Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kumeyl Duası

phpcooker

New member
Katılım
9 Mar 2005
Mesajlar
64
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Hz.Ali(a.s)'ın Kumeyl'e söylediği sözlerdir...

Allah'ım senden isterim her şeyi kaplayan rahmetinden.
Kendisiyle her şeyi kahrettiğin kuvvetinden.
Önünde her şeyin boyun eğdiği ve önünde her şeyin zelil olduğu.
Kendisiyle her şeyi alt üst ettiğin kurtulunmaz gücünden. Karşısında hiçbir şeyin duramadığı izzetinden.
Her şeyi kaplayan azametinden. Her şeyin üstünde olan saltanatından.
Her şey yok olduktan sonra da baki kalan vechinden. Her yeri dolduran isimlerinden.
Her şeyi kuşatan ilminden. Her şeyi aydınlatan vechinin nurundan.
Ey Nur, ey Guddus, ey ilklerin ilki ve ey sonların sonu.
Allah'ım ismet perdesini yırtan günahlarımı affet.
Allah'ım, bedbahtlıkların inişine sebep olan günahlarımı bağışla.
Allah'ım, nimetlerini değiştiren günahlarımı affet.
Allah'ım, duaların kabulünü engelleyen günahlarımı affet.
Allah'ım, belalar getiren günahlarımı affet.
Allah'ım işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.
Allah'ım zikrinle sana yaklaşırım ve kendi hürmetine senden şefaat diliyorum.
Cömertliğinden beni kendine yaklaştırmanı diliyorum.
Bana şükrünü öğretmeni ve zikrini ilham etmeni.
Allah'ım senden huzu, tevazu ve huşu diliyorum.
Ve bana müsahama etmeni, bana merhamet etmeni ve bana verdiğin razı ve kanaatkar kılmanı.
Her durumda mütevazi kılmanı. Allah'ım senden istiyorum isteyeni, ihtiyacı şiddetli olanın.
Hacetini zorluklar anında kapına getirenin. Senin katında isteğinde rağbeti büyük olanın.
Allah'ım senin saltanatın uludur, makamın yücedir, tedbirin gizlidir.
Fermanın aşikardır, kahrın galiptir ve kudretin yaptırıcıdır.
Senin hükümranlığından kaçmak imkansızdır.
Allah'ım bulamam günahlarımı bağışlayıcı ve suçlarımı örtücü.
Kötü amelimi iyiye çevirici, senden başka.
İlah yoktur senden başka, ancak sen varsın, tesbih sana, hamd sana.
Kendime zulmettim ve zahilliğimden emrine itaat etmedim.
Beni eskiden beri unutmadığından ve bana olan lütfundan kalbim rahat etti..
Allah'ım sen benim mevlamsın, her kötülüğümü örtersin.
Başıma gelen her ağır belayı hafifletir, azaltırsın.
Ne günah belalarından korursun beni ve ne çirkin işleri giderirsin benden.
Ve ne güzel övgüler yağdırdın üzerime, layık olmadığım halde.
Allah'ım belam büyük, kötü amelim haddi aşmış ve amelim elimi kısaltmış.
Zincirlerim beni çökertti, emelimin uzunluğu beni her yarardan alıkoydu.
Dünya beni aldattı gururuyla ve nefsim cinayetleri ve kayıtsızlığıyla.
Ey Mevlam, kötü amelimin ve işlerimin, dualarımın sana ulaşmasına engel olmamasını dilerim izzetinden.
Sakladığım ama senin bildiğin gizliliklerimle beni rezil etme.
Ve beni cezalandırmada acele gizlice işlediğim.
Kötü amellerim, günahlarım, devam eden aşırılıklarım, cahilliğim, şehvetlerimin çokluğu ve gafletimden dolayı.
Ol Allah'ım izzetin için bana karşı her durumda acıyıp, bağışlayıcı.
Ve her işimde yardımcı ve kolaylaştırıcı, Ya ilahi, ya Rabbi benim kimim var senden başka, kötü halimi düzeltmesini ve işlerimi isteyeceğim?
İlahi ve ya Mevla, benim için kural koydun, ama ben nefsime uydum; düşmanımın süslü vesveselerinden ona sarılmadım.
Hevam beni bu işte aldattı ve ona kaza yardım etti; işte bu gibi nedenlerle koyduğun bazı sınırları aştım.
Bir takım emirlerine karşı geldim, her durumda yine hamd etmeliyim sana.
Senin takdirin ve hükmün olan başıma gelen her şeye karşı hiçbir sözüm yoktur. Vereceğin hükmü ve ce-zayı ben hak ettim.
Bu kadar günahımdan ve aşırılıklarımdan sonra sana geldim ya ilahi.
Allah'ım özür dilerim, pişman ve perişanım, beni affet. Sana dönüyorum, kendi günahımı itiraf ediyorum.
Ve yaptığım günahlarda sığınacak bir yer bulamıyorum. Zorluklarda yalnız sana sığınmak istiyor, belki özrümün kabulü için af diliyorum.
Ve beni sonsuz rahmetine dahil et. Allah'ım, zorluklarımda bana rahmet ve özrümü kabul et.
Ve beni zorluklardan kurtar.
Ey Allah'ım, bedenim zayıf ve derisi ince, kemiklerimde ince olduğu için bana rahmet et.
Allah'ım, yaradılışımda rızk, iyiylik ve terbiyet ve zikrini eda ettin. Şimdi beni ilk kerametin ve geçmiş bağışın hürmetine affet.
Ey Allah'ım, ey Seyyidim ve Rabbim, senin vahdaniyetine inandıktan sonra beni yakacağına inanayım mı?
Ve daha sonra, senin marifetinden yüreğim taş olarak. Ve seni yad etmek dilimi açıyor.
İtirafım ve duam doğrulandıktan sonra, Senin Rabbani makamını huzu ederim.
Kendi gözettiğini mahvetmezsin, bu uzaktır senden, sen her şeyden büyüksün.
Kendin çağrını hatırlarsın ve koruduğunu kovmazsın.
Ve sen yettiğin ve rahmettiğini belaya düşürmezsin.
Eyvah, keşke bilseydim ey Seyyidim ve ey Allah'ım.
Acaba senin kapında secde edene ateşi musallat eder misin?
Ve senin birliğine sığınan doğru dilleri.
Ve sana şükür eden duaları kabul etmez misin?
Sen Rahman ve Rahimsin.
Ve senin Allah'lığını itiraf eden gerçekleri mi?
Ve sevdiklerin, hatırın için senin ilminin ışığında sana huşu duymaktadır.
Ve sana ibadet için açılan azalar, senin emrinde açılır.
Kendi günahını itiraf ettiği halde, yine af bekliyor senden.
Allah'ım, sana böylece inanamamıştık ve senin fazlından habersizdik.
Ey Kerim, ey Rahim sen benim dünya ve ondan gelecek belalara karşı direncimin azlığını biliyorsun.
Görünmez belalar kendi ehline oradan gelir.
Gerçi bu bela kötüdür, onun etrafı azdır, ona tahammül etmek kolay ve süresi kısadır.
Nasıl tahammül edeyim ahiretin belasına, kötülüğün bugününe ve ahiretin kötülüğüne?
Halbuki o öyle bir beladır ki, müddeti uzundur ve etrafı daimdir.
Kendi elinden hafiflemez, senin gazabından, intikamından ve hışmından uzak olmayanlar.
Ve o belanın şiddetine yer ve gök dayanamaz.
Ey seyyidim bu nasıl olur bana, ben senin kudretsiz, zelil, küçümsenecek ve nimetine muhtaç bir köleyim.
Ey ilahi, ey rabbim hangi işimden ötürü sana şikayet edeyim?
Ve onun korkusundan, zorluğundan hangisi için ağlayıp sızlayayım? Acaba belanın uzunluğunu veya müd-detini mi?
Eğer beni düşmanların safında ateşin yanına döndürürsen.
Bela ehli ve benim aramda toplarsın.
Ve kendi dostlarınla aramda fark koyarsın.
Beni affet ey seyyidim, ey mevlam ve rabbim gazabına sabrettim. Ama senin ayrılığına sabredemem.
Affet beni ey rabbim farzedeyim senin ateşinin sıcaklığına dayandım.
Senin kerametinden ayrısına sabredebilir miyim?
Ümidim affetmene bağlı olduğuna göre ateşi mesken seçebilir miyim?
Ey seyyidim ve mevlam, izzet ve hürmetine gerçekten yemin ediyorum ki, eğer konuşmama izin verirsen.
Senin kapına doğru her an coşarım, cehennem ehlilerinden ümitlilerin coşması gibi. Feryat isteyenlerin feryadı gibi kapında feryat ederim.
Kaybedenlerin ağlaması gibi kapında ağlarım. Neredesin çağırıyorum ey müminlerin dostu?
Ey ariflerin gayesinin sonucu, feryatsızların feryadına yetişen.
Ey dost yüreklerin dostu (sadık yüreklerin) ve ey cihanların Allah'ı.
Görüyor musun kendini, sen tertemizsin sana hamd olsun ki muhalefet ettiğin için hapsolan cehennemde bir müslümanın sesiyle. Günahı karşılığında azabın tadını tadıyor.
Cinayeti, suçu ve intikamı arasında tutukludur. Dileyenler gibi kapına, rahmetin için koşmaktadır.
Seni tevhid ehlinin diliyle çağırıyor ve senin Allah'lığına bağlılık gösteriyor.
Ey mevlam o nasıl azapta kalabilir?
O senin affedeceğinden emindir, ümitlidir.
Senin rahmet ve faziletini arzuladığı halde ateş onu nasıl yakabilir?
Ateşin harareti onu nasıl yaktı. Ve sen yananın sesini, yerini görensin.
O ateşin ısısı onu nasıl yakar? Onun güçsüzlüğünü biliyorsun, ateş katları arasında nasıl durabilir?
Sen onun doğru yolda olduğunu bilirsen ateşin sıcaklığı nasıl ona zarar verebilir?
 

phpcooker

New member
Katılım
9 Mar 2005
Mesajlar
64
Tepkime puanı
2
Puanları
0
O seni Allah'ım diye çağırmaktadır.
Özgürlüğünde onun senin faziletinin izi varken onu nasıl ateşe atabilirsin?
Hayır asla sen bunları yapamazsın.
Senin faziletin meşhurdur. Kullarına ihsanın ve iyiliğin ne güzel bir tutumdur.
Kesinlikle inanıyorum ki sen böylesin, seni inkar edenlere azap edersin.
Kendi düşmanlarını, her zaman soğuk ateşe atmak için öncelikle sakladın.
Kimse için orada sığınacak veya duracak yer yoktur. Senin isimlerin mukaddestir
İnsan ve cin kafirlerinin hepsini cehenneme doldurmaya yemin etmişsin. Ve cehennemde düşmanlarını tutmaktasın.
İlk önce şükrünün büyüklüğünü anlattım. Nimet ve ikram yoluyla.
Acaba iman eden etmeyen gibi midir? Hayır elbette beraber değildirler. Allah'ım ve ey seyyidim senin güçlü kaderini istemekteyim.
Ve senin mutlak kazan ve hükmüne muhtacım. Yarattığını zafere ulaştıransın.
Beni bu gece ve bu saatte affet. Her günahı ki işlemiş ve her günaha ki bulaşmışım.
Gizlice yaptığım her çirkin iş, işlediğim ve gizlediğim cahillik. Ya apaçık yapmışım veya gizlemiş açığa vurmuşum.
Buyurduğun günahların yazılması için en iyi yazarlar gerek. Sorumluluk verdiklerin, yaptıklarımı kaybedip saklamaktadır.
Ve onları şahit tuttun uzuvlarımın amellerine. Ve kendinde onların ardında izliyordun beni.
Sen şahitsin, onlara gizli olanı rahmet yoluyla gizledin. Faziletin adına sakladın, gönderdiğin tüm hayırlar-la, yolumu daha fazla iyiliğe yönelt.
Allah'ım; ya ihsanı faziletli ettin veya her iyiliği yaydın ya da sofradaki nimetleri bizlere verdin. Allah'ım her günahı bağışlayan ve her hatanın üstünü örtensin.
Ya rabbim, Ya rabbim, Ya rabbim ve seyyidim ve mevlam.
Ey benim yaratıcım, ey o yaratıcı ki davranışlarımı elinde tutan ve zor, çaresiz durumlarımda Alim olan Allah'ım.
Ey Allah'ım sen benim fakirliğimden ve güçlüklerimden haberdarsın. Ya rabbim, Ya rabbim, Ya rabbim hakkın ve kutsiyetin adına senden dilerim.
Sıfatını ve isminin, temizliğinin büyüklüğü adına, gece ve gündüz seni anmama yardım et.
Senin hizmetinde olayım ki bütün amellerim huzurunda kabul olunsun.
Dua ve amellerimin kabul olması senin için. Ve kulluğum kapında süreklidir.
Ey seyyidim, güvendiğim O Allah'tır, şikayetimde ve her halimde O'na koşarım.
Ya rabbim, ya rabbim, ya rabbim organlarımın sana hizmeti için kuvvet ver, el ve ayaklarımla kapına gel-diğimde kuvvet ver.
Yüce makamından korkarken uğrunda sürekli çalışmama yardım et. Huzurunda değişmez olayım.
Ve senin efendiliğinin huzurunda önde saf bağlayanlardan.
Dileyenlerle birlikte hızla geleyim senin yanına ve kapında isteyenlerle beraber olayım.
İhlaslı insanların etrafında sana yakın olayım inanların korktuğu gibi korkayım senden
Mü'minlerle toplanayım etrafına. Allahım bana kötülük edene kötülük tuzak hazırlayana tuzak ver.
Huzurunda nasibi güzel olan kullarından kıl beni. Kapına en yakınlardan ve huzuruna en yakın olanlardan kıl beni.
Kimse bu saadete erişemez fazlın, kerimin hürmetine secde etmeyi nasip eyle bana.
Büyüklüğünün hatırına bana lütfet ve rahmetin hürmetine koru beni. Ve dilimi seni anmak için hazır kıl.
Yüreğim dostluğunu kalduramaz. Emirlerine itaat ettğim için benim minnettar et ve hatalarımı affet.
Kısacası günahlarımı affet, Değil mi ki kullarına bu hükmü verdin.
Seni çağırmalarını buyurdun, duaları kabul edeceğine güvence verdin. Ey rabbim senin yönüne yüzümü çevirdim.
Ve senin tarafına uzattım yardım için elimi. İzzetine yemin ederim duamı kabul etmen ve dileklerime ulaş-tırman için beni.
Ve fazlınla ümidimi kesme! Ve beni cinlerden, insanlardan düşmanlarımdan koru.
Ey çabuk razı olan Allah, duadan başka yardımcım yoktur affet. Sen her dilediğini yapabilirsin.
Ey ismi her derde derman olan, ey ismi hastaya şifa olan. Yalnız sana kul olmak yeterlidir. Silahı ağlamak ve sermayesi ümid olanlara rahmet et.
Ey nimetleri tamamlayan ey zahmetleri defeden, ey korkanların ışığı, ey öğretmensiz alim.
Muhammede ve onun pak evladına selam gönder ve sana yakışanı yap bana. Allah'ın rahmeti peygambere ve onun pak evladından olan İmamlara ve onlara selam olsun, çok selam olsun...
 

caferi_humeyni

New member
Katılım
13 Şub 2006
Mesajlar
242
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kumeyl Duâsi

Kumeyl Duâsi

Kumeyl duası olarak Ehl-i Beyt kaynaklarında meşhur olan bu dua, Hz. Ali (a.s)’ın sır arkadaşı Kumeyl bin Ziyad’a Hızır’ın duası diye öğrettiği engin maarifi içeren bir duadır. Bu duanın özellikle Perşembe geceleri okunması Ehl-i Beyt imamları tarafından tavsiye edilmiştir.

Kumeyl duası şöyle başlıyor:

Allah'ım! senin her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin ceberutun hakkına; önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak vechin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ederim.

Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri! Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı affet. Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı affet. Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.

Allah'ım! Belanın inmesine sebep olan günahlarımı affet.

Allah'ım! işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.

Allah'ım! Ben sana zikrinle yaklaşmak istiyorum, ve seninle senden şefaat diliyorum; ve cömertliğin hakkına beni kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni istiyorum.

Allah'ım! Huzu, huşu ve zelil olmuş bir dille, senden (hatalarıma) göz yummanı, bana merhametli davranmanı, beni verdiğine razı, kanaatkar ve her durumda mütevazı kılmanı diliyorum.

Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan, ve hacetini zorluklar anında kapına getirene, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarırım.

Allah'ım! saltanatın büyük ve mekanın yücedir, tedbirin gizlidir; emrin açık; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir;(yürürlüktedir) ve senin hükümetinden kaçmak imkansızdır.

Allah'ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi öretecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.

Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamd ederim.

Ben kendime zulmettim ve cahilliğim yüzünden itaatsizlik yaptım, ve eskiden beri sürekli bana lütuf ve ihsanında bulunduğun için kendimi güvende hissettim (ve korkmadan sana karşı geldim.)

Allah'ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun ; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.

Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş, ve dünya beni boş şeylerle aldatmış; ve sürekli kötülüklere çeken nefsim, cinayeti ve müsamahakarlığımla beni aldatmış.

Ey Seyyidim! İzzetinin hakkına senden istiyorum ki; amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin ve bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli ihmalkarlığım ve cahilliğim, nefsani isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmada acele etme.

Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.

Mabudum, Rabbim! senden başka kimin var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve bu halime bakmasını dileyeyim.

Mabudum, Mevlam! sen bana hükmettin; bense o hükümlerin hususunda nefsime uydum; bu konuda düşmanım (şeytan)'ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alınyazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım; ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda sana hamd etmek benim vazifemdir.

(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderin; ve beni yakalayan hüküm ve imtihanın karşısında gösterecek hiçbir mazeret ve bahanem yoktur.

Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra; özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde affını ve mağfiretini ümit ederek, tövbe edip tekrar (sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) itiraf ederek senin huzuruna geldim.

İşlediğim günahlardan kaçacak bir mekan ve zor durumlarda sığınacak bir yer bulamıyorum; mazeretimi kabul edip beni sonsuz rahmetine dahil etmenden başka ümidim yok; o halde mazeretimi kabul eyle ey Allah'ım ve perişanlığımın şiddetine acı (heva ve heves) zincirlerinden kurtar beni.

Rabbim! Bedenimin zayıf, derimin ince ve kemiklerimin hassas oluşuna acı.

Ey yaratılışımı gerçekleştirip beni yad eden, beni terbiye edip iyilik ve rızık veren; bağışının başlangıcı ve bana yaptığın geçmiş iyiliklerin hürmetine beni affeyle.

Ey Mabudum, Ey Seyyidim ve Rabbim! Vahdaniyetine inandıktan; marifetin bütün kalbimi doldurduktan; dilim zikrinle meşgul olduktan, muhabbetin içime işleidkten, Rububiyet makamına boyun eğerek sadakatle (günahlarımı) itiraf edip, doğrulukla (sana) dua ettikten sonra, beni cehennem ateşiyle azap etmen görülüp (inanılacak) şey mi?

Böyle bir şey senden uzaktır; sen kendi yetiştirdiğin birisini zayi etmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmazsın, barındırdığın birisini kovmazsın, veya kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.

Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevlam! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şahadet eden ve medh ile sana şükür eden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere ibadet yerlerine koşan ve günahını itiraf ettiği halde senden mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)

Senin hakkında böyle düşünülemez; senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır Ey Kerem Sahibi, Ey Rabb!

Dünyanın azıcık bela ve cezası ve ondaki zorluklar karşısında benim tahammülsüzlüğümü sen biliyorsun; halbuki dünyadaki bela ve zorlukların devamı az, tahammülü kolay ve süresi kısadır; o halde nasıl tahammül edeyim ahiretteki belaya; orada meydana gelecek büyük zorluk ve acılara?

Halbu ki o belanın müddeti uzun ve süreklidir ve ehline bir hafifletme de olmaz.

Çünkü bu azap ancak, senin intikam ve gazabından kaynaklanır.

Bu ise göklerin ve yerin dayanamayacağı bir şey.

Ey Seyyidim! O zaman senin güçsüz, zelil, hakir, muhtaç ve biçare bir kulun olan ben nasıl dayanabilirim.

Ey Mabudum, Rabbim, Seyydim ve ey Mevlam! Hangi şeyden dolayı sana şikayette bulunayım ve hangisi için ağlayıp sızlayayım? Azabın elem ve şiddetine mi? Yoksa belanın devamı ve süresinin uzunluğuna mı?

Eğer bana ceza çektirmek için düşmanların yanında yer verirsen, ve bela ehliyle beni bir araya toplarsan, beni dostların ve velilerinden ayırırsan, Ey Mabudum, Ey Seyyidim, Mevlam ve Rabbim! azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim?

Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?

Yahut affını ümit ettiğim halde ateşe nasıl gireyim.

İzzetin hakkına ey Seyyidim ve Mevlam, sadakatle yemin ediyorum ki:

Eğer konuşmama izin verirsen, cehennem ehli arasında, ümitliler gibi sürekli dergahına yönelip inlerim; medet dileyenler gibi feryat edip yardım dilerim senden; ve bir şeyini kaybedenler gibi ağlayıp sızlarım sana; ve seni çağırıp "Neredesin Ey Müminlerin Velisi!" der dururum.

Ey ariflerin en yüce arzusu! Ey dileyenlerin imdadına yetişen! Ey sadık kalplerin dostu! Ve ey alemlerin ilahı! (Neredesin)?

Ey Mabudum! Münezzehsin sen. Ve ben sana hamt ediyorum.

Olacak şey mi, sana karşı gelmesi yüzünden cehennemde tutulan, ve günahından ötürü onun azabını tadan, ve onun tabakaları arasında, işlediği suç ve cinayetten dolayı hapsedilen Müslüman bir kulunun sesini duyasın da affetmeyesin, oysa o kul, rahmetine göz diken biri gibi inlemekte, ve tevhit ehlinin diliyle seni çağırmakta, ve rububiyet makamını vasıta ederek sana el açmada.

Ey Mevlam! O, senin önceden yaptığın merhametini umduğu halde, nasıl azapta kalabilir? Ya da senin ihsan ve merhametini ümit ettiği halde ateş nasıl onu incitebilir? Yahut Sen onun sesini işittiğin ve yerini gördüğün halde ateş nasıl onu yakabilir ? Ya da, sen onun zaaf ve göçsüzlüğünü bildiğin halde cehennemin alevleri onu nasıl kuşatabilir? Ya da sen onun sadakat ve doğruluğunu bildiğin halde, cehennemin tabakaları arasında nasıl kıvranıp kalır? Yahut, o, seni "Ey Rabbim" diye çağırırken, cehennemin azap melekleri nasıl ona eziyet edebilir? Ya da cehennemden kurtulmak için senin lütuf ve keremini dilediği halde onu nasıl orada bırakırsın?

Sen münezzehsin, hakkında bunlar düşünülemez; senin fazlınla ilgili tanıtılan bunlar değildir; ve bunlar senin muvahhit insanlara yaptığın ihsan ve iyiliklere benzeyen şeyler de değildir.

Ben şüphesiz biliyorum ki, eğer inkarcılarını azabına hükmetmeseydin ve düşmanlarını ebedi azaba duçar etmeyi kararlaştırmasaydın, ateşi tamamıyla soğuk ve selamet ederdin; ve onda hiç kimse yer almazdı.

Ama sen, isimleri mukaddes olan! Cehennemi, insanların ve cinlerin kafirleriyle doldurmaya, ve düşmanları orada ebedi olarak tutmaya yemin etmişsin.

Ve sen, (ey) medhi yüce olan! Evvelden beri söylemiş ve sürekli olarak nimet verip kerem ve ihsanda bulunmuşsun: buyurmuşsun ki: ""Mümin olan bir kimse, fasık olan kimseyle bir olur mu? Hayır, onlar aynı olmazlar."

Mabudum, Seyyidim! takdir ettiğin kudret hakkına, ve hükmedip kesinlik kazandırdığın kaza ve kaderine ki, kime takdir etsen galip gelirsin, bu gecede ve bu saatte benim işlediğim bütün suçları ve günahları, ve gizlediğim bütün kötülükleri affet; yaptıktan sonra üzerini örttüğüm veya açığa çıkardığım, gizleyip veya aşikar ettiğim cahilliklerimi, ve amelleri yazmakla görevli melekleri kaydetmelerine emrettiğin kötülüklerimi affet! Öyle melekler ki, benim yaptığım amelleri zaptedip korumakla görevlendirdiğin uzuvlarımla birlikte onları da bana gözetleyici yaptın; ve kendin de bunların ardından gözetleyicim oldun ve onlara gizli kalan şeylere şahit oldun, rahmetinle gizledin ve fazlınla onları örttün ve indirdiğin her hayırdan ve gönderdiğin her ihsandan, yaydığın her iyilikten yahut dağıttığın her rızktan, affettiğin günahlardan veya kapattığın hatalardan nasibimi arttırmanı diliyorum.

Ey Rabbim, ey Rabbim, Ey Rabbim!

Ey Mabudum, ey Seyyidim, ey Mevlam ve ey benim Sahibim!

Ey varlığımı elinde tutan!

Ey zorluk ve çaresizliğimi bilen!

Ey fakirlik ve yoksulluğumdan haberdar olan!

Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!

Hakkın, kudsiyetin, en yüce sıfatın ve ismin hürmetine senden dileğim şudur: Gece ve gündüzden oluşan vakitlerimi zikrinle canlandır, ve beni kendi hizmetinde tut, ve amellerimi kendi indinde kabul buyur; öylesine ki, artık bütün amellerim ve zikirlerim tek zikir şekline dönüşsün, ve bütün hallerim senin hizmetinde geçsin.

Ey Seyyidim, ey güvenip dayandığım ve ey kendisine hallerimi sunduğum (Allah)!

Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!

Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım, ve bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim, ve sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim, ve ihlaslılar gibi sana yakınlaşayım, ve senden yakiyn ehlinin korktuğu gibi korkayım, ve indinde müminlerle bir araya geleyim.

Allah'ım! Bana kötülük yapmak isteyeni cezalandır; bana tuzak kuran kimseye tuzak kur, ve beni, yanında en iyi pay alan, ve sana göre en yakın makama sahip olan, ve sana hususi yakınlığı olan kullarından eyle, Gerçekten bunlara erişmek, ancak senin lütuf ve kereminle olur.

Cömertliğin hakkına bana cömert davran ve yüceliğin hakkına teveccüh eyle bana.

Rahmetin hakkına koru beni ve dilimi zikrine alıştır, ve kalbimi, kendi muhabbetine bağlı kıl, ve dualarımı iyi bir şekilde kabul etmekle beni minnettar eyle; yanılgılarımdan geç ve hatalarımı affet; muhakkak ki sen, kullarının sana ibadet etmelerine hükmettin; sana dua etmelerini emredip, kabul etmeyi taahhüt ettin; o halde ey Rabbim! Yüzümü sana çevirdim ve ellerimi sana açtım; izzetin hakkına duamı kabul eyle ve arzularıma ulaştır; fazlın ve kereminden ümidimi kesme; beni insan ve cinlerden oluşan düşmanlarımdan koru. Ey çabuk razı olan! Duadan başka bir şeye sahip değilim, affet beni; muhakkak ki sen her istediğini yaparsın.

Ey ismi deva, zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan bana merhamet eyle.

Ey nimetleri tamamlayıp yayan, ey zorlukları defeden! Ey karanlıklarda dehşete kapılanların nuru! Ey öğretilmeden bilen! Muhammed ve Ehli Beyt’ine salavat gönder, ve bana da sana yakışan şekilde muamele et.

Allah'ın rahmeti, Peygamber’ine ve onun soyundan gelen mübarek İmamlara olsun. Ve Allah'ın sonsuz selamı onların üzerine olsun
 

Hayrünissa

New member
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Kumeyl Duası

KUMEYL DUÂSI

Allah'ım! senin her şeyi kaplayan rahmetin hakkına; kendisiyle her şeye üstün geldiğin, karşısında her şeyin boyun eğdiği gücün hakkına; her şeye galip geldiğin ceberutun hakkına; önünde hiç bir şeyin duramadığı izzetin hakkına; her şeyi dolduran azametin hakkına; her şeye üstün gelen saltanatın hakkına; her şeyin fani olmasından sonra baki kalacak vechin hakkına; her şeyin temellerini dolduran isimlerin hakkına; her şeyi ihata eden ilmin hakkına ve her şeyi aydınlatan cemalinin nuru hakkına senden niyaz ederim.

Ey Nur, ey Kutlu, ey evvellerin evveli ve ey ahirlerin ahiri! Allah'ım! Benim ismet perdesini yırtan günahlarımı affet. Allah'ım! Bedbahtlıklara yol açan günahlarımı affet. Allah'ım! Nimetleri değiştiren günahlarımı affet. Allah'ım! Duanın icabetini önleyen günahlarımı affet.

Allah'ım! Belanın inmesine sebep olan günahlarımı affet.

Allah'ım! işlediğim bütün günahları ve yaptığım bütün hataları affet.

Allah'ım! Ben sana zikrinle yaklaşmak istiyorum, ve seninle senden şefaat diliyorum; ve cömertliğin hakkına beni kendine yaklaştırmanı ve şükrünü eda etmeyi bana nasip kılmanı ve zikrini bana ilham etmeni istiyorum.

Allah'ım! Huzu, huşu ve zelil olmuş bir dille, senden (hatalarıma) göz yummanı, bana merhametli davranmanı, beni verdiğine razı, kanaatkar ve her durumda mütevazı kılmanı diliyorum.

Allah'ım! İhtiyaç ve yoksulluğu şiddetli olan, ve hacetini zorluklar anında kapına getirene, katında bulunanlara büyük rağbeti olan kimsenin yalvarışı gibi sana yalvarırım.

Allah'ım! saltanatın büyük ve mekanın yücedir, tedbirin gizlidir; emrin açık; kahrın galip ve kudretin her yerde caridir;(yürürlüktedir) ve senin hükümetinden kaçmak imkansızdır.

Allah'ım! Senden başka günahlarımı affedecek; kabahatlerimi öretecek; kötü amelimi iyiye çevirecek birini bulamam.

Senden başka ilah yoktur; münezzehsin; sana hamd ederim.

Ben kendime zulmettim ve cahilliğim yüzünden itaatsizlik yaptım, ve eskiden beri sürekli bana lütuf ve ihsanında bulunduğun için kendimi güvende hissettim (ve korkmadan sana karşı geldim.)

Allah'ım! Mevlam! Nice kötülüklerimin üzerini örttün; nice belaları benden geri çevirdin; nice hatalardan beni korudun ; hoşa gitmeyen şeyleri uzaklaştırdın; layık olmadığım nice güzel övgüleri benim hakkımda yazdın.

Allah'ım! Belam büyümüş, halimin kötülüğü haddi aşmış; amellerim beni aciz bırakmış, (heva ve heves) zincirlerim beni çökertmiş, uzun arzularım beni menfaatimden alıkoyup hapsetmiş, ve dünya beni boş şeylerle aldatmış; ve sürekli kötülüklere çeken nefsim, cinayeti ve müsamahakarlığımla beni aldatmış.

Ey Seyyidim! İzzetinin hakkına senden istiyorum ki; amelimin kötülüğü, duamın kabulünü önlemesin ve bildiğin gizli sırlarımı açarak beni rezil etme; gizlice işlediğim kötü amelim ve davranışım, sürekli ihmalkarlığım ve cahilliğim, nefsani isteklerim ve gafletimin çokluğu yüzünden, beni cezalandırmada acele etme.

Allah'ım! İzzetin hakkına her durumda bana karşı merhametli ve bütün işlerimde rauf ol.

Mabudum, Rabbim! senden başka kimin var ki, ondan, kötü durumumu gidermesini ve bu halime bakmasını dileyeyim.

Mabudum, Mevlam! sen bana hükmettin; bense o hükümlerin hususunda nefsime uydum; bu konuda düşmanım (şeytan)'ın (günahları) tezyin etmesinden korkmadım; böylece beni istediği gibi aldattı ve alınyazısı da bu işte ona yardımcı oldu; işte bu başıma gelenlerden dolayı bazı sınırlarını aştım; ve bazı emirlerine karşı çıktım; bütün bunlarda sana hamd etmek benim vazifemdir.

(Amellerim dolayısıyla) Hakkımda yürütülen kaza ve kaderin; ve beni yakalayan hüküm ve imtihanın karşısında gösterecek hiçbir mazeret ve bahanem yoktur.

Ey Rabbim! Kendimi ihmal edip işlediğim kusurlardan sonra; özür dileyerek, pişman ve perişanlık içerisinde affını ve mağfiretini ümit ederek, tövbe edip tekrar (sana) yöneldim ve günahımı ikrar ve (suçluluğumu) itiraf ederek senin huzuruna geldim.

İşlediğim günahlardan kaçacak bir mekan ve zor durumlarda sığınacak bir yer bulamıyorum; mazeretimi kabul edip beni sonsuz rahmetine dahil etmenden başka ümidim yok; o halde mazeretimi kabul eyle ey Allah'ım ve perişanlığımın şiddetine acı (heva ve heves) zincirlerinden kurtar beni.

Rabbim! Bedenimin zayıf, derimin ince ve kemiklerimin hassas oluşuna acı.

Ey yaratılışımı gerçekleştirip beni yad eden, beni terbiye edip iyilik ve rızık veren; bağışının başlangıcı ve bana yaptığın geçmiş iyiliklerin hürmetine beni affeyle.

Ey Mabudum, Ey Seyyidim ve Rabbim! Vahdaniyetine inandıktan; marifetin bütün kalbimi doldurduktan; dilim zikrinle meşgul olduktan, muhabbetin içime işleidkten, Rububiyet makamına boyun eğerek sadakatle (günahlarımı) itiraf edip, doğrulukla (sana) dua ettikten sonra, beni cehennem ateşiyle azap etmen görülüp (inanılacak) şey mi?

Böyle bir şey senden uzaktır; sen kendi yetiştirdiğin birisini zayi etmezsin; yakınlaştırdığın birisini kendinden uzaklaştırmazsın, barındırdığın birisini kovmazsın, veya kendisine merhamet ettiğin kimseyi belalara teslim etmezsin. Sen bütün bunlardan yücesin.

Keşke bir bilseydim, Ey Seyyidim, Mabudum ve Mevlam! Azametin karşısında secdeye düşen yüzlere; sadakatle vahdaniyetine şahadet eden ve medh ile sana şükür eden dillere; ilahlığını gerçekten itiraf eden kalplere, senin marifetinle dolup taşan ve böylece huşuyla eğilen batınlara cehennem ateşini musallat eder misin? Ve itaat etmek üzere ibadet yerlerine koşan ve günahını itiraf ettiği halde senden mağfiret dileyen uzuvları (azaba duçar eder misin?)

Senin hakkında böyle düşünülemez; senin fazl-u keremin bize böyle tanıtılmamıştır Ey Kerem Sahibi, Ey Rabb!

Dünyanın azıcık bela ve cezası ve ondaki zorluklar karşısında benim tahammülsüzlüğümü sen biliyorsun; halbuki dünyadaki bela ve zorlukların devamı az, tahammülü kolay ve süresi kısadır; o halde nasıl tahammül edeyim ahiretteki belaya; orada meydana gelecek büyük zorluk ve acılara?

Halbu ki o belanın müddeti uzun ve süreklidir ve ehline bir hafifletme de olmaz.

Çünkü bu azap ancak, senin intikam ve gazabından kaynaklanır.

Bu ise göklerin ve yerin dayanamayacağı bir şey.

Ey Seyyidim! O zaman senin güçsüz, zelil, hakir, muhtaç ve biçare bir kulun olan ben nasıl dayanabilirim.

Ey Mabudum, Rabbim, Seyydim ve ey Mevlam! Hangi şeyden dolayı sana şikayette bulunayım ve hangisi için ağlayıp sızlayayım? Azabın elem ve şiddetine mi? Yoksa belanın devamı ve süresinin uzunluğuna mı?

Eğer bana ceza çektirmek için düşmanların yanında yer verirsen, ve bela ehliyle beni bir araya toplarsan, beni dostların ve velilerinden ayırırsan, Ey Mabudum, Ey Seyyidim, Mevlam ve Rabbim! azabına tahammül edebilecek olsam bile, senin ayrılığına nasıl dayanabilirim?

Diyelim ki ateşinin hararetine dayandım, ama keremine nazar etmekten mahrum olmama nasıl sabredeyim?

Yahut affını ümit ettiğim halde ateşe nasıl gireyim.

İzzetin hakkına ey Seyyidim ve Mevlam, sadakatle yemin ediyorum ki:

Eğer konuşmama izin verirsen, cehennem ehli arasında, ümitliler gibi sürekli dergahına yönelip inlerim; medet dileyenler gibi feryat edip yardım dilerim senden; ve bir şeyini kaybedenler gibi ağlayıp sızlarım sana; ve seni çağırıp "Neredesin Ey Müminlerin Velisi!" der dururum.

Ey ariflerin en yüce arzusu! Ey dileyenlerin imdadına yetişen! Ey sadık kalplerin dostu! Ve ey alemlerin ilahı! (Neredesin)?

Ey Mabudum! Münezzehsin sen. Ve ben sana hamt ediyorum.

Olacak şey mi, sana karşı gelmesi yüzünden cehennemde tutulan, ve günahından ötürü onun azabını tadan, ve onun tabakaları arasında, işlediği suç ve cinayetten dolayı hapsedilen Müslüman bir kulunun sesini duyasın da affetmeyesin, oysa o kul, rahmetine göz diken biri gibi inlemekte, ve tevhit ehlinin diliyle seni çağırmakta, ve rububiyet makamını vasıta ederek sana el açmada.

Ey Mevlam! O, senin önceden yaptığın merhametini umduğu halde, nasıl azapta kalabilir? Ya da senin ihsan ve merhametini ümit ettiği halde ateş nasıl onu incitebilir? Yahut Sen onun sesini işittiğin ve yerini gördüğün halde ateş nasıl onu yakabilir ? Ya da, sen onun zaaf ve göçsüzlüğünü bildiğin halde cehennemin alevleri onu nasıl kuşatabilir? Ya da sen onun sadakat ve doğruluğunu bildiğin halde, cehennemin tabakaları arasında nasıl kıvranıp kalır? Yahut, o, seni "Ey Rabbim" diye çağırırken, cehennemin azap melekleri nasıl ona eziyet edebilir? Ya da cehennemden kurtulmak için senin lütuf ve keremini dilediği halde onu nasıl orada bırakırsın?

Sen münezzehsin, hakkında bunlar düşünülemez; senin fazlınla ilgili tanıtılan bunlar değildir; ve bunlar senin muvahhit insanlara yaptığın ihsan ve iyiliklere benzeyen şeyler de değildir.

Ben şüphesiz biliyorum ki, eğer inkarcılarını azabına hükmetmeseydin ve düşmanlarını ebedi azaba duçar etmeyi kararlaştırmasaydın, ateşi tamamıyla soğuk ve selamet ederdin; ve onda hiç kimse yer almazdı.

Ama sen, isimleri mukaddes olan! Cehennemi, insanların ve cinlerin kafirleriyle doldurmaya, ve düşmanları orada ebedi olarak tutmaya yemin etmişsin.

Ve sen, (ey) medhi yüce olan! Evvelden beri söylemiş ve sürekli olarak nimet verip kerem ve ihsanda bulunmuşsun: buyurmuşsun ki: ""Mümin olan bir kimse, fasık olan kimseyle bir olur mu? Hayır, onlar aynı olmazlar."

Mabudum, Seyyidim! takdir ettiğin kudret hakkına, ve hükmedip kesinlik kazandırdığın kaza ve kaderine ki, kime takdir etsen galip gelirsin, bu gecede ve bu saatte benim işlediğim bütün suçları ve günahları, ve gizlediğim bütün kötülükleri affet; yaptıktan sonra üzerini örttüğüm veya açığa çıkardığım, gizleyip veya aşikar ettiğim cahilliklerimi, ve amelleri yazmakla görevli melekleri kaydetmelerine emrettiğin kötülüklerimi affet! Öyle melekler ki, benim yaptığım amelleri zaptedip korumakla görevlendirdiğin uzuvlarımla birlikte onları da bana gözetleyici yaptın; ve kendin de bunların ardından gözetleyicim oldun ve onlara gizli kalan şeylere şahit oldun, rahmetinle gizledin ve fazlınla onları örttün ve indirdiğin her hayırdan ve gönderdiğin her ihsandan, yaydığın her iyilikten yahut dağıttığın her rızktan, affettiğin günahlardan veya kapattığın hatalardan nasibimi arttırmanı diliyorum.

Ey Rabbim, ey Rabbim, Ey Rabbim!

Ey Mabudum, ey Seyyidim, ey Mevlam ve ey benim Sahibim!

Ey varlığımı elinde tutan!

Ey zorluk ve çaresizliğimi bilen!

Ey fakirlik ve yoksulluğumdan haberdar olan!

Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!

Hakkın, kudsiyetin, en yüce sıfatın ve ismin hürmetine senden dileğim şudur: Gece ve gündüzden oluşan vakitlerimi zikrinle canlandır, ve beni kendi hizmetinde tut, ve amellerimi kendi indinde kabul buyur; öylesine ki, artık bütün amellerim ve zikirlerim tek zikir şekline dönüşsün, ve bütün hallerim senin hizmetinde geçsin.

Ey Seyyidim, ey güvenip dayandığım ve ey kendisine hallerimi sunduğum (Allah)!

Ey Rabbim, ey Rabbim, ey Rabbim!

Uzuvlarımı hizmetin için güçlendir; sana yönelmemde kalbime güç ve sebat ver; senden korkmada ve hizmetini sürdürmede bana öylesine bir ciddiyet ver ki, sana kulluktaki yarış meydanlarında sana doğru koşayım, ve bu yolda mücadele verenler arasında yer alıp hızla sana doğru geleyim, ve sana gönül verenler arasında senin yakınlığına meyil edeyim, ve ihlaslılar gibi sana yakınlaşayım, ve senden yakiyn ehlinin korktuğu gibi korkayım, ve indinde müminlerle bir araya geleyim.

Allah'ım! Bana kötülük yapmak isteyeni cezalandır; bana tuzak kuran kimseye tuzak kur, ve beni, yanında en iyi pay alan, ve sana göre en yakın makama sahip olan, ve sana hususi yakınlığı olan kullarından eyle, Gerçekten bunlara erişmek, ancak senin lütuf ve kereminle olur.

Cömertliğin hakkına bana cömert davran ve yüceliğin hakkına teveccüh eyle bana.

Rahmetin hakkına koru beni ve dilimi zikrine alıştır, ve kalbimi, kendi muhabbetine bağlı kıl, ve dualarımı iyi bir şekilde kabul etmekle beni minnettar eyle; yanılgılarımdan geç ve hatalarımı affet; muhakkak ki sen, kullarının sana ibadet etmelerine hükmettin; sana dua etmelerini emredip, kabul etmeyi taahhüt ettin; o halde ey Rabbim! Yüzümü sana çevirdim ve ellerimi sana açtım; izzetin hakkına duamı kabul eyle ve arzularıma ulaştır; fazlın ve kereminden ümidimi kesme; beni insan ve cinlerden oluşan düşmanlarımdan koru. Ey çabuk razı olan! Duadan başka bir şeye sahip değilim, affet beni; muhakkak ki sen her istediğini yaparsın.

Ey ismi deva, zikri şifa ve itaati zenginlik olan! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan bana merhamet eyle.

Ey nimetleri tamamlayıp yayan, ey zorlukları defeden! Ey karanlıklarda dehşete kapılanların nuru! Ey öğretilmeden bilen! Muhammed ve Ehli Beyt’ine salavat gönder, ve bana da sana yakışan şekilde muamele et.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
amin. amin. amin. allah razı olsun kardeş...
 

reyyan

New member
Katılım
29 Eyl 2006
Mesajlar
1,279
Tepkime puanı
18
Puanları
0
Yaş
45
amin. amin. amin. allah razı olsun kardeş...allaha emanet
 
Z

zeynep_hearty

Guest
amin amin amin amin binlerce kez amin rabbim razı olsun selam ve dua ile...
 

Hayrünissa

New member
Katılım
11 Kas 2006
Mesajlar
18
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
Amin RABBİM dualarımızı kabul etsin inşALLAH
RABBİM cümlemizden razı olur inşALLAH
Selam ve dua ile...
 
Üst Alt