muhammedemin
New member
HZ.YUNUS (A.S)’IN MÜNACATINDAN HİSSE
Cüneyd MAHAN
Adem (A.S) ‘dan son peygamber Hz.Muhammed (A.S) ‘a kadar yüzyirmidörtbin enbiyanın geldiği şu dünyamızda, nice hadiseler cereyan etmiş.
Her bir enbiyanın yaşadığı hadiseler bizim için birer nümune-i imtisaldir.
Bizler siyer-i enbiyayı okurken ibret alacak şekilde okumalı, ders çıkararak hayatımızda tatbik etmeliyiz.
İşte bunlardan biriside Yunus (A.S) dır.
Yunus (A.S) ‘ı büyük bir balığın karnından, dehşetli dalgalardan, ucu bucağı belli olmayan karanlıktan kurtulmasına vesile olan şu azim münacata bir göz atalım.
Üç dehşetli düşman ona saldırdıkları vakit (balık, deniz, karanlık), Yunus (A.S) anlıyor ki; beni bu saldırgan mütecaviz kuvvetlerin elinden kurtaracak, yalnız ve yalnız bir zat olabilir ki, her şeyi tasarrufunda tutan, hükmü her şeye bir anda geçebilen bir zat.
Zaten anlamış ki; bütün dünya insanları onun hizmetçisi olsalar, ona necat veremezler.Çünkü ona saldıran bu mütecaviz kuvvetlerin üçüne bir anda tasarruf etmek, insan gücü ve teknolojisin fevkinde bir iş.
Bu idrakle, Yunus (A.S), balığın karnında “ Allah’ım senden başka ilah yoktur” yani; bana ancak sen necat verebilirsin, “ sen bütün noksanlıklardan münezzehsin” yani; senin her şeye gücün yeter “muhakkak ki ben zalimlerden oldum” yani; ben bir kusur ettim, hata ettim, acizim, zayıfım beni affet deyip, ehadiyyet sırrına ererek azim münacatını kurtuluşuna vesile yapıyor. Ve cenab-ı hakda onu sahil-i selamete çıkarıyor.
Bizlerde fıtrat gereği, hata yapmaya müsaitiz. Geçmişde, bugün ve yarında belki hatalar yapıcaz. Kimbilir.
Ve yapmış olduğumuz hatalardan dolayı bir çok musibetle karşı karşıya kalmışız. Kimimiz halan o hataların bedelini dünyada dahi ödemekte, kendi imkanları zayıf olduğundan başındaki bela ve musibeti defedememektedir.
Bu durumda, hatalarda ısrar etmek yerine, hatamızı anlayıp, tevbe edip, içinde bulunduğumuz bela ve sıkıntıyı, hata ve günahlar içinde ölürsek ahiret menzillerinde göreceğimiz nice sayısız azapları yok edecek sadece ve sadece Allah (cc) olduğunu düşünerek, yunus vari münacatımızı yapıp, hem bu dünyada, hemde ahiret menzillerindeki necatımız için Allah’ın (cc) ipine sımsıkı sarılmalıyız.
Ve her zaman acz ve fakrımızı kendimize şefaatçi yapmalıyız.
Cüneyd MAHAN
Adem (A.S) ‘dan son peygamber Hz.Muhammed (A.S) ‘a kadar yüzyirmidörtbin enbiyanın geldiği şu dünyamızda, nice hadiseler cereyan etmiş.
Her bir enbiyanın yaşadığı hadiseler bizim için birer nümune-i imtisaldir.
Bizler siyer-i enbiyayı okurken ibret alacak şekilde okumalı, ders çıkararak hayatımızda tatbik etmeliyiz.
İşte bunlardan biriside Yunus (A.S) dır.
Yunus (A.S) ‘ı büyük bir balığın karnından, dehşetli dalgalardan, ucu bucağı belli olmayan karanlıktan kurtulmasına vesile olan şu azim münacata bir göz atalım.
Üç dehşetli düşman ona saldırdıkları vakit (balık, deniz, karanlık), Yunus (A.S) anlıyor ki; beni bu saldırgan mütecaviz kuvvetlerin elinden kurtaracak, yalnız ve yalnız bir zat olabilir ki, her şeyi tasarrufunda tutan, hükmü her şeye bir anda geçebilen bir zat.
Zaten anlamış ki; bütün dünya insanları onun hizmetçisi olsalar, ona necat veremezler.Çünkü ona saldıran bu mütecaviz kuvvetlerin üçüne bir anda tasarruf etmek, insan gücü ve teknolojisin fevkinde bir iş.
Bu idrakle, Yunus (A.S), balığın karnında “ Allah’ım senden başka ilah yoktur” yani; bana ancak sen necat verebilirsin, “ sen bütün noksanlıklardan münezzehsin” yani; senin her şeye gücün yeter “muhakkak ki ben zalimlerden oldum” yani; ben bir kusur ettim, hata ettim, acizim, zayıfım beni affet deyip, ehadiyyet sırrına ererek azim münacatını kurtuluşuna vesile yapıyor. Ve cenab-ı hakda onu sahil-i selamete çıkarıyor.
Bizlerde fıtrat gereği, hata yapmaya müsaitiz. Geçmişde, bugün ve yarında belki hatalar yapıcaz. Kimbilir.
Ve yapmış olduğumuz hatalardan dolayı bir çok musibetle karşı karşıya kalmışız. Kimimiz halan o hataların bedelini dünyada dahi ödemekte, kendi imkanları zayıf olduğundan başındaki bela ve musibeti defedememektedir.
Bu durumda, hatalarda ısrar etmek yerine, hatamızı anlayıp, tevbe edip, içinde bulunduğumuz bela ve sıkıntıyı, hata ve günahlar içinde ölürsek ahiret menzillerinde göreceğimiz nice sayısız azapları yok edecek sadece ve sadece Allah (cc) olduğunu düşünerek, yunus vari münacatımızı yapıp, hem bu dünyada, hemde ahiret menzillerindeki necatımız için Allah’ın (cc) ipine sımsıkı sarılmalıyız.
Ve her zaman acz ve fakrımızı kendimize şefaatçi yapmalıyız.