Din ahlakindan uzak yasayan toplumlarda insanlarin büyük bir bölümü olumlu olarak degerlendikleri olaylarla mutlu olurken, olumsuz ya da ters gidiyor gibi görünen olaylarla birlikte de hüzne kapilmaktadirlar. Oysa iman eden insanlar için böyle bir sikinti asla söz konusu degildir. Çünkü Rabbimiz, Kuran'da olumsuz gibi görünse de her olayi salih kullarin hayrina yarattigini; müjdelemis onlar için hiçbir zaman hüzün ve sikinti olmayacagini haber vermistir. "Hüzne kapilma, elbette Allah bizimle beraberdir..." (Tevbe Suresi, 40)
Olaylari; hayir gözüyle degerlendirmek ve olumlu ya da olumsuz görünen tüm olaylar karsinda ayni sabir ve itidalli tavrini göstermek önemli mümin özelliklerindendir. Müminler, meydana gelen her olayin yalnlizca Allah'in kontrolünde oldugunu ve Allah'in herseyi bir hayir üzere yarattigini bildikleri için hiçbir konuda üzüntüye, karamsarliga ve ümitsizlige düsmezler. Allah'in müminlerin dualarina icabet edecegini bildikleri için, en olumsuz görünen bir olayin bile imtihan ortaminin bir parçasi oldugundan ve müminler için mutlaka hayra dönüseceginden kusku duymazlar. Bu da onlarin her olay karsisinda üstün bir ahlak sergilemelerine vesile olur.
"...Olur ki hosuunuza gitmeyen bir sey, sizin için hayirlidir ve olur ki, sevdiginiz sey de sizin için bir serdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216) ayetinde bildirilen bu gerçekler dogrultusunda müminler, baslsrina gelen her olaya hayir gözüyle bakarlar. Dolayisiyla islerinin kendi istedikleri sekilde sonuçlanmasi konusunda israrli davranmazlar. Ellerinden geleni tam yaptiktan sonra sonucunu Allah'tan bekler ve tevekkül ederler.
insanlar hayatlari boyunca pek çok olay yasar, beklemedikleri ya da ummadiklari çok durumla karsi karsiya kalirlar. Bunlar olaylari sadece görünen kismiyla degerlendiren imani zayif bir kisi için zor durumlar gibi gözükse de, Müslümanlar yasadiklarini hep hayir olarak görürler. Bundan dolayi da hiçbir zaman hüzne kapilmazlar. Örnegin bir mümin hastalik ya da ölüm haberi alabilir, önemli bir sinavda basarisiz olabilir, isinden ayrilmak zorunda kalabilir, iftiraya ugrayabilir, maddi imkanlarini kaybedebilir, en yakinlarinin zorlu hastaliklarina sahit olabilir, sakatlanabilir, çok ölümcül bir hastaliga yakalanabilir... Bütün bu örnekleri artirmak mümkündür. Bu tür örnekler din ahlakindan uzak bir yasam süren insanlara yikici üzücü ya da telafi edilemez nitelikte olaylar gibi görünebilir. Oysa müminler için hiçbir olay üzülmeyi, hüzne kapilmayi gerektirmez. Herseyi sakin, tevekküllü degerlendirir, evrendeki hiçbir olayin Allah'in izni olmadan gerçeklesmediginin bilinciyle hareket ederler.
"Ulasamadigina tevekkül, ulastigina razi,kaybettigine sabir gösteren kisi takva ehlindendir." imam Gazali (r.h.)
Kadere iman Hüzne Kapilmayi; Engeller
Müslümanlarin hüzne kapilmamalarinin;n bir diger sebebi ise kadere olan güçlü imanlaridir. insanin hayatinin her anisöyledigi her söz, düsndügüü hersey, basina gelen her olay, nerede ve ne zaman ölecegi o daha dünyaya gelmeden belirlenmistir. insan hayati süresince Allah'in kendisi için dilediklerini yasamaktadir. Müminlere büyük bir huzur ve rahatlik veren de budur; baslsrina gelen herseyi Allah'in planladigini ve herseyin mutlaka kendileri için hayi oldugunu bilirler. Bundan dolayi müminler, basna gelen her olayda hep Allah'a siginir, O'na yönelir ve O'ndan yardim dilerler. Her konuda Allah'a tevekkül edip, O'nun kendileri için yarattigi herseyden raziolduklari için, karsilastiklari hiçbir olayda korkuya ve endiseye kapilmazlar. Allah'a olan teslimiyetleri, onlari her türlü dünyevi korku ve sikintidan uzak tutar. Kuran ahlakini benimsemeyen ve bu ahlaktan uzak yasayan insanlarin ise -Allah'a tevekkül etmedikleri için- pek çok korkulari ve endiseleri vardir. Gelecek korkusu, fakirlik korkusu, ölüm korkusu bunlardan en önemlileridir. Sürekli bunlari düsünür ve tüm bunlarin yükünü üzerlerine alarak, bu korkularina çözüm getirmeye çalisirlar. Oysa bir insanin Allah'in yardimi ve rahmeti olmadan bir çikis yolu bulabilmesi imkansizdir. Allah'a samimi iman edip, O'na gönülden teslim olmak, müminleri tüm bu sikintilardan uzak tutmakta, onlari hep dinç, neseli ve umutlu kilmaktadir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), müminlerin bu ahlaklarini övmüs, ve söyle demistir:
"Mümin kisinin durumu ne kadar sasirticidirZira her isi onun için bir hayidirr. Bu durum, sadece mümine hastir, baskasina degil. Ona memnun olacagi bir sey gelse sükreder, bu ise hayidir; bir zarar gelse sabreder, bu da hayirdir." (Kütüb-i Sitte, Muhtasari Tercüme ve serhi, 2.cilt, s. 208)
Allah müminleri cennetle müjdelemis ,yaptiklari tüm salih amelleri kabul edecegini ve kavusacaklari güzelligin ve mutlulugun ise pek yakin oldugunu bildirmistir. Müminleri mutlu kilan, onlara huzur ve ferahlik veren, Allah'a karsi; duyduklari derin sevgi ve bagliliklari ve kalplerinin her an Allah ile birlikte olmasi. Bundan ötürü hiçbir olay karisinda hüzne kapilmaz, üzüntü ve korku yasamazlar. Sahabeler de Müslümanlar için bu konuda çok güzel bir örnektir:
"Mü'minler (düsman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapilmadan) dediler ki: "Bu, Allah'in ve Resûlülünün bize vadettigi seydir; Allah ve Resûlü dogru söylemistir." Ve (bu,) yalnlizca onlarin imanlari ve teslimiyetlerini artirdi (Ahzab Suresi, 22)
"Mümin kisinin durumu ne kadar sasirticidir. Zira her isi onun için bir hayir. Bu durum, sadece mümine hastir, baskasina degil. Ona memnun olacag bir sey gelse sükreder, bu ise hayirdir; bir zarar gelse sabreder, bu da hayirdir." (Kütüb-i Sitte, Muhtasari Tercüme ve serhi, 2.cilt, s. 208)
Peygamberimiz (sav)'in Örnek Ahlaki
Hüzne kapilmamak gerektigine dair Kuran'da da pek çok örnek vardir. Örnegin Peygamber Efendimiz (sav)'in Mekkeli müsriklerin zulmü nedeniyle sigindigi magarada, yanindaki arkadasina tavsiye ettigi ahlak Kuran'da söyle bildirilmistir:
"Siz ona (Peygambere) yardim etmezseniz, Allah ona yardim etmistir. Hani kafirler ikiden biri olarak onu (Mekke'den) çikarmislardi ikisi magarada olduklarinda arkadasna söyle diyordu: "Hüzne kapilma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah ona 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmisti, onu sizin görmediginiz ordularla desteklemis inkar edenlerin de kelimesini (inkar çagrilarini) alçaltmisti..." (Tevbe Suresi, 40)
Peygamberimiz (sav)'in hayati tehlikede iken korkuya ve hüzne kapilmamasinin, endise duymamasinin tek sebebi Allah'a olan güveni ve O'nun kaderde yarattigi her olayin hayir ve güzellik dolu oldugunu bilmesidir. Peygamberimiz (sav)'in bu olaydaki tavri tüm Müslümanlar açisindan önemli bir örnektir. Tevekküllü tavrinin nasil olmasi gerektigini Allah bu örnekle Müslümanlara bildirmektedir. Zira çok zor kosullarda dahi Peygamberimiz (sav) asla hüzünlenmemisdir;, hep Allah'a güvenmistir. Nitekim Allah Kuran'in birçok ayetinde hüzünlenmemeyi emretmektedir. (Nahl Suresi, 127 - Neml Suresi, 70 - Meryem Suresi, 24 - Yasin Suresi, 76)
Allah'in Kuran'da hüzünlenmeme konusunda bu sekilde açik hükümleri oldugu halde olaylar karsisinda üzülmek, hüzünlenmek, endiselenmek, umutsuzluga kapilmak imanli insanlara kesinlikle yakismayacak tavirlardir. Dahasi; bu tip tavirlar iman zaafiyetinin göstergesidir, ki bu hiçbir Müslümanin düsmek istemeyecegi bir durumdur.
rahmana yakinlik onu tanımak ve yaşamaktan geçer iman ya olur yada olmaz zerre kadar şüphe götürmez işte bu yüzden rahmanın sıfatlarını çok iyi bilmek anlamak ve o ahlakta yaşamak haytın ve yaşamın anlamını teşkil eder...
Olaylari; hayir gözüyle degerlendirmek ve olumlu ya da olumsuz görünen tüm olaylar karsinda ayni sabir ve itidalli tavrini göstermek önemli mümin özelliklerindendir. Müminler, meydana gelen her olayin yalnlizca Allah'in kontrolünde oldugunu ve Allah'in herseyi bir hayir üzere yarattigini bildikleri için hiçbir konuda üzüntüye, karamsarliga ve ümitsizlige düsmezler. Allah'in müminlerin dualarina icabet edecegini bildikleri için, en olumsuz görünen bir olayin bile imtihan ortaminin bir parçasi oldugundan ve müminler için mutlaka hayra dönüseceginden kusku duymazlar. Bu da onlarin her olay karsisinda üstün bir ahlak sergilemelerine vesile olur.
"...Olur ki hosuunuza gitmeyen bir sey, sizin için hayirlidir ve olur ki, sevdiginiz sey de sizin için bir serdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz." (Bakara Suresi, 216) ayetinde bildirilen bu gerçekler dogrultusunda müminler, baslsrina gelen her olaya hayir gözüyle bakarlar. Dolayisiyla islerinin kendi istedikleri sekilde sonuçlanmasi konusunda israrli davranmazlar. Ellerinden geleni tam yaptiktan sonra sonucunu Allah'tan bekler ve tevekkül ederler.
insanlar hayatlari boyunca pek çok olay yasar, beklemedikleri ya da ummadiklari çok durumla karsi karsiya kalirlar. Bunlar olaylari sadece görünen kismiyla degerlendiren imani zayif bir kisi için zor durumlar gibi gözükse de, Müslümanlar yasadiklarini hep hayir olarak görürler. Bundan dolayi da hiçbir zaman hüzne kapilmazlar. Örnegin bir mümin hastalik ya da ölüm haberi alabilir, önemli bir sinavda basarisiz olabilir, isinden ayrilmak zorunda kalabilir, iftiraya ugrayabilir, maddi imkanlarini kaybedebilir, en yakinlarinin zorlu hastaliklarina sahit olabilir, sakatlanabilir, çok ölümcül bir hastaliga yakalanabilir... Bütün bu örnekleri artirmak mümkündür. Bu tür örnekler din ahlakindan uzak bir yasam süren insanlara yikici üzücü ya da telafi edilemez nitelikte olaylar gibi görünebilir. Oysa müminler için hiçbir olay üzülmeyi, hüzne kapilmayi gerektirmez. Herseyi sakin, tevekküllü degerlendirir, evrendeki hiçbir olayin Allah'in izni olmadan gerçeklesmediginin bilinciyle hareket ederler.
"Ulasamadigina tevekkül, ulastigina razi,kaybettigine sabir gösteren kisi takva ehlindendir." imam Gazali (r.h.)
Kadere iman Hüzne Kapilmayi; Engeller
Müslümanlarin hüzne kapilmamalarinin;n bir diger sebebi ise kadere olan güçlü imanlaridir. insanin hayatinin her anisöyledigi her söz, düsndügüü hersey, basina gelen her olay, nerede ve ne zaman ölecegi o daha dünyaya gelmeden belirlenmistir. insan hayati süresince Allah'in kendisi için dilediklerini yasamaktadir. Müminlere büyük bir huzur ve rahatlik veren de budur; baslsrina gelen herseyi Allah'in planladigini ve herseyin mutlaka kendileri için hayi oldugunu bilirler. Bundan dolayi müminler, basna gelen her olayda hep Allah'a siginir, O'na yönelir ve O'ndan yardim dilerler. Her konuda Allah'a tevekkül edip, O'nun kendileri için yarattigi herseyden raziolduklari için, karsilastiklari hiçbir olayda korkuya ve endiseye kapilmazlar. Allah'a olan teslimiyetleri, onlari her türlü dünyevi korku ve sikintidan uzak tutar. Kuran ahlakini benimsemeyen ve bu ahlaktan uzak yasayan insanlarin ise -Allah'a tevekkül etmedikleri için- pek çok korkulari ve endiseleri vardir. Gelecek korkusu, fakirlik korkusu, ölüm korkusu bunlardan en önemlileridir. Sürekli bunlari düsünür ve tüm bunlarin yükünü üzerlerine alarak, bu korkularina çözüm getirmeye çalisirlar. Oysa bir insanin Allah'in yardimi ve rahmeti olmadan bir çikis yolu bulabilmesi imkansizdir. Allah'a samimi iman edip, O'na gönülden teslim olmak, müminleri tüm bu sikintilardan uzak tutmakta, onlari hep dinç, neseli ve umutlu kilmaktadir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav), müminlerin bu ahlaklarini övmüs, ve söyle demistir:
"Mümin kisinin durumu ne kadar sasirticidirZira her isi onun için bir hayidirr. Bu durum, sadece mümine hastir, baskasina degil. Ona memnun olacagi bir sey gelse sükreder, bu ise hayidir; bir zarar gelse sabreder, bu da hayirdir." (Kütüb-i Sitte, Muhtasari Tercüme ve serhi, 2.cilt, s. 208)
Allah müminleri cennetle müjdelemis ,yaptiklari tüm salih amelleri kabul edecegini ve kavusacaklari güzelligin ve mutlulugun ise pek yakin oldugunu bildirmistir. Müminleri mutlu kilan, onlara huzur ve ferahlik veren, Allah'a karsi; duyduklari derin sevgi ve bagliliklari ve kalplerinin her an Allah ile birlikte olmasi. Bundan ötürü hiçbir olay karisinda hüzne kapilmaz, üzüntü ve korku yasamazlar. Sahabeler de Müslümanlar için bu konuda çok güzel bir örnektir:
"Mü'minler (düsman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapilmadan) dediler ki: "Bu, Allah'in ve Resûlülünün bize vadettigi seydir; Allah ve Resûlü dogru söylemistir." Ve (bu,) yalnlizca onlarin imanlari ve teslimiyetlerini artirdi (Ahzab Suresi, 22)
"Mümin kisinin durumu ne kadar sasirticidir. Zira her isi onun için bir hayir. Bu durum, sadece mümine hastir, baskasina degil. Ona memnun olacag bir sey gelse sükreder, bu ise hayirdir; bir zarar gelse sabreder, bu da hayirdir." (Kütüb-i Sitte, Muhtasari Tercüme ve serhi, 2.cilt, s. 208)
Peygamberimiz (sav)'in Örnek Ahlaki
Hüzne kapilmamak gerektigine dair Kuran'da da pek çok örnek vardir. Örnegin Peygamber Efendimiz (sav)'in Mekkeli müsriklerin zulmü nedeniyle sigindigi magarada, yanindaki arkadasina tavsiye ettigi ahlak Kuran'da söyle bildirilmistir:
"Siz ona (Peygambere) yardim etmezseniz, Allah ona yardim etmistir. Hani kafirler ikiden biri olarak onu (Mekke'den) çikarmislardi ikisi magarada olduklarinda arkadasna söyle diyordu: "Hüzne kapilma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah ona 'huzur ve güvenlik duygusunu' indirmisti, onu sizin görmediginiz ordularla desteklemis inkar edenlerin de kelimesini (inkar çagrilarini) alçaltmisti..." (Tevbe Suresi, 40)
Peygamberimiz (sav)'in hayati tehlikede iken korkuya ve hüzne kapilmamasinin, endise duymamasinin tek sebebi Allah'a olan güveni ve O'nun kaderde yarattigi her olayin hayir ve güzellik dolu oldugunu bilmesidir. Peygamberimiz (sav)'in bu olaydaki tavri tüm Müslümanlar açisindan önemli bir örnektir. Tevekküllü tavrinin nasil olmasi gerektigini Allah bu örnekle Müslümanlara bildirmektedir. Zira çok zor kosullarda dahi Peygamberimiz (sav) asla hüzünlenmemisdir;, hep Allah'a güvenmistir. Nitekim Allah Kuran'in birçok ayetinde hüzünlenmemeyi emretmektedir. (Nahl Suresi, 127 - Neml Suresi, 70 - Meryem Suresi, 24 - Yasin Suresi, 76)
Allah'in Kuran'da hüzünlenmeme konusunda bu sekilde açik hükümleri oldugu halde olaylar karsisinda üzülmek, hüzünlenmek, endiselenmek, umutsuzluga kapilmak imanli insanlara kesinlikle yakismayacak tavirlardir. Dahasi; bu tip tavirlar iman zaafiyetinin göstergesidir, ki bu hiçbir Müslümanin düsmek istemeyecegi bir durumdur.
rahmana yakinlik onu tanımak ve yaşamaktan geçer iman ya olur yada olmaz zerre kadar şüphe götürmez işte bu yüzden rahmanın sıfatlarını çok iyi bilmek anlamak ve o ahlakta yaşamak haytın ve yaşamın anlamını teşkil eder...