Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kenz Müslümanlığı

Granma

New member
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kenz Müslümanı

Ebuzer, kararlı adımlarla Muaviye'nin Şam'daki beyaz sarayına (kasru'l-beyza) doğru yürürken çağlar boyu "ümmetin vicdanı" olacağından habersizdi belki.
Ama ne diyeceğini, söze nereden başlayacağına çok iyi biliyordu.
Çıktı saraya ve dimdik durarak şu ayeti okudu:

"Ey iman edenler! Hahamların ve rahiplerin birçoğu, insanların mallarını hem haksızlıkla yer, hem de Allah yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanları acı bir azabın beklediğini haber ver. O gün biriktirip yığdıkları ateşte kızartılacak ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. ‘İşte bu bencilcebiriktirip yığdıklarınız, haydi tadın bakalım' denecek." (Tövbe; 9/34).

Muaviye ayetin Yahudi ve Hıristiyan din adamaları hakkında olduğunu söyleyerek topu taca attıysa da Ebuzer'in "yaşayan" yorumundan kaçamadı:

"Hayır! Bugün bu sensin.
Çünkü altını ve gümüşü yığıyorsun.
Komşun açken saraylarda yaşıyorsun.
İnsanlar sokakta aç ve bîilaç yaşıyor.
Kabileni kayırıyorsun.
Eşitlik ve tarafsızlık (adalet) ilkesinden sapıyorsun.
Mevali'yi (azınlıkları, muhalifleri, dışlanmışları, varoşları) aşağılıyorsun..."

Ebuzer'in, ayette geçen
"insanların malını haksızca yemek" (ye'kulune emvâle'n-nâsi bi'l-bâtıl),
"Allah yolundan alıkoymak" (yesuddûne an sebilillah),
"altını ve gümüşü ‘kenz' etmek" (yeknuzûne'z-zehebe ve'l-fızza) ve
"onları Allah yolunda ‘infak' etmemek" (la yunfigûnehâ fî sebilillah)
sarsıcı ifadelerini,
İslam hilafetinin merkezi olduğu söylenen bir sarayın duvarlarında çınlatması sizce ne mana ifade ediyor?

Bugün bu sözlerin çınlaması gereken o kadar duvar var ki!
Ebuzer'den bu yana sanki hiçbir şey değişmedi.
Bu ayeti Ebuzer, diğerlerinden farklı olarak sadece "ahlaki öğüt" olarak değil;yaptırım gerektiren bir ayet olarak anlıyordu.
Öyle ya içki ile ilgili de Kur'an'da üç ayet olmasına rağmen cezai yaptırım gelmemişti.

Burada soru şu:
İçki niye sadece ahlaki öğüt olarak alınmadı da 80 sopa gibi ceza tayin edildi de,

altın ve gümüş (mal, servet) biriktirmemek sadece ahlaki öğüt olarak alındı ve biriktirmenin/yığmanın (kenz) alabildiğine önü açıldı?

Üstelik ne zekât, ne sadaka, ne infak da buna mani olamadı?

Harun gibi gelip Karun gibi giden Müslüman zenginler türedi?

Ebuzer'in, Muhammed ümmetine, yalnız fakat görkemli mezarından halâ çuvaldız gibi batan sorusu budur.
Ayeti çoğu ulema nedense hep ahlaki öğüt olarak anlamış ve Ebuzer'in tefsir ettiği gibi haram (yasak) kapsamında değerlendirmemiştir.

Buradan günümüz için çıkan sonuç ise şudur:
İslam, kapitalizme sadece ahlaki öğüt verebilir.
Muhammed'in getirdiği dinden kapitalizmine alternatif çıkmaz, çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar.
Bu da kapitalizmin insanlıkta açtığı yaraları sarmaya yetmez.
Bu yara öyle derin bir yara ki zekatla, sadakayla sarılacak gibi değil...

Çağımız Müslüman aydınının kafa patlatması gereken en önemli sorununun bu olduğu kanaatindeyim.

Ebuzer dilinin bu hususta ufuk açıcı olabileceğini düşünmekteyim.

Eh artık "Ebuzer ayeti" diye de anabileceğimiz yukarıdaki "kapak" ayetin tefsiri kısaca şu olmak icap eder:

Yani:
Hahamlar ve rahiplerin çoğu din (en büyük kamu) üzerinden mal yığarlar.
Üstelik hem yığarlar hem de Allah yolunda (kamu yararına, insanlık yararına) harcamazlar.
Kendilerine yontarlar.
Din namına toplanan paraları (altın, gümüş, mal, servet) ulaştırılması gereken yere ulaştırmazlar.
Arada tefeci bezirgân sınıf oluşturup kendi aralarında üleşirler.
Bunların o günkü adı haham ve rahipti (din adamı, din simsarı, din baronu).
Bugün ise benzer şekilde daha cafcaflı isimlerle anılırlar.

Bunlar insanları din ile aldatanlardır.
Dini yalanlayanlar, dinin direğini yıkanlardır. (yukezzibu bi'd-dîn).
Çünkü dinin direği doğruluk ve dürüstlüktür.
Bunlar kimsesizi (yetim) görmeyerek, yoksulları ve ezilenleri (mesâkin)umursamayarak,
gelen yardımları (maun) yerine ulaştırmayarak dine en büyük ihaneti yapmaktadırlar.

Bunların piri de Ebucehil'dir.
Çünkü Ebucehil, Kâbe'nin örtüsünü yıkamakla, hacılara su vermekle, Kabe'ye gelip üstelik putlar aracılığı ile "salat" etmekle dindar olduğunu sanıyordu.
Halbuki yetimi görmüyor, yoksulu ve ezileni umursamıyordu.
Birkaç şekli ritüeli (nüsuk) yerine getirmekle dinin bütün gereğini yaptığını sanıyordu.
İşte bu din anlayışı Maun suresinde Ebucehil'in suratına çarpıldı.
Bu nedenle Maun suresi Ebucehil'in şahsında dini böyle algılayanları mahkûm etmek için nazil oldu.
Şöyle denmek istendi: Eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi ve soluğu olmuyorsa yalandır, afyondur!

Bunlar olmadan kılınan namaz, tutulan oruç, gidilen hac, kesilen kurban, ihya edilen kandil geceleri, ziyaret edilen türbeler vs. Ebucehil'in hacılara su verip de yetimi ve yoksulu görmemesi gibi yalandır, afyondur!
Yine bunlar olmadan "Camiler ardına kadar açık, ezanlar okunuyor, hacca gidiliyor, oruca karışan mı var, minarelerde mahyalar, buhur kokulu geceler, fatihalar, yasinler..." edebiyatı yapılıyorsa Ebucehil'in Kabe'nin örtüsünü yıkayıp, kapısını temizleyip de yetimi ve yoksulu görmemesi gibi yalandır, afyondur!

Çünkü burada gerçek din ve samimi dindarlık yoktur. Riyaizm (gösteriş dindarlığı) vardır. Vay onların salâtına!
Yani: Hacılara su vermesine, Kâbe'yi yıkaması yumasına, namaz kılmasına, oruç tutmasına, dana kesmesine, deri toplamasına, kandil gecesine, buhur kokusuna, Fatihasına, Yasinine, camiler ardına kadar açık demesine vs. vay!
Hem onların yığdıkları servetler ahirette cehennem azabı olarak karşılarına çıkacak. Fakat bu dünyada da ilahi adalet yakalarına yapışacak! O kamudan (din ve devletten) yığıp da kendilerine yonttukları paralar burunlarından fitil fitil getirilecek! Alınlarına hiç çıkmayan kara bir leke çalınacak, adaletin pençesi altında mahkûm olacaklar (alınları dağlanacak). İçlerine oturacak, hiç dinmeyen bir huzursuzluk yaşayacaklar (böğürleri dağlanacak). Onları arkalarından hayırla anan çıkmayacak (sırtları dağlanacak)...
Bu, onların kendi elleriyle yaptıklarının dünyadaki karşılığıdır. Ahirette ise cehennem azabından kurtulamayacaklar.
"Ebuzer ayetini" Maun suresi ile birlikte tefsir ettiğimizde ortaya çıkan bundan başka bir şey olabilir mi?
"Kenz" Müslümanından ne çıkar? Harun mu Karun mu?
Ve bu kimin işine yarar? Musa'nın mı Firavun'un mu?
İhsan Eliaçık
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kenz Müslümanı

Ebuzer, kararlı adımlarla Muaviye'nin Şam'daki beyaz sarayına (kasru'l-beyza) doğru yürürken çağlar boyu "ümmetin vicdanı" olacağından habersizdi belki.
Ama ne diyeceğini, söze nereden başlayacağına çok iyi biliyordu.
Çıktı saraya ve dimdik durarak şu ayeti okudu:

"Ey iman edenler! Hahamların ve rahiplerin birçoğu, insanların mallarını hem haksızlıkla yer, hem de Allah yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanları acı bir azabın beklediğini haber ver. O gün biriktirip yığdıkları ateşte kızartılacak ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. ‘İşte bu bencilcebiriktirip yığdıklarınız, haydi tadın bakalım' denecek." (Tövbe; 9/34).

Muaviye ayetin Yahudi ve Hıristiyan din adamaları hakkında olduğunu söyleyerek topu taca attıysa da Ebuzer'in "yaşayan" yorumundan kaçamadı:

"Hayır! Bugün bu sensin.
Çünkü altını ve gümüşü yığıyorsun.
Komşun açken saraylarda yaşıyorsun.
İnsanlar sokakta aç ve bîilaç yaşıyor.
Kabileni kayırıyorsun.
Eşitlik ve tarafsızlık (adalet) ilkesinden sapıyorsun.
Mevali'yi (azınlıkları, muhalifleri, dışlanmışları, varoşları) aşağılıyorsun..."

Ebuzer'in, ayette geçen
"insanların malını haksızca yemek" (ye'kulune emvâle'n-nâsi bi'l-bâtıl),
"Allah yolundan alıkoymak" (yesuddûne an sebilillah),
"altını ve gümüşü ‘kenz' etmek" (yeknuzûne'z-zehebe ve'l-fızza) ve
"onları Allah yolunda ‘infak' etmemek" (la yunfigûnehâ fî sebilillah)
sarsıcı ifadelerini,
İslam hilafetinin merkezi olduğu söylenen bir sarayın duvarlarında çınlatması sizce ne mana ifade ediyor?

Bugün bu sözlerin çınlaması gereken o kadar duvar var ki!
Ebuzer'den bu yana sanki hiçbir şey değişmedi.
Bu ayeti Ebuzer, diğerlerinden farklı olarak sadece "ahlaki öğüt" olarak değil;yaptırım gerektiren bir ayet olarak anlıyordu.
Öyle ya içki ile ilgili de Kur'an'da üç ayet olmasına rağmen cezai yaptırım gelmemişti.

Burada soru şu:
İçki niye sadece ahlaki öğüt olarak alınmadı da 80 sopa gibi ceza tayin edildi de,

altın ve gümüş (mal, servet) biriktirmemek sadece ahlaki öğüt olarak alındı ve biriktirmenin/yığmanın (kenz) alabildiğine önü açıldı?

Üstelik ne zekât, ne sadaka, ne infak da buna mani olamadı?

Harun gibi gelip Karun gibi giden Müslüman zenginler türedi?

Ebuzer'in, Muhammed ümmetine, yalnız fakat görkemli mezarından halâ çuvaldız gibi batan sorusu budur.
Ayeti çoğu ulema nedense hep ahlaki öğüt olarak anlamış ve Ebuzer'in tefsir ettiği gibi haram (yasak) kapsamında değerlendirmemiştir.

Buradan günümüz için çıkan sonuç ise şudur:
İslam, kapitalizme sadece ahlaki öğüt verebilir.
Muhammed'in getirdiği dinden kapitalizmine alternatif çıkmaz, çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar.
Bu da kapitalizmin insanlıkta açtığı yaraları sarmaya yetmez.
Bu yara öyle derin bir yara ki zekatla, sadakayla sarılacak gibi değil...

Çağımız Müslüman aydınının kafa patlatması gereken en önemli sorununun bu olduğu kanaatindeyim.

Ebuzer dilinin bu hususta ufuk açıcı olabileceğini düşünmekteyim.

Eh artık "Ebuzer ayeti" diye de anabileceğimiz yukarıdaki "kapak" ayetin tefsiri kısaca şu olmak icap eder:

Yani:
Hahamlar ve rahiplerin çoğu din (en büyük kamu) üzerinden mal yığarlar.
Üstelik hem yığarlar hem de Allah yolunda (kamu yararına, insanlık yararına) harcamazlar.
Kendilerine yontarlar.
Din namına toplanan paraları (altın, gümüş, mal, servet) ulaştırılması gereken yere ulaştırmazlar.
Arada tefeci bezirgân sınıf oluşturup kendi aralarında üleşirler.
Bunların o günkü adı haham ve rahipti (din adamı, din simsarı, din baronu).
Bugün ise benzer şekilde daha cafcaflı isimlerle anılırlar.

Bunlar insanları din ile aldatanlardır.
Dini yalanlayanlar, dinin direğini yıkanlardır. (yukezzibu bi'd-dîn).
Çünkü dinin direği doğruluk ve dürüstlüktür.
Bunlar kimsesizi (yetim) görmeyerek, yoksulları ve ezilenleri (mesâkin)umursamayarak,
gelen yardımları (maun) yerine ulaştırmayarak dine en büyük ihaneti yapmaktadırlar.

Bunların piri de Ebucehil'dir.
Çünkü Ebucehil, Kâbe'nin örtüsünü yıkamakla, hacılara su vermekle, Kabe'ye gelip üstelik putlar aracılığı ile "salat" etmekle dindar olduğunu sanıyordu.
Halbuki yetimi görmüyor, yoksulu ve ezileni umursamıyordu.
Birkaç şekli ritüeli (nüsuk) yerine getirmekle dinin bütün gereğini yaptığını sanıyordu.
İşte bu din anlayışı Maun suresinde Ebucehil'in suratına çarpıldı.
Bu nedenle Maun suresi Ebucehil'in şahsında dini böyle algılayanları mahkûm etmek için nazil oldu.
Şöyle denmek istendi: Eğer bir din yetimi korumuyor, kimsesize sahip çıkmıyor, ezilenlerin sesi ve soluğu olmuyorsa yalandır, afyondur!

Bunlar olmadan kılınan namaz, tutulan oruç, gidilen hac, kesilen kurban, ihya edilen kandil geceleri, ziyaret edilen türbeler vs. Ebucehil'in hacılara su verip de yetimi ve yoksulu görmemesi gibi yalandır, afyondur!
Yine bunlar olmadan "Camiler ardına kadar açık, ezanlar okunuyor, hacca gidiliyor, oruca karışan mı var, minarelerde mahyalar, buhur kokulu geceler, fatihalar, yasinler..." edebiyatı yapılıyorsa Ebucehil'in Kabe'nin örtüsünü yıkayıp, kapısını temizleyip de yetimi ve yoksulu görmemesi gibi yalandır, afyondur!

Çünkü burada gerçek din ve samimi dindarlık yoktur. Riyaizm (gösteriş dindarlığı) vardır. Vay onların salâtına!
Yani: Hacılara su vermesine, Kâbe'yi yıkaması yumasına, namaz kılmasına, oruç tutmasına, dana kesmesine, deri toplamasına, kandil gecesine, buhur kokusuna, Fatihasına, Yasinine, camiler ardına kadar açık demesine vs. vay!
Hem onların yığdıkları servetler ahirette cehennem azabı olarak karşılarına çıkacak. Fakat bu dünyada da ilahi adalet yakalarına yapışacak! O kamudan (din ve devletten) yığıp da kendilerine yonttukları paralar burunlarından fitil fitil getirilecek! Alınlarına hiç çıkmayan kara bir leke çalınacak, adaletin pençesi altında mahkûm olacaklar (alınları dağlanacak). İçlerine oturacak, hiç dinmeyen bir huzursuzluk yaşayacaklar (böğürleri dağlanacak). Onları arkalarından hayırla anan çıkmayacak (sırtları dağlanacak)...
Bu, onların kendi elleriyle yaptıklarının dünyadaki karşılığıdır. Ahirette ise cehennem azabından kurtulamayacaklar.
"Ebuzer ayetini" Maun suresi ile birlikte tefsir ettiğimizde ortaya çıkan bundan başka bir şey olabilir mi?
"Kenz" Müslümanından ne çıkar? Harun mu Karun mu?
Ve bu kimin işine yarar? Musa'nın mı Firavun'un mu?
İhsan Eliaçık


Münasebetsizce, çirkin ve küfre varan ithamlar içeren bir yazı. İhsan Eliaçık denen yazar malum ki kendini, vicdanını, aklını her şeyden yüce görmekte...

İslamı tarhrif etmeye çalışan yeni bir zihniyet. Bir yandan ayetleri delil edip, diğer yandan İslami güya var olan bir vicdan ve akılla sorgulamak, mahkum etmek, aşağılamak?!. Yuhh... Bu da İhsan Eliaçık'ın yeni dini...
 

Granma

New member
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Muaviyenin bayrağını sallıyorsun başka birşey değil! Ben aç olan insandan yanayım ve dualarım hep o yönde olacaktır.. Yeni din/mezhep değil asıl din. Anlaşılan niyetin ve samimiyetin iyice zıvanadan çıkmış. Yiğitlik ve ahkam kibirle yürümez.
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Muaviyenin bayrağını sallıyorsun başka birşey değil! Ben aç olan insandan yanayım ve dualarım hep o yönde olacaktır.. Yeni din/mezhep değil asıl din. Anlaşılan niyetin ve samimiyetin iyice zıvanadan çıkmış. Yiğitlik ve ahkam kibirle yürümez.

Ne ahkâm ne kibir. Sadece Sizin gözünüz görmekten aciz.

Nedir şu cümle, izah edin.


Kenz Müslümanı



Buradan günümüz için çıkan sonuç ise şudur:
İslam, kapitalizme sadece ahlaki öğüt verebilir.
Muhammed'in getirdiği dinden kapitalizmine alternatif çıkmaz, çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar.
Bu da kapitalizmin insanlıkta açtığı yaraları sarmaya yetmez.
Bu yara öyle derin bir yara ki zekatla, sadakayla sarılacak gibi değil...

İhsan Eliaçık

Her yerinden küfür akıyor.
 

Granma

New member
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Neden küfür olarak algılıyor yada lanse etmeye çalışıyorsun? Kapitalizmin islam üzerindeki tahribatını görmen lazımki evvela. İslam hiçbir zaman servet sahiplerinin kalkanı durumuna düşürülemez. Buna karşıda neyse gereken yapılmalıdır. Muviyenin dinimizi yozlaştırma politikaları bitmiş değildir, hala sürmektedir. Refleksleri öldürülen bir din tüm yaptırımlarını yitirmiş demektir. İslam Filistinde öldürülen, tecavüz edilen insanların insanların, önlemsizlikten maden ocağında can çekişen işçilerin, evine ekmek götüremeyen babanın, parasızlıktan evlenemeyen gençlerin, hakkı gaspedilen tüm ezilenlerini sesidir! Filistinde katliam yapan ABD'nin, önlem almayan patronun, evine ekmek götüremeyen babanın sırtından geçinenlerin, evlenemeyen gençlerin sırtından geçinenlerin, ezenlerin değil! Peygamber efendimizin etrafında mekkeliler servet sahipleri değil, ezilenler toplanmıştır.
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Neden küfür olarak algılıyor yada lanse etmeye çalışıyorsun? Kapitalizmin islam üzerindeki tahribatını görmen lazımki evvela. İslam hiçbir zaman servet sahiplerinin kalkanı durumuna düşürülemez. Buna karşıda neyse gereken yapılmalıdır. Muviyenin dinimizi yozlaştırma politikaları bitmiş değildir, hala sürmektedir. Refleksleri öldürülen bir din tüm yaptırımlarını yitirmiş demektir. İslam Filistinde öldürülen, tecavüz edilen insanların insanların, önlemsizlikten maden ocağında can çekişen işçilerin, evine ekmek götüremeyen babanın, parasızlıktan evlenemeyen gençlerin, hakkı gaspedilen tüm ezilenlerini sesidir! Filistinde katliam yapan ABD'nin, önlem almayan patronun, evine ekmek götüremeyen babanın sırtından geçinenlerin, evlenemeyen gençlerin sırtından geçinenlerin, ezenlerin değil! Peygamber efendimizin etrafında mekkeliler servet sahipleri değil, ezilenler toplanmıştır.


Bu söylediklerinizin, serzenişlerinizin daha da fazlası var ve olacak ama İslam kapitalist söylemlerin tamamını ayaklar altında tutmaktadır. İslam şeriati uygulanmıyorsa bunda İslam'ın, Hz.Muhammed'in (sav) dininin ne kabahati var?

İslam servet yapın, biriktirin mi diyor? Sizin kaygı ve kederlerinizin bir fazlası İslami emirlerle insanlığa nasihat edilmiş, emredilmiş, korkutularak nehyedilmeye çalışılmış... Siz "İslam benim" diyenlerin yalancılıkların, hayasızlıkların, fitne fücür ehlinin yaptıkları ile İslamı tartamazsınız. İslam kapitalizm zihniyeti kırk kapıdan kovuyor ama "İslam benim" diyenler kapitalistce davranıyorsa, bu davranışı sergileyenler farş edilmeli, zemmedilmeli. Lâkin, yazarın ifadelerini ya ben anlamıyorum ya siz...

 

Granma

New member
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Güzel kardeşim bilerekmi çarpıtıyorsun yoksa yanlışmı okuyorsun ama ben yanlış okuduğunu düşünüyorum. Yukarıda geçen:

Buradan günümüz için çıkan sonuç ise şudur:
İslam, kapitalizme sadece ahlaki öğüt verebilir.
Muhammed'in getirdiği dinden kapitalizmine alternatif çıkmaz, çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar.
Bu da kapitalizmin insanlıkta açtığı yaraları sarmaya yetmez.
Bu yara öyle derin bir yara ki zekatla, sadakayla sarılacak gibi değil...


yazı peygamber efendimizi böyle yorumlamak için değil, böyle yorumlanarak kendi çıkarına alet edildiğini anlatmak için kaleme alınmıştır. Sonrasında zaten ekleniyor:


''Yani:
Hahamlar ve rahiplerin çoğu din (en büyük kamu) üzerinden mal yığarlar.
Üstelik hem yığarlar hem de Allah yolunda (kamu yararına, insanlık yararına) harcamazlar.
Kendilerine yontarlar.
Din namına toplanan paraları (altın, gümüş, mal, servet) ulaştırılması gereken yere ulaştırmazlar.
Arada tefeci bezirgân sınıf oluşturup kendi aralarında üleşirler.
Bunların o günkü adı haham ve rahipti (din adamı, din simsarı, din baronu).
Bugün ise benzer şekilde daha cafcaflı isimlerle anılırlar.

Bunlar insanları din ile aldatanlardır.
Dini yalanlayanlar, dinin direğini yıkanlardır. (yukezzibu bi'd-dîn).
Çünkü dinin direği doğruluk ve dürüstlüktür.
Bunlar kimsesizi (yetim) görmeyerek, yoksulları ve ezilenleri (mesâkin)umursamayarak,
gelen yardımları (maun) yerine ulaştırmayarak dine en büyük ihaneti yapmaktadırlar.

Bunların piri de Ebucehil'dir.
Çünkü Ebucehil, Kâbe'nin örtüsünü yıkamakla, hacılara su vermekle, Kabe'ye gelip üstelik putlar aracılığı ile "salat" etmekle dindar olduğunu sanıyordu.
Halbuki yetimi görmüyor, yoksulu ve ezileni umursamıyordu.
Birkaç şekli ritüeli (nüsuk) yerine getirmekle dinin bütün gereğini yaptığını sanıyordu.
İşte bu din anlayışı Maun suresinde Ebucehil'in suratına çarpıldı.
Bu nedenle Maun suresi Ebucehil'in şahsında dini böyle algılayanları mahkûm etmek için nazil oldu.''
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Okuma ve anlama özürlü değilim ancak yazım özürleri telafi edemeyebilirim.

İslam kapitalize öğüt vermiyor, nehyediyor.

Muhammed'in getirdiği dinden çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar, kapitalizmin biraz daha ahlaklısı?..

Bu ifadeleri ben yanlış anlıyorum, siz ?
 

Granma

New member
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kardeşim sen birkere kafadan karşısın benim yazılarıma, birşey yazdığım vakit o yazıdan birşeyler öğrenmek için değil, o yazının neresinde kusur bulurum diye okuyorsun. Haliylede ıskalama yapıp hiç sorun olmayan, belkide kendinin bile katıldığın bir konuyu eleştirmek gerektiğini hissediyorsun. Lütfen önemli olmadıkça beni meşgul etmeyin. Son kez izah etmeye çalışıyorum ''Muhammed'in getirdiği dinden çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar'' sözünü yazar katıldığı için değil, ahlaksız sözde işbirlikçi vaazcıların peygamber efendimizin buyruklarını bu şekilde insanlara anlatarak insanları uyuttuğunu anlatıyor. Yani İslam dininin eşitlikçi yanını sansürleyip, insanlara ''namaz kıl, oruç tut, şükret (patrona), hacca git yeter dinimiz bundan ibarettir, dinimiz başka birşey yapamaz, çok eşitlikçi olursa komünizm olur, aslında kapitalizmede karşı değil dinimiz'' demeye getirdiklerini anlatıyor. Hz. Muhammed'i suçlamıyor Hz. Muhammed'i ve dinimizi çıkarlarını kamufle etmek için kullandıklarını anlatıyor. Dinimizin yaptırım gücünü saklamaya çalışıyorlar. Bugün İslam peygamber efendimizin uygulamalarıyla bilinse bu kadar aç, bu kadar yoksul insan olmaz.
Hırsız kimdir? adlı paylaşımımdan ne demek istediğimi öğrenebilirsin.

Buradan ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsin.
 

bekir

sadece bir kul
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,198
Tepkime puanı
5,997
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
Kardeşim sen birkere kafadan karşısın benim yazılarıma, birşey yazdığım vakit o yazıdan birşeyler öğrenmek için değil, o yazının neresinde kusur bulurum diye okuyorsun. Haliylede ıskalama yapıp hiç sorun olmayan, belkide kendinin bile katıldığın bir konuyu eleştirmek gerektiğini hissediyorsun. Lütfen önemli olmadıkça beni meşgul etmeyin.

Sayın Granma, burada sizin her yazdığınıza birilerinin cevap yahut yorum hakkı vardır. Meşguliyet oluyorsa ya yazmayın ya da cevap vermeyin olsun bitsin.., ve mesele muhalefet yahut ıskalama değil, yazıyı yazanın ifade etme problemidir. Bu problemli ifade tarzını izah etmek tabii ki yazana yahut savunana düşüyor, acizlenmeyin...




Son kez izah etmeye çalışıyorum''Muhammed'in getirdiği dinden çıksa çıksa kapitalizmin biraz daha ahlaklısı çıkar'' sözünü yazar katıldığı için değil, ahlaksız sözde işbirlikçi vaazcıların peygamber efendimizin buyruklarını bu şekilde insanlara anlatarak insanları uyuttuğunu anlatıyor. Yani İslam dininin eşitlikçi yanını sansürleyip, insanlara ''namaz kıl, oruç tut, şükret (patrona), hacca git yeter dinimiz bundan ibarettir, dinimiz başka birşey yapamaz, çok eşitlikçi olursa komünizm olur, aslında kapitalizmede karşı değil dinimiz'' demeye getirdiklerini anlatıyor. Hz. Muhammed'i suçlamıyor Hz. Muhammed'i ve dinimizi çıkarlarını kamufle etmek için kullandıklarını anlatıyor. Dinimizin yaptırım gücünü saklamaya çalışıyorlar. Bugün İslam peygamber efendimizin uygulamalarıyla bilinse bu kadar aç, bu kadar yoksul insan olmaz.
Hırsız kimdir? adlı paylaşımımdan ne demek istediğimi öğrenebilirsin.

Buradan ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsin.

Olur, böyle ise demek isteği, mesele yok...
 

Granma

New member
Katılım
31 Eki 2012
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Eyvallah kardeşim anlayışın için teşekkür ederim. Fakat bunun zaten kötü anlamda kullanılmadığını tahmin etmen gerekir. Edemiyorsanda yargılamak yerine ne anlama geldiğinği sorarsın bende izah ederim. İmla hatasından dolayı kusura bakmayın tırnak işaretine almam gerekirdi. Selametle..
 
Üst Alt