Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnancın Bozulmasında Uydurma Hadislerin Rolü

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
İNANCIN BOZULMASINDA ZAYIF VE UYDURMA (mevzu) HADİSLERİN ROLÜ

Birincisi: Allah (c.c)’in isim, sıfat ve Tevhidi hakkında uydurulan hadisler:

Allah (c.c)’in sıfatları ve isimleri konusunda Rasulullah’a isnad eden bircok uydurma hadis vardır:

- Rasulullah’a soruldu:
Allah hangi maddedendir? Rasulullah şöyle demiş:
“ Allah akan bir sudandır. Topraktan ve gökten değildir. Atlar yarattı ve onlari koşturdu. Sonra atlar terledi. Bu terden de kendi nefsini yaratti. “

Bu uydurma hadis Ibnil Cevzi’nin mevzu hadisler kitabinda (c: 1 s: 105 ) nakledilmistir.

Allah-u Teala Kur’an ayetlerinde ve sahih sunnetlerde kendi sifatlarini aciklamisken bir insanin Allah’in hangi maddeden oldugu hakkinda Allah (c.c) ’a iftirada bulunmasindan daha cirkin bir sey olabilir mi? Bu uydurmayi Rasulullah asla soylememistir, bunu affetmekten daha cirkin bir davranis olabilir mi? Ve bu sekilde insanlari aldatmaktan daha kotu bir yol varmıdır? Allah bunu uyduranlara lanet etsin. Zira bunu ne bir musluman, ne sakaci bir insan ve ne de akli olmayan bir kimse uydura bilir.

- “Geceleyin Beytil Makdis’e giderken Cibril beni babam Ibrahim’in mezarına götürdü ve dedi ki: -”Ey Muhammed ! Burada in ve iki rekat namaz kıl” sonra Beytil Lahm şehrine götürdü ve
-”Burada dur ve iki rekat namaz kıl, çünkü burada kardeşin İsa dünyaya geldi.”, dedi. Sonra beni bir kayaya götürdü ve dedi ki: Buradan Rabbin semaya yükseldi.

Bu uydurma ise Ibn-il Arak’in Tenzihis Seria kitabinda gecmektedir.

Ibn-il Cevzi bu sozu naklettikten sonra soyle dedi:

“Bu sozleri uyduran daha cirkin sozler de uydurdu, fakat bu sozleri cirkinligi sebebiyle burada zikretmek istemiyorum.

Bu sozleri uyduran Abdul Muneccem Ibn Idris ve babasidir

Dare Kutni: “Abdul Muneccem ve babasinin rivayetleri kabul edilmez demistir

Zor duruma düşerseniz mezarda bulunanlardan yardim isteyiniz

Bu uydurma bir hadistir.

İşte sapıklığın ve saptırmanın en çirkin örneği...

Bu şeriat her kimin olursa olsun, mezar veya mezarlıkları ziyaret edip, oralarda namaz kılmayı ve yaratanları yüceltmeyi kesinlikle yasaklamıştır.

Bu şeriat mescit uc mescidin disinda hicbir mescit ve memleketin yuceltilip, ozellikle ziyaret dilmesini kesinlikle yasaklamistir.

Yine bu seriat kaya, duvar, agac, tahta yiginlari veya bunlar gibi putlastirilmasi mumkun butun varliklarin yuceltilip ziyaret edilmesini de kesinlikle yasaklamistir.

Hal böyleyken bu tur eski cahiliyyet adetlerini uzerlerinden atamayan habis ruhlu seytan yandaslari bu arzularini tatmin edebilmek ve cevreden tepki gormemek, bu pis ve reddedilmis adetleri mesrulastirmak icin Rasululah’a ve bu dine yakismayan sozler uydurmuslardir.Bu sozler kendileri gibi cahil olanlarin hoslarina gitmis ve boylece kisa surede yayilma ortami bulmustur.

Gunumuzde bu tur uydurmalar genellikle tasavvuf ehli bidatcilerin kitaplarinda, yasantilarinda ve inanclarinda mevcuddur.

Bunlarin etkiledigi cahil halk da ,maalesef gunumuzde hala bu yoldadir ve bunu Islam’dan sanip sevap bekleyerek yapmaktadirlar. Keske sapik olup sevap yerine gunah kazandiklarin, mukafat yerine azap goreceklerini bilselerdi...

“Allah (c.c) şöyle demis:
“Ben gizli bir hazine idim. Taninmayi istedim. Halki yarattim ve bunlarin vasitasiyla tanindim
Ibn Teymiyye bu soz hakkinda soyle demistir:”Bu uydurma(mevzu) bir hadis olup kesinlikle Rasulullah’in sozu degildir.Bu rivayetin ne sahih ne zayif hicbir senedi yoktur.”

Zerkasi soyle dedi: Hafiz Ibn Hacer el-Askalalani>>Leali’ kitabinda , Imam Suyuti ve baskalarinin da Ibn Teymiye ‘nin gorusunde olduklarin zikretmistir.>>

Seyh Ismail Ibn Muhammed el-Acluni <<Kesul Hafa >> adli kitabinda bu hadis hakkinda: <<Bu rivayet uydurma olmasina ragmen tasavvufcularin kitabinda cok gecmektedir. Ve bu rivayete dayanan temeller kurmuslardir. >> demistir. (Kesful Hafa )


Halk arasinda hadis olarak yayilan: - << Kendini bilen Rabbini bilir. >> sozu aslinda uydurma bir hadistir.

Imam Suyuti bu sozu mevzu hadisler arasinda zikretmistir.

Imam Nevevi ve Ibn Teymiyye bu hadis icin uydurma demislerdir.

- << Ben gizli bir hazine idim. Taninmayi istedim. Halki yarattim ve bununla tanindim. >>

- << Kendini bilen nefsini bilir. >>

Bu iki uydurma hadis vahdeti vucuda inanan tasavvufcularin temel dayanagidir.

Vahdet'il Vucud inanci soyledir: << Kevnde (kainatta) sadece Allah vardir. Yaratilanlar Allah’in bir goruntusunden baska bir sey degildir. Onlara gore kendini bilen Rabbini bilir, sozunun manasi:
Nefsin hakikatini bilen kendinin Allah oldugunu bilir. Cunku insan yeryuzunde Allah’in goruntusunden bir goruntudur. Onlarin sapik inancina gore Allah yarattigi seylerde degisik olarak ortaya cikabilir.

Bu yuzden bazi tarikat şeyhleri:

Subhani (her turlu noksan sifatlardan münezzehim...
Bir baskası:
Ben O (yani Allah ), O (Allah) Benim
Biz ikimiz bir bedende iki ruhuz. >>

Feriddin Attar soyle demistir:
<< ***** de, domuz da ilahimizdan baska bir sey değildir. Ve Allah kilisedeki papazdan baska bir sey degildir.>>

Zındiklarin uydurdugu bu sozde hakli olduklari tek bir yon vardir. Oda bizzat kendilerinin birer kopek ve domuz olduklarıdır. Hatta bu hayvanlar bile Alah’a devamli kulluk ettiklerinden dolayi, bunlardan daha ustundurler.
Allah (c.c) onlardan ve onlarin uydurmalarindan munezzeh ve yucedir.
Bu inanc karanlik ve sapik bir akide olup yahudi ve hristiyanlarin akidesinden daha da sapik bir akidedir. Cunku yahudiler yanlizca Uzeyr’i Allah’a nisbet ederek; Uzeyr Allah’in ogludur, dediler. Hristiyanlar ise yalniz Isa (a.s)’i Allah’a nisbet ederek; << o Allah’in oglu ve ucten biridir >> dediler.
Fakat Vahdeti Vucuda inananlar Allah-u Tealayi tamamen inkar ederek yarattiklariyla bir tutmus ve bu sapik dusuncelerine de şu uydurma hadisi delil getirmislerdir:

-<< Ben yerlere ve göklere sığmadim. Fakat mu’min kulumun kalbine sığdım. >>

Bu soz Gazali’nin << Ihyau Ulumiddin >> adli kitabinda gecmektedir.

Hafiz el-Iraki bu hadis hakkinda: << Bu uydurma bir hadistir. Asli yoktur>>, demistir.

Ibn Teymiyye bu hadis (söz) hakkinda soyle demistir:

<< Bu israiliyatta gecmekte olup bilinen bir senedi yoktur. Uydurmadir, sapik tasavvufcular bu uydurma hadisi soyle acikladilar:

<< Kainatta sadece Allah’in var olduguna inanan kisi Allah’i bilmis olur. Iste hakiki mu’min olan ve hakikati kesfeden Arif budur.

Bu sapik dusunce ehli uydurduklari hadisleri batil olan akidelerini desteklemek icin delil gosterdiler. Halbuki bu delil olarak gosterdikleri hadislerin herhangi bir sahih senedi yoktur. Fakat kendi kitaplarinda yazdiklari bu sozler zamanla insanlar arasinda yayilarak meshur olmustur. Maalesef gunumuzde hala bazi yazar ve hatipler hadis olarak bildikleri sozlerin dogruluk ve saglamlik derecesini arastirmadan insanlara aktararak uydurma hadislerin insanlar arasinda yayilmasina bilerek veya bilmeyerek sebep olmaktadirlar.

Iste Ehli Kitabin dinlerin tahrif etmek icin kullandiklari yol da zaten budur. Allah’a ait olmayan bu sifatlar insanlar arasında yayildikca insanlar artik Allah’i asil sifatlariyla degil icinde sirk ve kufur bulunan sifatlarla tanimaya basladilar ve hatta Allah’a Kur’an ve sunnetteki asil sifatlarini vermekten korkar oldular. Boyle yapinca gunaha gireceklerine inandilar. Iste boylece inanclarini sapık yonde degistirdiler.

Halk arasinda meshur olan bir baska uydurma hadis:

- << Yaşlı kadınlarin dinine sarılın. >>

Aliy’ul Kari << el-Esrar el-Merfua Fil Ahbaril Mevdua >> da bu hadisi zikrederek soyle demistir:
Es-Sehavi bu hadis icin; << Bu hadisin aslı yoktur >> demistir.
Zerkeşi, Deylemi bu hadisi Ibn Omer’den su lafizla rivayet etmistir:

<< Zamanin sonu yaklasipta gorusler ayrilinca kadinlarin dinine sarılın. >> Bu hadisin senedine zayiftir demistir.

Sanani bu hadis icin uydurma demistir.
Bu ve daha onceki hadis, Allah’in isim ve sifatlarinin Kur’an ve sunnette gectigi gibi olmadigini bunlarin, bilinemeyecegini, bu sebeple Allah’a havale edilmesi gerektigini sanan sapik goruslerin delil aldigi hadislerdir. Onlar bu inancı Rasulullah’in tavsiye ettigini ve ayni zamanda hem sahabelerin hem de ehli sunnetin bu goruste oldugunu iddia etmislerdir.

Bu görüşü bu sekilde insanlara aktardılar. Halbuki bu konuda ehli sunnetin gorusu sudur:

<< Kur’an ve sunnette gecen Allah (c.c)’nun isim ve sifatlari kabul edilip bunlarin Allah’in zatin layik olan isim ve sifatlar olduguna, mahlukata benzetmeyerek ve ortadan kaldirmayarak oldugu gibi iman etmek gerekmektedir.

Akide ve imanlarini Kur’an’dan ve sahih sunnetten almayip uydurma hadislere dayandiran bu sapiklar oyle bir duruma geldiler ki yeryuzundeki herseyden menfaat bekler oldular. Bu inanclarina yine uydurma olan su hadisi delly gosterdiler:

- << Kişinin fayda verecegine inandigi sey bir taş bile olsa o taş kisiye mutlaka fayda verir. >>
Ibn Teymiye bu hadis icin uydurma demistir.
Seyh Aliyul Kari ve Ibn’ul Kayyım bu hadis icin şöyle dediler:
<< Bu hadis uydurma hadistir. Bu, putlara tapan ve taşstan menfaat bekleyen putperestlerin sözüdür.

İbn Hacer el-askalani bu hadis icin: << Bu hadis uydurmadir Aslı yoktur.>> demistir.


Buna benzer bir baska hadis de sudur:

-<<Bir kimse herhangi bir seyin Allah’tan olduguna ve bunu yaptiginda bir sevap kazanacagina inanarak o seyi yaparsa o sey Allah’tan olmasa bile muhakkak o kisiye fayda verir. >>

Bu hadisin asli yoktur ve uydurmadir.

Iste bu ve buna benzer uydurma hadisler suphesiz ki sirkin kapilarini ardina kadar acan hadislerdir.

Cunku boyle olunca birseyin dogruluguna inanmanin olcusu o seyin fayda vermesi olmus olur. Hatta o sey fayda verici olmasa bile sirf fayda verecegine inanilmasi onu dogru olarak kabul etmeye kafi gorulur.

Mesela:

Bir seyin fayda verdigine inanilirsa bu bir tas bile olsa Allah subhanehu ve Teala o tasin o kimseye fayda vermesini saglar. Hatta kisi sapik bir inancin fayda verecegine inanarak ona baglansa Allah o sapik inanci kisiye fayda verici kilar Bu ve benzeri inanclar yahudu ve hristiyanlardan kalma adetlerdendir ve onlar tarafindan bu dine sokulmaya calisilmistir.

Onlar:

- << Filan velinin mezarina gittik de hastamiz oyle sifa buldu. >> ya da;

- << Filan kisinin turbesine gittik ve ondan istedik de bizim ihtiyacimizi giderdi. >>

Iste bunlar mademki fayda veriyor oyleyse onlara inanmamiz gerekir,derler. Ve bu goruslerine yukarida bahsedilen uydurma hadisleri delil gostererek insanlar arasinda yayilmasi insanlari yaydilar. Sonunda insanlar oyle bir hale geldiler ki, uluhiyette Allah’a sirk kosmaya basladilar. Halbuki Rasuller insanlari ozellikle sirkin bu turunden sakindirmak icin gelmislerdi.

Bu ve buna benzer hadislerin hepsini burada anlatmamiz mumkun degildir.Bizim buradaki amacimiz ornekler vererek insanlarin Allah (c.c)’nun isim ve sifatlari konusunda uydurulan hadislerin insanlarin akidelerine ne kadar zarar verdigini vurgulamaktadir.



İkincisi: Rasulullah (s.a.v) hakkında uydurulan hadisler:

Hadis uyduranlar ve yalancilar, Rasulullah hakkinda oyle seyler uydurdular ki, bu uydurduklari seyler, halis sahih akideye cok buyuk darbeler indirdi.

Rasulullah (s.a.v)’in ilk yaratilan mahluk oldugunu nurdan yaratildigini, goklerin ve yerlerin, cennet ve cehennemin onun hatiri icin yaratildigini iddia ederek Rasulullah (s.a.) hakkindaki saglam inanci tahrif ettiler.Hatta onlar, Rasulullah (s.a.v)’in; dua ederken kendisinin yuzu suyu hurmetine dua edilmesini insanlara emrettigini, haccedildiginde kendisinin kabrini ziyaret etmeyenlerden yuz cevirdigini iddia ettiler. Dahasi arsa istiva edenin ve Kur’ani indirenin bile o oldugunu soyleyebildiler. Bir baska grup da yemek, icmek, tip ce cinsel konularda Rasulullah’a kotu isnadlarda bulunan oyle hadisler uydurdular ki, bunlar aslinda Rasulullah’in getirdigi risaleti ve ona inen vahyi incitmekte, kucuk gostermekte ve islam dusmanlarinin diline alay konusu kilmayi amaclamaktadir.

Devam edecek....

Alıntı

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
İnancın Bozulmasında Uydurma Hadislerin Rolü (2)

İnancın Bozulmasında Uydurma Hadislerin Rolü (2)









Rasulullah (s.a.v)’e cirkin ve yakismayan seyler nisbet edip onu kucultup alcaltmak niyetiyle hadis uyduran Islam dusmanlari ozellikle yemek ve icmek konusunda sahih hadislere zit olan bir cok hadis uydurdular.
Bazilari:
- << Uzum ve karpuz ummetimin ilk baharidir. >>

- << Kim baklayi kabugu ile beraber yerse Allah Subhanehu ve Teala onun misli kadar yiyenin vucuduna sifa verir. >>

- << Patlican her derde devadir. >>

- << Patlican yenildigi niyete gore fayda verir. >>

- << Balık yemek hasedi giderir. >>

- << Allah Subhanehu ve Teala Adem’i camurdan yaratti ve dolayisiyla camurun yenmesini Adem’in zurriyetine haram kildi. >>

- << Mercimegi yiyin. Cunku o mubarektir. Kalbi inceltir. Goz yaslarini arttirir. Yetmis nebi bunun hakkinda mubarek oldugunu soylemistir. >>

- << Pirinc adam olsaydi hikmet sahibi olurdu. >>

- << Pirinc benden ben pirinctenim >>

(Tenzihis-Seria s: 235- 267 )

Bunun gibi uydurma, sacma, Rasulullah’in soylemedigi ve hicbir hadis kitabinda gecmeyen, sirf Rasulullah (s.a.v)’e ve bu dine zarar vermek, kucuk dusurmek ve de eziyet vermek icin uydurulmus sozlerdir.


Bu gibi uydurma hadisler o kadar coktur ki bu kucuk kitaba sigdirmamiz mumkun degildir.
Bunlari uyduranlarin ve bu inancta olanlarin Musluman olmadiklarina ve bilakis Islam dusmani olduklarindan hicbir suphe yoktur. Buradaki gayemiz ornek vermek ve bu gibi hadislerle Islam’i ve Islam ummetini degisik inanclar ortaya cikararak parcalamak isteyenlere dikkat cekmektir.

Dördüncüsü: Hurafe ve bid’atlerin ortaya çıkmasına sebep olan uydurma hadisler:

İnsanlarin, Islamin esas hakikatini, temellerini ve saglam akideyi ogrenmemesi icin Islamla alakasi olmayan oyle seyler uydurulmustur ki, cahiller yuzyillarca bunlarla oyalamis, gercege yonelememislerdir. Islam oyle cirkin gosterilmis ki insanlar uzun zamandan beri gercek Islamdan uzak durmus, ona yaklasmak istememislerdir. Bu konuda cok hadis uydurulmustur. Ama bunlarin hepsini burada zikredemeyecegimiz icin sadece ornekler vermekte yetinecegiz.

<< Allah (c.c) birinci semanin meleklerini inek suretinde, ikinci semanin meleklerini kartal suretinde, ucuncu semanin meleklerini insan suretinde, dorduncu semanin meleklerini Hur’il iyn suretinde besinci semadaki melekleri kus suretinde, altinci semadaki melekleri at suretinde yaratmistir. Yedinci semadaki melekler ise arsin tasiyicisi kilmistir. >> (Tenzihis-Seria)

<< Harut ve Marut iki melek idiler. Yere insan seklinde inmislerdi. Insanlardan bir kadin onlari fitneye dusurmus boylece Onunla zina yapmislar. Sonra da Allah (c.c) bu kadini gezegen suretine cevirmis Bu gezegenin ismi de Zehra imis. Bu iki melek isledikleri suca karsilik dunya azabini secmisler. >> (Tenzihis-Seria s: 209)

Rasulullah (s.av)’e iftira ederek onun soyle dedigini soylediler:

<< Allah’in oyle bir horozu vardir ki onun boynunun altinda sarkan kismi yerde, ibigi ise arsin altindadir. Namaz vakti oter, O ottukten sonra gok ve yerlerin horozlari oter. Onlar << Ruh ve meleklerin Rabbini tesbih ve takdis ederiz >> diye oterler. >> (Tenzihis-Seria s: 189)
Rasulullah (s.a.v)’e iftira ederek onun soyle soyledigini soylediler:

<< Ey Muaz! Ben seni kitap ehline telig etmen icin gonderiyorum. Eger gokteki kuyruklu yildiz hakkinda sorarlarsa soyle cevap ver: << O ars altinda bulunan yilanin tukurugudur. >> demis.
<< Allah (c.c) gunes icin dokuz melek gorevlendirdi. Her gun ona kar atarlar. Boyle yapmasaydilar. Gunes herseyi yakardi. >>

<< Dunya su uzerinde, su ise bir kaya uzerinde, kaya ise Yunus baliginin uzerindedir. O baligin kenari arsa dayanir ve ayaklari havada olan bir melegin sirtindadir. >>

<< Suheyl adindaki yildiz insanlara zulmederek harac alan bir insandi. Sonra Allah (c.c) onu yildiz sekline cevirdi. >>
<< Hurma agaci Adem (a.s)’in yaratildigi camurun artan kismindan yaratilmistir. >>
(Tenzisih-Seria s: 209-210)

<< Allah (c.c) oyle bir dag yaratti ki onun ismi Kaf’tir. Butun alemi sarar, dagin bir tarafi dunya uzerinde olan kayaya ulasir. Allah (c.c) bir beldede zelzele yapmak isterse, daga emir verir, dagda o belde hangi tarafta ise o tarafi sarsar ve bu sekilde zelzele (deprem) meydana gelir. >>

<< Dunya bir kaya uzerinde kaya bir boganin boynuzlari uzerindedir. Boga kafasini sallayinca yer sallanir ve deprem meydana gelir. >> (El Esraril Merfua s : 450-45)

Bu ve bunun gibi uydurma hadisler o kadar coktur ki bu kitaba sigdirmamiz mumkun degildir. Fakat hepsinin tek gayesi vardir: Islam akidesini bozmak, islami kotulemek, Rasulullah (s.a.v)’i küçültmektir.

Beşincisi:Kur’an hakkında uydurulan hadisler:

Akide konusunda en cok tahribat yapan uydurma hadisler Kur’an hakkinda soylenen uydurma hadislerdir.

Kiyamete kadar mucizesi baki kalacak ve insanlarin hayatini duzenleyici sistem olan Kur’an’i, hurafelerden ibaret, sadece oluler icin mezarda veya hastaliklar icin okunan, icinde uydurma hikayeler bulunan bir kitap olarak gostermeye yetmistir.

Bu konudaki uydurmalara bazi ornekler:

<< Dediler ki: Ey Musa! Orada zorba bir millet vardir. Onlar oradan cikmadikca biz o yere girmeyiz. Eger onlar cikarsa biz o zaman gireriz. (Maide: 22)

Bu ayeti soyle tefsir etmislerdir:
- << O beldede yasayan insanlar oyle kocamanmislar ki, onlardan birinin cenesinin golgesi Musa’nin kavminden yetmis kisi golgelendirmeye yetermis. Musa Filistindeki Eriha sehrine bu amalikalar hakkinda bilgi edinmek icin beni Israil’den on kisiyi onlara gondermis. Bunlar o amalikalilar hakkinda oyle seyler gormusler ki, bu gorduklerinden dolayi onlardan cok korkmuslar.

Bu on iki kisi bir amalikalinin bostanina girmisler, bostan sahibi onlari yakalayip meyve sepetinin icine koymus, kralina goturmus ve meyvelerle birlikte kralin masasina onlari dokmus. >>

Simdi insan ister istemez dusunuyor:
Amalikalilar bu kadar buyuk olduguna gore acaba o zamanki portakalin buyuklugu ne kadardi?!
Bu gibi sacma sapan uydurma hikayeler maalesef bazi tefsir kitaplarinda da gecmektedir.

<< Allah Teala onlara yaratilisi tam ve duzgun bir cocuk, kendilerine verdigi bu cocuk hakkinda ona sirk kosmaya basladilar. Allah onlarin ortak kostuklarindan yucedir. >>
(Araf: 190)

Sapiklar bu ayetin tefsirinde kast olunanlarin Adem ile Havva oldugunu soylediler ve bu suretle Adem ile Havva (a.s)’a sirk isnadinda bulundular.
<< Umulur ki Rabbin seni bir Makami Mahmda yukseltir.>> (Isra:79)

- Yine o sapiklara gore; << Buradaki Makami Mahmud’dan kasit; << Arstir >> ve Rasulullah (s.a.v) arsin uzerinde oturacaktir. >>

- << Nuh (a.s)’in gemisi Kabe’yi yedi defa tavaf etti. Makami Ibrahim’in arkasinda iki rekat kildi. >>
Bunu hadis olarak Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem Rasulullah (s.a.v)’e isnad ederek rivayet etmistir. Hakim ve Ebu Naim bu hadis icin uydurmadir. Cunku Abdurrahman b. Eslem mevzu hadisler rivayet eden yalanci ve guvenilmez bir kimsedir, demislerdir.

Bu ayet ve hadisler Tenzihis-Seria da c: 1 s: 250’de gecmektedir.

<< Ve onu (hz. Nuh’u) tahtalari birbirine percinlenmis bir gemiye yerlestirdik. >>
( Kamer: 13 )

Yani: << Bu geminin percinleri bes cividen ibarettir. Birinci civi; Rasulullah’in ismi, ikinci civi Ali’nin, ucuncu civi Fatima’nin, dorduncusu Hasan’in, besincisi de Huseyin’in ismidir. >>

Rasulullah (s.a.s) bu konu hakkinda soyle demis:<<Levhalar geminin tahtalari, percinleri ise biziz. Biz olmasaydik gemi yuruyemezdi.>> (Tenzihis-Seria c: 1, s:249)

Bazi tefsir kitaplarinda, kimi mufessirler kafalarindan bir adam uydurarak ona Ivac b. Unuk’it Tavil ismini vermis ve onunla ilgili su uydurma hikayeleri uydurmuslardir:

- <<Bu adamin boyu 3333 arsinmis. Nuh (a.s) bu kisiyi tufanla korkuttugunda Nuh’a: << Senin o tabagim kadar olan gemine nasil bineyim demis. Ve tufan koptugunda sular sadece dizine kadar ulasmis. Denize girdiginde deniz ancak topuk kemigine kadar gelmis. Denizden Yunus baligi avlar, gunes isiginda pisirip yermis.

Daha sonra Musa’nin askerleri buyuklugunde bir kaya koparmis bunu Musa’nin askerlerine atmak istemis, fakat Allah-u Teala bunu onun boynuna gerdan gibi dolaşmis, da o kayayi atamamis. >>

Ibn Kayyim bu rivayet hakkinda: Bu ve bunun gibi rivayetler, Rasullerle ve Islam diniyle alay etmek icin uydurulmus seylerdir. Bunlar zindiklarin isleridir, demistir. ( El-Esraril Merfua s: 484)

- << Ibrahim (a.s) Nemrut tarafindan atese konuldugunda, atesten korunmak icin Allah’a dua etmemis, Cibril ona gelip ne istedigini sorunca da ona soyle demis:
<< O benim halimi nasil olsa biliyor, ondan bir sey istemem gerekmez. >> (Tenzihis-Seria c: 1 s: 420)

<< Iblis ve zurriyeti size dusman oldugu halde, onlari dost mu ediniyorsunuz? >> (Kehf: 50)
Bu ayetin tefsirinde soyle bir uydurma rivayet vardir:
Rasulullah (s.a.v) iblis hakkinda soyle demis:
<< Ben şimdi; Iblisin kendi kuyrugunu kendi duburune sokup yedi yumurta cikarttigini goruyorum. Her yumurtadan kendine bir cocuk doguruyor. Birinci yumurtadan cikan; fakihlerle ilgileniyor, onlara ilmi unutturuyor ve devamli abdest aldiriyor. Ikinci yumurtadan cikan; insanlarin mescidde uyumalarini sagliyor. Ucuncu yumurtadan cikan ise; pazarlardaki insanlarla ilgileniyor...>> (Tenzihis-Seria c: 1 s: 250)

Hafiz Ibn Hacer bu rivayet hakkinda soyle dedi:
<< Bu apacik bir uydurmadir.>>
- << Suleyman (a.s) zamaninda konusan karinca kopek büyüklüğündeydi. >>

- << Bir adam varmis. Ismi Hama b. el-Heym b. Lakays b. Iblismis. Yeryuzunde ifsad edici birisiydi. Sonra tevbe etti.Bu adam Nuh, Hud,Salih,Musa,Isa ve sonra da Muhammed (s.a.v) zamaninda yasamistir. Bu adam Muhammed (a.s) oldugu halde olmemis yasamaktadir. >> (Tenzihis-Seria s: 239)

Mirac hakkinda Ibn Abbas’a nisbet eden ve sahih olmayan uydurma hadisler de vardir. Ibn Merdivih tefsirinde, Ibn Abbas’a senedle, semanin sifatlarini anlatmistir.

- << Birinci sema; dumandan, ikinci sema; demirden ucuncu sema; bakirdan, dorduncu sema; gumusten, v.s....>>

Bir de daha sapik bir baska grup Kur’andaki Adem (a.s) kissasini Ebcet (Ebcet, Hevves, Hutti, Kelimun) hesaplariyla tefsir etmislerdir.
<< Herseyin bir sebebi vardir. Ama herkes bu sebepleri bilemez. >>
Ebcet hakkinda ilginc bir olay anlatilmistir.
Ebcet Allah’a itaat etmeyip yasak olan agactan yemis.
Hutti de butun gunahlari affetmek anlamindaymis,
Kelimun ise; agactan yedi. Sonra Allah onun tevbesini kabul etti, anlamindaymis.

Ebcet hesabiyla Kur’an’i tefsir etmek buyuk bir bid’at ve sapikliktir. Hatta tarih boyunca Melek ve rasulerin bile bilemedigi ancak Allah (c.c)’in bildigi kiyametin vaktini ebcet hesabiyla tayin eden kimselerin ciktigi da gorulmustur.

Bu rivayet Ibn Cerir’in Taberi tefsirinde gecmektedir. Cok uydurma bir rivayettir. Zaten ibn Cerir Taberi bu uydurma rivayetleri insanlar ogrensin ve cekinsinler diye kitabinda zik-retmistir. Yoksa sahih oldugundan degil. Zaten ibn Cerir sakinsinlar diye sapik rivayetleri boyle onemli bir kitapta almasaydi daha iyi olurdu. Cunku cahil kimseler bunlarda hakikatten bir pay oldugunu zannedebilirler.


Suphesiz Kur’anin ayetleri bu sekilde tefsir edilerek menfaatperestler tarafindan bir gelir kaynagi olarak kullanilmistir. Sonunda Kur’an bir hayat sistemi, bir hidayet kitabi olma ozelliginden uzaklastirilip alay, oyun, insanlardan mal kazanmak ve Muslumanlarin akidesini bozmak icin kullanilan bir kitap haline getirilmiştir.
Abdurrahman Abdulhak

Alıntı

 
Moderatör tarafında düzenlendi:
M

Misafir

Guest
güzel bir konu ve içerik ..teşke her müminler hadislere bu gözle bakabilse..Bu akşam miraç kandili,hoca efendi, t.v'de resulullah adına ,milleti duygulandırmak adına atıp tutuyor.Allah ile peygamber arasında geçen konuşmları tam metninini alabilirsiniz..Fakat ,hoca efendi bunları nereden aldı bilmiyorum..Şu kelama bakın" allahım tüm peygamberlerin ümmetlerinden kaçacağı ,bir tek habib kulunun ümmetii ! ümmeti! dediği o gunde..."

resulullah s.a.s efendimiz ,şirk kokan bir övgüyle öüvülüyor.Tabii hoş şey deyil bunlar.Allahın habib demediğine habib dememizi yanlış buluyorum..Bunların çoğunun temelini yalan yanlış hadisler oluşturmaktadır..


Dare Kutni: “Abdul Muneccem ve babasinin rivayetleri kabul edilmez demistir.”

Zor duruma düşerseniz mezarda bulunanlardan yardim isteyiniz

Bu uydurma bir hadistir.

İşte sapıklığın ve saptırmanın en çirkin örneği



ismail ağa cemaati bu yalan olduğu aşikar ortada sözü ,neden kitaplarından çıkarmıyorlar,,anlamış değilim..Resulllaha yalan isnat bu kadar ucuzmu?
 

karaca

New member
Katılım
15 May 2012
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
bu yazılan hadisleri hiç duymadım, bu hadislerle amel eden de yok zaten. islami düşünceyi imanı asıl zedeleyen bozan şeyleri yazsanıza asıl. çıkıp ülkede imana ters işleri yapanları yazıp konuşsanız daha anlamlı olcak
 

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Katılım
10 Eyl 2007
Mesajlar
8,131
Tepkime puanı
5,971
Puanları
113
Konum
Daðlardan, yaylalardan
bu yazılan hadisleri hiç duymadım, bu hadislerle amel eden de yok zaten. islami düşünceyi imanı asıl zedeleyen bozan şeyleri yazsanıza asıl. çıkıp ülkede imana ters işleri yapanları yazıp konuşsanız daha anlamlı olcak


Hayır, onların yani memlekette iman/İslam nurunu kara torbalarda boğdurmaya gayretkeş hâl ve hareketlerin ardına düşülmez. Artık bütün dert ve dava, her ne yol denenirse denensin dejenere edilemeyen Ehli Sünnet kalesidir. İslam adına, yakın daireden başlarsanız, memlekette her hâl münasib... Allah'ın faiz haram emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor, Allah'ın zina haram emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor, Allah'ın içki haram emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor, Allah'ın tesettür emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor ve saire... Her müşgil hal olmuş fakat, ahh şu sünnetler yok mu ve bir de şu ehli sünnet ve bir de ehli tasavvuf ve de ehli tarikler. Bunlar olmasa her yer süt liman.
 

CENGÝZHAN

New member
Katılım
15 Ara 2011
Mesajlar
297
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Konum
Ankara
Hayır, onların yani memlekette iman/İslam nurunu kara torbalarda boğdurmaya gayretkeş hâl ve hareketlerin ardına düşülmez. Artık bütün dert ve dava, her ne yol denenirse denensin dejenere edilemeyen Ehli Sünnet kalesidir. İslam adına, yakın daireden başlarsanız, memlekette her hâl münasib... Allah'ın faiz haram emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor, Allah'ın zina haram emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor, Allah'ın içki haram emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor, Allah'ın tesettür emrine muhalif hiç bir hüküm dayatılmıyor ve saire... Her müşgil hal olmuş fakat, ahh şu sünnetler yok mu ve bir de şu ehli sünnet ve bir de ehli tasavvuf ve de ehli tarikler. Bunlar olmasa her yer süt liman.


İslama bulaştırılmış yanlış uygulamaları, islama bulaştırılmış pislikleri temizlemeyi,
İslamı peygamber zamanının saf ve temiz islamı haline getirme çabalarını,
islamı Allahın kelamı Kur'anı Kerim mihverine oturtmayı ,bir kenara bırakalım...

Allahın faiz haram hükmüne muhalif hükümler dayatmaya uğraşalım dersek....
Bu islama kötülük yapmak demektir.....
 
Üst Alt