen yettiğin ve rahmettiğini belaya düşürmezsin.
Eyvah, keşke bilseydim ey Seyyidim ve ey Allah'ım.
Acaba senin kapında secde edene ateşi musallat eder misin?
Ve senin birliğine sığınan doğru dilleri.
Ve sana şükür eden duaları kabul etmez misin?
Sen Rahman ve Rahimsin.
Ve senin Allah'lığını itiraf eden gerçekleri mi?
Ve sevdiklerin, hatırın için senin ilminin ışığında sana huşu duymaktadır.
Ve sana ibadet için açılan azalar, senin emrinde açılır.
Kendi günahını itiraf ettiği halde, yine af bekliyor senden.
Allah'ım, sana böylece inanamamıştık ve senin fazlından habersizdik.
Ey Kerim, ey Rahim sen benim dünya ve ondan gelecek belalara karşı direncimin azlığını biliyorsun.
Görünmez belalar kendi ehline oradan gelir.
Gerçi bu bela kötüdür, onun etrafı azdır, ona tahammül etmek kolay ve süresi kısadır.
Nasıl tahammül edeyim ahiretin belasına, kötülüğün bugününe ve ahiretin kötülüğüne?
Halbuki o öyle bir beladır ki, müddeti uzundur ve etrafı daimdir.
Kendi elinden hafiflemez, senin gazabından, intikamından ve hışmından uzak olmayanlar.
Ve o belanın şiddetine yer ve gök dayanamaz.
Ey seyyidim bu nasıl olur bana, ben senin kudretsiz, zelil, küçümsenecek ve nimetine muhtaç bir köleyim.
Ey ilahi, ey rabbim hangi işimden ötürü sana şikayet edeyim?
Ve onun korkusundan, zorluğundan hangisi için ağlayıp sızlayayım? Acaba belanın uzunluğunu veya müd-detini mi?
Eğer beni düşmanların safında ateşin yanına döndürürsen.
Bela ehli ve benim aramda toplarsın.
Ve kendi dostlarınla aramda fark koyarsın.
Beni affet ey seyyidim, ey mevlam ve rabbim gazabına sabrettim. Ama senin ayrılığına sabredemem.
Affet beni ey rabbim farzedeyim senin ateşinin sıcaklığına dayandım.
Senin kerametinden ayrısına sabredebilir miyim?
Ümidim affetmene bağlı olduğuna göre ateşi mesken seçebilir miyim?
Ey seyyidim ve mevlam, izzet ve hürmetine gerçekten yemin ediyorum ki, eğer konuşmama izin verirsen.
Senin kapına doğru her an coşarım, cehennem ehlilerinden ümitlilerin coşması gibi. Feryat isteyenlerin feryadı gibi kapında feryat ederim.
Kaybedenlerin ağlaması gibi kapında ağlarım. Neredesin çağırıyorum ey müminlerin dostu?
Ey ariflerin gayesinin sonucu, feryatsızların feryadına yetişen.
Ey dost yüreklerin dostu (sadık yüreklerin) ve ey cihanların Allah'ı.
Görüyor musun kendini, sen tertemizsin sana hamd olsun ki muhalefet ettiğin için hapsolan cehennemde bir müslümanın sesiyle. Günahı karşılığında azabın tadını tadıyor.
Cinayeti, suçu ve intikamı arasında tutukludur. Dileyenler gibi kapına, rahmetin için koşmaktadır.
Seni tevhid ehlinin diliyle çağırıyor ve senin Allah'lığına bağlılık gösteriyor.
Ey mevlam o nasıl azapta kalabilir?
O senin affedeceğinden emindir, ümitlidir.
Senin rahmet ve faziletini arzuladığı halde ateş onu nasıl yakabilir?
Ateşin harareti onu nasıl yaktı. Ve sen yananın sesini, yerini görensin.
O ateşin ısısı onu nasıl yakar? Onun güçsüzlüğünü biliyorsun, ateş katları arasında nasıl durabilir?
Sen onun doğru yolda olduğunu bilirsen ateşin sıcaklığı nasıl ona zarar verebilir?
Allah'ım senden isterim her şeyi kaplayan rahmetinden.
Kendisiyle her şeyi kahrettiğin kuvvetinden.
Önünde her şeyin boyun eğdiği ve önünde her şeyin zelil olduğu.
Kendisiyle her şeyi alt üst ettiğin kurtulunmaz gücünden. Karşısında hiçbir şeyin duramadığı izzetinden.
Her şeyi kaplayan azametinden. Her şeyin üstünde olan saltanatından.
Her şey yok olduktan sonra da baki kalan vechinden. Her yeri dolduran isimlerinden.
Her şeyi kuşatan ilminden. Her şeyi aydınlatan vechinin nurundan.
Ey Nur, ey Guddus, ey ilklerin ilki ve ey sonların sonu.
Allah'ım ismet perdesini yırtan günahlarımı affet.
Allah'ım, bedbahtlıkların inişine sebep olan günahlarımı bağışla.
Allah'ım, nimetlerini değiştiren günahlarımı affet.
Allah'ım, duaların kabulünü engelleyen günahlarımı affet.
Allah'ım, belalar getiren günahlarımı affet.
Allah'ım işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.
Allah'ım zikrinle sana yaklaşırım ve kendi hürmetine senden şefaat diliyorum.
Cömertliğinden beni kendine yaklaştırmanı diliyorum.
Bana şükrünü öğretmeni ve zikrini ilham etmeni.
Allah'ım senden huzu, tevazu ve huşu diliyorum.
Ve bana müsahama etmeni, bana merhamet etmeni ve bana verdiğin razı ve kanaatkar kılmanı.
Her durumda mütevazi kılmanı. Allah'ım senden istiyorum isteyeni, ihtiyacı şiddetli olanın.
Hacetini zorluklar anında kapına getirenin. Senin katında isteğinde rağbeti büyük olanın.
Allah'ım senin saltanatın uludur, makamın yücedir, tedbirin gizlidir.
Fermanın aşikardır, kahrın galiptir ve kudretin yaptırıcıdır.
Senin hükümranlığından kaçmak imkansızdır.
Allah'ım bulamam günahlarımı bağışlayıcı ve suçlarımı örtücü.
Kötü amelimi iyiye çevirici, senden başka.
İlah yoktur senden başka, ancak sen varsın, tesbih sana, hamd sana.
Kendime zulmettim ve zahilliğimden emrine itaat etmedim.
Beni eskiden beri unutmadığından ve bana olan lütfundan kalbim rahat etti..
Allah'ım sen benim mevlamsın, her kötülüğümü örtersin.
Başıma gelen her ağır belayı hafifletir, azaltırsın.
Ne günah belalarından korursun beni ve ne çirkin işleri giderirsin benden.
Ve ne güzel övgüler yağdırdın üzerime, layık olmadığım halde.
Allah'ım belam büyük, kötü amelim haddi aşmış ve amelim elimi kısaltmış.
Zincirlerim beni çökertti, emelimin uzunluğu beni her yarardan alıkoydu.
Dünya beni aldattı gururuyla ve nefsim cinayetleri ve kayıtsızlığıyla.
Ey Mevlam, kötü amelimin ve işlerimin, dualarımın sana ulaşmasına engel olmamasını dilerim izzetinden.
Sakladığım ama senin bildiğin gizliliklerimle beni rezil etme.
Ve beni cezalandırmada acele gizlice işlediğim.
Kötü amellerim, günahlarım, devam eden aşırılıklarım, cahilliğim, şehvetlerimin çokluğu ve gafletimden dolayı.
Ol Allah'ım izzetin için bana karşı her durumda acıyıp, bağışlayıcı.
Ve her işimde yardımcı ve kolaylaştırıcı, Ya ilahi, ya Rabbi benim kimim var senden başka, kötü halimi düzeltmesini ve işlerimi isteyeceğim?
İlahi ve ya Mevla, benim için kural koydun, ama ben nefsime uydum; düşmanımın süslü vesveselerinden ona sarılmadım.
Hevam beni bu işte aldattı ve ona kaza yardım etti; işte bu gibi nedenlerle koyduğun bazı sınırları aştım.
Bir takım emirlerine karşı geldim, her durumda yine hamd etmeliyim sana.
Senin takdirin ve hükmün olan başıma gelen her şeye karşı hiçbir sözüm yoktur. Vereceğin hükmü ve ce-zayı ben hak ettim.
Bu kadar günahımdan ve aşırılıklarımdan sonra sana geldim ya ilahi.
Allah'ım özür dilerim, pişman ve perişanım, beni affet. Sana dönüyorum, kendi günahımı itiraf ediyorum.
Ve yaptığım günahlarda sığınacak bir yer bulamıyorum. Zorluklarda yalnız sana sığınmak istiyor, belki özrümün kabulü için af diliyorum.
Ve beni sonsuz rahmetine dahil et. Allah'ım, zorluklarımda bana rahmet ve özrümü kabul et.
Ve beni zorluklardan kurtar.
Ey Allah'ım, bedenim zayıf ve derisi ince, kemiklerimde ince olduğu için bana rahmet et.
Allah'ım, yaradılışımda rızk, iyiylik ve terbiyet ve zikrini eda ettin. Şimdi beni ilk kerametin ve geçmiş bağışın hürmetine affet.
Ey Allah'ım, ey Seyyidim ve Rabbim, senin vahdaniyetine inandıktan sonra beni yakacağına inanayım mı?
Ve daha sonra, senin marifetinden yüreğim taş olarak. Ve seni yad etmek dilimi açıyor.
İtirafım ve duam doğrulandıktan sonra, Senin Rabbani makamını huzu ederim.
Kendi gözettiğini mahvetmezsin, bu uzaktır senden, sen her şeyden büyüksün.
Kendin çağrını hatırlarsın ve koruduğunu kovmazsın.
Ve sen yettiğin ve rahmettiğini belaya düşürmezsin.
Eyvah, keşke bilseydim ey Seyyidim ve ey Allah'ım.
Acaba senin kapında secde edene ateşi musallat eder misin?
Ve senin birliğine sığınan doğru dilleri.
Ve sana şükür eden duaları kabul etmez misin?
Sen Rahman ve Rahimsin.
Ve senin Allah'lığını itiraf eden gerçekleri mi?
Ve sevdiklerin, hatırın için senin ilminin ışığında sana huşu duymaktadır.
Ve sana ibadet için açılan azalar, senin emrinde açılır.
Kendi günahını itiraf ettiği halde, yine af bekliyor senden.
Allah'ım, sana böylece inanamamıştık ve senin fazlından habersizdik.
Ey Kerim, ey Rahim sen benim dünya ve ondan gelecek belalara karşı direncimin azlığını biliyorsun.
Görünmez belalar kendi ehline oradan gelir.
Gerçi bu bela kötüdür, onun etrafı azdır, ona tahammül etmek kolay ve süresi kısadır.
Nasıl tahammül edeyim ahiretin belasına, kötülüğün bugününe ve ahiretin kötülüğüne?
Halbuki o öyle bir beladır ki, müddeti uzundur ve etrafı daimdir.
Kendi elinden hafiflemez, senin gazabından, intikamından ve hışmından uzak olmayanlar.
Ve o belanın şiddetine yer ve gök dayanamaz.
Ey seyyidim bu nasıl olur bana, ben senin kudretsiz, zelil, küçümsenecek ve nimetine muhtaç bir köleyim.
Ey ilahi, ey rabbim hangi işimden ötürü sana şikayet edeyim?
Ve onun korkusundan, zorluğundan hangisi için ağlayıp sızlayayım? Acaba belanın uzunluğunu veya müd-detini mi?
Eğer beni düşmanların safında ateşin yanına döndürürsen.
Bela ehli ve benim aramda toplarsın.
Ve kendi dostlarınla aramda fark koyarsın.
Beni affet ey seyyidim, ey mevlam ve rabbim gazabına sabrettim. Ama senin ayrılığına sabredemem.
Affet beni ey rabbim farzedeyim senin ateşinin sıcaklığına dayandım.
Senin kerametinden ayrısına sabredebilir miyim?
Ümidim affetmene bağlı olduğuna göre ateşi mesken seçebilir miyim?
Ey seyyidim ve mevlam, izzet ve hürmetine gerçekten yemin ediyorum ki, eğer konuşmama izin verirsen.
Senin kapına doğru her an coşarım, cehennem ehlilerinden ümitlilerin coşması gibi. Feryat isteyenlerin feryadı gibi kapında feryat ederim.
Kaybedenlerin ağlaması gibi kapında ağlarım. Neredesin çağırıyorum ey müminlerin dostu?
Ey ariflerin gayesinin sonucu, feryatsızların feryadına yetişen.
Ey dost yüreklerin dostu (sadık yüreklerin) ve ey cihanların Allah'ı.
Görüyor musun kendini, sen tertemizsin sana hamd olsun ki muhalefet ettiğin için hapsolan cehennemde bir müslümanın sesiyle. Günahı karşılığında azabın tadını tadıyor.
Cinayeti, suçu ve intikamı arasında tutukludur. Dileyenler gibi kapına, rahmetin için koşmaktadır.
Seni tevhid ehlinin diliyle çağırıyor ve senin Allah'lığına bağlılık gösteriyor.
Ey mevlam o nasıl azapta kalabilir?
O senin affedeceğinden emindir, ümitlidir.
Senin rahmet ve faziletini arzuladığı halde ateş onu nasıl yakabilir?
Ateşin harareti onu nasıl yaktı. Ve sen yananın sesini, yerini görensin.
O ateşin ısısı onu nasıl yakar? Onun güçsüzlüğünü biliyorsun, ateş katları arasında nasıl durabilir?
Sen onun doğru yolda olduğunu bilirsen ateşin sıcaklığı nasıl ona zarar verebilir?