tevhid davetcisi
New member
- Katılım
- 19 Şub 2007
- Mesajlar
- 101
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 57
İLLEDE ŞEYH ILLEDE ARACI DİYENLERE3
Allah’a ibadet edin, ona hiçbir şeyi ortak koşmayın!" 1
"Sadece sana kulluk eder, sadece senden yardım dileriz." 2
"Oysa kendilerine, dini yalnız Allah’a özgü kılarak, Allah’ı birleyenler olarak ona kulluk etmeleri emredilmişti. (...)" 3
Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi bazı ayetlerde de ibadet ve yardım dilemek bir arada zikredilmiştir:
"Ona kulluk et ve ona dayan!" 4
"Ve ölmeyen diriye dayan, onu överek tesbih et!" 5
"Yalnız ona tevekkül eder ve yalnız ona yönelirim." 6
Aynı şekilde tevekkül de yalnızca Allah’a yapılır. Nitekim, Allah Tealâ şöyle buyurmaktadır:
"Tevekkül edenler de yalnızca ona tevekkül etsinler." 7
"De ki: 'O hâlde Allah’tan başka çağırdıklarınızı gördünüz mü, şimdi Allah bana bir zarar vermek isterse, onun vereceği zararı onlar mı giderecekler? Bana bir rahmet dilerse, onun rahmetini onlar durdurabilirler mi?' De ki: 'Allah bana yeter. Tevekkül edenler de yalnız ona tevekkül etsinler.'" 8
Dua, ister ibadet duası, ister ihtiyaç ve yardım dileme duası olsun sadece Allah’a yapılır. Nitekim, Allah Tealâ şöyle buyurmaktadır:
"Mescitler, kuşkusuz Allah’ındır. Allah ile beraber bir başkasına dua etmeyin! (...) De ki: 'Ben ancak Rabbime yalvarırım ve hiç kimseyi ona ortak koşmam.'" 9
"Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma! Ondan başka ilâh yoktur. (...)" 10
"(Cennetlerde nimet içinde olanlar derler ki: ) Biz bundan önce yalnız ona yalvarırdık. Çünkü, iyilik eden, rahîm olan odur o!" 11
"(Rahman’ın kulları) Allah ile beraber başka (sahte) ilaha yalvarmazlar. (...)" 12
"Allah, adaletle hükmeder. Ondan başka çağırdıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Çünkü işiten, gören yalnız Allah’tır." 13
"Allah’tan başkasına; sana ne fayda ne de zarar verebilecek olan şeylere yalvarma! Böyle yaptığın takdirde sen, muhakkak zalimlerden olursun." 14
"Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma; yoksa azap edilenlerden olursun!" 15
"Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca ona (olan)dır. Ondan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. (Onların durumu) ağzına gelmesi için suya avuç açan kimse gibidir ki, su, ona asla gelmez. İşte kâfirlerin duası, böyle boşunadır." 16
"De ki: 'Allah’tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, onlar yerden neyi yarattılar? Yoksa gökler(in yaratılışın)da onların bir ortaklığı mı var? Eğer doğru iseniz bundan önce (inmiş olan) bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı getirin!' Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar, bunların yaptıklarından habersizdirler." 17
"Ey insanlar, size bir misal verildi, onu dinleyin: O Allah’tan başka yalvardıklarınız (var ya), onların hepsi bir araya toplansalar, bir sinek dahi yaratamazlar. (...)" 18
"(İbrahim, babasına ve kavmine) 'Peki, dedi; siz dua ettiğiniz zaman onlar işitiyorlar mı? Yahut size fayda veya zarar verebiliyorlar mı?' 'Hayır, ama babalarımızın böyle yaptıklarını gördük (onun için biz de böyle yapıyoruz).' dediler. 'Şimdi gördünüz mü neye tapıyorsunuz?' dedi. 'Siz ve eski atalarınız? Onlar benim düşmanımdır. Yalnız âlemlerin Rabbi (benim dostumdur). Beni yaratan ve bana yol gösteren odur. Beni yediren ve içiren odur. Hastalandığım zaman bana şifa veren odur. Beni öldürecek, sonra diriltecek odur. Ceza günü hatamı bağışlayacağını umduğum da odur.'" 19
"Sizi karada ve denizde yürüten odur. Gemide olduğunuz zaman(ı düşünün): Gemiler, içinde bulunanları hoş bir rüzgâr alıp götürdüğü ve (yolcular) bununla sevindikleri sırada, birden gemiye, şiddetli bir kasırga gelip de, her yerden gelen dalgalar onları sardığı ve artık kendilerinin tamamen kuşatıldıklarını (bir daha kurtulamayacaklarını) sandıkları zaman, dini, yalnız Allah’a halis kılarak ona şöyle yalvarmaya başlarlar: 'Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, muhakkak şükredenlerden olacağız.' Ama, (Allah) onları kurtarınca hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. (...)" 20
"Kullarım sana benden sorarlarsa, şüphesiz onlara yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman, onun duasına karşılık veririm. (...)" 21
"Hiçbir şey yaratmayan, kendileri yaratılan şeyleri (Allah’a) ortak mı koşuyorlar? Oysa onlar, ne onlara ne kendilerine yardım edebilirler. (...) Allah’tan başka yalvardıklarınız da sizler gibi kullardır. (Eğer iddianızda) doğru iseniz, çağırın onları da size cevap versinler." 22
"De ki: 'Düşündünüz mü kendinizi hiç? Size Allah’ın azabı ya da (kıyamet) saati gelse, Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (sözlü) iseniz söyleyin?' Hayır, yalnız ona yalvarırsınız; o da dilerse (kaldırmasını) istediğiniz belâyı kaldırır ve o zaman ortak koştuklarınızı unutursunuz." 23
"Allah’tan başka yalvardıkları, hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar. Onlar ölüdürler, diri değil. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler." 24
"Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden) kaldırıyor (...)? Allah ile beraber başka bir ilah mı var? Ne de az düşünüyorsunuz." 25
"Denizde size bir sıkıntı (boğulma korkusu) dokunduğu zaman, ondan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur. (Artık o zaman, Allah’tan başka kimseden yardım istemezsiniz. Çünkü, ondan başka sizi kurtaracak yoktur.) Fakat, (o) sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yine yüz çevirirsiniz. İnsan gerçekten nankördür." 26
"Allah’a yalan uyduran ya da onun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onlara kitaptan nasipleri erişir; nihayet elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken: 'Hani Allah’tan başka yalvardıklarınız nerede?' dediklerinde: 'Bizden sapıp, kayboldular.' dediler ve kendi aleyhlerinde, kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler." 27
Yüce Allah; meleklere, peygamberlere ve başkalarına dua edenleri de kınayarak şöyle buyurmaktadır:
"De ki: 'Ondan başka (ilah) sandığınız şeylere yalvarın, onlar sizden ne sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de (onu) başka bir tarafa çevirebilirler.' O yalvardıkları da onların (Allah’a) en yakın olan(lar)ı da Rablerine yaklaşmak için vesile ararlar; onun merhametini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü, Rabbinin azabı korkunçtur." 28
______________________________
1- Nisâ, 4/36.
2- Fâtiha, 1/5.
3- Beyyine, 98/5.
4- Hûd, 11/123.
5- Furkān, 25/58.
6- Hûd, 11/88.
7- Yûsuf, 12/67.
8- Zümer, 39/38.
9- Cinn, 18-20.
10- Kasas, 28/88.
11- Tūr, 52/28.
12- Furkān, 25/68.
13- Mu'min, 40/20.
14- Yûnus, 10/106.
15- Şuarâ, 26/213
16- Ra’d, 13/14.
17- Ahkāf, 46/4-5.
18- Hacc, 22/73.
19- Şuarâ, 26/72-82.
20- Yûnus, 10/22-23.
21- Bakara, 2/186.
22- A’râf, 7/191-194.
23- En'âm, 6/40-41.
24- Nahl, 16/20-21.
25- Neml, 27/62.
26- İsrâ, 17/67.
27- A’râf, 7/37.
28- İsrâ, 17/56-57 .
Allah’a ibadet edin, ona hiçbir şeyi ortak koşmayın!" 1
"Sadece sana kulluk eder, sadece senden yardım dileriz." 2
"Oysa kendilerine, dini yalnız Allah’a özgü kılarak, Allah’ı birleyenler olarak ona kulluk etmeleri emredilmişti. (...)" 3
Aşağıdaki örneklerde olduğu gibi bazı ayetlerde de ibadet ve yardım dilemek bir arada zikredilmiştir:
"Ona kulluk et ve ona dayan!" 4
"Ve ölmeyen diriye dayan, onu överek tesbih et!" 5
"Yalnız ona tevekkül eder ve yalnız ona yönelirim." 6
Aynı şekilde tevekkül de yalnızca Allah’a yapılır. Nitekim, Allah Tealâ şöyle buyurmaktadır:
"Tevekkül edenler de yalnızca ona tevekkül etsinler." 7
"De ki: 'O hâlde Allah’tan başka çağırdıklarınızı gördünüz mü, şimdi Allah bana bir zarar vermek isterse, onun vereceği zararı onlar mı giderecekler? Bana bir rahmet dilerse, onun rahmetini onlar durdurabilirler mi?' De ki: 'Allah bana yeter. Tevekkül edenler de yalnız ona tevekkül etsinler.'" 8
Dua, ister ibadet duası, ister ihtiyaç ve yardım dileme duası olsun sadece Allah’a yapılır. Nitekim, Allah Tealâ şöyle buyurmaktadır:
"Mescitler, kuşkusuz Allah’ındır. Allah ile beraber bir başkasına dua etmeyin! (...) De ki: 'Ben ancak Rabbime yalvarırım ve hiç kimseyi ona ortak koşmam.'" 9
"Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma! Ondan başka ilâh yoktur. (...)" 10
"(Cennetlerde nimet içinde olanlar derler ki: ) Biz bundan önce yalnız ona yalvarırdık. Çünkü, iyilik eden, rahîm olan odur o!" 11
"(Rahman’ın kulları) Allah ile beraber başka (sahte) ilaha yalvarmazlar. (...)" 12
"Allah, adaletle hükmeder. Ondan başka çağırdıkları ise, hiçbir şeye hükmedemezler. Çünkü işiten, gören yalnız Allah’tır." 13
"Allah’tan başkasına; sana ne fayda ne de zarar verebilecek olan şeylere yalvarma! Böyle yaptığın takdirde sen, muhakkak zalimlerden olursun." 14
"Allah ile beraber başka bir ilâha yalvarma; yoksa azap edilenlerden olursun!" 15
"Hak olan çağrı (dua, ibadet) yalnızca ona (olan)dır. Ondan başka çağırdıkları ise, onlara hiçbir şekilde cevap veremezler. (Onların durumu) ağzına gelmesi için suya avuç açan kimse gibidir ki, su, ona asla gelmez. İşte kâfirlerin duası, böyle boşunadır." 16
"De ki: 'Allah’tan başka yalvardıklarınızı gördünüz mü? Bana gösterin, onlar yerden neyi yarattılar? Yoksa gökler(in yaratılışın)da onların bir ortaklığı mı var? Eğer doğru iseniz bundan önce (inmiş olan) bir kitap yahut bir bilgi kalıntısı getirin!' Allah’ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar, bunların yaptıklarından habersizdirler." 17
"Ey insanlar, size bir misal verildi, onu dinleyin: O Allah’tan başka yalvardıklarınız (var ya), onların hepsi bir araya toplansalar, bir sinek dahi yaratamazlar. (...)" 18
"(İbrahim, babasına ve kavmine) 'Peki, dedi; siz dua ettiğiniz zaman onlar işitiyorlar mı? Yahut size fayda veya zarar verebiliyorlar mı?' 'Hayır, ama babalarımızın böyle yaptıklarını gördük (onun için biz de böyle yapıyoruz).' dediler. 'Şimdi gördünüz mü neye tapıyorsunuz?' dedi. 'Siz ve eski atalarınız? Onlar benim düşmanımdır. Yalnız âlemlerin Rabbi (benim dostumdur). Beni yaratan ve bana yol gösteren odur. Beni yediren ve içiren odur. Hastalandığım zaman bana şifa veren odur. Beni öldürecek, sonra diriltecek odur. Ceza günü hatamı bağışlayacağını umduğum da odur.'" 19
"Sizi karada ve denizde yürüten odur. Gemide olduğunuz zaman(ı düşünün): Gemiler, içinde bulunanları hoş bir rüzgâr alıp götürdüğü ve (yolcular) bununla sevindikleri sırada, birden gemiye, şiddetli bir kasırga gelip de, her yerden gelen dalgalar onları sardığı ve artık kendilerinin tamamen kuşatıldıklarını (bir daha kurtulamayacaklarını) sandıkları zaman, dini, yalnız Allah’a halis kılarak ona şöyle yalvarmaya başlarlar: 'Andolsun, eğer bizi bundan kurtarırsan, muhakkak şükredenlerden olacağız.' Ama, (Allah) onları kurtarınca hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlık yaparlar. (...)" 20
"Kullarım sana benden sorarlarsa, şüphesiz onlara yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman, onun duasına karşılık veririm. (...)" 21
"Hiçbir şey yaratmayan, kendileri yaratılan şeyleri (Allah’a) ortak mı koşuyorlar? Oysa onlar, ne onlara ne kendilerine yardım edebilirler. (...) Allah’tan başka yalvardıklarınız da sizler gibi kullardır. (Eğer iddianızda) doğru iseniz, çağırın onları da size cevap versinler." 22
"De ki: 'Düşündünüz mü kendinizi hiç? Size Allah’ın azabı ya da (kıyamet) saati gelse, Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (sözlü) iseniz söyleyin?' Hayır, yalnız ona yalvarırsınız; o da dilerse (kaldırmasını) istediğiniz belâyı kaldırır ve o zaman ortak koştuklarınızı unutursunuz." 23
"Allah’tan başka yalvardıkları, hiçbir şey yaratamazlar, zaten kendileri yaratılmaktadırlar. Onlar ölüdürler, diri değil. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler." 24
"Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden) kaldırıyor (...)? Allah ile beraber başka bir ilah mı var? Ne de az düşünüyorsunuz." 25
"Denizde size bir sıkıntı (boğulma korkusu) dokunduğu zaman, ondan başka bütün yalvardıklarınız kaybolur. (Artık o zaman, Allah’tan başka kimseden yardım istemezsiniz. Çünkü, ondan başka sizi kurtaracak yoktur.) Fakat, (o) sizi kurtarıp karaya çıkarınca, yine yüz çevirirsiniz. İnsan gerçekten nankördür." 26
"Allah’a yalan uyduran ya da onun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Onlara kitaptan nasipleri erişir; nihayet elçilerimiz (melekler) gelip canlarını alırken: 'Hani Allah’tan başka yalvardıklarınız nerede?' dediklerinde: 'Bizden sapıp, kayboldular.' dediler ve kendi aleyhlerinde, kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler." 27
Yüce Allah; meleklere, peygamberlere ve başkalarına dua edenleri de kınayarak şöyle buyurmaktadır:
"De ki: 'Ondan başka (ilah) sandığınız şeylere yalvarın, onlar sizden ne sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de (onu) başka bir tarafa çevirebilirler.' O yalvardıkları da onların (Allah’a) en yakın olan(lar)ı da Rablerine yaklaşmak için vesile ararlar; onun merhametini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü, Rabbinin azabı korkunçtur." 28
______________________________
1- Nisâ, 4/36.
2- Fâtiha, 1/5.
3- Beyyine, 98/5.
4- Hûd, 11/123.
5- Furkān, 25/58.
6- Hûd, 11/88.
7- Yûsuf, 12/67.
8- Zümer, 39/38.
9- Cinn, 18-20.
10- Kasas, 28/88.
11- Tūr, 52/28.
12- Furkān, 25/68.
13- Mu'min, 40/20.
14- Yûnus, 10/106.
15- Şuarâ, 26/213
16- Ra’d, 13/14.
17- Ahkāf, 46/4-5.
18- Hacc, 22/73.
19- Şuarâ, 26/72-82.
20- Yûnus, 10/22-23.
21- Bakara, 2/186.
22- A’râf, 7/191-194.
23- En'âm, 6/40-41.
24- Nahl, 16/20-21.
25- Neml, 27/62.
26- İsrâ, 17/67.
27- A’râf, 7/37.
28- İsrâ, 17/56-57 .