Hikaye edilir ki:
Medinelilerden bir gurup, imamın arkasında cemaatle namaz kılarken Kur'an okuma hususunda münazara etmek ve onu susturup kötülemek için Ebu Hanife'nin yanına geldiler.
Ebu Hanife de: "Hepinizle birden münazara etmem mümkün değil. Onun için, bunu en iyi bileninize bırakın" dedi.
Bunun üzerine onlar, içlerinden birisine işaret ettiler.
Ebu Hanife "İçinizde en iyi bilen bu mudur?" dedi,
Onlar "Evet" diye cevab verdiler.
Ebu Hanife: "Bununla münazara etmek, sizin hepinizle münazara etmek sayılır mı?" dedi.
Onlar da "Evet" dediler.
Yine Ebu Hanife, devamla: "Onu susturmak, sizin hepinizi susturmak sayılır mı?" dedi.
Onlar: "Evet" dediler.
Sonra Ebu Hanife : "Onunla münazara eder ve delilimle onu susturursam, sizi delille susturmuş olur muyum?" dedi.
Onlar yine: "Evet" dediler.
Ebu Hanife: "Niçin böyle olur?" dedi.
Onlar: "Çünkü biz ona imam olarak razı olduk. Dolayısıyla onun sözü bizim sözümüz olmuş olur" dediler.
Ebu Hanife şöyle buyurdu: "Biz namazımızda imamı seçtiğimiz zaman, onun kıraati bizim için de kıraat olur. Onun kıraati, bizim okumamızın yerine de geçer." Böylece onlar Ebu Hanife (rh.)'nin kendilerini susturduğunu kabul ettiler.
Medinelilerden bir gurup, imamın arkasında cemaatle namaz kılarken Kur'an okuma hususunda münazara etmek ve onu susturup kötülemek için Ebu Hanife'nin yanına geldiler.
Ebu Hanife de: "Hepinizle birden münazara etmem mümkün değil. Onun için, bunu en iyi bileninize bırakın" dedi.
Bunun üzerine onlar, içlerinden birisine işaret ettiler.
Ebu Hanife "İçinizde en iyi bilen bu mudur?" dedi,
Onlar "Evet" diye cevab verdiler.
Ebu Hanife: "Bununla münazara etmek, sizin hepinizle münazara etmek sayılır mı?" dedi.
Onlar da "Evet" dediler.
Yine Ebu Hanife, devamla: "Onu susturmak, sizin hepinizi susturmak sayılır mı?" dedi.
Onlar: "Evet" dediler.
Sonra Ebu Hanife : "Onunla münazara eder ve delilimle onu susturursam, sizi delille susturmuş olur muyum?" dedi.
Onlar yine: "Evet" dediler.
Ebu Hanife: "Niçin böyle olur?" dedi.
Onlar: "Çünkü biz ona imam olarak razı olduk. Dolayısıyla onun sözü bizim sözümüz olmuş olur" dediler.
Ebu Hanife şöyle buyurdu: "Biz namazımızda imamı seçtiğimiz zaman, onun kıraati bizim için de kıraat olur. Onun kıraati, bizim okumamızın yerine de geçer." Böylece onlar Ebu Hanife (rh.)'nin kendilerini susturduğunu kabul ettiler.