Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kriz ve Bize Etkileri

Kriz ve Bize Etkileri

  • Beni hiç etkilemedi, aksine daha iyiyim.

    Kullanılan: 2 20.0%
  • Maddi bir değişiklik yok ama psikolojim bozuk.

    Kullanılan: 3 30.0%
  • İşimi kaybettim. İş arıyorum...

    Kullanılan: 2 20.0%
  • Çok sıkıntılı bir dönem geçiriyorum. Topun ağzındayım.

    Kullanılan: 1 10.0%
  • Şu an bir şey yok ama her an... Düşünmek bile istemiyorum...

    Kullanılan: 0 0.0%
  • Tüm harcamalarımı yarıya düşürmek zorunda kaldım...

    Kullanılan: 2 20.0%

  • Kullanılan toplam oy
    10

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Tüm Dünyayı saran ekonomik kriz gün geçtikçe her yerde, herkeste bir iz bırakıyor.

Bizi nasıl etkiledi?

Ahvalimizi ölçelim bakalım...
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
TÜİK rakamlarına göre son 1 yıl içinde İşsiz sayısı 838 Bin kişi arttı. Toplamda 3 Milyon 274 Bin kişi oldu..
...

selametle..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Ve bir de bundan sonrakiler... Allah merhamet etsin cümlemize... Yarın bi tarlaları dolaşayım en iyisi... :)
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Birde IMF'ile Kapitalizme göbeğimizden bağlı olduğumuz için girdap bizi yutmaya çalışıyor. Ama hala IMF kapısındayız. AllahuAlem seçimden sonra imzalanacak 25 Milyar dolarlık anlaşma. Bakan Şimşek açıkladı, sorun yok mutabıkız gibisinden. Mutabıklar..mış..

selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Ve bir de bundan sonrakiler... Allah merhamet etsin cümlemize... Yarın bi tarlaları dolaşayım en iyisi... :)

Abi zaten bunlar resmi rakam. Yoksa, gerçek rakamlarda durum çok daha sıkıntılı. Olan yine bize oluyor.

selametle..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Abi zaten bunlar resmi rakam. Yoksa, gerçek rakamlarda durum çok daha sıkıntılı. Olan yine bize oluyor.

selametle..

Tabii ki... Ben Erzurum gibi çok küçük ekonomilerin döndüğü bir yerde bile, aylardan beri, bizzat hemen her gün 3-5 kişinin işsiz kaldığına şahit olurum. Gerisini düşün...
 

YeniPýnar

New member
Katılım
5 Nis 2009
Mesajlar
10
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Web sitesi
www.risaleinurakademisi.org
Bütün beşeri sistemler bitiyor.İnsanlık İslama koşuyor.Ya da İslam medeniyetinin yolu açılıyor.Beşeriyetin başka da yolu gözükmüyor.

Bakınız yıllar önce Bediüzzaman Hazretleri neler söylemiş?

"Dünya, büyük bir mânevî buhran geçiriyor. Mânevî temelleri sarsılan garp cemiyeti içinde doğan bir hastalık, bir veba, bir tâun felâketi, gittikçe yeryüzüne dağılıyor. Bu müthiş sârî illete karşı İslâm cemiyeti ne gibi çarelerle karşı koyacak? Garbın çürümüş, kokmuş, tefessüh etmiş, bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter ü taze iman esaslarıyla mı? Büyük kafaları gaflet içinde görüyorum. İman kalesini, küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için, ben yalnız iman üzerine mesaimi teksif etmiş bulunuyorum."(Tarihçe-i Hayat)
 

yaylalý

New member
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
20
Tepkime puanı
20
Puanları
0
Hadis-i Şerif Meâli



Bir kimse faizden mal çoğaltırsa, âkibeti mutlaka yokluk çekmek olur.


Câmiü's-Sağîr, No: 3354


03.04.2009




Bankalar vasıtasıyla gelen sû-i istimâllerin önü nasıl alınır?


Ehl-i dünyanın ve maddî tarihin nazarıyla, nev-î beşerin hayat-ı içtimâiyesi noktasında bakılsa, görülüyor ki hayat-ı içtimâiye-i siyâsiye îtibâriyle, beşer, birkaç devri geçirmiş. Birinci devri vahşet ve bedevîlik devri, ikinci devri memlûkiyet devri, üçüncü devri esir devri, dördüncüsü ecir devri, beşincisi mâlikiyet ve serbestiyet devridir.

Vahşet devri dinlerle, hükümetlerle tebdil edilmiş; nimmedeniyet devri açılmış. Fakat, nev-î beşerin zekîleri ve kavîleri, insanların bir kısmını abd ve memlûk ittihaz edip, hayvan derecesine indirmişler.

Sonra bu memlûkler dahi bir intibâha düşüp, gayrete gelerek, o devri esir devrine çevirmişler; yani, memlûkiyetten kurtulup, fakat “El-hükmü li’l-galib” (Galip olan hükmeder) olan zâlim düsturuyla yine insanların kavîleri zaiflerine esir muâmelesi yapmışlar.

Sonra, İhtilâl-i Kebîr gibi çok inkılâplarla, o devir de ecîr devrine inkılâp etmiş. Yani, zenginler olan havas tabakası, avâmı ve fukarâyı ücret mukâbilinde hizmetkâr ittihaz etmesi, yani sermaye sahipleri ehl-i sa’yi ve ameleyi küçük bir ücrete mukâbil istihdam etmeleridir. Bu devirde sû-i istimâlât o dereceye vardı ki, bir sermâyedar, kendi yerinde oturup, bankalar vâsıtasıyla bir günde bir milyon kazandığı halde; bir bîçare amele, sabahtan akşama kadar, tahte’l-arz mâdenlerde çalışıp, kùt-u lâyemût derecesinde, on kuruşluk bir ücret kazanıyor. Şu hal, müthiş bir kin, bir iğbirar verdi ki, avâm tabakası havâssa îlân-ı isyan etti. Şu asrın tâbiriyle, sosyalistlik, bolşeviklik sûretinde, evvel Rusya’yı zîr ü zeber edip geçen Harb-i Umûmiden istifade ederek, her yerde kök saldılar.

Mektûbât, s. 354, (yeni tanzim, s. 618)

***

İşârâtü’l-İ’câz’da ispat edildiği gibi, bütün ihtilâlât-ı beşeriyenin mâdeni bir kelime olduğu gibi, bütün ahlâk-ı seyyienin menbaı dahi bir kelimedir.

Birinci Kelime: “Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse, bana ne.”

İkinci Kelime: “Sen çalış, ben yiyeyim.”

Evet, hayat-ı içtimâiye-i beşeriyede havâs ve avâm, yani zenginler ve fakirler, muvâzeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvâzenenin esâsı ise, havâs tabakasında merhamet ve şefkat; aşağısında, hürmet ve itaattir. Şimdi, birinci kelime havâs tabakasını zulme, ahlâksızlığa, merhametsizliğe sevk etmiştir; ikinci kelime avâmı kine, hasede, mübârezeye sevk edip, rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selb ettiği gibi; şu asırda, sa’y, sermâye ile mübâreze neticesi, herkesçe mâlûm olan Avrupa hâdisât-ı azîmesi meydana geldi.

İşte, medeniyet, bütün cemiyât-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle ve şedid inzibat ve nizâmâtıyla, beşerin o iki tabakasını musâlâha edemediği gibi, hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedâvi edememiştir. Kur’ân, birinci kelimeyi esâsından vücûb-u zekât ile kal’ eder, tedâvi eder; ikinci kelimenin esâsını hurmet-i ribâ ile kal’ edip, tedâvi eder. Evet, âyet-i Kur’âniye, âlem kapısında durup, ribâya “Yasaktır!” der. “Kavga kapısını kapamak için, ribâ kapısını kapayınız!” diyerek, insanlara ferman eder. Şâkirdlerine, “Girmeyiniz!” emreder.



Sözler, s. 373, (yeni tanzim, s. 662)



Lügatçe:



hayat-ı içtimâiye: Sosyal hayat.

hayat-ı içtimâiye-i siyâsiye: Siyâsî ve sosyal hayat.

memlûkiyet: Kulluk, kölelik.

ecîr: Ücretle çalışan, işçi.

mâlikiyet: Mâliklik, mâlik ve sahib olma.

nimmedeniyet: Yarı medeniyet.

kavî: Kuvvetli.

abd: Kul, köle.

intibâh: Uyanış.

İhtilâl-i Kebîr: Büyük Fransız İhtilâli.

ehl-i sa’yi ve amele: Emekçi ve işçiler.

tahte’l-arz: Yerin altı.

kùt-u lâyemût: Ölmeyecek kadar alınan yiyecek.

iğbirar: Gücenme, kırılma.

avâm: Halk.

havâs: Üst tabaka, zenginler sınıfı.

ribâ: Faiz.


03.04.2009
 
Son düzenleme:

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Türkiye genelinde işsiz sayısı, ocak döneminde, 2008'in aynı dönemine göre 1 milyon 59 bin kişi artarak 3 milyon 650 bin kişiye yükseldi. İşsizlik oranı ise 3,9 puanlık artışla yüzde 15,5 seviyesinde gerçekleşti.
...

selametle..
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
Bu fotoğraflar yürekleri burkuyor

Adapazarı'nda yaşanan olay herkesi kahretti. Adapazarı'nda temizlik işçileri, bozuk olduğu için market tarafından çöpe atılan muzları çöp konteynerinden alarak yedi. Bazı işçiler ise muzları poşete koyarak eve götürdü. İşte bu tablo Türkiye'nin geldiği noktayı özetliyor.

bu-fotograflar-yurekleri-burkuyor-original-1.jpg

bu-fotograflar-yurekleri-burkuyor-original-2.jpg

bu-fotograflar-yurekleri-burkuyor-original-3.jpg

selametle..
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,132
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kapitalizmin pençesindeyiz. Belki çok çok zamanlardan beri bu böyle. Ama artık her geçen gün kapitalizmin ahtapotvari kolları bizi biraz daha sıktıkça sıkıyor.

Kapitalizmin ana amacını biliyoruz, parasal erklerin dilediği şartlarla insan gücünü kullanması. İşte bu ana temadan yola çıkarak daha yüzlerce sonuç doğuyor.

Türkiye kapitalizmin bu gün daha etkin şekilde görülmeye başlanan perdesini 6-7 yıl önce açtı. Bu perdedeki oyun ne mi? Bu oyun, holdingler dışında ki her türlü iş ve ticaret sektörünün çökertilerek iş veren holdingler ve altında çalışanlardan başka bir seviyenin kalmamasıdır. Türkiye de ki yüzlerce iş kolunda ki on binlerce tezgah sahibinin marabalaştırılması neticesine varılacak ve sonra sıra çiftiye gelecek. Çiftiye nasıl gelecek? Onu da merak edenler sorarsa yazarız bir gün...

Bu arada konudan saptık biraz, nedir bu çöplük meselesi derseniz, bunada şükür. Bir zaman gelecek ki, o çöpte ne muz, ne ekmek kırıntısı da kalmayacak...
 
Üst Alt