Yüce Allah; kullarını her vesile ile imtihan ediyor. Zaman zaman imtihan edildiğimizi farkına varıp müthiş bir şekilde tevekküle giriyor, sabır ve hoşgörü gösterebiliyoruz… ama çoğunlukla da fark edemiyor, sonradan “ Ben ne yaptım?” dedirten kayıplara uğruyoruz.
Bence önemli olan, acı tatlı olaylarla Hakk’ın bize öğrettiklerinden gerekli olan mesajları çıkarabilmek ve her defasında daha çok O’na yaklaşabilmek…
Beni bu düşüncelere iten bir olay yaşadım…
Sabah erken saatlerde, Akdeniz’in dar ve virajlı yollarında araba kullanıyordum. Evime dönecektim ve bu virajlar her geliş gidişlerimde beni tedirgin ederdi.
Karşıdan gelen araçların ışıkları ve güneşin doğmak üzere oluşu ile görüş mesafem biraz daha kolaylaşmış ve “Şu virajlı yollardan” biran önce kurtulmak düşüncesi ile gaza basmıştım… Kaç viraj döndüm hatırlamıyorum… hatırladığım şey arabanın kaymaya başladığı idi…
İçimden besmele bile çekemeden arabanın takla atarak boşluğa uçtuğunu fark ettim… Yarabbi ne müthiş bir andı… Kendime geldiğimde, dikenli çalılar içindeydim… yaralanmıştım… uzun uğraşılar sonunda arabanın arka kapısını açarak kendimi dışarı attım.
Yoldan epeyce aşağıda, sık bir çalılığın içinde idim… beni kimsenin görmesi yada bulması mümkün değildi. Şokun da etkisi ile öylece kalakaldım…
Bir anda hayatımı düşündüm… hatası ile sevabı ile geçen hayatımı…ve sevdiklerimi…sonra da ölümü…
Bizden uzak “ Daha vardır canım” diye ertelediğimiz ölümün bize ne kadar yakın olduğunu hatta, her daim ölüm ile birlikte yaşadığımızı, anca böyle durumlarda anlıyor insan…
Biliyorum dedim kendi kendime her şey Allah’ın kader planına göre ayarlanmış… kaderde ne varsa çekilir… demek ki benim için de bu kazayı yapmak vardı… bende yaptım..
Sonra düşününce… hayır dedim hayır, kader değip kurtulmamalı… eğer böyle ise benim hür iradem ne oldu?
Biraz daha kendime gelince bulunduğum yerden çıkmam gerektiğini düşündüm. Ancak etrafta kimse yoktu bana yardım edecek..”Yarabbi bana kuvvet ver” diyerek kollarımın üzerinde sürünmeye başladım. Dikenlerin beni adeta parçalamalarına aldırmadan 20 dakika kadar tırmanarak yukarı çıktım. Gelen ilk araçtan yardım istedim… Ambulans, çekiciler derken, nihayetinde yazlık evimdeydim ve araba hurda halinde bahçede üstü örtülü olarak duruyordu.
Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordum… Kader miydi yaşadığım hür irade mi?
Eğer virajları hızlı dönmesem bunu yaşayacak mıydım? Yoksa bu başıma gelenler Rabbin bir takdiri miydi?
İçinden çıkılmaz duruma gelince, biraz da düşüncelerimi dağıtmak için TV açtım… ekrana baktım… bir çizgi film bitiminde bir cümle yazı çıktı erkana…
“Kendİ hatalarInIz İle kaderİnİzİ zorlamayInIz”
Hemen ellerimi açarak dua ettim…
“Yarabbi çok şükür, cevabını hemen verdin…Mesaj buydu..ve emin ol ben bu mesajı aldım.
Yarabbi sen tüm yarattıklarının yardımcısısın. Sen bizleri koru ve senin sevgine layik kullardan eyle “
gönül dostları...
Bence önemli olan, acı tatlı olaylarla Hakk’ın bize öğrettiklerinden gerekli olan mesajları çıkarabilmek ve her defasında daha çok O’na yaklaşabilmek…
Beni bu düşüncelere iten bir olay yaşadım…
Sabah erken saatlerde, Akdeniz’in dar ve virajlı yollarında araba kullanıyordum. Evime dönecektim ve bu virajlar her geliş gidişlerimde beni tedirgin ederdi.
Karşıdan gelen araçların ışıkları ve güneşin doğmak üzere oluşu ile görüş mesafem biraz daha kolaylaşmış ve “Şu virajlı yollardan” biran önce kurtulmak düşüncesi ile gaza basmıştım… Kaç viraj döndüm hatırlamıyorum… hatırladığım şey arabanın kaymaya başladığı idi…
İçimden besmele bile çekemeden arabanın takla atarak boşluğa uçtuğunu fark ettim… Yarabbi ne müthiş bir andı… Kendime geldiğimde, dikenli çalılar içindeydim… yaralanmıştım… uzun uğraşılar sonunda arabanın arka kapısını açarak kendimi dışarı attım.
Yoldan epeyce aşağıda, sık bir çalılığın içinde idim… beni kimsenin görmesi yada bulması mümkün değildi. Şokun da etkisi ile öylece kalakaldım…
Bir anda hayatımı düşündüm… hatası ile sevabı ile geçen hayatımı…ve sevdiklerimi…sonra da ölümü…
Bizden uzak “ Daha vardır canım” diye ertelediğimiz ölümün bize ne kadar yakın olduğunu hatta, her daim ölüm ile birlikte yaşadığımızı, anca böyle durumlarda anlıyor insan…
Biliyorum dedim kendi kendime her şey Allah’ın kader planına göre ayarlanmış… kaderde ne varsa çekilir… demek ki benim için de bu kazayı yapmak vardı… bende yaptım..
Sonra düşününce… hayır dedim hayır, kader değip kurtulmamalı… eğer böyle ise benim hür iradem ne oldu?
Biraz daha kendime gelince bulunduğum yerden çıkmam gerektiğini düşündüm. Ancak etrafta kimse yoktu bana yardım edecek..”Yarabbi bana kuvvet ver” diyerek kollarımın üzerinde sürünmeye başladım. Dikenlerin beni adeta parçalamalarına aldırmadan 20 dakika kadar tırmanarak yukarı çıktım. Gelen ilk araçtan yardım istedim… Ambulans, çekiciler derken, nihayetinde yazlık evimdeydim ve araba hurda halinde bahçede üstü örtülü olarak duruyordu.
Bazı şeyleri anlamakta güçlük çekiyordum… Kader miydi yaşadığım hür irade mi?
Eğer virajları hızlı dönmesem bunu yaşayacak mıydım? Yoksa bu başıma gelenler Rabbin bir takdiri miydi?
İçinden çıkılmaz duruma gelince, biraz da düşüncelerimi dağıtmak için TV açtım… ekrana baktım… bir çizgi film bitiminde bir cümle yazı çıktı erkana…
“Kendİ hatalarInIz İle kaderİnİzİ zorlamayInIz”
Hemen ellerimi açarak dua ettim…
“Yarabbi çok şükür, cevabını hemen verdin…Mesaj buydu..ve emin ol ben bu mesajı aldım.
Yarabbi sen tüm yarattıklarının yardımcısısın. Sen bizleri koru ve senin sevgine layik kullardan eyle “
gönül dostları...